Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Fal ve falcılık... (1 Kullanıcı)

Siyahgulsevdalisi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Haz 2006
Mesajlar
2,046
Tepki puanı
0
Puanları
0
Fal ve falcılık:
Eskiden yazılı oklarla, günümüzde yıldız, kahve, bakla, iskambil kağıdı gibi vâsıtalarla yapılan falcılık da bir nevi gaipten haber vermedir; çünkü gelecek (müstakbel) gaybdır; bu sebeple her nevî falcılık ile bunlara inanmak haramdır. (el-Mâide: 5/3)

Keşif ve rüya:
Bizzat gaybı bilen yalnız Allah Teâlâ'dır. Başka hiçbir varlık, kendi gücü ile gaybı bilemez; ancak Allah'ın bildirmesi müstesnâdır. Allah'ın bildirmesi vahiy ve ilham ile olur. Vahiy peygamberlere mahsustur. İlham ise Allah'ın mü'min ve takvâ sahibi kullarına bir lutfudur. Teferruatı bir yana bırakırsak keşif, rüya, hiss-i kable'l-vuku, sezgi gibi vâsıtaları ilham içinde mütâlaa edebiliriz.8 Ehl-i sünnet, keramet ve ilhamı tanımış, kabul etmiş, ancak ilhamın objektif bir delil olmadığını, ilhâmî bilginin yalnızca ona mazhar olanlara hüccet olabileceğini ifâde etmişlerdir.

Sihir:
İbtidâî topluluklardan günümüze kadar devam edip gelen sihir ve sihirbazlığın dinî hükmüne geçmeden önce mâhiyeti hakkında kısa bir giriş yapmak faydalı olacaktır:
Dilimizde "büyü, afsun, cadılık, nirenk, füsun" kelimeleriyle ifade edilen sihir, "bir takım acayip işler vasıtasıyla alışılan ve bilinene uymayan (fevkalâde) tesirler meydana getirmektir." şeklinde tarif edilmiştir.9 Sihrin, gözbağcılık denilen ve gerçek olmayan çeşidi yanında, gerçek netice ve tesirleri olan nevileri vardır. "Sihirbazlar marifetlerini ortaya koyunca insanların gözlerini sihirlediler ve onları ürküttüler, büyük bir sihir yaptılar." (al-A'raf: 7/116) âyetinin baş tarafı birinci nevi sihre, sonu da ikinci nevine işaret sayılmıştır.
Sihrin çeşitli yolları vardır:
a) Hindlilerin yolu: Yiyecek, içecek ve insanlarla ilişki konularında perhizler yaparak ruhu kuvvetlendirmeye dayanır.
b) Nabt yolu: Nakışlar, heykelcikler, düğümler yapmak, tütsü yapmak suretiyle yıldızlara tesir esasına dayanır.
c) Yunan yolu: Kurbanlar ve yakarışlar ile yıldızların rûhaniyetlerini harekete geçirmeye dayanır.
d) İbrânî, Mısır ve Arapların yolu: Özel olarak tertiplenen bir takım isimleri ve kelimeleri zikrederek cinleri celbetme ve bunları engelleyen melekleri sihirleme esasına dayanır.
e) Bazı kimyevî maddeler kullanılarak yapılan sihirler de vardır.10
İslâm dini, sihiri inkâr etmemiş, fakat yasaklamıştır. Kur'-ân-ı Kerîm, firavunlar zamanında yapılan sihirler ile Babil'e gönderilen iki meleğin (Harut ve Marut) sihirle ilgilerinden bahseder (el-Bakara: 2/102). Felak ve Nâs surelerinin, Peygamberimiz (s.a.v.)'e karşı yapılmış bir sihir teşebbüsü üzerine geldiğini gösteren rivâyetler vardır.
Sihir itikadı bozduğu, tevhid inancına zarar verdiği, kontrolü mümkün olmadığı için kötüye kullanıldığı ve aldatma, iğfal, ızrar vâsıtası olduğu için haram kılınmış, sihirbazın felah bulamayacağı ifâde buyurulmuştur. (Tâhâ: 20/69)
Rasûl-i Ekrem (s.a.v.) sihir hakkında şöyle buyurmuştur:
"(Ferdleri ve toplumu) mahveden yedi şeyden sakının!
Sordular:
- Bunlar nedir yâ Rasûlallah?
Buyurdu:
- Allah'a ortak koşmak, sihir, haksız olarak Allah'ın haram kıldığı cana kıymak, faiz yemek, yetim malı yemek, savaş günü düşmandan yüz çevirmek (kaçmak), mü'min, habersiz, namuslu kadınlara iftira etmek."11




--------------------------------------------------------------------------------

8. Vahiy ve ilhamın çeşitleri ile gaybden haber konusunda ilmi bilgi almak için bk. Dr. Tevfik et-Tavil, et-Tenebbu bi'l-Gayb, Kahire, 1945.
9. İsmail Fenni, Lugatçe-i Felsefe, s. 405; Elmalılı M. H. Yazır, a.g. esr, s. 6361 vd.
10. Elmalılı, ag. esr; s. 6162 vd.
11. Buhârî, K. el-Vasâyâ, 23; K. et-Tıb, 48; Müslim, K. el-İmân, 144.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt