Değerli Kullanıcılarımız,
İslami Sayfa, yenilen altyapısı ve tasarımı ile sizlere çok daha iyi hizmet sunabilmek adına büyük bir değişim ve yenilenme içerisindedir. Bu süreç içerisinde sizlerden ayrı kalacağımız kısa aralıklar olabilir, ek olarak kullanıcılarımız sitemizde mevcut üyeliklerine giriş yapmak istediklerinde "Şifre Sıfırlama"bağlantısını kullanarak mevcut e postaları ile bu süreci kolayca tamamlayabilirler.
Eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
"Üç dua vardır ki bunlar müstecabtır; kabul edilir. Bunda hiç şek ve şüphe yoktur: Mazlumun duası, misafirin duası ve babanın evladına duası."
[Hadisi şerif / İbni mace]
"Zandan sakınınız. Çünkü zan (yersiz itham), sözlerin en yalan olanıdır. Başkalarının konuştuklarını dinlemeyin, ayıplarını araştırmayın, birbirinize karşı öğünüp böbürlenmeyin, birbirinizi kıskanmayın, kin tutmayın, yüz çevirmeyin. Ey Allah'ın kulları! Allah'ın size emrettiği gibi kardeş olun... "
(Müslim, "Birr",30)
Ata bin Ebu Rebah (Rahmetullahi Aleyh) şöyle dedi:
Cabir bin Abdullah ve Cabir bin Ömer el-Ensari (Radiyallahu Anhum)’u atış müsabakası yaparken gördüm. Onlardan biri usanıp oturdu. Diğeri şöyle dedi:
−Tembellik mi ettin? Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’i işitim şöyle buyuruyordu:
“Allah Azze ve Celle’yi zikretmenin dışında her şey oyun ve gaflettir! Ancak şu dört haslet müstesnadır.
1) Kişinin iki hedef arasında yürümesi,
2) Atını terbiye etmesi,
3) Eşi ile oynaşması,
4) Yüzücülük öğrenmesi.”
Taberani Mucemu’l-Kebir, Tergib ve Terhib 3/151
Bera ibni Azib (Allah Ondan razı olsun) şöyle demiştir: Rasûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) yatağına girdiğinde sağ tarafına yatar ve şöyle dua ederdi: “Allahım kendimi sana teslim ettim. Yüzümü sana çevirdim, işlerimi sana emanet ettim, rızanı isteyerek azabından korkarak sırtımı sana dayadım, sana sığındım. Sana karşı yine senden başka sığınak yoktur. İndirdiğin kitaba gönderdiğin peygambere inandım.” (Buhari, Deavat 5)
Ka´b İbnu Mâlik (Radıyallâhu Anh) anlatıyor: "Resûlullah (Aleyhissalâtu Wesselâm)´ın şöyle söylediğini işittim: "Kim âlim geçinmek, sefihlerle münâzara yapmak ve halkın dikkatlerini kendine çekmek gibi maksadlarla ilim öğrenirse Allah o kimseyi cehenneme atar." [Tirmizî, İlm 6, (2656).]
Şu iki kişiye gıpta etmek caizdir:
Biri, Allah'ın kendisine verdiği hikmetle hükmeden ve bunu başkasına da öğreten hikmet sahibi.
Diğeri de Allah'ın kendisine verdiği malı hak yolda sarfeden zengindir.
(Müslim, 816)
86- وَعَنْ أبي عمرو ، وقيل أبي عمْرة سُفْيانَ بنِ عبد اللَّه رضي اللَّه عنه قال: قُلْتُ : يا رسول اللَّهِ قُلْ لِي في الإِسلامِ قَولاً لا أَسْأَلُ عنْه أَحداً غيْركَ . قال: « قُلْ : آمَنْت باللَّهِ: ثُمَّ اسْتَقِمْ » رواه مسلم .
86. Ebû Amr (veya Ebû Amre) Süfyân İbni Abdullah radıyallahu anh şöyle dedi:
- Yâ Resûlallah! Bana İslâmı öylesine tanıt ki, onu bir daha senden başkasına sormaya ihtiyaç hissetmeyeyim, dedim.
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:
- “Allah’a inandım de, sonra da dosdoğru ol!” buyurdu.
Künyesi Ebû Amr veya Ebû Amre olan Süfyân, Sakîf kabilesine mensup olduğu için es-Sakafî nisbesiyle anılmaktadır. Sakîf kabilesinin temsilcileri ile birlikte gelip müslüman olmuştur. Hz. Ömer kendisini Tâif’e zekât memuru olarak görevlendirmiştir. Süfyân Resûlullah’dan 5 hadis rivayet etmiştir. Rivâyetleri Müslim, Tirmizî, İbni Mâce, Dârimî ve Ahmed İbni Hanbel tarafından nakledilmiştir. Kendisinden çocukları Âsım, Abdullah, Alkame, Amr ve Ebu’l-Hakem hadis rivayet etmişlerdir.
İslâm’ın en özlü tariflerinden birini, onun suali üzerine öğrenmiş bulunmaktayız.
Übey İbni Kâ’b radıyallahu şöyle dedi:
Gecenin üçte biri geçince, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem uyanıp kalktı ve şöyle buyurdu:
“İnsanlar! Allah’ı zikredin! Yeri yerinden oynatan birinci sûr üflenecek. Arkasından ikincisi gelecek. Ölüm bütün şiddetiyle gelip çatacak. Ölüm bütün şiddetiyle gelip çatacak.”
Übey diyor ki, Hz. Peygamber’e:
– Yâ Resûlallah! Ben sana çok salavât–i şerîfe getiriyorum. Acaba bunu ne kadar yapmam gerekir? diye sordum.
– “Dilediğin kadar”, buyurdu.
– Dualarımın dörtte birini salavât–i şerîfeye ayırsam uygun olur mu? diye sordum.
– “Dilediğin kadarını ayır. Ama daha fazla zaman ayırırsan senin için iyi olur”, buyurdu.
– Öyleyse duamın yarısını salavât–i şerîfeye ayırayım, dedim.
– “Dilediğin kadar yap. Ama daha fazla zaman ayırırsan senin için hayırlı olur”, buyurdu.
Ben yine:
– Şu halde üçte ikisi yeter mi? diye sordum.
– “İstediğin kadar. Ama artırırsan senin için hayırlı olur”, buyurdu.
– Öyleyse duaya ayırdığım zamanın hepsinde sana salavât–ı şerîfe getirsem nasıl olur? deyince:
– “O takdirde Allah bütün sıkıntılarını giderir ve günahlarını bağışlar” buyurdu.
Tirmizî, Kıyamet 23.
Resûlullâh (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyuruyor;
“Gece ve gündüz melekleri dönüşümlü olarak aranızda bulunurlar. Bu melekler sabah ve ikindi namazlarında buluşurlar. Sonra gece boyu sizinle bulunan melekler yükselirler. Allah, durumlarını çok iyi bildiği hâlde insanları onlara sorar: 'Siz ayrıldığınızda kullarım ne yapıyordu?' Melekler de:'Yanlarına vardığımızda da oradan ayrıldığımız sırada da namaz kılıyorlardı.' derler. ” (Buhârî, Tevhîd, 23)
(Mümin) kardeşine tebessüm etmen sadakadır.
İyiliği emredip kötülükten sakındırman sadakadır.
Yolunu kaybeden kimseye yol göstermen sadakadır.
İyi göremeyen bir kimseye yardımcı olman senin için sadakadır.
Yoldan taş, diken, kemik gibi şeyleri kaldırıp atman da senin için sadakadır.
(Al-Tirmidhi, "Birr",36)