Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

İçi Boşaltılmış İslâm... (1 Kullanıcı)

gülsengül

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Eyl 2008
Mesajlar
5,816
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
Selamünaleyküm nevin kardeşim
çok güzel bir konuyu bizlerle paylaşmışsın Allah razı olsun
Ayrıca mavci abiye de çok teşekkür ederim açıklaması çok güzel
Allah razı olsun sizlerden bizleri bilgilendirdiğiniz için.
Selam ve dua ile kalın...
 

Nevin_1982

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Eyl 2006
Mesajlar
5,000
Tepki puanı
8
Puanları
38
Yaş
41
Konum
sakarya
Ahmed ŞAHİN hocamıza sorulan bir soru ve cevap:

Soru:
Hocam mezheplerin birbirinden farklı görüşler ileri sürmesi çok soruluyor. Sebebi nedir? Bir mezhepte haram olan diğerinde nasıl helal olur? Haramı helal kılma yetkisi Allah'ın elinde değil midir?
Evet, şimdi ilk bakışta ters gibi geliyor; fakat hakikatte benim çok hoşuma gidiyor.
Birkaç yazımda da “Mezheplerin farklı olması çok iyidir, isabetlidir.” diye bir şey söyledim.
Hadis de bunu haber veriyor. “İhtilafi ümmeti rahmetün -Ümmetimin ihtilafında rahmet vardır.-” diyor Efendimiz.
Bunu hacda çok rahat gördüm. Şimdi hacda tavaf ederken o kadar kalabalık var ki, o kadar karışıktı ki, Şafiilerin kadına elini dokundu mu abdesti bozulur. Şimdi Şafiiler çok zorlanıyorlar. Ne yapalım ya? Haberin olmuyor ki. Bir bakıyorsun ki elin dokunmuş birisine.
-Ya korkma korkma; Hanefi ile amel et. Hanefide dokunursan birşey olmaz.
-Ha öyle mi öyle, iyi öyleyse. Elim dokundu ben de zaten Hanefiye niyet etmiştim.
Hanefi ameli ile dolaşıyor. Ümmetin ihtilafı rahmet oluyor. Tecelli ediyor.
Şimdi birçok meselede böyledir. Bir dini mesele olur, sen zorlanırsın. Senin mezhebinde yer yok; ama o meselede sen zorlanıyorsun. Bir hak mezhebe müracaat et. Diğer Malikide, Hanbelide, Şafiide bir yer bulursun ve onunla amel et, o sende bir rahatlama meydana getiriyor. Burdan “Ümmetimin ihtilafında rahmet vardır.” sırrı tecelli ediyor.
Ve burdan şu da tecelli ediyor: Niçin İslam dünya dinidir? Çünkü dünyada o kadar çok olaylar cereyan edecektir ki, o kadar farklı insanlar olacaktır ki o farklı mizaçta, karakterde,anlayışta insanlar, bu kadar zengin bir kültüre sahip İslam'ın içinde kendine yer bulacaktır.
Kaldırsan mezhepleri ve bir tek mezhep getirsen bu kadar farklı insanı bir tek mezhebin hükmü içinde hapsetmek zordur ve İslam'ın cihanşumulluğüne uymaz. İslam'ın cihanşumul oluşu muhtevasının da zengin oluşundan kaynaklanır.
Adeta ben diyorum ki: “Eğer mezhepler olmasaydı mezhepleri meydana getirmek lazımdı insanların ihtiyacını karşılamak için.”

Buna şöyle bir misal de ifade etmiştim:
Peki nerden çıkıyor bu mezhepler?
Şurdan çıkıyor: Arapçada bir kelimenin manası tek değildir. Türkçede de var bu. Tek değildir.
Mesela Türkçede de vardır; ne gibi?
Sıcak bir gün bir çayhaneye girdiniz. Çok sıcak... Oturdunuz. Dört tane garson geldi size koşa koşa. Dediniz ki ben meşrubat istiyorum, “Meşrubat” kelimesini kullandınız. Bir de dördü de koşarak gitti. Birisi çay getirdi, birisi gazoz getirdi, birisi ayran getirdi, birisi de limonata getirdi. Diyebilir misiniz, niye yanlış şey getiriyorsunuz? Diyemezsiniz. Neden? Garsonlar çok uyanık, çok hassas, çok bilgili. Kullandığınız kelimenin delalet ettiği manaya bakın, meşrubat dediniz. Çay meşrubat, su meşrubat, gazoz meşrubat, limonata meşrubat, hepsi de meşrubat. Niye öyle söylediniz meşrubat dediniz? Siz de çok hesaplısınız. Hangisinden varsa ondan getirsinler. Çay yoksa limonata getirsin, limonata yoksa ayran getirsin, o yoksa gazoz getirsin. Zenginlik olsun, sıkışmasınlar diye.
O bakımdan mezheplerin böyle farklı görüşler beyan etmeleri kelimelerin bütün manalara şamil oluşundandır. Ve nefes aldırıyor müslümanlara mezhepler.

Söyle ozaman hangi mezhepte hayızlıykın kurana, tutulur okunur diyor?Yada hangi mezhep nefsimiz doğduğunda 30 metre boyunda doğar diyor?Bu ölçü neye göredir çok merak ediyorum.Sohbetini dinlediğim kişilerin hepsi hanifi mezhebindendi.....Yani yaptıkları ibadetler bu mezhepten olduğunu gösteriyordu diyebiliriz en azından...Ntde pornografik içerikli dergilerin satılması nekadar doğru hemde yantarafında,üst katta dini içerikli kitaplar varken?Ben bunu anlayamıyacağım işte...selametle kalın
 

mavci

* ZİKİR * FİKİR * ŞÜKÜR *
Yönetici
Katılım
14 Eyl 2007
Mesajlar
32,203
Tepki puanı
7,567
Puanları
163
Yaş
52
Konum
Alanya
Selamünaleykum...

Selamünaleykum...

Söyle ozaman hangi mezhepte hayızlıykın kurana, tutulur okunur diyor?Yada hangi mezhep nefsimiz doğduğunda 30 metre boyunda doğar diyor?Bu ölçü neye göredir çok merak ediyorum.Sohbetini dinlediğim kişilerin hepsi hanifi mezhebindendi.....Yani yaptıkları ibadetler bu mezhepten olduğunu gösteriyordu diyebiliriz en azından...Ntde pornografik içerikli dergilerin satılması nekadar doğru hemde yantarafında,üst katta dini içerikli kitaplar varken?Ben bunu anlayamıyacağım işte...selametle kalın

Ben tartışmaya girmem Nevin kardeşim...
Birinin yaptığı hatadan dolayı; bir cemaati,bir gurubu ya da birilerini suçlayamam...
Onların hakkına giremem...
Her cemaatin, her ehlisünnet vel cemaatin belirli bir uslubü ve metodu var...
Neden senin metodun böyle diyemem...
Ama kişisel hatalar varsa...O sadece o kişiyi bağlar...
Tüm ehlisünnet vel cemaate saygım ve sevgim sonsuz...

Allaha emanet olun kardeşim...
 

mavci

* ZİKİR * FİKİR * ŞÜKÜR *
Yönetici
Katılım
14 Eyl 2007
Mesajlar
32,203
Tepki puanı
7,567
Puanları
163
Yaş
52
Konum
Alanya
Ve Aleykumselam...

Ve Aleykumselam...

Selamünaleyküm nevin kardeşim
çok güzel bir konuyu bizlerle paylaşmışsın Allah razı olsun
Ayrıca mavci abiye de çok teşekkür ederim açıklaması çok güzel
Allah razı olsun sizlerden bizleri bilgilendirdiğiniz için.
Selam ve dua ile kalın...

Allah CC. cümlemizden razı olsun kardeşim...
Yaradılanı sevelim...Yaradandan ötürü...
Allaha emanet olun...
 

Nevin_1982

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Eyl 2006
Mesajlar
5,000
Tepki puanı
8
Puanları
38
Yaş
41
Konum
sakarya
ve aleykum selam mavcı abi elbetteki dediğiniz doğru.Ama o çatlak sesler gitgide yayılıyor...mehtap tvde bir hoca vardı daha önce kanal7deydi ismini bilmiyorum.İmam nikahıyla ilgili biri soru sormuş onu cevaplıyordu.Ama hoca efendi imam nikahı yapılabilir lakin yapılmayada bilir şeklinde konuştu.Yakıştıramadım hem kendisine hemde o kanalın sahiplerine.Sonuçta o tvyi izleyen milyonlar var...Hayrettin karamanda başörtüsü konusunda konuşuyordu.Biliyosunuz fethullan gülen başınızı açın diye eftva verdi.Ve bu fetvayı yorum olarak adletti sayın karaman.Allahın kesin olan farzını zamana göre uyarlamak,yorumlamak yada başka şeylerden ötürü tersi fetva vermek nekadar doğru acaba??Ayrıca bir tanıdğımın kardeşi ün.okuyor bi ara başörtüsü serbestiya cemaattekiler başınızı açıpta girin demişler.Bide arkadaş bu durumu övüyor.Doğru olan buymuş!!!

Bu yazdıklarımı vicdanınıza,bilgilerinize kalbinize arzediyorum mavcı abi.Allaha emanet olunuz.
 

mavci

* ZİKİR * FİKİR * ŞÜKÜR *
Yönetici
Katılım
14 Eyl 2007
Mesajlar
32,203
Tepki puanı
7,567
Puanları
163
Yaş
52
Konum
Alanya
...

...

ve aleykum selam mavcı abi elbetteki dediğiniz doğru.Ama o çatlak sesler gitgide yayılıyor...mehtap tvde bir hoca vardı daha önce kanal7deydi ismini bilmiyorum.İmam nikahıyla ilgili biri soru sormuş onu cevaplıyordu.Ama hoca efendi imam nikahı yapılabilir lakin yapılmayada bilir şeklinde konuştu.Yakıştıramadım hem kendisine hemde o kanalın sahiplerine.Sonuçta o tvyi izleyen milyonlar var...Hayrettin karamanda başörtüsü konusunda konuşuyordu.Biliyosunuz fethullan gülen başınızı açın diye eftva verdi.Ve bu fetvayı yorum olarak adletti sayın karaman.Allahın kesin olan farzını zamana göre uyarlamak,yorumlamak yada başka şeylerden ötürü tersi fetva vermek nekadar doğru acaba??Ayrıca bir tanıdğımın kardeşi ün.okuyor bi ara başörtüsü serbestiya cemaattekiler başınızı açıpta girin demişler.Bide arkadaş bu durumu övüyor.Doğru olan buymuş!!!

Bu yazdıklarımı vicdanınıza,bilgilerinize kalbinize arzediyorum mavcı abi.Allaha emanet olunuz.

Ben o cemaatten de arkadaşlar tanıyorum Nevin kardeşim...
F.Gülen'in öyle bir fetva verdiğini duymadım...
Başını açıp da üniversiteye gidenler kendi yorumlarına göre karar veriyorlar sanırım...
Hiç bir cemaatda da başınızı açabilirsiniz diye fetva verildiğini duymadım...
Başını açıp girenler kendilerine destek için bunu uyduruyor olabilirler...
Kendilerini feda ediyorlar demek ki..

Allah CC.'ın verdiği bir emri kimse değiştiremez...
Başörtüsü de böyledir...

Paylaştıklarınız için Allah CC. razı olsun kardeşim...
 

Nevin_1982

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Eyl 2006
Mesajlar
5,000
Tepki puanı
8
Puanları
38
Yaş
41
Konum
sakarya
"Burcuma Diyalogcu Gazeteden Baktım. Astrolojide Benim Bahtım."

"Burcuma Diyalogcu Gazeteden Baktım. Astrolojide Benim Bahtım."

diyalogcu_zaman_genclik_eki_.jpg

Yıldız falı, kahve falı, el falı gibi her çeşit fal hurafedir.
Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:
“Falcının, büyücünün söylediklerine inanan, Kur’an-ı kerime inanmamış olur.” Taberani
“Fal baktıran, falcıya inanmasa bile, kırk gün namazı kabul olmaz.” Müslim

Zaman gazetesinden sevgililer günü eki

sevgililiergunuekiki.jpg

MUTLULUK İÇİN 14 ÖNERİ YAPILDI

Sevgililer Günü için verilen ekte türbanlı bir sevgili fotoğrafı yer almadı, ama kesin bir öğüt vardı: Eve gider gitmez pijamaları giymeyin...

Fethullah Gülen cemaatine yakınlığıyla bilinen muhafazakâr çizgideki Zaman gazetesi, dün Sevgililer Günü eki verdi.

Zaman, geçen yılki Sevgililer Günü'nde de yine bir ek vermişti. Gazetenin "sektörel ilavesi" olduğu belirtilen ekte sevgililere, "Eve gider gitmez pijamalarını giymemeleri, el ele tutuşarak birlikte dua etmeleri, sebepsiz yere evden uzun süre uzak kalmamaları, akşamları gecikmemeleri" yolunda uyarılarda bulunuldu.

Ekte, dikkat çeken bir diğer nokta, el ele tutuşmuş, sırt sırta vermiş, birbirlerine sarılmış çiftlerin fotoğraflarında türbanlı kadına ya da genç kıza hiç rastlanmaması oldu.

İşte öneriler

Eşinizin ellerinden tutun. El ele tutuşmanın stresi azalttığını biliyor muydunuz?

Sevdiğinizi sözle ifade edin. biz Müslümanlara Peygamber Efendimiz'in (SAS) "mü'min, mü'min kardeşini sevdiğini söylesin" tavsiyesi vardır. Sevdiğinizi söylemek erkeklere bir şey kaybettirmez...

Eşinizle oturun ve ellerinizi açın, birbiriniz için sesli dua edin.

Erkekler, eve gelir gelmez pijamalarınızı giymeyin.

Hanımlar, eşinizin geleceği saatte siz de neden güzel giyinmiyorsunuz?

Bayanların önemli günlerini unutmayın,

Sevgi mesajları bırakın,

Rica kipiyle konuşun,

Kahvaltıyı beraber yapın,

Dışarıda baş başa yemek yiyin,

Birbirinizi iyi niyet dilekleriyle uğurlayın,

Eşinizin ailesine sevgiyle yaklaşın,

Hitap ederken güzel sözler kullanın...

Sevgililer Günü ekindeki ilginç tavsiyelerden biri ise sırt sırta dayanmış, oturan iki sevgili fotoğrafının altındaki, "Siz siz olun sevdiğinizin sırlarını kimseyle paylaşmayın" başlıklı haber oldu.
 

Nevin_1982

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Eyl 2006
Mesajlar
5,000
Tepki puanı
8
Puanları
38
Yaş
41
Konum
sakarya
Ben o cemaatten de arkadaşlar tanıyorum Nevin kardeşim...

F.Gülen'in öyle bir fetva verdiğini duymadım...
Başını açıp da üniversiteye gidenler kendi yorumlarına göre karar veriyorlar sanırım...
Hiç bir cemaatda da başınızı açabilirsiniz diye fetva verildiğini duymadım...
Başını açıp girenler kendilerine destek için bunu uyduruyor olabilirler...
Kendilerini feda ediyorlar demek ki..

Allah CC.'ın verdiği bir emri kimse değiştiremez...
Başörtüsü de böyledir...


Paylaştıklarınız için Allah CC. razı olsun kardeşim...
selamun aleykum kardeşim.Benim bi arkadaşım üniversitedeyken okumak istememiş başörtüsü yüzünden ama rüyasında söylediğine göre gülen hocayı görmüş bikaçkere onu çağırmış rüyasında ve okumaya karar vermiş.Bunun haricinde kaldığım yurttaki müdire hanımda üniversite okumıyacakmış kurankursu talebesiymiş mahmut efendiye bağlıymış sonra bu cemaatle tanışmış ve üniversite okumuş.Gerçi kuran kursunda öğrendiklermin faydasını burda gördüm dedi...Nasıl olduda ikna oldu sormadım ...O an için doğruymuş gibi geldi öte taraftan okumayanlar allah başka kapı açar diyenler...bizi nasıl bir son bekliyor, daha doğrusu yaptıklarımızdan dolayı nasıl bir başkanlık bekliyor merak etmiyor değilim...selametle mavcı abi...
 

mavci

* ZİKİR * FİKİR * ŞÜKÜR *
Yönetici
Katılım
14 Eyl 2007
Mesajlar
32,203
Tepki puanı
7,567
Puanları
163
Yaş
52
Konum
Alanya
Ve Aleykumselam...

Ve Aleykumselam...

selamun aleykum kardeşim.Benim bi arkadaşım üniversitedeyken okumak istememiş başörtüsü yüzünden ama rüyasında söylediğine göre gülen hocayı görmüş bikaçkere onu çağırmış rüyasında ve okumaya karar vermiş.Bunun haricinde kaldığım yurttaki müdire hanımda üniversite okumıyacakmış kurankursu talebesiymiş mahmut efendiye bağlıymış sonra bu cemaatle tanışmış ve üniversite okumuş.Gerçi kuran kursunda öğrendiklermin faydasını burda gördüm dedi...Nasıl olduda ikna oldu sormadım ...O an için doğruymuş gibi geldi öte taraftan okumayanlar allah başka kapı açar diyenler...bizi nasıl bir son bekliyor, daha doğrusu yaptıklarımızdan dolayı nasıl bir başkanlık bekliyor merak etmiyor değilim...selametle mavcı abi...

Farz olan ilimleri okumak mutlaka gereklidir...
Kadın-erkek öğrenmek zorundadır...
Ama farz olmayan ilimler için İman ve İslam dan ödün vermek, Yüce Yaradana verdiğimiz sözlere ihanettir...
Çünkü verilen bir taviz başka bir taviz vermemizi gerektirir...
Din böyle böyle hafife alınır hale gelir...
Allah CC. sonumuzu hayreylesin kardeşim...
Allaha emanet olun...
 

Nevin_1982

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Eyl 2006
Mesajlar
5,000
Tepki puanı
8
Puanları
38
Yaş
41
Konum
sakarya
Yazar M.Fethullah Gülen
SORU :Bir makalenizde, hoşgörü ve diyalog çalışmalarına karşı düşmanca davrananların, bir Karmatî hezeyanıyla her şeye saldırdığını, bir Hâricî mantığıyla her şeyi ve herkesi kesip biçtiğini ve bir anarşist tavrıyla her şeye hücum ettiğini belirtiyorsunuz. Karmatî hezeyanı, Hâricî mantık ve anarşist tavır ifadeleriyle neyi kastediyorsunuz?



Karmatîlik, milâdî dokuzuncu yüzyılda Hamdan b. Karmat tarafından kurulan sapık bir Bâtınî fırkadır. Hamdan, halkın fakirliğinden yararlanarak “ortak mülkiyet” ve zenginlerin mallarını paylaşma düşünceleriyle özellikle Irak ve çevresinde tesirli olmuştur. Görünüşte dindar olsalar da, gerçekte ekonomik düşünceleri, politik beklenti ve hedefleri olan ve etraflarına topladıkları çapulcularla Abbâsî halîfesine karşı isyana kalkışan Karmatîler, senelerce ehl-i sünnet Müslümanlara zulmedip çoklarını şehit etmişlerdir. Hac yollarını kesmiş, Mekke-i Mükerreme’ye saldırmış, Hacer’ül-Esved’i çalıp Kâbe’den Basra’ya kaçırmışlardır. Nikâh müessesesini de reddeden Karmatîler, haramlara, “güzel san’at” ismini vermiş, kadınlarda da ortaklığı kabûl ederek fuhuş ve her türlü ahlaksızlıkla özellikle gençleri baştan çıkarmış, şarap ve benzeri içkileri helâl saymışlardır. Kısacası, Karmatîler, kendi heva ve heveslerine göre bir din icat etmiş, kendilerinden olmayanları “cehennemlik” görmüş, fitne ve fesat üreterek senelerce bozgunculuk yapmışlardır. Bunlara, o zamanın anarşistleri, nihilistleri de denebilir.

Modern Hâricîler...

Haricîler ise Sıffîn muharebesinde, hakem tayinine razı olup anlaşmayı kabûl ettiği için Hz. Ali’den uzaklaşan, halîfeliği Hz. Muâviye’ye bırakmadığı için Haydar-ı Kerrâr’ı büyük günah işlemiş olmakla suçlayan ve kendileri gibi düşünmeyen -sahabiler de dahil- diğer Müslümanları -hâşâ- kafir kabul eden sapık fırkadır. Hâricîler, İslâm’a inanmış olsalar da dar ufuklu, düşünce fakiri insanlardı. Onlar için hareket her zaman bilgiden, marifetten önce geliyordu. Bu sebeple bağnazlığa, huşunete ve hoşgörüsüzlüğe saplanmış, sertliğe, şiddete ve kabalığa sürüklenmişlerdi. Ruhlarındaki taşkınlık ve atılganlıklarının da tesiriyle bir din hâline getirdikleri slogan ve heyecanlarının peşinde sürükleniyorlardı. Onları bilgi ve marifet değil, slogan, heyecan ve muhâlif olma düşüncesi yönlendiriyordu. Belki Kur’ân’ı çok okuyorlardı; ama onun zâhirî manasına sarılıyor, kendi anladıklarının dışında başka bir ihtimal kabul etmiyorlardı. Kendileri gibi düşünmeyen bütün insanları kâfir sayıyor, onların öldürülmeleri gerektiğine inanıyor ve bu hususta son derece acımasız, gaddar ve zalimâne davranıyorlardı.

İşte, hoşgörü ve diyalog gayretlerini baltalayan, barış ve dostluk rüyasını çatlatanlar da Karmatîler ve Hâricîler gibi davrandılar ve adeta bir modern Karmatîlik, bir çağdaş Hâricîlik sergilediler. Onlar da kendilerinin Müslüman olduklarını söylediler; ama bir kısmı, Bâtınî yorumlarla dine saldırdı, din olarak heva ve heveslerinin emirlerine uydular; diğerleri de, bağnazca davranarak hem ayet ve hadislerin sadece zahirî manalarını esas aldılar hem de kendilerinden olmayan diğer Müslümanlara karşı düşmanlık duygularını körüklediler, hınç ve gayz bıçaklarını bilediler. Bir kısmı, koyu bir Bâtınîlik mülahazasına kapılarak, kendilerini insan üstü, müteal varlıklar şeklinde gördü, herkese tepeden baktılar; diğerleri ise, zahirî nasslara bağlı, hiç te’vil bilmeyen, tebliğ üslubundan ve müsamahadan nasipsiz, terbiyesiz ve saygısız kimselerdi; onlar da fitne ateşini tutuşturdu ve hoşgörü hareketini dinamitlediler.

Bu iki gruba daha sonra anarşist ruhlar da dahil oldu. Karmatî hezeyanı ve Hâricî taşkınlığı, Müslümanlar arasından da bazılarının teröristlerin ağına düşmesine sebebiyet verdi. Onlar da Müslümanlık adına kargaşaya karıştılar, başkalarını tehdit ettiler ve hatta insan öldürdüler. İster millî, isterse dinî hisler hesabına olsun, bazı saf kimseler, bir kısım karanlık güç odakları tarafından kullanıldı; dinden nasipsizler din hesabına kan döktüler ve böylece dinsizlere de koz vermiş oldular.

Anarşistler, masumlara kast edenler!

Bazı zalimlerin Müslümanlara karşı yaptıkları mezalimi adeta meşru hale getirdiler. Çünkü, ortada sistemi tanımayan, devlete başkaldıran, demokratik kurallara ve laik sisteme isyan eden bazı kimseler vardı. Dolayısıyla “o başkaldırmaları bastırması devletin hakkıdır” mülahazası hasıl oldu. Bu arada, ihtimaller de vukuat yerine konarak “Bunların tehlikeli olmaları da muhtemeldir, öyleyse bunların da ezilmesi lazımdır.” vehim ve safsatalarıyla pek çok masumun da canı yandı. Müslümanlıkta canlı bombanın yeri yoktu ve olamazdı. Tarih boyunca, İslâm’dan, masum kimseleri öldürme gibi bir fetva alınamamıştı ve alınamazdı. Fakat, kandırılmış ya da değişik yollarla ve ilaçlarla uyuşturulmuş insanların Karmatîce ve Hâricîce davranışları neticesinde bembeyaz insanlar karalandı, apak Müslümanlık kapkara gösterildi. Allah’a teslim ve emniyetin temsilcisi olan Müslümanlar birer potansiyel teröristmiş gibi sergilendi.

Evet, iki unsur işin vahametini artırdı: Zalimlerin hışmı, ceberutu ve kararlılığı; bir de, onlara koz veren bazı saf kimselerin tavır ve davranışları.

O süreçte en büyük zararı ortadaki insanlar, mütereddid ve mütehayyirler gördü. Onlar, meydana gelen hadiselere bakınca ve meydanda boy gösteren bir kısım anarşist ruhlara, bazı nihilistlere, bir avuç Hâricî ve Karmatî’ye şahit olunca, “İşin doğrusu bunlar da biraz fazla ileriye gidiyorlar ve yapılanları hak ediyorlar.” dediler ve gadredenlerin bu mevzudaki ceberûtî tatbikatını ma’kul ve meşrû kabul ettiler. Yapılanları, sistemin müdafaası şeklinde algıladılar. O gün idareci olanlar da, ya kasten göz yumdular ya da meseleleri algılamada zuhûller yaşadılar. Neticede o tereddütlüler, tereddütlerine yenildiler ve hoşgörü atmosferinin bozulmasına, uzanan barış ellerinin geri çekilmesine razı oldular.

Olup bitenler biraz da tahribatın kolay olması esprisine bağlanabilir. Tahribat, çok az, küçük bir grubun elinden de olsa yine tesirli olabilir. Çünkü yıkma kolaydır. Karalama, yalan ve iftiranın yayılması birkaç kiralık kalemle her zaman mümkündür. O dönemde bunu da yaptılar. Yalan ve iftiralara başvurdular, bazı kimseleri ve müesseseleri karaladılar. Basın-yayın hürriyeti gölgesi altında iftira kampanyaları açtılar. Daha sonra, tekzib, tashih, tavzih ve tazminat davaları açılsa da bunlar aylarca sonra ancak sonuçlandı.. sonuçlandı; ama bazılarının zihninde o kirli imajlar da bırakacağı tesiri bıraktı.

Bütün bu olumsuzluklara sebebiyet verenler “marjinal bir kesim”di. O küçük azınlık, bir gayri memnunlar topluluğuydu. Onlar adeta bir kast sistemine inanıyor, -hâşâ ve kellâ- kendilerini Zât-ı Ulûhiyet’in ağzı, gözü, burnu, kulağı gibi görüyor; kendileri dışındakileri de tırnaktan yaratılan kimseler olarak, Necip Fazıl’ın tabiriyle parya kabul ediyorlardı. Onlara göre, bir hayır olacaksa, onların eliyle olmalı, bir başarı elde edilecekse, o başarı mutlaka kendilerine mal edilmeliydi. Dindar insanlar da kim oluyordu ki adları diyalog ve hoşgörüyle anılsın? Müslümanların ne hakkı vardı ki eğitim denince hemen onlar akla gelsin? Hayır, menşe ve mahiyeti tırnak olanlar değil, kendileri gibi gözden kulaktan yaratılmış kimseler (!) önde olmalı, onlar başarıyla anılmalıydı. İster marjinal bir kesim, ister oligarşik bir azınlık, isterseniz de Kur’an’ın ifadesiyle ‘şirzime-i kalîl’ deyin, işte o mağrur insanlar, yaptıkları şey tahrip olduğundan dolayı, çok zarar verdiler ve bu vatan sathını sarabilecek dostluk ve barış atmosferini bozdular...

Gerçi Allah’a sonsuz hamd olsun, ne yaparlarsa yapsınlar yine de Anadolu’nun samimi insanlarına tesir edemediler, çoklarının aklını bozamadılar. Bizzat kendilerinin yaptırdığı anketlerde halkın yüzde seksen beşinin yine diyalog ve eğitim hizmetlerine destek verdiğini gördüler. Halkımızın büyük bir çoğunluğu inanmadı yalan ve iftiralara.

Diyaloğa uzanan eller...

Evet, Karmatî hezeyanı, Hâricî mantık ve anarşist tavır kendi karakterini o dönemde de ortaya koydu. Bundan sonra da o tür hadiseler olabilir. Eğer ehl-i iman, daha bir derlenir, toparlanır ve gelecek adına kendisini ifade edecek hale gelirse; yani, hoşgörü ve diyalog soluklar, sulh ve sükun der, her yerde ve herkese barış mesajları vermeye devam ederse, bundan rahatsızlık duyanlar da mutlaka olacaktır. Doğrusu onlara, “Siz niye çoğalmıyorsunuz? Yani, dindarlar belli argümanları kullanıyor ve çoğalıyorlarsa, herkes tarafından hüsn-ü kabul görüyorlarsa; siz de dinsizliğe ait bazı argümanları kullanın ve siz de çoğalın. Demek ki, millet size iltifat etmiyor. Ne yapalım; öyleyse siz de iltifat edilecek hâle gelin, inandırıcı olun, güven va’d edin ve siz de gönüllere girin.” denebilir.

Aslında, Ramazan ayının şu mübarek dakikalarında sizlere bu üç insan guruhündan bahsetmek istemezdim. Aslında eşrârın bahsi rahmeti inkıtaya uğratır; kötülükle oturup kalkan ve sadece kötülük düşünen kimselerden bahsetmek üzerimize yağan rahmetin kesilmesine sebebiyet verir. Bizim sürekli hayırlılardan bahsedip hep hayırla oturup kalkmamız lazım ki başımızdan boşalan rahmet yağmurları devamlı ve kalıcı olsun. Ne var ki, televizyondan seyrettiğim iftar sofraları, hoşgörü deyip bir araya gelen farklı düşünce temsilcilerinin el ele tutuşması ve artık birbirine “öteki” nazarıyla bakmayan insanların varlığı bana kundaklanan hoşgörü ve diyalog günlerini ve o güzel günlerin kundakçılarını bir kere daha hatırlattı. Keşke, onlar da düşmanlığı meslek edinmeseler, onca güzel faaliyete bir defa da hüsn-ü niyetle baksalar ve kendilerine uzatılan dostluk ellerine hiç olmazsa bir zeytin dalıyla mukabele etselerdi.

Fakat, neylersiniz ki, herkes kendi karakterinin gereğini sergiler. Öyleyse, bize de kendi karakterimize göre davranmaya devam etmek düşer. Bizim yolumuz, imanda derinleşme ve müsbet hareket yoludur. Bu çerçevede bize düşen vazife de, tıpkı sahabe efendilerimiz gibi, “Hele gel, bir saat daha Sohbet-i Cânân’da bulunalım” deyip, her fırsatı değerlendirerek imanda derinleşmek ve kim ne derse desin, kim ne yaparsa yapsın, iman hakikatlerini başkalarına da ulaştırma yolunda aşk u şevkle yürümektir.

Kaynak: herkul.org, 15.11.2004
 

Nevin_1982

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Eyl 2006
Mesajlar
5,000
Tepki puanı
8
Puanları
38
Yaş
41
Konum
sakarya
Neden namaz kılmadığı sorulan birisi, “Namaza yaklaşmayın” mealindeki ayeti gerekçe göstermiş. Ayetin devamını oku, diyenlere de “hafızlığım oraya kadar” demiş işin içinden çıkmış. 15 Kasım tarihli Zaman gazetesinde Fethullah Gülen imzası ile yayınlanan;

“Diyaloğun karşısında üç zümre: Karmatiler, Hariciler, Anarşistler” başlıklı yazıyı okuyunca gayr–i ihtiyari bu fıkrayı hatırladım.
Hocaefendi, İslam’ı dejenere etmek, iki milyarlık Müslüman nüfusu, Haçlıların cinayetleri ve saldırıları karşısında pasifize etmek için Vatikan din devleti tarafından tatbikata koyulan “Dinlerarası diyalog” projesinin amansız savunucusu ve temsilcisi olduğu için karşı çıkanları şiddetle eleştiriyor. Hatta tarihin derinliklerinden deliller bulup çıkararak kendi aklınca diyalog karşıtlarını haricilerle, anarşistlerle aynı safa yerleştiriyor ve diyor ki:
“... Televizyonda seyrettiğim iftar sofraları, hoşgörü deyip bir araya gelen farklı düşünce temsilcilerinin el ele tutuşması ve artık birbirine “öteki” nazarıyla bakmayan insanların varlığı bana kundaklanan hoşgörü ve diyalog günlerini ve o güzel günlerin kundakçılarını bir kere daha hatırlattı...”
Hocaefendi’ye, papazlı hahamlı iftar sofraları, diyalog karşıtlarını hatırlatıyor da nedense aynı günlerde Felluce’de Haçlı birliklerinin mangalar halinde camilere dağılarak yaptıkları katliamı hatırlatmıyor... Bombardımandan her nasılsa yaralı kurtulmuş olan Müslümanları yakın plandan katletmeleri, diyaloga kimlerin kurşun sıktığı konusunda bir fikir vermiyor mu, yoksa Hocaefendi bu rahatsız edici görüntüleri izlemiyor mu?

Hocaefendi’nin hafızlığı herhalde buraya kadar. Vatikan’ın bir projesi olan “Dinlerarası diyalog”un karşıtlarına, sırtını Amerika’ya dayayarak parmak sallıyor, aba altından sopa gösteriyor, fakat aynı Amerikan askerlerinin mübarek Ramazan ayı boyunca Iraklı Müslümanları bombalamaları, Kadir gecesinde, “hayalet öfke” adı ile başlattıkları yoğunlaştırılmış Haçlı saldırıları ve bir gecede bin kişiyi katletmeleri Hocaefendi’yi hiç mi hiç ilgilendirmiyor. Bu konuda hiç bir fikri yok, çünkü görüş mesafesi, oraya kadar. Ama, sahibi bulunduğu ve yazı yazdığı Zaman gazetesi; “Irak yönetimi Felluce operasyonunu başarılı buluyor” manşetiyle Felluce katliamını alkışladığını ortaya koyuyor.
Ey aziz milletimin uyanık olanları ve papaz büyüsünden geçirilmemiş olanları!
Gerçekleri görebilmen için her gün önüne serilen binlerce fırsattan biri daha önünde, çok net olarak duruyor. Haçlı işgal ordularının tam da Kadir gecesinde “Hayalet öfke” adı ile başlattıkları saldırıların kanlı bir biçimde devam ettiği, kaçamayan binlerce kadının, çocuğun katledildiği günlerde, Conilerin cami cami dolaşıp kıpırdayanlara kurşun yağdırdığı günlerde, Zaman gazetesi: “Irak yönetimi Felluce operasyonunu başarılı buluyor” diye haber yapıyor, aynı gazetenin manevi sahibi Fethullah Gülen ise, Irak’ta işlenen cinayetlerden hiç söz etmeden, Amerika’da oturup diyalog karşıtlarına veryansın ediyor.
Bu durumda kimin anarşistlerin safında yer aldığı kimin de mazlumlardan yana tavır koyduğu ayan–beyan ortada.
Ya Hocaefendi hafızlığını biraz daha ilerletip, Haçlı zulmünü, diyaloga kimlerin bomba koyduğunu görecek, ya da biz bu gerçekleri yazmaya devam edeceğiz.
ADIGÜZEL

mavcı abi bide bu 2 makaleyi oku istersen.Mukayese etmenizi isterim açıkçası.Yada kaşı çıkan herkes okuyabilir tabii.Sözü size bırakıyorum.Bide fallarla ve sevgililer günüyle ilgili zaman ekleriyle ilgili kimsenin yorum yapmamasıda tuhaf.selametle kalınB)
 

kjviespe

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
25 Tem 2008
Mesajlar
68
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
56
Kardeşim Allah ebede kadar sizlerden razı olsun, siz ve sizin gibi Allahın dinini hiç bir menfaat karşılığı değişmeyen gerçek müminlerin, muhlasların sayısını artırsın.Bu sitede bu son yazımdır bazı dansözler gibi, gidiyorum kalıyorum oyunları oynayanların hallerinden ve akıbetlerinden Allaha sığınırım.Ama şu varki gönlüm ve vicdanım öylesine huzur doluki, bir kaç kişi bile olsanız ,sizi varlığınızı,olduğunuzu bile bilmek,İslam adına, Allah ve Resulunün davası adına ümit var edici, istikbalin bize ait olduğunun müjdesini ,sikkesini ,tasdikini gösteren ,insan kainatı suğradır ve Alemi Asgardır,hakikati sırrıyla çekirdeğin koca çınara nisbeti,Şeriatı ve dini Muhammedi asm.ağacı Ekberinin işareti, vaad edilmiş müjdelerin, nimetin tamamlanmadan önceki kaderdeki kazaları ,Allahın suret ve siretlerinizde Esma-i İlahisini sizden gayrı tüm yaratılmışlara nispet ettirircesine, işte o zalimlerin ve cahillerin içindeki benim veli kullarım dercesine, iblisi bile hasetten çatlatırcasına, Razı olduğu, her tecellisinde Kuranı Azimüşşanın sırrı,hulasası, özü, esrarı, derci olan Surei Fatihanın ve dahi onun sırrı olan, Besmelei Şerifin ve dahi onun özü ve sırrı olan ''b'' deki gerçeğin makamı ve şecerei hilkattaki asıl mahiyetiyle, o muazzam sırrı halifenin hakikatının ''sen'' ''ke'' lafzı hitabıyla Şuunatı İlahiyesinin hazlar aldığı, kainata sığamayan Sıfatlarının ve esmasının Ehadi tecellisinin istikbaldeki beyt makamının namzetlerisiniz.Şahsiyetlerinize derc olunmuş olan Furkan hakikatı ile müminin Feraseti vardır hitabına mazhar olarak İstidrac ehlilinin, gülen, islamoğlu misal ilim sahibi zalim ve fravunların, maskelerini düşürüp, açığa vuran Furkanı Hakimin şakirtleri ve hadimlerisiniz.Allah müyesser ve muvaffak eylesin sizi.Asrın en büyük nimetlerinden olan, şeytanın başedemeyip sonunda çareyi içlerine kendi hadimlerini yerleştirerek, ümmeti Muhammedi o feyzi Risalet i Ahmediyeden soğutmak için uğraştığı ,Risalei Nur gibi bir yüksek hakikatıda, istidrac ehline tabi olanlara değil, İnşaallah sizler gibi hak ve hakikat ehline nasib eylesin İnşaallah.Zaten onlar için Risalei Nur sadece sayfaların üstündeki, fonetik satırların gözleriyle anlamadan takip edilip, ağızlarındaki havayı çevirerek hiç birşey anlamadıkları halde anladıklarına zannederek, kendilerinin onları okuduklarında alim olup, etrafta ahkam kesip, ukalalık yapmalarına yarayacaklarını sandıkları kırmızı renkli bir kitap. Virdinizi ve zikrinizi Allah sekarat sonuna kadar ,hidayet üzere teslimi ruh edene kadar muhafaza eylesin, inşaallah.Bu sitedeki gaflet üzere olan kardeşler ve siz Rahmeti Rahmana emanet olunuz.
Allahın Selamı Rahmeti ve Bereketi üzerinize ve müminlerin üzerine olsun.
 

mavci

* ZİKİR * FİKİR * ŞÜKÜR *
Yönetici
Katılım
14 Eyl 2007
Mesajlar
32,203
Tepki puanı
7,567
Puanları
163
Yaş
52
Konum
Alanya
Selamünaleykum...

Selamünaleykum...

mavcı abi bide bu 2 makaleyi oku istersen.Mukayese etmenizi isterim açıkçası.Yada kaşı çıkan herkes okuyabilir tabii.Sözü size bırakıyorum.Bide fallarla ve sevgililer günüyle ilgili zaman ekleriyle ilgili kimsenin yorum yapmamasıda tuhaf.selametle kalınB)

Okudum kardeşim...
Hakkınızı helal edin inşallah...
Herkes üzerine düşeni alır inşallah...
Bizim görevimiz müsbet harekettir...
Hak sadece benim mesleğim dememiz yanlıştır...
Ama benim mesleğim güzeldir diyebiliriz...
Allah CC. eksik olan kardeşlerimizin eksikliklerini görmesini ve yapmasını nasip eylesin...
Allah CC. yar ve yardımcımız olsun...
 

Nevin_1982

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Eyl 2006
Mesajlar
5,000
Tepki puanı
8
Puanları
38
Yaş
41
Konum
sakarya
Kardeşim Allah ebede kadar sizlerden razı olsun, siz ve sizin gibi Allahın dinini hiç bir menfaat karşılığı değişmeyen gerçek müminlerin, muhlasların sayısını artırsın.Bu sitede bu son yazımdır bazı dansözler gibi, gidiyorum kalıyorum oyunları oynayanların hallerinden ve akıbetlerinden Allaha sığınırım.Ama şu varki gönlüm ve vicdanım öylesine huzur doluki, bir kaç kişi bile olsanız ,sizi varlığınızı,olduğunuzu bile bilmek,İslam adına, Allah ve Resulunün davası adına ümit var edici, istikbalin bize ait olduğunun müjdesini ,sikkesini ,tasdikini gösteren ,insan kainatı suğradır ve Alemi Asgardır,hakikati sırrıyla çekirdeğin koca çınara nisbeti,Şeriatı ve dini Muhammedi asm.ağacı Ekberinin işareti, vaad edilmiş müjdelerin, nimetin tamamlanmadan önceki kaderdeki kazaları ,Allahın suret ve siretlerinizde Esma-i İlahisini sizden gayrı tüm yaratılmışlara nispet ettirircesine, işte o zalimlerin ve cahillerin içindeki benim veli kullarım dercesine, iblisi bile hasetten çatlatırcasına, Razı olduğu, her tecellisinde Kuranı Azimüşşanın sırrı,hulasası, özü, esrarı, derci olan Surei Fatihanın ve dahi onun sırrı olan, Besmelei Şerifin ve dahi onun özü ve sırrı olan ''b'' deki gerçeğin makamı ve şecerei hilkattaki asıl mahiyetiyle, o muazzam sırrı halifenin hakikatının ''sen'' ''ke'' lafzı hitabıyla Şuunatı İlahiyesinin hazlar aldığı, kainata sığamayan Sıfatlarının ve esmasının Ehadi tecellisinin istikbaldeki beyt makamının namzetlerisiniz.Şahsiyetlerinize derc olunmuş olan Furkan hakikatı ile müminin Feraseti vardır hitabına mazhar olarak İstidrac ehlilinin, gülen, islamoğlu misal ilim sahibi zalim ve fravunların, maskelerini düşürüp, açığa vuran Furkanı Hakimin şakirtleri ve hadimlerisiniz.Allah müyesser ve muvaffak eylesin sizi.Asrın en büyük nimetlerinden olan, şeytanın başedemeyip sonunda çareyi içlerine kendi hadimlerini yerleştirerek, ümmeti Muhammedi o feyzi Risalet i Ahmediyeden soğutmak için uğraştığı ,Risalei Nur gibi bir yüksek hakikatıda, istidrac ehline tabi olanlara değil, İnşaallah sizler gibi hak ve hakikat ehline nasib eylesin İnşaallah.Zaten onlar için Risalei Nur sadece sayfaların üstündeki, fonetik satırların gözleriyle anlamadan takip edilip, ağızlarındaki havayı çevirerek hiç birşey anlamadıkları halde anladıklarına zannederek, kendilerinin onları okuduklarında alim olup, etrafta ahkam kesip, ukalalık yapmalarına yarayacaklarını sandıkları kırmızı renkli bir kitap. Virdinizi ve zikrinizi Allah sekarat sonuna kadar ,hidayet üzere teslimi ruh edene kadar muhafaza eylesin, inşaallah.Bu sitedeki gaflet üzere olan kardeşler ve siz Rahmeti Rahmana emanet olunuz.
Allahın Selamı Rahmeti ve Bereketi üzerinize ve müminlerin üzerine olsun.

selamun aleykum kardeşim.Yazdıklarınızın zerresi kadar olabilsem keşke.Ettiğiniz dualara bütün samimiyetimle amin diyorum.Kimin ne olduğunu anlamak için alim olmaya gerek yok.Ecdadımız, ehlibeyt,ashap neler yapmış onları kısmen bilmekte yeter aslında...Selametle kalın.
 

meltem

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 May 2006
Mesajlar
1,782
Tepki puanı
4
Puanları
0
Yaş
42
Web Sitesi
sonsuznurr.blogcu.com
Esselamunaleyküm öncelikle Mavci abime teşekkür etmeden geçemicem...Rabbim razı olsun inşaallah...nevincim insanlar Emr-i bi'l maruf , nehy-i anil münker...vazifesini yapmak için çeşitli yollar izlemişlerdir..cemaatleşmeler,gruplar oluşmuştur...(a )cemaati (b) cemaati hiç farketmez amaç aynı _yollar, taktikler ve şahıslar farklıdır....bazı şahısların yaptığı negatif şeyler bütüne mal edilmemeli...herkez de bir cemaate bağlı olmak zorunda da değil...fakat benim anlamadığım yapılan bunca güzellikler görülmeyipte içinden cımbızla kelimeleri ayıklayıp asıl yapılmak istenenin ne olduğunu anlamadan ya da anlamak istemeden suçlamalar yapılması açıkçası beni çok üzüyor...gidilen yollar _taktikler eleştirilsin amenna
fakat Fethullah hocamız olsun başka hocalar ve alimlere olsun onlardan bahs ederken uslubumuza dikkat etmeliyiz diye düşünüyorum..Rabbim Rıza-i ilahi için çabalayan hocalarımızı başımızdan eksik etmesin...BİZİM GÖREVİMİZ MÜSBET HAREKETTİR...Selametle
 

mavci

* ZİKİR * FİKİR * ŞÜKÜR *
Yönetici
Katılım
14 Eyl 2007
Mesajlar
32,203
Tepki puanı
7,567
Puanları
163
Yaş
52
Konum
Alanya
Ve Aleykumselam...

Ve Aleykumselam...

Esselamunaleyküm öncelikle Mavci abime teşekkür etmeden geçemicem...Rabbim razı olsun inşaallah...nevincim insanlar Emr-i bi'l maruf , nehy-i anil münker...vazifesini yapmak için çeşitli yollar izlemişlerdir..cemaatleşmeler,gruplar oluşmuştur...(a )cemaati (b) cemaati hiç farketmez amaç aynı _yollar, taktikler ve şahıslar farklıdır....bazı şahısların yaptığı negatif şeyler bütüne mal edilmemeli...herkez de bir cemaate bağlı olmak zorunda da değil...fakat benim anlamadığım yapılan bunca güzellikler görülmeyipte içinden cımbızla kelimeleri ayıklayıp asıl yapılmak istenenin ne olduğunu anlamadan ya da anlamak istemeden suçlamalar yapılması açıkçası beni çok üzüyor...gidilen yollar _taktikler eleştirilsin amenna
fakat Fethullah hocamız olsun başka hocalar ve alimlere olsun onlardan bahs ederken uslubumuza dikkat etmeliyiz diye düşünüyorum..Rabbim Rıza-i ilahi için çabalayan hocalarımızı başımızdan eksik etmesin...BİZİM GÖREVİMİZ MÜSBET HAREKETTİR...Selametle

Allah CC. razı olsun Meltem kardeşim...

Tartışma ortamına girmek insana birşey kazandırmaz...
Bu nedenle girmek istemem...

Ne güzel özetlemişsiniz...
Allaha emanet olun kardeşim...
 

Nevin_1982

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Eyl 2006
Mesajlar
5,000
Tepki puanı
8
Puanları
38
Yaş
41
Konum
sakarya
Okudum kardeşim...

Hakkınızı helal edin inşallah...
Herkes üzerine düşeni alır inşallah...
Bizim görevimiz müsbet harekettir...
Hak sadece benim mesleğim dememiz yanlıştır...
Ama benim mesleğim güzeldir diyebiliriz...
Allah CC. eksik olan kardeşlerimizin eksikliklerini görmesini ve yapmasını nasip eylesin...

Allah CC. yar ve yardımcımız olsun...

helal olsun mavcı abi ne demek.Aslında benim bu karşıtlığımın kulaktan dolma bilgilerle olmadığını;din adına olduğunu belirtmek istemiştim sadece.Sizede bir teşekkür borçluyum velhasıl benim dahada bilgilenmeme vesile oldunuz..Ayrıca islam için,vatanı için canlı bomla olmuş kardeşlerimiz hakkındaki düşüncelerinide öğrenmiş olduk zatı muhteremin...Allaha emanet olunuzB)
 

meltem

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 May 2006
Mesajlar
1,782
Tepki puanı
4
Puanları
0
Yaş
42
Web Sitesi
sonsuznurr.blogcu.com
Allah CC. razı olsun Meltem kardeşim...

Tartışma ortamına girmek insana birşey kazandırmaz...
Bu nedenle girmek istemem...

Ne güzel özetlemişsiniz...
Allaha emanet olun kardeşim...


Ecmain olsun abimiz...bu tür konuların tartışma konusu haline getirilmesi bile çok acı bir durum..her ne olursa olsun , her kim olursa olsun niyet rıza-i ilahi ise....
bize düşün de hangi yol seçilirse seçilsin tebliğ vazifemizi hakkıyla yerine getirmektir ve vazifesini yerine getirmek için çabalayan ,uğraşan insanlara
dua etmektir...GÜZEL GÖREN ,GÜZEL DÜŞÜNENLERDEN OLMA temennisiyle...vesselam...
 

Nevin_1982

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Eyl 2006
Mesajlar
5,000
Tepki puanı
8
Puanları
38
Yaş
41
Konum
sakarya
Esselamunaleyküm öncelikle Mavci abime teşekkür etmeden geçemicem...Rabbim razı olsun inşaallah...nevincim insanlar Emr-i bi'l maruf , nehy-i anil münker...vazifesini yapmak için çeşitli yollar izlemişlerdir..cemaatleşmeler,gruplar oluşmuştur...(a )cemaati (b) cemaati hiç farketmez amaç aynı _yollar, taktikler ve şahıslar farklıdır....bazı şahısların yaptığı negatif şeyler bütüne mal edilmemeli...herkez de bir cemaate bağlı olmak zorunda da değil...fakat benim anlamadığım yapılan bunca güzellikler görülmeyipte içinden cımbızla kelimeleri ayıklayıp asıl yapılmak istenenin ne olduğunu anlamadan ya da anlamak istemeden suçlamalar yapılması açıkçası beni çok üzüyor...gidilen yollar _taktikler eleştirilsin amenna
fakat Fethullah hocamız olsun başka hocalar ve alimlere olsun onlardan bahs ederken uslubumuza dikkat etmeliyiz diye düşünüyorum..Rabbim Rıza-i ilahi için çabalayan hocalarımızı başımızdan eksik etmesin...BİZİM GÖREVİMİZ MÜSBET HAREKETTİR...Selametle
ve aleykum selam kardeşim meltemcim.Bende ayrımcılığa karşıyım.Keşke birlik olsak..Ama zaman gazetesinin,sevgilililer günü eki,fal eki vermesi nasıl açıklanmalı?Buna gözmü yummalıyız?Yukarıdaki 2 makaleyi okumanı isterim kardeşim...Allaha emanet olB)
 

Nevin_1982

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Eyl 2006
Mesajlar
5,000
Tepki puanı
8
Puanları
38
Yaş
41
Konum
sakarya
selamun aleyküm mavci abi...

sizi sabrınız ve büyüklüğünüzden dolayı kutluyorum...
gerçekten örnek bir abisiniz...
ALLAH bizide sizin gibi sakin bir kişilik ve örnek abilik edenlerden kılsın...
amin...

selam ve dua ile...
Zaman gazetesinden sevgililer günü eki

sevgililiergunuekiki.jpg

MUTLULUK İÇİN 14 ÖNERİ YAPILDI

Sevgililer Günü için verilen ekte türbanlı bir sevgili fotoğrafı yer almadı, ama kesin bir öğüt vardı: Eve gider gitmez pijamaları giymeyin...

Fethullah Gülen cemaatine yakınlığıyla bilinen muhafazakâr çizgideki Zaman gazetesi, dün Sevgililer Günü eki verdi.

Zaman, geçen yılki Sevgililer Günü'nde de yine bir ek vermişti. Gazetenin "sektörel ilavesi" olduğu belirtilen ekte sevgililere, "Eve gider gitmez pijamalarını giymemeleri, el ele tutuşarak birlikte dua etmeleri, sebepsiz yere evden uzun süre uzak kalmamaları, akşamları gecikmemeleri" yolunda uyarılarda bulunuldu.

Ekte, dikkat çeken bir diğer nokta, el ele tutuşmuş, sırt sırta vermiş, birbirlerine sarılmış çiftlerin fotoğraflarında türbanlı kadına ya da genç kıza hiç rastlanmaması oldu.

İşte öneriler

Eşinizin ellerinden tutun. El ele tutuşmanın stresi azalttığını biliyor muydunuz?

Sevdiğinizi sözle ifade edin. biz Müslümanlara Peygamber Efendimiz'in (SAS) "mü'min, mü'min kardeşini sevdiğini söylesin" tavsiyesi vardır. Sevdiğinizi söylemek erkeklere bir şey kaybettirmez...

Eşinizle oturun ve ellerinizi açın, birbiriniz için sesli dua edin.

Erkekler, eve gelir gelmez pijamalarınızı giymeyin.

Hanımlar, eşinizin geleceği saatte siz de neden güzel giyinmiyorsunuz?

Bayanların önemli günlerini unutmayın,

Sevgi mesajları bırakın,

Rica kipiyle konuşun,

Kahvaltıyı beraber yapın,

Dışarıda baş başa yemek yiyin,

Birbirinizi iyi niyet dilekleriyle uğurlayın,

Eşinizin ailesine sevgiyle yaklaşın,

Hitap ederken güzel sözler kullanın...

Sevgililer Günü ekindeki ilginç tavsiyelerden biri ise sırt sırta dayanmış, oturan iki sevgili fotoğrafının altındaki, "Siz siz olun sevdiğinizin sırlarını kimseyle paylaşmayın" başlıklı haber oldu.



Sevgililer günündeki bu önerileri yaptınızmı??Peygamberimizinde hadisinide işin içine katmışlarya helal olsun...Eğerki sevgililer günü tenkit edilseydi o ekte diyecek hiçbir sözüm olmazdı....
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt