Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

ankara ulus hallaç mahmut hacı bayram velinin hocası (1 Kullanıcı)

ramazand

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 May 2011
Mesajlar
1
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
ANKARA'NIN MANEVİ KUTBU HALLAÇ MAHMUD
Ünlü seyyah Evliya Çelebi'nin Seyahatname'sine konu olan ve Hacı Bayram-ı Veli'nin hocası olan Erdede Sultan (Hallaç Mahmud), Ulus Susam Sokak'ta bulunan ebedi istirahgahında ziyaretçilerini bekliyor. Ankara'nın manevi şahsiyetlerinden olan Erdede Sultan'ın eski hal yakınlarındaki Hallaç Mahmud Camii'nin güneyinde yer alan kabrinin önünden gelip geçen çok olmasına rağmen, durup bir dua eden ise bulunmuyor. Birçok kişi Hacı Bayram-ı Veli'nin hocası olduğunu bilmezken, Hacı Bayram'ı ziyaret edenler de buraya uğramadan geçiyor.
Evliya Çelebi Seyahatname'sinde Erdede Sultan için, "Duası kabul olunan, keramet nurlarının kaynağı, gizli yollara mazhar olan, hakiki sırların keşfedicisi, sağlam mü'min Şeyh Hazreti Er Sultan; mübarek isimleri Mahmud'dur. Bu zat, Ankara'da doğmuştur. Şehy Hamid Hazretlerinin şeyhlerindendir. Nice keşif ve kerametleri görülmüştür. Allah'a hamd olsun, ziyareti bana da nasib oldu. Rüyamıza girerek dünyada iken irşadlarından faydalandırdılar. Engürü (Ankara) içinde, Ağaçpazarı'nda küçük bir kubbede yatarlar. Türbesi herkes tarafından ziyaret edilir." diyor.
Evliya Çelebi, 1560 yılında Ankara'ya geldiğinde bir gece rüyasında Er Sultan'ı görür. Rüyada Er Sultan, Evliya Çelebi'ye talebesi Hacı Bayram'ı ziyaret etmesine karşın niçin kendisine gelmediğini sorar. bu rüya üzerine Evliya Çelebi, türbeyi ziyaret eder. Bu olay Seyahatname'de şöyle anlatılır: "Ben riyasız Evliya, Engürü'ye girdiğimiz gün doğruca Hacı Bayram-ı Veli'nin nurlu türbesine varıp ziyaret ile şereflendikten sonra bir hatm-i şerife başladım. Konağımıza gelip akşamdan sonra ibadetimizi yapara dua ve istihare ile uykuya daldım. Rüyamda gördüm ki, orta boylu, sarı sakallı, bal rengi sof hırka giymiş, başındaki külah üzerine on iki dolama Muhammedi sarık sarmış bir zat gelip, bana şöyle hitap etti: "Bak oğlum! Layık mıdır ki, benim talebem olan Bayram-ı Veli'ye giderek beni basıp geçersin? Onu ziyaret edip bir ham-ı şerife başlıyorsun da bana bir Fatiha niçin okumuyorsun?" Ben hayret içinde, "Sultanım! Cenab-ı şerifiniz kimdir? Ben sizi bilmem, nerede oturuyorsunuz?" dedim. Cevabında "Sen uyanık iken Güreşçiler Tekkesi'nde ve Sultan Dördüncü Murad huzurunda pehlivanlara duacılık ederken, "Engürü'de Er Sultan yatar, Rum'da 'Sarı Saltık' demez mi idin? İşte Engürü'deki Er Sultan benim. Kalealtı yakınında, Odunpazarı'nda bir kalın kubbe içinde kaldım. Gelip ziyaret edip, bir Fatiha ile memnun edersin. Dünyada ve ahirette istediğini elde edersin. Sabah namazından sonra sana bir adam göndereyim. Hemen bana benzer. Onunla el ele verip bu şehir içinde yürüyerek bana gelip, ziyaret eyle."
"Esselamü aleyküm" deyip kayboldu. Hemen uykudan uyandım. Temiz abdest alıp sabah namazı vaktini bekledim. Namazdan sonra Paşa'dan Enderun mehteri gelip, "Buyrun kahvaltıya" dedi. "Hayır oğlum, bugün oruçluyum." diyerek mehteri savdım. Sonra baktım, akşam rüyamda gördüğüm kimse çıkageldi: "Evliya Çelebi siz misiniz? Buyurun, Er Dede Sultan rüyamda beni size gönderdi. Ziyaretine gidelim." dedi. Amma sözü sanki yeraltından geliyordu. Yüzü nurlu, sözü tesirli bir zat idi. Hemen feracemi giyip, Bismillah ile kapıdan dışarı çıktım. Yaya giderken ileride şehir içinde on bir yerde, evliyanın büyüklerini isim ve künyeleri ile tanıtıp ziyaret ettirdi. Bazısına, "Bizim çırağımızdır." der idi. Bazısına, "Azizim Hamid Efendinin halifesidir." derdi. Böylece türbe türbe gezdik. Hemen elime yapıştı. Yokladım, elinde hiç kemik yoktu. Ne tarafa eğsem, hamur gibi eğiliyordu. Hemen elini elimden çekip sağ eliyle bir türbe gösterdi ve yine elimden tuttu. Sonra ahirete ait şeyler konuşarak, Odunpazarı denilen yere vardık. Meydanın batı tarafında küçük bir kubbe göründü. "İşte Er Sultan kubbesi şudur." diye sağ eliyle gösterdi. Ben o tarafa bakıp, sonra tekrar yanıma baktım. O kimse kaybolmuştu. "Bre meded! O'nun elini elimden bırakmasam gerekti. Doğru Er Sultan kubbesine vardım. kapısını açıp içeriye girerek: "Esselamü aleyküm aziz pir!" diye ağlayarak eşiğine bu asi yüzümü sürdüm. Sonra, "Ey sultanım! Rüyama girip "Sana bir olgun yol gösterici gönderdim" dedin. Sözünde durup gönderdin. Henüz irşad olmadan aldın. Kapına yüz sürmeye gelip, ziyaret ettim. Habib-i Huda aşkına, beni dünya ve ahirette boş koma. Allah ile ahdım olsun, mübarek ruhun için bir hatm-i şerif okuyacağım." diyerek, hatm-ı şerife başladım. Mübarek kabrinin sandukası olan yeşil sof ile örtülü örtüsünün altına girip, "Himaye ya Er Sultan, himaye!" dedim.
O saat uyuyakaldım. Öyle terlemişim ki, ter elbiselerimden çıkıp sırılsıklam olmuşum. Önceden rüyamda gördüğüm gibi, Er Sultan şekliyle gelip selam verdi. Ben de "Aleyk" alıp, "Sultanım bana gönderdiğin adamı kaybedip, kapına geldim. Beni eli boş çevirme!" dedim. Hemen söze başlayarak, "Hafız olduğundan ve velileri sevip onların mezarlarına yüz sürdüğün için mahrum kalmazsın. Biz sana olan sevgimizden rüyana girip sana adam göndeririz. Onun eline yapışıp bize gel dediğm sabahı, yine biz varıp eline yapıştık. Seni Hak yoluna getiren yol göstericinim, üzülme. Akıbet, yolun sırat-ı müstakim'dir. Amma sen de fukara ve zayıflara merhamet üzere ol. Onları bunlardan kurtarmaya çalış.
Manevi mimarlarıyla Engürü Paşa'na da söyle, benim himaymde Engürücük'te kapanın celali olmasın. Allah'ın kullarına zulmetmesin. Sana Cenab-ı Hak dünyada tam seyahat, son nefesinde iman-ı kamil verip, Hazreti Peygamber'in şefaatini nasip ede.. Vücut sağlığı le dünyayı gezip dolaştıkça, az yemek ye, az konuş, az uyu, ilim ile çok amel eyle. Doğru yolu bulmak için lazım olan ameldir ki, Cenab-ı Hak Kur'an-ı Kerim'inde "İleyhi yesadül kelimüttayyib.." buyurmuştur.
"Bu nasihatlerimi tut. Ana-baba hakkını ve bizi hayır duada unutma. Pirlere riayet eyle. Allah işini rast getirip, sonun hayır ola.. Bu niyete Fatiha!" buyurdular."

ulusta anafartalar cadddesi halin girişinde yeri
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt