Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Görmediklerimiz, duymadıklarımız (1 Kullanıcı)

KRMUS

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Nis 2013
Mesajlar
1,794
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
51
tumblr_mnb22atJh31s9w576o1_500.jpg
 

KRMUS

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Nis 2013
Mesajlar
1,794
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
51
İlk yuva Cennette kurulmuştur. Hz.Adem (a.s.) ile Hz.Havva validemizin evlilikleri Cennette olmuştur.
Bu sebeple Allah için yapılan evlilikte, Cennetten bir tat vardır. Evlilik dünyada Cennetin bir numunesini yaşamak ve bir derece Cennet hayatının tadını tatmaktır. Cennete girildiğinde yuvasız ve yalnız hiç kimse kalmayacak, herkes bir alie ortamında olacaktır...
 

KRMUS

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Nis 2013
Mesajlar
1,794
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
51
Çocuklara eskiden iki ad konulurdu. Bunlardan biri törenle konan ve ömür boyu taşıyacağı "kütük adı", "has adı" veya "ezan adı" verilen adı idi; diğeriyse "göbek adı" veya "küçük ad" diye adlandırılan ve çocuğun göbeği kesilir kesilmez verilen addır.
Bazı yerlerde ad konulmadan göbek kesilmediği için doğuma yardım eden ebe "Mehmet" "Fatma" gibi adları "göbek adı" olarak söyleyiverirlerdi. "Has ad" ın konulması ise bir törene bağlı idi. Anadolu Türkleri arasında bu konuda çeşitli törenlerin düzenlendiğini hem yazılı kaynaklarda hem de yüzyılımızda yazıya geçirilen gelenekler arasında görebilmekteyiz...
 

KRMUS

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Nis 2013
Mesajlar
1,794
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
51
ERGEN ÇOCUK; Çocuğunuzu tanımaya çalışın. Onun artık çocuk olmadığını farkedin. Tamammen kendine özgü özellikleri olan bir birey olduğunu unutmayın. Kendinizi geliştirmeye çalışın ve onun sizin çocukluğunuzdan farklı bir dönemde yaşadığını unutmayın. Kendi ailenizle olan ilişkinizi hatırlayın. Kendinizi onun yerine koyduğunuzda kuşak çatışmasını alt düzeye indirebilirsiniz. Çocuğunuzun arkadaşı olmaya çalışmayın. Unutmayın, çok arkadaşı olacaktır ama , anne ve baba tek sizlersiniz. Herşeyinden haberdar olun. Dersleriniz, gittiği yerleri ve arkadaş çevresini tanıyın. Ancak tüm bunları onu sorguya çeker gibi yapmayın...
 

KRMUS

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Nis 2013
Mesajlar
1,794
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
51
Züleyha, putunun üzerini örtmüş ve Hz.Yusuf' un (a.s.) üzerine yürümüştü. O sırada Yusuf (a.s.) ondan uzaklaşmakta iken Züleyha arkasından şöyle bağırır;
- Kalbinde zerre kadar mı insaf yok Yusuf? Niçin kaçıyorsun?
Bunun üzerine Yusuf (a.s.) Züleyha' ya şu cevabı veriri;
- Sen bir taş parçasından ibaret olan putunun üzerini, seni görmesin diye örtüyorsun. Halbuki benim Rabbim, beni daima görüyor. Nasıl olur a senin istediğine razı olurum?...
 

KRMUS

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Nis 2013
Mesajlar
1,794
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
51
Çocuklar ölüm gerçeğine farklı tepkiler verir.
Okul öncesinde ki dönemde ki bir çocuk; ölümü geriye dönüşü olan bir olay zanneder. Onun tahayyülünde kişi bir an için yok olmuştur ama geri gelecektir, işlerini başka yerlerde halletmektedir.
6 - 9 yaş arası çocuklar ise ölümün geriye dönüşü olmayan bir durum olduğunu kavramakla birlikte kendisinin ve sevdiklerinin ölmeyeceğine inanır.
9 - 12 yaş arası çocuklar ölüme dair neden / sonuç ilişkisi geliştirir.
12 yaşından büyük çocuklar artık ölümü bir yetişkin gibi algılar. Çocuğun ölüme dair soruları açık ve doğru bir biçimde cevaplandırılmalıdır.
 

KRMUS

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Nis 2013
Mesajlar
1,794
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
51
Peygamberimiz' in (s.a.v) "Şu kara tanede (çörek otu) ölümden başka her derde deva vardır" buyurduğu çörek otu, 2000 seneden daha uzun bir zamandır Ortadoğu ve Uzakdoğu ülkelerinde doğal bir ilaç olarak kullanılmıştır.
Yunanlı filozof Dioskorides baş ağrılarını, burun tıkanıklarını, diş ağrısını ve bağırsak parazitlerini tedavi etmek için çörek otu kullanırken, modern tıbbın babası Hipokrat, çörek otunu karaciğer ve sindirim rahatsızlıklarının devası olarak tanımlar.
Tıp tarihinin en önemli bilginlerinden İbn Sina çörek otunun metabolizmayı uyardığını, uyuşujluğu ve halsizliği giderdiğini belirtir.
 

KRMUS

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Nis 2013
Mesajlar
1,794
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
51
DOLAP ÇEVİRMEK
Haremlik-selamlığın uygulandığı dönemlerde zengin konakların harem ile selamlığı arasında dönen bir dolap olurmuş. Dolap silindir şeklinde olup, raflarla dizayn edilmiş ve bir eksen etrafında dönmekteymiş. Konağa gelen misafirler kadın-erkek ayrı oturduklarında, ikramları bayanlar dolaba yerleştirip döndürdüklerinde erkeklere iletilmiş olurmuş. Boşalan kaplarda yine aynı şekilde gönderilirmiş.
Bu dolabın deyim olma öyküsünü ise konakta yaşayan hizmetliler, halayıklar, aşçılar vb. oluşturmuşlar. Konak sahibinden gizli birbirlerine ilaı aşk aracı olarak kullanmışlar bu dolabı. Kırmızı gül demetlerini, lokumları, ipek mendilleri taşımak için araç olmuş dolap.
Böylece konak sahibi sezmeden "dolap çevrilmiş" sayılmış...
 

KRMUS

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Nis 2013
Mesajlar
1,794
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
51
Bir bedevi gelip "Ey Allah'ın Peygamberi! Bana, bir kelam öğret ki, onu, söyleyip durayım?" dedi.

Peygamberimiz "Lâ ilahe ill
Allah.gif
ü vahdehu la şerike leh, Allahü ekberü kebiren velhamdü lillahi kesiren Sübhan
Allah.gif
i Rabbil'alemin. La havle vela kuvvete illa billahil'azizil'hakim. de!" buyurdu.


Bedevi "Bunların hepsi, yüce Rabbim içindir.
Kendim için, ayrıca ne diyeyim?" dedi.

Peygamberimiz, "Allahümmağfirli verhamni vehdini verzukni = Allahım! Beni affeyle! Bana merhamet et! Bana hidayet ver! Beni rızıklandır!" de!" buyurdu.


"Ya Resul
Allah.gif
! Allahü teâlânın nezdinde hangi söz daha sevimlidir?" diye sorulunca, Peygamberimiz şöyle buyurdu:

"Yüce Allah'ın, Melekleri, kulları için seçmiş olduğu 'Sübhan
Allah.gif
i ve bihamdihi'sözüdür."

"İki kelime vardır ki, dilde hafif, terazide ağırdır ve Rahman olan Allah'a pek sevgilidir. Onlar 'Sübhan
Allah.gif
i ve bihamdihi, Sübhan
Allah.gif
il'azim" dir."buyurdu
nokta.gif
.

"Her kim, sabaha eriştiği, akşama eriştiği sırada(kerahat vakti) yüzkere 'Sübhan
Allah.gif
i ve bihamdihi' derse, Kıyamet günü, hiçbir kimse, onun okuduğu bu Duadan daha üstününü getiremez. Ancak, onun söylediği bu Dua kadar söylemiş olan veya ondan daha fazlasını söylemiş bulunan kimse müstesnadır."


"Kim, bir günde, yüzkere 'Sübhan
Allah.gif
i ve bihamdihi" derse, onun günahları, deniz köpüğü gibi de, olsa, silinir!" buyurmuştur.

Peygamberimiz "Sizden birinizin, her gün, bin Hasene (iyilik)kazanmağa gücü yetmez mi?" diye sordu.

Peygamberimizin yanında oturanlardan birisi "Herhangi birimiz, bin Haseneyi nasıl kazanabilecek?!" diye sordu.

Peygamberimiz "Herhangi biriniz, yüzkere 'Sübhan
Allah.gif
" diyerek tesbih ederse, kendisine bin Hasene yazılır ve bin günahı da, silinir!" buyurdu.

Peygamberimiz "Sizlerden her hangi birinizin, her gün, Uhud dağı kadar amel etmeğe gücü yeter mi?" diye sordu.

"Ya Resul
Allah.gif
! Her gün, Uhud dağı kadar amel etmeğe kimin gücü yetebilir?" dediler.

Peygamberimiz "Hepinizin gücü yeter!" buyurdu.
"Ya Resul
Allah.gif
! Bu nasıl olabilir?" dediler.
Peygamberimiz "Sübhan
Allah.gif
Uhud'dan daha büyüktür.Elhamdü lillah Uhud'dan daha büyüktür. Allah'ü ekber Uhud'dan daha büyüktür!" buyurdu.

Efendimiz bir hadîs-i şerîflerinde buyurdu ki: "Hak teâlâ hazretlerinin zâtına mahsûs olarak üçbin ismi vardır. Bunların içinden terâzîde en ağır geleni "Sübhân
Allah.gif
i ve bi hamdihi sübhân
Allah.gif
il'azîm, estağfirullah ve etüübü ileyk"dir."

Her kim, bunu namazdan ve tesbîhlerden sonra, onkere okursa her harfine on sevap verilir
nokta.gif
.estağfirullah ve etüübüileyk demeside küçük günahlarını temizler
nokta.gif
.

 

KRMUS

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Nis 2013
Mesajlar
1,794
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
51
Meleklerin sevabını yazmaktan yorulduğu salavat
Rasülü Ekrem bu salavatı şerife hakkında buyurdu ki:
“Kim bana ve ehli beytime salavat getirir de tam ölçekle sevap almayı arzu ederse (bu salavatı) getirsin.”
"Cez
Allah.gif
ü anna muhammeden sall
Allah.gif
ü aleyhi ve selemle ma hüve ehlüh”
Manası:Allahü Teala,Muhammed (aleyhisselamı) biz ümmetlerine olan merhametinden sebeb layık olduğu bir mükafatla en yüksek dereceye erdirsin.
*Cenabı Hak’tan yardım dileyerek,
"Ya Rabbi,O Yüce Peygamberin Hz.Muhammed’in (a.s) kadrü kıymetini, yüksek değerini biz bilemiyoruz.Sen (c.c.) O’na (a.s) layık olduğu sonsuz bir mükafatla en yüksek derece ve makamlara erdirerek mükafatlandır.” diye dua ve niyazda bulunmuş oluruz.
*İbn-i Abbas’dan rivayetle:
"Bu salavatı okuyan kimse yazıcı meleklerden yetmiş melek, bin sabah ve bin akşam sevap yazmayı yetiştirmek için zorluk çekerek yorulur ve ancak yazabilir.”demiştir.
Buyurun bu salavatı okuyun: "Cez
Allah.gif
ü anna muhammeden sall
Allah.gif
ü aleyhi ve selemle ma hüve ehlüh”
Öğrenip dilimizden eksik etmeyelim. İnş
Allah.gif
, Rabbim hepimizden razı olsun.

 

KRMUS

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Nis 2013
Mesajlar
1,794
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
51
Müslümanım Diyen Herkes,
Müslümanca Yaşamak Zorundadır.
 

KRMUS

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Nis 2013
Mesajlar
1,794
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
51
Güneşin o ilk doğuş anına en son ne zaman tanık oldun? İnsanoğlu, taptaze ışıklarının tüm vücuduna yayılmasını ne zaman izledin kendinde, bir sonbahar sabahı o ılıklığı ne zaman hissettin yüreğinde?
nokta.gif
.

Bizler aslında bize her günün bir lütuf olduğunu anlamayacak denli duyarsız bir biçimde geçip gidiyoruz bu yaşamdan. Hanginiz sabah gözünü açtığında bunu dünyaya tekrarlıyor:

Bugün özel bir gün çünkü ben bugün de yaşıyorum, gözlerim açık, ilk soluğumu bilinçli bir biçimde çektim içime, bu bir ayrıcalık, bugün özel bir gün, evet
nokta.gif
.Bugün bana bir gün daha yaşama şansı verildi diye

İnsan yaşamında ne sorunlar var ama biz o kazağı alamadık diye tüm günü o güzelim ruhumuza ve bedenimize azap çektirmekle geçiriyoruz ya da sevgiliniz sizin sevginizin yüceliğini anlamadı diye kahroluyoruz ya da sular gitti diye, hava soğudu diye tüm gün kendimize ve sevdiklerimize surat asıyoruz.

Bir de şöyle düşünelim; siz başlı başına bir yaşamsınız ve yaşamda telafi edilemeyecek tek şey ölümdür. Sular elbette gelecektir, soğuk hava için biraz daha sıkı giyinebiliriz, sevgilin seni anlamıyorsa aslında senin sevdana layık olmadığını pekala algılayabilirsin
nokta.gif
.

Peki, bu yaşama ne zaman gülümseyeceksin, ne zaman kendin için bir şeyler yapacaksın, en sevdiğin çiçeği neden hala başkalarından bekliyorsun, bugün kendine niye o çiçeği almıyorsun, ne zaman miskinliğinden bir sabah da ödün verip doğanın ısrarla uyanışına kendini de tanık etmiyorsun?



Unutma ki bu yaşamı güzelleştirecek olan da çekilmez hale getirecek olan da sensin, sakın başkalarını suçlama
nokta.gif
.



Hadi artık her sabah yüreğine kocaman gülümsemelerle dolu bir soluk çek ve tüm gün verdiğin her soluğun içine bu gülümsemelerden katarak çevrendeki tüm canlı varlıkları varlığından haberdar et. Yaşama öylesine gelme ve de öylesine gitme.



Unutma ki bir ağacın gövdesine sarıldığında onun kalp atışlarını duyabilecek denli bu dünyada duyarlı yaşamak senin elinde. Tanıdığın ya da tanımadığın olsun, yeryüzündeki canlıların hiç birinden hiçbir zaman,
gülümsemeni esirgeme


Unutma sen bu dünyada başlı başına bir yaşamsın ve
nokta.gif
.
Yalnızca bu nedenle bile, senin varlığın çok, çok özel.
Ve şunuda asla unutma nerden geldin nereye gidiyorsun bunu sakın unutma
nokta.gif
.




 

KRMUS

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Nis 2013
Mesajlar
1,794
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
51
Gerçekten başı dik, alnı ak mıyız?
Adâlet dağıtan, ehl-i hak mıyız?
Gerçekten
nokta.gif
Tertemiz, pîr ü pak mıyız?

Kendimizle yüzleşmeye var mıyız?
Yoksa biz; gizli bir sahtekâr mıyız?



Gerçekten, haramda yok mu gözümüz?
Senet midir, verdiğimiz sözümüz?
Hangi zulme, kızardı ki yüzümüz?
Samimiyet tartısına var mıyız?
Yoksa biz; saygın(!) bir sahtekâr mıyız?
İnsanlık şuûru, kanayan yara,
İlâhlık tahtına, oturmuş para.
Yürek taş kesilmiş, gönül kapkara,
Bu zindandan, kurtulmaya var mıyız?
Yoksa biz; müzmin bir sahtekâr mıyız?
Tezgahlarda, namus şeref satana,
Vatan millet nutukları atana,
Kin kusarak, o dindara çatana,
Allah için, “dur! ” demeye var mıyız?
Yoksa biz; büyük bir sahtekâr mıyız?
“Ben çağdaşım” diye, söze başlayan,
Kur’ân ahlâkını, hergün taşlayan,
Doğruları, dokuz köyden dışlayan;
Cehâleti susturmaya var mıyız?
Yoksa biz; pişkin bir sahtekâr mıyız?
İkide bir, özgürlüğe el koyan,
Nefretle beslenen, öfkeyle doyan,
Milletinin tercihini yok sayan;
“Vesâyet”i, reddetmeye var mıyız?
Yoksa biz; “Entel” bir sahtekâr mıyız?
Geldik gidiyoruz, ömür çok kısa,
Ölüm, herkes için değişmez yasa.
Bizi uyandırır, belki bu tasa.
Gerçekleri düşünmeye var mıyız?
Yoksa biz; hâlâ bir sahtekâr mıyız?
Cengiz Numanoğlu
 

KRMUS

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Nis 2013
Mesajlar
1,794
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
51
Yâr.
En başta.
Yalnızca O var.
O başlar en baştan tâ.
Yazılmadan bütün yazılar.
O’ndan önce ve de sonra üç nokta.
O başsız ve başlangıçsız var yokken varlar.
Zaman ve mekan ki O’na yokluk kadar uzakta.
Gözler O’nu buralarda hem görür hem boşuna arar.
Her kim arar o bulur ve de bulan arar belki bir solukta.
O’nsuz olsa er ve şâh olsa ne olur düşün O’nsuz ne neye yarar.
O her işin başında ve dâhi sonunda O’nsuz her şey yokluk ve boşlukta.
Zamânın ve mekânın yâni her şeyin başında sonunda ve ortasında O Yâr.
Ve bir vakit sonra başa döner zerreden kürreye her ne varsa varlıkta.
Ve döner yıldız döner gök ve döner bir bir bütün eşya ve insanlar.
Her şey aslına döner aslolan O O’nsuz asıl bile yokta.
Ve her şey su misali akar ve su dâhi durmaz akar.
Durmaz âlemler bile zîra dönmek var fıtratta.
İsterse ’varmam’ desin nâfiledir inkar.
Varılacak en başa posta posta.
Her şey ancak bi yere kadar.
Sonra herşey yoklukta.
Sonra bir O var.
Ve nokta.
Yâr.
 

KRMUS

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Nis 2013
Mesajlar
1,794
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
51
İnsanı diğer varlıklardan ayıran temel özelliklerinden birisi de inanan bir varlık olmasıdır. İnsanda yeme içme ve barınma gibi bedensel ihtiyaçları nasıl doğuştan geliyorsa, inanma duygusu da doğuştandır. Çünkü Allah insanı doğuştan inanma eğilimi olan bir varlık olarak yaratmıştır. Bu nedenle tarih boyunca insan yüce bir varlığa yönelme, ona inanma, sığınma ve ondan yardım dileme ihtiyacı hissetmiştir. Eski dönemlere ait sanat eserlerinde değişik şekilde yapılmış ibadet yerlerinin bulunması, bunun en açık göstergesidir.
 

KRMUS

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Nis 2013
Mesajlar
1,794
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
51
İnsan inanan bir varlık olmasının yanında, aynı zamanda akıllı, irade sahibi ve düşünen bir varlıktır. Akıl, Allah’ın varlığını ve birliğini anlamada, doğruyu bulmada en önemli araçlardan biridir.
İnsan inanma duygusunun gereği olarak, aklı ile etrafında meydana gelen olayları, gökte ve yerde bulunan varlıkların nasıl niçin meydana geldiğini merak eder. Bu nedenle kendi varlığını ve çevresinde olup bitenler hakkında bilgi sahibi olmak ister. Özellikle kendisinin mükemmel yapısı, evrendeki düzen ve ahenk ona bir yaratıcının varlığını düşündürür. Böylelikle kendisini, çevresini ve Rabbini tanır. Rabbini tanıdıkça onu sever ve bağlanır.
 

KRMUS

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Nis 2013
Mesajlar
1,794
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
51
Kalbin temizlenmesi, ancak dünya şehvetlerinden kaçınmakla mümkün olur. Zikre yakın olmak ise, ancak çok zikir yapmakla mümkün olur. Allah sevgisi ise, ancak marifetle elde edilir. Allah'ın marifeti ise daima zikir yapılmadıkça bilinemez.İmam Gazali
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt