Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Hz.Peygambere uyma zorunluluğu (1 Kullanıcı)

نعىمة

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
2 Ara 2007
Mesajlar
2,969
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
40
Peygamberimiz "İyi biliniz ki, Bana, Kitap ve onunla birlikte bir o kadar daha verildi" buyurdu. (Ebu Davud, Sünen, c. 4, s. 200).

Haberiniz olsun ki Resulüllah’ın da, Allah’ın haram kıldıkları kadar haram kıldığı şeyler vardır. Kur’an–ı Kerim’de şöyle buyrulur:

‘’Resulüm size her ne getirdi ise onu alın, her ne yasakladı ise onu terk edin’’ (Haşr: 7).

Resulüllah Efendimiz sözlerinin hafife alınacağını, bunları asırlar önce haber vermişti:

‘’Haberiniz olsun, rahat koltuğunda otururken kendisine benim bir hadisim ulaştığı zaman kişinin, ’Bizimle sizin aranızda Allah’ın kitabı vardır. Onda nelere helal demişse onları helal biliriz nelere de haram demişse onları haram addederiz’ diyeceği zaman yakındır. Bilin ki, Rasulüllah’ın haram kıldıkları da tıpkı Allah’ın haram ettikleri gibidir‘’ (Ebu Davud).

* * *

Peygamberimize bir soru sorulduğu zaman, eğer, o hususta vahiy inmemişse, Peygamberimiz ‘’Bilmiyorum‘’ der, yahut vahiy gelinceye kadar susar, kendiliğinden bir şey söylemezdi.

Nitekim Kur’an–ı Kerim’de:

‘’O, hevesine uyarak da konuşmuyor. Söylediği şey, kendisine bidirilen vahiyden başka bir şey değildir’’ ( Necm: 3–4).

Âyetler indikçe de, Peygamberimizin, açıklanmasını istediği âyetler, Allah tarafından kendisine açıklanırdı. Âraf suresinin 199. ayeti nazil olunca, Peygamberimiz: "Ey Cebrail! Ne demek bu" diye sormuş, O da "Bilmiyorum. Bilenden sorayım‘’ diyerek gitmiş, geldiği zaman ‘’Ya Muhammed! Seninle ilgisini kesenle ilgilenmeni, Seni mahrum edene, Senin vermeni, Sana zulmedeni bağışlamanı Allah Sana emrediyor‘’ demişti. (İslam Tarihi, Taberi Tefsir, c. 9, s. 155).

Müslüman, Allah Resulü’nü örnek alarak Sünnet’i, Sünnet’in mesajını tam ve kamil manada hayatına nakşetmelidir. Ancak, bu sayede Allah’ın rızasına, O’nun sonsuz rahmetine kavuşabilir. Hz. Ömer bir savaşta muvaffak olamayışlarının sebebini bir sünnetin unutulmasına, geri bırakılmasına bağlamış ve derhal bu sünneti yerine getirmelerini emretmiştir. Bugün Müslümanların birbirlerine bakışları, ilişkileri, hukukları, sorumlulukları... nefislerinde ve hayatlarında yaşayışları acaba ne kadar Allah Resulünün sünnetine uygundur. Sünnet ölçüsünü devreden çıkardığımızda nefislerimiz, keyiflerimiz devreye giriyor. Allah Resulünün şahitliğinde; ashabın başında kuş varmış gibi saygı ve edeple, iman sorumluluğuyla, birlik ve beraberliğimizin muhasebesini yapmalıyız. İslâm’ı kamil manada yaşayamadığımızdan rezil, sefil, mahcup, perişan hallere düşüyoruz. Sünnet ölçüsü ile, kafirlerin, münafıkların, hainlerin oyunlarını hemen görür tedbir alır galip duruma geliriz. Allah’ın divanına el açarak: ‘’Ya Rabbi! Resulünün sevgisini kalbimizde ziyadeleştir. O’na layık ümmet eyle. Bizi perişan eyleme. Kalplerimizde kardeşlerimize karşı bir kin bırakma’’ diyerek duaya sarılalım. Peygamberimizin Allah’a olan yalvarışları, duaları ne kadar çoktur. Peki biz ne kadar dua ediyoruz. Allah Resulü, evden çıkarken, abdest alırken, yaşlılığında, gece gündüz, düşmanlar karşısında, nazar için, şerlilerin şerrinden korunmak için dua etmiştir.

Allah aşkına artık nefislerimizin bizi zillete düşüren vesveselerini bir tarafa bırakıp, Allah Resulünün iki cihan saadetini bahşeden Sünnet ölçüsü ve yaşantısını kalbimize hakim kılalım.

Göreceğiz bulutlar berraklaşacak, rahmetler sağanak sağanak inecektir. Gönüllerimiz genişleyecek, rızkımız bollaşacak, heybetimiz artacak, düşmanların kalplerine korku salınacak, iz’an ve irfanımız yükselecektir.

Helâlde sevap, bereket, huzur, haramda günah ve sıkıntı vardır. Nefisler doymaz.

Yüce ruhlar, imanla, Allah’ı zikirle, Allah’ın son Peygamberinin buyruklarına tam bir teslimiyetle huzur bulur. Huzur İslam’dadır. Başka hiçbir dini Allah kabul etmiyor. Haçlıların, dîni, ilmî, felsefî konularda ortaya attıkları barış, diyalog mesajları; ezme, yok etme, sömürme, kandırma plan ve tuzaklarıdır. İman öğle korunmuş bir yüceliktir ki Sevr mağarasında temsil edilen Tevhid (Müslümanların iman ölçüsü) kıyamete kadar teslisin (haçlı zihniyetinin) karşısında Allah’a kavuşana kadar hicretine devam eder.

Biz, dinin izzetini, Peygamber ölçüsünün disiplinini koruyup ayakta tutsak; Allah da bizim şeref ve izzetimizi yükseltir. İman öyle ilahi bir rütbedir ki, Allah, ateşleri gül bahçesine çevirir. Ne mutlu O’na tâbi olan, O’nun sünnet ölçüsüyle yaşayan, O’na layık olan, O’nun sevgisine mahzar olan, O’na hayran olup O’na kavuşan bahtiyar Müslümanlara.

Ey Allah’ım! Kalplerimizin tabibi ve ilacı, bedenlerimizin âfiyet ve şifası, gözlerimizin nuru ve ışığı Efendimiz Muhammed (as)’a, aile efradına, ashabına salat ve selam eyle...
 

sueda

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Ağu 2006
Mesajlar
5
Tepki puanı
0
Puanları
0
Ey Allah’ım! Kalplerimizin tabibi ve ilacı, bedenlerimizin âfiyet ve şifası, gözlerimizin nuru ve ışığı Efendimiz Muhammed (as)’a, aile efradına, ashabına salat ve selam eyle... amin
 

نعىمة

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
2 Ara 2007
Mesajlar
2,969
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
40
Ey Allah’ım! Kalplerimizin tabibi ve ilacı, bedenlerimizin âfiyet ve şifası, gözlerimizin nuru ve ışığı Efendimiz Muhammed (as)’a, aile efradına, ashabına salat ve selam eyle... amin

Amın
Allahumme sallı ala seyyidina muhammedin ve ala alihi ve sahbihi ve sellim
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt