Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

İnsanlar neden tahakküm etmeyi severler! (1 Kullanıcı)

Mustafa Cilasun

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Haz 2007
Mesajlar
4,488
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
66
Konum
Kayseri
Web Sitesi
www.facebook.com
İnsanı insan olarak vasıflandıran Kur’anın hakikatleridir.
En son peygamberin nübüvvetidir, rahmet için seçilmesidir.

Kronik bir aşkın kurbanı olan iblis, enaniyet tercihi sebebiyle lanetin muhatabı olmuştur, dolayısıyla Esfele safilin yolculuğuna çıkmıştır.

Âdem a.s ise bir insan olarak itaatin ve teslimiyetin gereğini ifa ederek kendileri için uygun görülen haller dairesinde kaldıkları sürece, mükâfat için müjdelenen kullar olarak vasıflandırılmışlardı.

Tahakküm etmek bunu dilemek iradi olarak, kemalattan uzaklaşmayı marifet telakki etmiş bir nefsin erbapları tercih ede gelmişlerdir.

Nefs ancak terbiye edilirse vuzuha kavuşur, itminan olur, hakkı bulur, manasına kavuşur.

Terki veya reddi ise tahakkümün yolunu açarak hırsın itibari kapsamına dâhil olur.

Bu zaman dâhilinde ceberut kesilerek mutlak kazanma ilgasını aralar.

En az üzülen insan en çok bilen insandır denir, lakin ne kadar biliyorsan o kadar da derdin defi için, iyiliğin tesisi için gayret gösterilmedikçe hiçbir anlamı kalmamaktadır.

Bir anlamda müstekbir kavramı bunun için açıklayıcı sebeptir.

Müslüman bir inanan olduğu için, rahmetin sebebini bilendir.

Tahakküm hiçbir Müslüman’ın vasfı olamaz ve olmamalıdır.

Mukallit, tahkik etmeyen olduğu için nefsiyle problemi izafi olarak gidermeye çalışan biçaredir.

İman asla ve herhangi birilerinin inhisarında olamaz, velev ki bu bir baba, bir anne, bir eş bir hami hiçbir zaman fark etmez.

İnsan hür olduğu ölçüde bir vasviyet kazanır, aklını, izanını, merakını, zekâsını birilerinin tekeline bıraktığı müddetçe sadece vitrinleri süsleyen maket mankenler mesabesindedir.

Kadın bir nisa olarak en güzel bir şekilde tanzim edilmiş, insanlığın öznesi seçilmiş,

Mutlak hüküm karşısında erkeklerle eşit görülmüş ve hatta özellikle yüceltilmiş en ulvi varlık sebebimizdir.

Bir toprak, bir yağmur, bir başak gibi… Onsuz her şey ona hasret gibi…

Bu bakımdan bazı devletler her ne kadar İslami ve Kur’ani yönetim tarzından den vursalar da, bunun hakikatlerle bağdaşmadığını mutlaka görebilmeliyiz.

İslam dini, Kur’an hükmü zulmü yasaklarken, kim buna cüret ederse zalim olur.

Zülüm sadece şiddet değildir elbet, haklarının gaspıda buna dâhil olandır.

Kur’anı sosyolojik sebepleri ve ayetin nüzul sebebini bilmeden ahkâm kesmeye kalkarsak sadece lafazanlık yapmış oluruz.

Oysaki bu dahi bir lüzumsuzluktur.

Yani zaruretle, kemali yeti mutlaka bir birinden ayırmalıyız. İllet nedenini bilmeliyiz.

Vucubunun ve sıhhatinin gereğini deruhte etmeliyiz.

Yoksa sadece lafı güz arlık için bir uğraş verirsek manasından uzaklaşırız.

Yani hukuku biliyoruz zannıyla, şeri hukuku zedelersek bizzat hukuku biz tahrif etmiş oluruz.

Dolayısıyla hukuk adına söz söylemeyi bir marifet telaki edenler, kişilik haklarına saygıyı, bireysel inancı, manevi tahribata meydan vermeden anlaşılır olmayı başarmalıdır.

Saki baş tacı edilen bir kuşu kaçırmadan, ürkütmeden anlatmayı başarmak gibi…

Saygı yalnızca hak edenlerindir. Sevgi rahmet sebebiyledir. İzzet ikram nimeti veren içindir.

Hareket ve kuvvetin tek sahibi canı bahşedenindir.

Kur’anı anlamadan, itikadı bilmeden, efendimiz aleyhi selamı hissetmeden ekâbirliği öncelersek sadece kendini avutan biçare olarak kalırız.

Çaresizlerin çaresi Cenabı Hakken, Nuh a.s oğlu eve hanımı, Lut a.s hanımı bizzat inanmayı reddederken, Firavunun hanımı
Asiyenin halini bir düşünelim.

Mal ve her mülkün sahibi yüce yaratandır. Sahibi olduğunu zannedenler, Karunlar, Firavunlar gibi zanna kapılsalar da hesap onları bırakmayacaktır.

Mustafa CİLASUN
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt