Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Gül`ün (s.a.v.) Gülü Olmak Kolay mı? (1 Kullanıcı)

buket_zeynep

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Eyl 2012
Mesajlar
2,757
Tepki puanı
180
Puanları
63
Yaş
39
Gül`ün (s.a.v.) Gülü Olmak Kolay mı?

Ey kızcağızım Fâtıma! Bil ki kocanın rızası Allâh’ın rızasıdır. Kocanın gazabı Allâh’ın gazabıdır. Kocası kendisinden bir saat razı olan bir kadının vücudundaki her bir kıla karşılık bir yıl ibadet sevabı yazılır...




İmâdü’l-islâm adlı fazileti büyük ilmihal kitabının müellifi Şeyh Abdurrahman bin Yusuf’un Zuhretü’lriyâz’dan naklettiğine göre, Rasulullah Efendimiz (s.a.v) kızı Fatımatü’z-Zehrâ`ya (r.a) bazı öğütlerde bulunmuştur ki bütün kadınlara ve kız babası olan müminlere gayet kıymetli bir armağandır. Nakledenin, okuyanın ve severek amel eden herkesin Rabbimizin rızasına vasıl olması duasıyla gönül paylaşımımdır:


Ey kızcağızım Fâtıma! Bil ki kocanın rızası Allâh’ın rızasıdır. Kocanın gazabı Allâh’ın gazabıdır. Kocası kendisinden bir saat razı olan bir kadının vücudundaki her bir kıla karşılık bir yıl ibadet sevabı yazılır.



Ey Fâtıma! En büyük ibadet, kocana itaatli olmandır. Ondan sonra iyilik ve ikram etmendir. Ey Fâtıma! Bir kadın evinin hizmeti için bir saat çıkrığı önünde bulunsa, bir yıllık ibadet sevabı bulur. Eğirdiği her ipliğe bir şehid sevabı yazılır. O iplikle kocasına ve çocuklarına elbise dikse, o iplikten yapılan her elbise başına kendisine cennette bir şehir verilir ki büyüklüğünü ancak Allâh bilir.



Ey Fâtıma! Kadın kocasının yanında bir saat otursa, kendisine bir yıllık ibadetten hayırlıdır. Kocasının yüzüne bakması, Kabe’yi tavaf etmesinden üstündür. Ey Fâtıma! Kocası kendisinden razı olan kadın, döşeğinde yatarken benim havuzumun şarabından içmedikçe ve cennet yemeklerinden yemedikçe dünyadan çıkmaz. Ölüm sarhoşluğundan ve kabir azabından muhakkak kurtulur.



Tenbîhü’l-Gâfilîn’de bildirildiğine göre yine Hazret-i Rasul (s.a.v )buyurmuştur ki: “Eğer bir kadının yüz bin malı olsa da kocasını bir kere minnet altında bıraksa ve : - “Sen benim malımı yiyorsun, benim malımla adam oldun dese o kadın cennete giremez. Hatta beş yüz yıllık yoldan cennet kokusunu bile duyamaz. Ta kocası ondan razı oluncaya kadar.”

Şimdi, aziz kardeşim, günümüz insanını, anaya babaya, kocaya, üstada ve dolayısıyla bu güzel bilgilerin kaynağı Rasulullah Efendimiz`e (s.a.v) ve Allâhımıza isyana sevkeden sağlıksız telkinler dört bir yanından kuşatmışken sizin şu an “Allâh’ın razı olduğu bir hanımefendinin vasıfları”nı okuyor olmanız hakikaten takdire şâyân örnek bir davranış.

Bu cümlelerden birine "inşaallah" "elhamdülillah" dememiz bilinmez ki bizi hangi yakınlık mertebelerine yükseltiverir, hem de bir anda. Bazan farkına bile varmadan söylediğimiz bir "Amin" hürmetine ferşten arşa çıkıveririz. Allah içimizdeki Fatıma ahlaklıların sayısını arttırsın ki Aliler "îlâ-yı kelimetullah"a aşk ile şevk ile güç kuvvet bulsun.



Rabbimizin, sizleri ve bizleri, eşlerine, büyüklerine ve üzerinde hakkı bulunan her taifeye itaatte ve ihlas ile hizmette kusur etmediği için “ni’me’l-ecrü’l-âmilîn” “Bildiklerini yapanların mükâfâtı ne güzeldir” kavl-i şerifiyle övdüğü zümreye ilhak etsin dilerim.


Fatma Öz / Yenidünya Dergisi
 

buket_zeynep

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Eyl 2012
Mesajlar
2,757
Tepki puanı
180
Puanları
63
Yaş
39
İffet ve Haya Şiarımız Olsun!



Evet, iffet güzeldir! Ama kadında daha da güzeldir. Kadını, meleklerden daha ulvi yapan ve onu eşsiz bir elmas haline getiren onun iç derinliği, iffet ve vakarıdır.



Hamd-u sena, her türlü hata ve kusurlarımızı örten yüce Settar’a; salat-u selam, iffet ve hayâsıyla bize en güzel örnek olan Habibullah’a ve Onun yolunun yolcuları olan tüm iffet timsali Yusuflara ve Meryemlere olsun!

Evet, çok değerli iffet timsali bacılarım! Gelin hep beraber iffetimizi, cennet hatunlarının iffeti ile karşılaştıralım. Acaba biz ne derece iffetliyiz?

Dikkat ederseniz Hz. Meryem’i pak ve temiz kılan ve onu en ulvi makamlara ulaştıran, ne onun çok namaz kılması ne de çok oruç tutmasıydı! Onu böyle yüce bir makama eriştiren iffet, vakar ve hayâsıydı. Ki Rabbimiz, ayet-i kerimede şöyle buyuruyor:

“İffetini korumuş olan Meryem’i de an. Biz, ona ruhumuzdan üfledik; onu ve oğlunu cümle âlem için bir ibret kıldık.” (Tahrim / 12)

Bir bayanın iffet, vakar, ağır başlı ve paklık sıfatları belirgin olmalı ve bu sıfatlarla tanınmalıdır. Bu da ancak Rabbimizin emrettiği şekilde örtünmek ile olur. Tarihe baktığımızda çok güzel örnekler ile karşılaşabiliriz. Bu örneklerden birisi de, Rumeysa (R.Anha)’nın o güzel iffetidir.

Ata b. Ebi Rebah anlatıyor:

İbn-i Abbas bana “Sana cennetlik bir kadın göstereyim mi?” dedi. Ben evet deyince şöyle dedi:

“Şu siyah tenli kadın var ya işte o, bir gün Resulullah’ın yanına geldi ve ‘Ey Allah’ın Resulü, beni bazen sara nöbeti tutuyor ve ben farkına varmadan üstüm başım açılıyor. Ne olur Allah’a dua et iyileşeyim’ dedi. Resulullah, ‘İstersen sabret, karşılığında sana cennet var. Eğer istersen de sana şifa vermesi için Allah’a dua edeyim’ dedi. Kadın, ‘Tamam, sabrederim fakat üstümün açılmaması için Allah’a dua et’ diye ricada bulundu.

Rumeysa’nın şu iffetine bakın! İstemeyerek düştüğü bu durumdan ne kadar mahzun ve üzgün! Acaba bilerek ve isteyerek iffetini teşhir eden kadınlar ne derece üzgün ve mahzunlar? Ve bunun hesabını Allah’a nasıl vereceklerini hiç düşünmüyorlar mı?

Tabii ki iffetli olabilmek için sadece örtünmek yetmez! Dolayısıyla Müslüman bir kadın, halk arasında gidiş gelişlerinde öyle hareket etmelidir ki iffet ve vakarıyla tanınmalıdır. Hakeza Müslüman bir kadın iffetinin muhafazası için ses tonuna da dikkat etmelidir. Bu konuda Allah Resulü hanımlarına hitaben şu ayeti okuyor:

“Çekiniyorsanız ses tonunuzu yumuşak bir tarzda söylemeyin ki gönlünde hastalık olanların tamahları, tahrik olmasın.” Bu ayet-i kerime’de konuşurken nasıl iffetli ve vakarlı olmamız gerektiğini gayet açık bir şekilde belirtmiş. Yine bununla ilgili olarak:

Bir gün Hz. Fatıma annemiz “Babacığım acaba cennete girecek olan ilk kadın kimdir?” diye sorunca Allah Resulü (AS), “Falanca mahallede bir çobanın hanımıdır” dedi. Hz. Fatıma bu kadının kim olduğunu görmek için hemen yola koyulur ve nihayet evin kapısını tıklar. İçeriden yaşlı bir ses “Kim o!” der. “Benim, Muhammed’in kızı Fatıma!”

Kapı açılınca gayet güzel ve genç bir kadın karşısına çıkar. Hz. Fatıma şaşkın bir halde sorar: “Az önce sesiniz çok yaşlı geliyordu. Ama görüyorum ki siz çok gençsiniz.” Kadın şöyle der:
“Evet, o yaşlı zannettiğiniz kişi benim! Belki kapıyı çalan kişi erkek olur da benim sesim ona cazibeli gelir korkusuyla dilimin altına taş koymuştum. Bu nedenle sesim yaşlı sesi gibi çıkıyordu.”

Suphanallah! Şu iffete bakın Allah aşkına! Demek ki onu cennete götüren o güzel iffeti idi. Oysa günümüz çağdaş (!) Müslümanları, özellikle bir erkekle telefonda veya başka bir yerde konuşmak zorunda kalınca ses tonlarını incelterek konuşuyorlar. Unutmayalım ki tüm bunlar iffet perdemizin zedelenmesine ve hatta zamanla yırtılmasına sebebiyet verecektir.

Özelikle de fuhşun ve münkeratın açıkça işlendiği bu dönemde, örtü zırhına sımsıkı sarılıp iffet kalesine sığınmamız gerekir. Öyle ki en büyük düşman olan nefis ve şeytanın o iffet kalemize zarar vermemesi için kalemizi iman ve takva ile onarıp en ufak bir gedik dahi bırakmamalıyız. Dolayısıyla iffet ve takva, İslam’ın apaçık ve temel metotlarından biridir. Öyleyse her Müslümanın bu noktaya çok dikkat etmesi lazım. Allah Resulü, şöyle ferman buyuruyor:

“Hayâ ve iman ikiz kardeştir; biri gidince diğeri de gider.”
Evet, iffet güzeldir! Ama kadında daha da güzeldir. Kadını, meleklerden daha ulvi yapan ve onu eşsiz bir elmas haline getiren onun iç derinliği, iffet ve vakarıdır.

Bugün toplumumuzun huzur ve mutluluktan uzak kalmasının tek müsebbibi, topluma iffetsizliği aşılayan ve batı medeniyetini taklit eden bu rejimdir. İşte bu nedenle iffet yoksunu insanlar yüzünden ölümler, kavgalar ve acılar her gün biraz daha artmaktadır. Hatta bazen iffetsizlik yüzünden çok büyük felaketler de olabiliyor. Oysa Rabbimiz, böyle yapan insanları hem bu dünyada hem de ahrette cezasız bırakmayacaktır…

Öyleyse tüm bu felaketlerin önünü kapamak için iffetsizliğe götüren tüm yolları, iman ve iffet yolu ile kapamak, şeytan ve nefse karşı dikkatli olmak yani nefsin dizginlerini sımsıkı tutup elden bırakmamak lazım!

Kıymetli bacılarım! İffet ve hayâ şiarımız olsun. Sözün sonu: Rabbimiz kendine iffeti şiar edinen hanımlardan razı olsun inşallah. Vesselam…

Esma Akbalık / Nisanur Dergisi
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt