Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

BORSA ve KÂR PAYI Hakkında... (1 Kullanıcı)

mavci

* ZİKİR * FİKİR * ŞÜKÜR *
Yönetici
Katılım
14 Eyl 2007
Mesajlar
32,231
Tepki puanı
7,588
Puanları
163
Yaş
53
Konum
Alanya
83142.jpg


Epeyce bir araştırmama rağmen bu hususta net bir şey bulamadım:
Borsa helal midir, değil midir?
Her şirketin hissesini alabilir miyim?
Bir de kâr payı meselesi var. Bunun hükmü nedir?
Para yatırıp aldığımız kâr payını gönül rahatlığı ile yiyelim mi?

(Rumuz: Borsa)

Borsada işlem gören hisse senetlerini, kâğıtları genel hatlarıyla iki şekilde değerlendirmek mümkün.

Birincisi:
Üretimi, pazarlaması, ticareti ve satışı meşru/caiz olan şirketlerin hisse senedini almaktır. Borsada kâğıt alan kaç hisse almışsa, hissesi oranında o şirkete ortak olur, kârına ve zararına katılır.
İstediği zaman bu hissesini bir başkasına devreder.
Bu hisse senedi kâğıdını almakta bir sakınca söz konusu değildir.

İkincisi de, adını taşıdığı şirketten bağımsız olarak hareket eden, sadece kâğıt üzerinde kazanıp kaybeden hisse senetleri vardır.
Bu kâğıtlar eldeki parayı değerlendirmek, borsadaki inişleri çıkışları takip ederek para kazanmaya yönelik olarak alınır satılır.

Bu şekilde borsada işlem yapmak bir anlamda piyangoya benziyor.
Kâğıtlar gerçek değerinden farklı olarak artıyor veya düşüyor.
Üretime ve ekonomiye bir katkısı olmadığı halde kazanılıyor, kaybediliyor.
Bu şekilde borsada "oynama"yı sağlam/makbul bir ticaret olarak görmek problemli, oldukça zor ve şüpheli bir işlem olarak görülüyor.

***

Diğer yandan bugün borsada işlem gören hisse senetlerini alıp satmanın İslamî kurallara uygun olup olmadığını anlamak için şu prensiplere bakmak gerekiyor:

Birincisi:
Banka ve banker gibi doğrudan faiz işlemleri yapan, faiz işleriyle uğraşan şirketlerin hisselerini alıp satmak bütünüyle faizli işleme ortak olmak sayıldığından faizli bir kazançtır, dolayısıyla caiz olmuyor.

İkincisi:
Dinen üretimine ve ticaretine izin verilmeyen ve dini açıdan "mütekavvim olmayan/değer taşımayan" şarap ve bira gibi alkollü içki vb. malları üreten, pazarlayan, ticaretini yapan şirketlerin kâğıtlarını alıp satmak da caiz değildir.

Üçüncüsü:
Üretilmesi, pazarlaması ve alınıp satılması dini bir sakınca taşımamakla beraber, alım satım esnasında içine faiz karışan ve elde edilen kârın yarısı veya daha fazlası faiz olan şirketlerin hisse senetlerini almak da aynı şekilde caiz olmuyor.

Yoksa şirketlerin borsaya açılması, Türkiye piyasasında ve dünya çapında iş yapması dünya ölçeğinde çok büyük bir önem arz ediyor.
Özellikle kazancına dikkat eden, harama girmemek için hassas davranan, faizden uzak duran şirket ve kurumların borsaya girmesi ve bu alanda hizmet görmesi teşvik edilen bir gelişmedir.

Adını verdiğiniz şirketler yukarıdaki ölçülere dikkat ediyor, ticari kurallara uyduğu kadar dinen mahzur/sakınca taşıyan işlerden uzak duruyorsa, bir sorun teşkil etmez.

***

Kâr zarar ortaklığı esasına göre çalışan, İslam hukukunda yer alan mudarebe ve murabaha gibi kurallara göre çalışan şirketlere paranızı yatırarak sermayeniz kadar ortak olmak meşru, mubah ve helal bir kazanç yoludur.

Böyle bir ortaklık katılım bankaları aracılığıyla olduğu gibi, diğer sınaî ve ticarî şirketlerle de pekâlâ yapılır, yapılıyor.

Böyle bir ortaklığa girdiğinizde sadece kâra ortak olmuyorsunuz, zarara da ortak oluyorsunuz.
Fakat şirketin çalışmasında, işlemlerinde, ticari faaliyetlerinde bazı noktalarda şüpheler seziyor, zihninizde birtakım sorunlar oluşuyorsa, yetkilisiyle, müdürüyle bizzat gidip görüşmeli, ona göre hareket etmelidir.

Alıntı: Mehmet Paksu
 

hattabi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Eyl 2010
Mesajlar
22
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
Hisse senedi, adından da anlaşıldığı üzere ait olduğu şirket, kurum ve kuluşun bir cüz'üne (kısmına, parçasına) ortak olmanın vesikasıdır. Senedi almak ortak olmak demektir. Tabîî ortaklık, genellikle kâr ve zararda ortaklıktır. Buna göre müslümanın, kendi kurup işletemeyeceği, ticaretini ve üretimini yapamayacağı nesneleri üreten, alıp satan, pazarlayan, bunlara hizmet sunan şirketlere ortak olması caiz olmadığından, böyle şirketlerin senetlerini alıp satması da caiz değildir. Meselâ alkollü içki üreten, alıp satan, domuz üreten, alıp satan, faizcilik yapan, içki, fuhuş, kumar gibi İslâm'ın haram kıldığı fiilleri işleten şirket ve kuruluşların hisse senetlerini alıp satmak, bunları pazarlamak, reklâmlarını yapmak caiz değildir; çünkü bunların hisse senetlerini almak, bu işleri yapmak mâhiyetindedir. Otomotiv sanâyii, beyaz eşya, inşaat, belli titizlikler içinde yürütülen turizm, dahilî ve haricî ticaret, nakliye vb. ile iştigal eden şirketlerin hisse senetlerini alıp satmak, satmadan muhafaza edip kâr ve zararına ortak olmak, kâr ettikleri takdirde temettûlarından istifâde etmek caizdir, helâldir. Genel hüküm bu olmakla beraber tartışma, soru-cevap konusu edinilen bazı husûsların ayrıca üzerinde durmak gerekecektir:

1. Senetlerin fiyatları ile oynamak, fiyatlardaki dengesizlik ve istikrarsızlık:
Bazı şirketler ve kuruluşların hisse senetlerinin değerini aşırı şekilde düşürmek veya yükseltmek için yapılan birtakım oyunlar ve hîleler, spekülatif faaliyetler İslâm'ın yasakladığı aldatma, zarara sebep olma fiilleri çerçevesine girdiği için caiz değildir. Bir müslüman borsacı bunları yapmaz. Ancak başkaları tarafından bunlar yapılmış, belli hisse senetlerinin fiyatları inmiş veya çıkmış ise bunları, hâlihazır piyasa fiyatları üzerinden alıp satanların bir sorumluluğu olamaz.
Hisse senetlerine aşırı rağbet ve talep bazı zamanlarda, senedin temsil ettiği şirket malvarlığının piyasa değeri ile, senedin piyasa değeri arasında önemli farklılıklara sebep olmaktadır. Mesela şirketin malvarlığı satılsa bir milyar ederken, bu şirkete ait senetler satılsa toplam milyarlarca liraya baliğ olabilmektedir.82 Kezâ milletler arası durum ve ilişkilerin tesiri ile bir gün içinde hisse senetleri akıl almaz inişler kaydetmekte, bunlara sermaye bağlamış bir çok insan iflâsa gitmektedir. Bu menfî oluşumlara meydan veren âmiller sağlıklı ve çoğu kere meşrû olmamakla beraber, bunların meydana getirdiği piyasa şartlarında belirlenen fiyatlar ile (rayic bedel karşılığında) mezkûr senetleri alıp satmayı yasaklamak için de elimizde bir delil mevcut değildir. (Ülü'l-emrin, amme menfâati için müdahale selâhiyeti mahfuzdur.)

2. Şirketlerin, işletme sermayesi ihtiyacını karşılamak üzere faizli kredi almaları:
Bu meseleye, senedi satın alanın neyi satın aldığını tayin açısından baktığımızda bir sakınca görülmemektedir; çünkü senedi satın alan, şirketin malvarlığının bir parçasını satın almaktadır; bu ne paradır, ne de faizdir; maldır, sâbit ekonomik değerdir. Şer'an alınıp satılması caiz olan malı, ekonomik değeri alıp satan kimseye "meşrû olmayan bir işi yapma" fiili isnâd edilemez.
Aynı meseleye, senedi satmayıp, yıllık kârından faydalanma açısından baktığımızda daha farklı bir durum karşısında kalırız: Faizli kredi kullanarak para kazanmak ve faiz ödemek. Evet, faizli kredi kullanan bir şirketin hisse senedini alan ve bunun yıllık kârından faydalanan şahıs, doğrudan (bizzat kendisi) değilse de dolaylı olarak (ortak olduğu şirket yönetiminin irâdesi ile) faizli kredi almakta, bundan gelir sağlamakta, krediyi faizi ile birlikte geri ödemektedir. Eğer ülkede, yeteri kadar faizsiz çalışan şirket varsa, senedin gelirinden istifade edecek olanların bunları tercih etmeleri gereklidir,

hiç bir şekilde faizle çalışmayan ve küfre batmadan çalışan şirketler varsa söyleyin bizde araştıralım .bildiğimiz şudurki bu iş sonu belli olmayan bir iştir müslümanın buna girişmeside caiz değildir.
 

mavci

* ZİKİR * FİKİR * ŞÜKÜR *
Yönetici
Katılım
14 Eyl 2007
Mesajlar
32,231
Tepki puanı
7,588
Puanları
163
Yaş
53
Konum
Alanya
Esselamûaleykum...Hayırlı Cumalar...

Esselamûaleykum...Hayırlı Cumalar...

HADİS-İ ŞERİF
"Helal da bellidir haram da bellidir İkisi arasında da çok kimsenin ne olduğunu bilmediği, şüpheli şeyler vardır Her kim şüpheli şeylerden sakınırsa, dinini ve ırzını kurtarmış olur"
 

Vesaire

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 May 2010
Mesajlar
72
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
Selamün Aleyküm Abicim..
Mehmet Paksu hocamız gereken açıklamalı gayet anlaşılır bir şekilde yapmış..
Faydalı paylaşımdı, Allah razı olsun...
 

mavci

* ZİKİR * FİKİR * ŞÜKÜR *
Yönetici
Katılım
14 Eyl 2007
Mesajlar
32,231
Tepki puanı
7,588
Puanları
163
Yaş
53
Konum
Alanya
Selamün Aleyküm Abicim..
Mehmet Paksu hocamız gereken açıklamalı gayet anlaşılır bir şekilde yapmış..
Faydalı paylaşımdı, Allah razı olsun...




ALLAH Celle Celalühu cümlemizden razı olsun inşallah...
Allah Celle Celalühu hakkımızda herşeyin hayırlı ve güzel olanını nasip etsin...

AMİN..
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt