Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Bir ayet bir yorum (1 Kullanıcı)

gurbette

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Eki 2008
Mesajlar
2,850
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
49
“Çirkin bir iş işledikleri vakit ‘biz atalarımızı bunun üzerinde bulduk, Allah da bize bunu emretti’ derler. De ki: Şüphesiz Allah, çirkin işleri emretmez. Siz bilmediğiniz şeyleri Allah’ın üstüne mi atıyorsunuz?” (A’raf,28)

İnsan bencilliği ve kendini hatasız görme isteği sebebiyle, yaptığı işlerin kabul görmesi ve takdir edilmesi halinde bunların mucidinin kendisi olduğunu söyler ve yaptıklarıyla gurur duyar. Herkes başarılı bir öğrencinin anne-babası, güzel bir sanat eserinin ustası, mükemmel bir resimin ressamı… olmak ister. Fakat yaptıkları tepki çekiyor, başkaları tarafından kabullenilmiyor, hattâ saçma kabul ediliyorsa bu sefer bunlara sağlam bir kaynak aramaya çalışır. Tam da burada geçmişte yaşanmış veya yaşanmadığı halde uydurulmuş hikâyeler ve kutsal kaynaklar (Allah, Kur’an, Peygamber..) devreye girer. Çünkü yanlışları örtmede, masum göstermede, geçmişi kutsamak, kimsenin kolay kolay itiraz edemeyeceği basit bir kılıftır.
Ele aldığımız Ayet-i Kerimede ‘fahişe’ kelimesi ‘çok kötü ve iğrenç fiil’ anlamına gelir. Burada özel olarak kastedilen iğrenç fiil, cahiliye döneminde putperetslerin Beytülharam’ı kadınlı erkekli çıplak bir vaziyette tavaf etmeleridir. Ancak ifadeyi umumî manada anlamak daha doğru olur. Bu durumda fahişe kelimesi bütün büyük günahları kapsamış olur. (Razî, Mefatihü’l-Ğayb,c. 14,s.225)
Ayet, Allah’ın kötülükleri emrettiğine dair iftiralarına cevap verirken, ataların yapmış olduklarının kutsanmasını, cevap verecek değerde dahi görmüyor. Allah kötülüğü emretmez. Ataların ise zaten emretme yetkisi yoktur. Sonradan gelen insanların, öncekilerin kötü taklidini yapmaları taassuptan ibarettir. Taassup haline gelmiş ve köhneleşmiş fikirlerse bir düşünürün ifadesiyle ‘paslı çiviler gibidir, çekip çıkarması zor olur’.
Geçmişte yapılan iğrençliklerle, günümüzde yapılanlar arasında sadece dayanak yönünden fark vardır. Onlar yaptıklarına Allah’ı, atalarını… dayanak yaparken günümüzde bunların yerini moda, çağdaşlık… almıştır. Değişen sadece kutsanan kaynaklardır.
Geçmişin insanı iftirayı Allah’a atarken, günümüz insanı zamana atmaktadır. ‘Çağın modası ve çağdaşlık’ herkesin içini istediği şekilde dolduracağı kavramlardır. Bu kavramlar terennüm edildiğinde beyinlerde oluşan resim; çıplaklık, gayr-i ahlakî ilişkiler, uyuşturucu, alkol …dir.Çağı ve zamanı kendi arzusuna esir eden insana dönüp, çağın ve zamanın tarifini yap, denildiğinde apışıp kalmaktadır. Zaman için yapılan tarifler bir birini tutmamakta ve var sayımdan öteye geçmemektedir. İnsanın yaptığı kötülükleri, tarifini dahi yapamadığı bir kaynağa yüklemesi yaman bir çelişkidir. Böyle davranmakla, vicdanına ağır gelen günahları, bir yerlere boşalttığını var sayarak kendini avutmaktadır.

Ali Kemal SEYİS
Merkez Vaizi
 

gurbette

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Eki 2008
Mesajlar
2,850
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
49
بِسْمِ اللهِ الرَّحْمنِ الرَّحِيمِِ

قُلِ اللَّهُمَّ مَالِكَ الْمُلْكِ تُؤْتِي الْمُلْكَ مَنْ تَشَاءُ وَتَنْزِعُ الْمُلْكَ مِمَّنْ تَشَاءُ وَتُعِزُّ مَنْ تَشَاءُ وَتُذِلُّ مَنْ تَشَاءُ ۖ بِيَدِكَ الْخَيْرُ ۖ إِنَّكَ عَلَىٰ كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ

تُولِجُ اللَّيْلَ فِي النَّهَارِ وَتُولِجُ النَّهَارَ فِي اللَّيْلِ ۖ وَتُخْرِجُ الْحَيَّ مِنَ الْمَيِّتِ وَتُخْرِجُ الْمَيِّتَ مِنَ الْحَيِّ ۖ وَتَرْزُقُ مَنْ تَشَاءُ بِغَيْرِ حِسَابٍ



26. De ki: "Mülkün mâliki olan Allah'ım. Mülkü dilediğine verirsin ve dilediğinden mülkü alırsın. Ve dilediğini azîz kılarsın ve dilediğini zelil edersin. “Hayır” senin elindedir. Muhakkak ki sen herşeye kaadirsin.

27. Geceyi gündüzün içine sokarsın ve gündüzü gecenin içine sokarsın. Canlıyı ölüden çıkarırsın ve ölüyü canlıdan çıkarırsın. Ve dilediğin kimseyi hesapsız rızıklandırırsın.

Âl-i İmran Suresi
 

gurbette

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Eki 2008
Mesajlar
2,850
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
49
"Mümin erkeklere söyle: Gözlerini (harama bakmaktan) sakınsınlar ve ırzlarını korusunlar. Bu kendileri için çok temiz (bir harekettir). Şüphesiz ki Allah, (kullarının ne) yapacaklarından hakkıyla haberdardır." nur suresi, 30

Allahu taala, Resulullah (sav)'a şöyle buyurur: Sana uyan müminlere söyle, gözlerini kapatsın ve kendilerine helal olmayan yabancı kadınlara bakmasınlar. Ancak kendilerine mubah olan kadınlara bakabilirler. Kendilerini zinadan korusunlar ve yabancıların görmemesi için avret mahallerini örtsünler. Harama bakmamaları hem kalblerini temiz tutar, hem de onları fuhşa düşmekten korur.

Harama bakmak insanın kalbine şehvet tohumları eker. Şehvani bir arzuyu gayri meşru bir şekilde tatmin etmek İnsanın uzun zaman acı çekmesine sebeb olur. Şayet gözleri kasıtsız olarak haram birşeye değerse hemen başlarını çevirsinler, bakmaya devam etmesinler. Zira Allahu taala insanların her halini murakabe eder. Herşeylerine de muttalidir, hiçbir şey O'ndan gizli değildir. Allahu taala, «(Allah) gözlerin hain bakışını, göğüslerin gizleyeceği herşeyi bilir.» (Mümin: 19) buyurmuştur.

İbni Mezdevî, Ali bin Ebi Talib (ra)'ten şöyle rivayet etmiştir: «Resulullah (sav) zamanında Medine sokaklarında dolaşan bir kadınla bir erkek karşılaştıklarında bakışmışlar Şeytan bu bakışlardan istifade ederek onların bakışlarını birbirlerini beğenmeye çevirmiş. Adam bir yandar yürüyor, bir yandan da kadına bakıyormuş. Başı hep kadından tarafa çevrili olduğu İçin önüne çıkan bir duvara çarpmış ve burnu kanamış. Bunun üzerine, «Allah (cc)'a yemin ederim ki gidip Resulullah (sav)'a durumu anlatıncaya kadar burnumun kanını yıkamayacağım.» diye yemin etmiş. Resulullah (sav)'ın yanına gelerek hadiseyi anlattı. Resulullah (sav), «Burnunun duvara çarparak kanaması günahının cezasıdır.» buyurdu. Bunun üzerine, «Mümin erkeklere söyle: Gözlerini (harama bakmaktan) sakınsınlar...» âyeti nazil oldu.»
tahavi.com
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt