Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

İbadet ve ilim münasebeti (1 Kullanıcı)

نعىمة

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
2 Ara 2007
Mesajlar
2,969
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
40
İbadetin ilimle münasebetine gelince; ibadet, taat, bir ilimdir. İbadet ettiğiniz müddetçe kalbiniz bir kulvarda yürüyor. Farkında değilsiniz. Allah size tecelli ediyor. Kalbinize tecelli ediyor. Yani yansıyor. Zatını gösteriyor. Sıfatını gösteriyor. Esma–i ilahisini gösteriyor. Bu sefer siz, yüce Rabb’ınızı tanıyorsunuz. Nasıl, nereden tecelli etmişse; ismi ile tecelli etmişse isminden tanıyorsun. Sıfat–ı barisi ile tecelli etmişse sıfat–ı barisini, ef’alinden tecelli etmişse fiillerini, zatından tecelli ettiyse zatını tanıyorsun. İlmin aslı ne idi? Bilmek değil miydi? Allah’ı bilmekten daha büyük bir ilim olur mu? İşte bunu sana ibadet kazandırıyor.”

İbadeti bu anlayışla yapmak ne güzel.

El Fâtihâ

Beş vakit namazımızda kırk kez okuyoruz Fatiha süresini.

Nafile dediğimiz, farz ve vacip olmayan namaz ibadetlerini de ekleyince bu rakam daha da artıyor.

Kur’an’ın ilk süresi olan Fatiha, Müslümanlarda bir imanî geleneğin de ilham kaynağı.

Önce “besmele” ile daha sonra da “Hamd” ile başlarız ya, bu alışkanlığımız, Kur’an’dan aldığımız ölçümüzdür.

Fatiha’nın manası:

–Hamd (övme ve övülme) Alemlerin Rabbi Allah’a mahsustur.

–O Rahmandır ve Rahimdir.

–Ceza gününün malikidir.

–(Rabbimiz) Ancak sana kulluk ederiz, ancak senden medet umarız.

–Bize doğru yolu göster.

–Kendilerine lütuf ve ikramda bulunduğun kimselerin yolunu; gazaba uğramışların ve sapmışların yoluna değil!”

“Mealler asla Kur’an değildir” sözü ne kadar isabetli bir söz.

Güzelim Fatiha süresinin geldiği hale bak.

Günde kırk–elli kez okuduğumuz bu sürenin son ayeti, günümüz şartlarında çok daha önem kazanıyor.

“Gazaba uğramışların ve sapmışların yoluna değil.”

“Gazaba uğramışlar” ve “sapıtmışlar.” Kim bunlar?

Ben sormuyorum, sahabey–i kiram Hz. Peygambere (as) soruyor.

İşte bu iki sınıfın kim olduğu konusunda Hz. Peygamberin cevabı:

“Gazaba uğramışlar; Yahudilerdir”

Sapıtmış olanlar da; Hıristiyanlardır”

Bu konuyu daha sonra genişçe ele almak üzere, İbnu Cerir et Taberi’nin, Camiül Beyan an Te’vilil ây’il Kur’an” isimli eserinin konu ile ilgili bölümünden kısa bir alıntıyla şimdilik yetinelim.

“Bu değerlendirme, Tirmizî’nin –Fatiha tefsiri, bab,1– konu ile ilgili müsnedine aldığı uzun bir hadisin bir bölümünde geçiyor; “Şüphesiz Yahudiler ‘ma’dubi aleyhim/gazaba uğramışlar; Hıristiyanlar da ‘dallîn/sapıtmışlardır’ (Bknz, a.g.e. c. 1, s. 118–120)


Allahım kendilerine lütuf ve ikramda bulunduğun kimselerin yoluna ilet bizi; gazaba uğramışların ve sapmışların yoluna değil!
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt