Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Er Kişi Niyetine!...Ölümüm... (1 Kullanıcı)

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

Aşkâ Mecnun

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Tem 2006
Mesajlar
3,521
Tepki puanı
2
Puanları
0
Konum
Fatih - İstanbul
3157.png



3145.gif




Sela ve Ezan arası Doğmuşum!

Yıl 1984 babamın tayini doğu anadoluya çıkmış görevini yapmak maksadıyla da doğuda küçük bir köye yerleşmişler. O zamanlarda iklim koşulları münasebeti ile de kerpiçten evler varmış yetim ve garip olan annem oraların iklimine çok fazla alışamasa da vatan göreviydi alışmak zorunda kalmıştı. 1985 yılında ezanla kamet arası aylardan (9) Ağustos kurban bayramının dördüncü gününe tekabül eden bir gün ortası saat 12.30 dışarıda bardaktan boşalırcasına bir sicim gibi yağan yağmur vakti Allahın yaratma sıfatı ile annem at arabasında hastaneye kaldırılırken ben bu dünyaya gelmişim.

Çocukluğum babamın memuriyeti nedeni ile vilayetleri gezmekle geçmiş tabi ben üç yaşına kadar bu sefer hayatı devam etmiş babamın son gurbet yeri ise İstanbul olmuş ben o zamanlar üç yaşlarında tombik yanaklı, sessiz, sarışın bir çocukmuşum. Eski fotoğraflarda kendime bakıyorum da ne kadar masum ne kadar temiz ve günahsız bir melek gibiymişim. Şimdi dönüp bakıyorum da dünyanın kaosundan günah batağından habersiz öyle masum öyle temizmişim ki. Günahsız yaşadığım o günleri öyle özlüyorum ki, insan hayatında keşkelerin olmaması gerektiğini biliyorum eğer keşke diyebilseydim hep o yaşlarda kalmak isterdim dünyanın bu kadar acımasız yüzünü görmemek için. Günahlarla tanışmamak için bunu derdim, Şimdi kendime bakıyorum da suretim de kaygı, endişe, telaş görüyorum, zaman ilerledikçe Müslümanların ahiret kaygıları da artmakta. Her günahın bir ceremesi, her korkunun birde endişesi zaman zaman hepimizde belirmekte.

Dünyadan giderken de dünya ya geldiğimiz kadar masum ve temiz bir melek kadar gidebilecek miyiz? Kaygıların değil de kulluk vaziyetimin rahatlığını yaşayarak emin adımlarla gidebilecek miyim? Hayata dair günahlardan endişeye düşmemem adına kendime garanti verebilecek miyim ki? 12 yaşıma geldiğimde yapmam gereken ibadetlerimin üzerine ne kadar düştüm ki endişem olmasın? Hayat bana acıların garantisini vermediği gibi gülmeyi de hiç öğretmedi ki, Acı çektiğim günümden çok güldüğümü hiç hatırlamam ki. Beşer bir âlemde imtihan tabiatına tabi olduğumu biliyorum, ama sadece bilmekte yetmez, bilginin sahihlik kaynağı değerli değil midir? Benim sevabım babamdan sorulmayacağı gibi günahımda ondan sorulmayacak şunu biliyorum ki Müslümanlığımdan ödün vermediğim noktalarda Müslümanlığın bendeki mahiyetini ölçebilecek bir kapasiteye sahip olmadığımı da biliyorum. Zamanın bahtiyarlığından mıdır bilmem ama gerçekten hayat birçok yaraya derman oluyor Allah c.c. izniyle.

Şükredebiliyor muyum?

Yaratılışımla doğdum, doğduğum gibi Müslümanlık künyem verildi. Yeterince elhamdülillah niyazında bulunabildiğimden emin miydim? Allah c.c. yapı gereği beni iri yarı yaratmış bu birazda soydan gelen özellik olsa da atanın gelişi yine Allahın hikmetinden dır. İnsanlara merhamet etmeyene Allah'ta merhamet etmez kulda merhamet etmez sözündeki erdemlik özünü nasıl ilke edinemezdim kendime. 1985 yılından buyana acının ardından elhamdülillah diyebildim, Canım çok sıkılıp daraldığında kendimi muhasebeye çekmeyi öğrendim. Şükrümü sorguladım içinde bulunduğum maneviyatı sorguladım gelenekçi bir Müslümanlıktan kurtulup araştırmacı bir dine yönelmeyi çok istedim. İslam’ın diğer inançlarla uyuşmadığını eminim aradaki farkla görecektim. Benliğimi yitirdiğim vakitlerde beni benliğime ve özüme kavuşturanın manevi şükranlarımın olduğunu çoğu kez gördüm. İçimin en acı çektiği, hayatımın darda olduğunu hissettiğim vakitlerde sadece sığınacak bir kapının olduğunu bilerek. Tek sığınağımın Müslümanlık kimliğimin olduğunu fark ettim, Şükrettim çünkü Müslüman inancının fazla bulunduğu topraklarda yaratıldım. Şükrettim çünkü sahip olduğum ata soy ilişkisinde bağlarım hiç kopmadı. Şükrettim çünkü yaratılıştaki göbek bağımla kesilen künyem Müslümanlık oldu. Bunca olan şeylere rağmen şükretmemem için bir neden var mıydı ki? Şükrümün derecesini ölçecek kadar aciz ve zelil değil aksine bunca nimetlere karşılık az şükrettiğimin farkına vardım.



Kendimi kazanmak için bu dünyada varım, benliğimi yitirmek için değil.



Çoğu zaman hepimizin yaptığı tek şey ahiret hayatını dünya hayatına değiştiğimizdir. Ben şunca yaşadıklarıma rağmen şunu anladım maneviyatın zayıfladığı bir zamanda kendimizi kaybettiğimiz mutlaka olmuştur. Canımızın acısını çekmek maneviyatımızı oldukça zayıflatmakta ve hiç bir zaman başa gelen acıyı suale tabi tutmayız.


Ölümü düşünüyorum Düşündükçe ölüp diriliyorum!


Yaratıldığım gibi yok edileceğim. 1985 yılında bereketli bir günde gerçekleşen doğumum masumiyetimi koruyan suretim ve büyüdükçe hayatıma giren insanlar bana sevgiyi, duygularımı yaşamayı öğreten sevdiklerime ebedi veda edeceğim…

Bir gün aniden habersizce veda edeceğim,

Ve bir ses yankılanıyor bir ferman duyuluyor ilahi huzura bir çağrı.

Es Salatu Ve's-Selamu Aleyke Ya Rasulallah!

Es Salatu Ve's-Selamu Aleyke Ya Habiballah!

Es Salatu Ve's-Selamu Aleyke Ya Nûre Arşillah!

Es Salatu Ve's-Selamu Aleyke Ya Hayra Halgillah!

Es Salatu Ve's-Selamu Aleyke Ya Seyyidel Evveline Vel Ahirin!

Vel Hamdü Lillahi Rabbil Alemin!


Mustafa oğlu Muhammed KUTSAL Hakkın Rahmetine Kavuşmuştur. Cenazesi öğle namazına mutakiben Fatih Camiinde kılınacaktır.


Kim bilir belki de ebedi gidişimden çoğu kimsenin haberi olmayacak, Hayatta en çok sevdiğim ve yapmaktan keyif aldığım birçok şeyi bir daha yapamayacağım. Bir daha yüzemeyecek, ibadetlerimi yerine getirememe korkusu yaşayamayacak, ramazan aylarını iple çekemeyecek Eyüp Sultan caminde bir daha huşu içinde namaz kılamayacağım. Bir daha çok sevdiğim ıspanaklı börekten, açık hava çaylarından yiyip içemeyecek, hayata dair en sevdiğim şiirleri yazıp okuyamayacak ve sevdiklerimin tenine dokunup, gözlerinin içine bakamayacağım. Tüm bunlardan geçip ölümün bana geldiği o günde nasıl bir ruh hali içerisinde olacağım, Allah'ın huzuruna ne surette çıkacak ve ne şekilde ifadem alınacaktı. Gerçekten beşer hayattaki yaşamımın ahiret hayatımdaki mükâfatı ne olacaktı. Annem yavrum ben sensiz yaşayamam dediğinde dayanamayıp gözleri dolduğunda benim ölümümü duyunca ne yapacaktı? İki metrelik dar bir çukurda üzerime atılan toprakla üşüdüğümü hissettiğimde taş kesilen azalarım sıcaklığı nasıl hissedecekti? Cennet köşklerinden bir kabir mi yoksa cehennem kıvılcımlarından bir kabre mi gireceğim? Ben yerin altında soğukta sual olunurken sevdiklerim yeryüzünde yiyip içecek gezip tozacaklardı. Çok değil ölümümü duyan ya gerçekten çok üzüldüm iyi bir insandı, kimseye zararı dokunmazdı mı diyecekti. Allah'ın rahmeti ve bereketi üzerine olsun. Allah cennet bahçelerinden eylesin mi denecekti. Ya çok sevdiğim dostlarım benim yerimi doldurabilecek yeni dostluklar mı edineceklerdi. İşyerindeki işlerim yarım mı kalacaktı? Müdürüm Muhammed senin gibi düzgün çalışmayı seven birini tanıdığıma memnunum diyebilecek miydi artık. Kıymetimi bilmeyen vefasız arkadaşlarım kıymetimi bilecekler mi ki?


* Ruhuna El Fatiha *


Hayat insanlar için kurulmuş bir imtihan yeridir. Bu düzen çerçevesinde her şey insanlar için bir imtihandır. Yakınlarımızın varlıklarına alıştığımız gibi kendimizi onların yokluklarına da alıştırmamız gerektiğine inanıyorum. Hazırlıksız yakalandığımız acılar iman ve maneviyat noktasında bizi zayıflığa ve acizliğe itmektedir. Ne olursa olsun ayakta durabilmek hayattan tat alabilmek için maneviyatımızı güçlendirmemiz gerekmektedir. Zaman her yaraya bir ilaç hükmündedir. Yaralar ancak şükürle sarılabilir.

Selam ve dua ile

Yazan: Aşkâ Mecnun

Müzik Aranjörü: Aşkâ Mecnun

Tarih: 10.11.2009


[VIDEO]http://parkingmusic.com/files/Sela ve Ezan 01.mp3[/VIDEO]
 

ayşe-rana

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Tem 2008
Mesajlar
1,732
Tepki puanı
46
Puanları
48
Yaş
50
Ölümü düşünüyorum Düşündükçe ölüp diriliyorum!




SÖYLENECEK TÜM SÖZLERİN BİTTİĞİ YER ÖLÜM OLSA GEREK............
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt