Ebu Süfyanın Mekkesinde Sümeyye'nin Örtüsü
Yüzyıllardır çekilen çile, İman ve Başörtüsü...Biz İmanın Allaha teslimiyet olduğunu Resul ile öğrendik, İmanı yani teslimiyeti yaşamanında İslam olduğunu, İlk düşmanımız Ebu Süfyan ve onun hükümeti zenginler kulübu mekkenin tüccarlarıydı..Aklını karıştırdıkları düşünmekten aciz ve açlıktan ağızları kokar hale gelenlerden oluşturdukları güçsüz ve özgürlüğü elinden alınmış insan kümeleri üzerinden göbekleri yağ bağlamış olanlardan oluşmuş bu kulübun para kaynağı, ezdiklerinin ve onların düşünmeyen beyinlerinden çıkan basiretsiz sessiz sindirilmiş düşünceleriydi...Resul çıktığında İnsanlara erdemli olmayı ve İnsanların ancak Yaratıcıya karşı aciz olduğunu ve sorumlu olduğunu, her insanın yaratılan ve her şeyin kendileri için yaratıldığını ve her insanın eşit haklara sahip olduğunu, kimsenin kimseye köle olmadığını ruhu ile özgür yaratıldığını anlatmaya başladığında yani insanları Allahtan başka İlah yoktur cümlesine çağırdığında, bu mekkenin göbekleri yağ bağlamış para budalaları kendi güçlerini ve para kaynaklarını kaybedeceklerini hemen fark ettiler...Bir insanı diğer insana göre zengin kılan neydi ki bir insanın, diğer insanın emeğini haksız yere yemesi ve yahutta akıl sahibi olmadığı için rızası dışında malının gasp edilmesi değil miydi..Bütün zalimler ancak bu şekilde zenginleşmiş ve kibirlerinin pisliği içinde gark olmuşlardır..
Düşünen insan asla zülme boyun eğen insan değildir..O yüzden Allah Dinin akıl işi olduğunu ve akıl sahipleri için Kuranı Kerimde örnekler olduğunu söylemektedir..Aslında din dünya hayatını tamamiyle insan için düzenleyen fikirsel ve yaşamsal bir metodtur..İşte bu yüzden Din düşmanları Ataları Ebu süfyan ve onun zenginler kulübü, mekkenin tüccarları gibi bunu çok iyi bildiklerinden, her zaman Allahla savaşmışlardır..Ya deli demişlerdir, ya inkar etmişlerdir, ya öldürmüşlerdir, ya sürmüşlerdir, yada bir fırsatını bulup bozmuşlardır...Bu inkarcıların ekip işiyle olup durmuştur..Öyle ya kendilerini yeryüzünden silecek bir metoda karşı neden savaşıp durmasınlar ki, onlar senin gibi yırtık bir ayakkabı giydiklerinde kahırlarından ölecek kadar kibirlidirler, ve yahutta senin gibi günlerce mercimek çorbası veya makarna yeseler 3. günü boğaz köprüsünden kendilerini atacak yada cinnet geçirip tüm ailesi ile kendilerini katledecek kadar dünyaya yapışık ikiz gibi yaşarlar..otobüs, minibüs kültürleri yoktur, biraz espiri yapıp onların 2 dakkada 1 başımıza vurdukları kültürsüzlük konusunda da bir espiri yapalım, nihayetinde onlarında para olmadan yaşamayı becerme kültüründen yoksun olduklarını keşfetmiş olduk..Neden yokluğa karşı bu kadar zayıf bu Allah ile savaşanlar..Onların dünyasında Allah olmadığı için, terk edildikleri için bu kadar ince bir saç teli gibi ortadan kopabilecek konumdadırlar...Onları efendi edenleri ve kendi kanları üzerinde güçlendirenleri asıl işte o mercimeğe makarnaya sabahları 4 saatte işe gidip rızkını kazanmak zorunda olan akıldan yoksun güçsüz bırakılmış ve köleleşmiş insan oğluna sormak gerekir..
Onları kendi ellerinle besliyor sonrada neden İmanıma neden başörtüme karışıyorsun diye haşlıyorsun, sadece kendileri için geçerli olan demokrasi saçmalığı ile ikide bir korkutmaya çalışıyorsun, sana değil okuma yaşama hakkı tanımayanlara insan olduğunu hatırlatıp duruyorsun...Oysa sen onlar için sadece gücünden yararlanabileceği bir bir hayvansın, senin onların gözünde bir başka gerçeğin yok, o yüzden Ebu Süfyanın kızları böyle giyinmez deyip sana yerini ve haddini bildirirler aslında, göz zevklerini ve keyiflerini kaçırdığın içinde örtünü medeniyet adına büyük bir törenle yakmanı isterler...Sen bu Ebu Süfyanın çocuklarının göz zevklerini bozup geceleri rüyalarında kabuslar görmelerine sebep olma hakkına sahip de değilsin..Medeniyet adına uluorta bir et yığını olarak her yerini teşhir etmelisin..Medeniyet adına kendini öldürmeli onlara peşkeş çekmeli, medeniyet adına Kalbinde gizlemeyi öğütledikleri Rabbinin işaretini silmelisin...Öyle ya Mekkenin Medeniyetinde Sen binlerce gözler altında tarumar edilirken popüler olabileceksin...Ekmek yiyebilecek, İnsan olabilecek hürmet görebileceksin...ahretini Mekkenin medeniyeti için gözler önünde katletmelisin yoksa ne iyi bir tüccar nede bir sürü sahibi olabilirsin..ve ancak bu şekilde bir beyin sahibi olduğunu isbat edebilirsin...Azgınlaşmış nefslerine senden meze yapmak isterler...bir taşla iki kuş vurmak isterler... görünümün gizli bir silahtır ve Mekkenin kızlarının güzelliği Mekkenin bilinmeyen ticari kaynağıdır... ne kadar açık kız o kadar kervan demektir...Çünki onlar yiyip, sıçan ve eğlenmekten başka fikri olmayan beyinlerinin nerde durduğunu kimsenin bilmediği asıl görüntülerinden habersiz mahluklardır..seninde bir mahluk olmanı senden hayasızca isterler..
Onlar her dönemde bişeylere tapmayı birilerine hizmet ettirmeyi sevdiler, birilerini süsleyip püsleyip seyretmeyi sevdiler...Emrettiklerini yerine getirmediğin takdirde ki onların isteklerinin yerine gelmesi senin kalbinde sakladığın sıradan çağdışı ve hayata ruha müdahale eden yaratıcıdan daha önemli olduğu için, ölümle bedel ödemeye kadar gidersin...seni öyle manipüle ederlerki artık İmanının ve teslimiyetinin simgesi olan Allahın emri moda olur, öyle hal alır ki sen kimsin nesin ve neden bu haldesin diye bir soru sormaz düşünemez hale gelir onların istediği kıvama erişirsin......gaflet içinde Mekkeye gelen ipek kumaşlarla, altın kolyelerle süslemeye başlarsın kendini...birde bakarsınki manipüle edilmiş olduğun halde ipek kumaş ve altın gerdanlıklar için çalışan çoktan yaşasın Ebu süfyan Anam Babam sana feda olsun ya Süfyan demeye başlamışsındır... Onlar hızlarını alamaz manipüle ettikleri örtüyü manipüle edilmiş haliyle bile görmeye dayanamazlar...kudurmuş köpekler gibi nasıl saldıracaklarını bilemez bir halde erkeklerin sayısını ve Mekkeye Muhammedin Söyledikleri gelecek naralarını senin kellene göre belirlerler...Örümcek kafalısındır çünki et yığını değilsindir..sen ne anlarsın Rabbin sana Kuranı Kerimde baştan sona anlattığı ilimden, gafillerde günde 5 vakit ilmin asıl sahibini andığını, tereciye tere satmaya kalkışırlar bu Firavun depresyonunda olan et meraklısı beyni ne tarafta olduğu belli olmayan sözde aydın çağdaş medeni bedeviler...
Kanunlarla sıkıştırmaya kalkmandan da hoşlanmazlar mekkeye özgürlük getirmek isteseydi ebu süfyan zaten demokrasi adı altında diktatörlüğü yaşatmazdı, öyle demokrasi insan hakları safsataları ile de korkutulmaktan hoşlanmazlar, sürekli bekçileri oldukları ve korumakla görevli oldukları putperest mekkenin ideolojisini hatırlatıp dururlar, aslında ilk saatte ülkeyi terk edecek ödleklikte olan bu mekkenin şiş göbekleri ikide bir bak mekkenin şanlı ordusu her an olabilecek bir değişikliğe karşı hazırdır mesajını verir...Ebu süfyanda öyle diyordu...onlar ordularına karılarına çocuklarına ve zenginliklerine güvenip duruyordu, biz gariban mercimek çorbası içenleri korkutamıyacakalrını bir türlü anlamıyorlar...mekkenin mercimek çorbası değilde hurma bulamayan garibanları mekkenin efendileri olduklarında ebu süfyan ve karısı gözlerine inanamamıştı,,,,galiba bunlarda inanamıyacak...Ne demişerledi Ebu süfyan ve eşi
Biz bildiğimiz halde sırf kibrimizden inkar ettik, acaba çağdaşları olan torunlarınada mı taşıyıcı genler ile bu kibir bulaştı, ve bildikleri halde bizimle savaşmaktan vaz geçmiyorlar...utanmasalar bir bilgisayar oyunu çıkartıp başörtülüleri ebu süfyanın gendaşları nasıl yok eder diye piyasaya sürecekler...
Tamam Uhudda ganimet sevdalılarının yüzünden derba aldık kabulümüz ama Medinede güçlendik...Evlerimiz Medine oldu...Ve yaptığımız anlaşmayla mekkeye girmemiz konusunda anlaşmaya varınca Fbu Süfyan ve yardakçıları mantar gibi heryer de biten başörtülüleri görünce yine savaş naraları atmaya başladı..Şu Ebuu Süfyanaa birileri Allahla ve taraftarları ile savaşmaya güç yetiremeyeceğini anlatmalı yoksa biz Tıpkı Sümeyye Gibi İmanımızın Temsili Olan ve Kelimeyi Tevhide İşaret eden başörtülerimiz için İman şehitleri olarak hatırlatmaktan çekinmeyiz..Ammar Yasin Gibi olsakta Alemlerin Rabbi Kalbimizi ve gözyaşlarımızı biliyor...Sümeyye gibi ölebileceğimizide...Tutsaklık basit hayatı, basit hayat köleliği getirir, kölelik özgürlüğü siler, Alemlerin Rabbına İnanmış her fert özgürdür ve biz özgür inanmış Kullar Allahı kalbimizde Gizlemeyeceğimiz Günün bekçileriyiz..