Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

İSLÂM'DA YÖNETİM NİZAMI İSLÂM’DA HÜKÜM (YÖNETİM) Hüküm kavramının sözlük anlamı ya (1 Kullanıcı)

HUSEYIN SASMAZ

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Eyl 2009
Mesajlar
1,204
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
60
İSLÂM'DA YÖNETİM NİZAMI
İSLÂM’DA HÜKÜM (YÖNETİM)
Hüküm kavramının sözlük anlamı yargı (kaza)dır. Hakim ise hükmü uygulayan anlamına gelir. Istılahi anlamları açısından "hüküm", "mülk" ve "sultan" kavramları ile aynı anlamı taşır. Bu açıdan, "hakim", hükümleri uygulayan otorite (sultan)dir. Aynı zamanda, şeriatın Müslümanlara ikamesini farz kıldığı, haksızlıkların giderilmesini ve anlaşmazlıkların çözüme ulaştırılmasını sağlayan otorite (sultan) anlamındaki emirlik makamıdır. Diğer bir ifade ile "hüküm", Allahu Teâla’nın şu ayetlerinde geçen Velayetü'l Emir’dir:

"Allah'a itaat edin, Rasule itaat edin ve sizden olan emir sahiplerine de." [1]

"Onu, Rasul’e ve onlardan olan ulu'l emre götürselerdi." [2]

Ayetlerde geçen "Velayetü'l Emr”, doğrudan doğruya ve fiilen yönetim işini gerçekleştirmektir.

Devlet, toplum ve hayat için düşünce ve metod bütünlüğüne sahip olması yönüyle İslâm, devlet ve yönetim kavramlarını kendisinin ayrılmaz bir parçası kılmıştır. Bu nedenle İslâm, Müslümanlara İslâm Devletini ve İslâm yönetimini ikame edip İslâm’ın hükümleri ile hükmetmelerini emretmiştir. Bu çerçevede, Kuran-ı Kerim'de, Allah'ın indirdikleri ile hükmetmelerini emreden "Hüküm" ve "Sultan"a ilişkin onlarca ayet yer almaktadır.

Allahu Teâla şöyle buyurmaktadır:

"Onların aralarında Allah'ın indirdiği ile hükmet. Haktan sana gelenden sapıp da onların hevalarına uyma." [3]

"Aralarında Allah'ın indirdikleri ile hükmet. Onların hevalarına (arzularına) uyma. Seni, Allah'ın sana indirdiğinin bazısından saptırmalarından sakın." [4]

"Allah'ın indirdiği ile hükmetmeyenler, işte onlar kafirlerdir." [5]

"Allah'ın indirdiği ile hükmetmeyenler, işte onlar zalimlerdir." [6]

"Allah'ın indirdiği ile hükmetmeyenler, işte onlar fasıklardır." [7]

"Rabbine andolsun ki, aralarında çıkan ihtilaflarda seni hakem kılmadıkça, sonra senin verdiğin hükümden dolayı içlerinde bir sıkıntı duymadan ona tam teslimiyetle teslim olmadıkça, iman etmiş olmazlar." [8]

"Ey iman edenler! Allah'a itaat edin, Rasule itaat edin ve sizden olan emir sahiplerine de." [9]

“İnsanlar arasında hükmettiğinizde adaletle hükmedin." [10]

Bu ayetler dışında yönetim ve otorite, kavramlarına işaret eden hükümle ilgili daha bir çok ayeti kerime mevcuttur. Hüküm (yönetim)'e ilişkin uygulamaların ayrıntılarını açıklayan bir çok ayeti kerimeye ilaveten, savaş hukuku, siyasi hukuk, ceza hukuku, sosyal hukuk, medeni hukuk v.b. hukukî kavramlara ilişkin tafsilat da verilmiştir.

Allahu Teâla şöyle buyurmaktadır:

"Ey iman edenler! Kafirlerden size yakın olanlara karşı savaşın ve onlar sizde bir sertlik bulsunlar." [11]

"Eğer savaşta onları yakalarsan, ibret almaları için onlarla arkalarında bulunan kimseleri de dağıt. Bir kavmin hainlik yapmasından korkarsan, sen de hak ve adaletle (onlarla yaptığın ahdi) onların üzerine at." [12]

"Eğer onlar barışa yanaşırlarsa sen de ona yanaş ve Allah'a tevekkül et." [13]

"Ey iman edenler! Akitleri (sözleşmeleri) yerine getirin." [14]

"Mallarınızı aranızda haksız sebeplerle yemeyin. Kendiniz bilip dururken insanların mallarından bir kısmını yalan yemin ve şehadet ile yemeniz için o malları hakimlere (yöneticilere ya da kadılara) vermeyin."

"Kısasta sizin için hayat vardır, ey akıl sahipleri." [15] "Hırsızlık eden erkek ve kadının yaptıklarına karşılık bir ceza olarak, Allah'tan bir ibret olmak üzere ellerini kesin." [16] "Sizin çocuğunuzu emzirirlerse onlara ücretlerini verin." [17] "İmkanı geniş olan nafakayı imkanlarına göre versin. Rızkı daralmış olan da nafakayı Allah'ın kendisine verdiğinden ayırsın." [18]

"Onların mallarından sadaka al ki bununla onları temizleyesin." [19]

Bu ayetler incelendiğinde İslâm’ın medeni hukuk, siyasi hukuk, ceza hukuku, askeri hukuk ve muamelat (şahıs ve aile hukuku, aynı haklar, miras, ticaret, borçlar ve iş hukuku) ile ilgili konuların ana hatlarıyla yüzlerce ayeti kerimede açıkça ortaya konulduğunu görürüz. Bu konularla ilgili ayrıntılı bilgi ihtiva eden yüzlerce sahih hadis de gerçeğin bir diğer yönüdür. Söz konusu tüm ayet ve hadis-i şer'ifler, Allah'ın emirleri ile hükmetmeyi (yönetmeyi) ve bu alana yönelik emirleri uygulamayı öngörmektedir. Allah Rasulu(s.a.v.)'in sağlığında ve sonrasında Raşid Halifeler döneminde, İslâm hükümleri gerçek hayatta fiilen uygulandığı gibi, takip eden Müslüman idareciler tarafından da uygulanmıştır. Bu tarihî gerçekler de İslâm’ın; yönetim, devlet, toplum, hayat, ümmet ve fert için nizam olma vasfına açıkça işaret eden delillerdir. Buradan bir sonuç daha çıkarabiliriz: Devletin hükmetme yetkisi ancak İslâm nizamına uygun hareket ettiği sürece meşrudur. İslâm’ın varlığından bahsedebilmek ancak İslâm hükümlerinin bir devletçe fiilen uygulanması ile mümkündür. İslâm bir din ve düşünce ve metod bütünlüğüne haiz bir nizam olduğundan devlet ve hüküm İslâm’ın birer parçasıdır. Devlet, İslâm’ın hükümlerini tüm hayata uygulamak için ortaya koyduğu tek meşrû’ yoldur. Her hâl ve şartta hükümlerini uygulayan bir devleti olmadan İslâm canlı bir şekilde ayakta kalamaz. İslâm Devleti, siyasî ve beşerî bir devlettir, ilahî ve ruhanî temelli teokratik bir devlet değildir. Bu nedenle, İslâm Devletinin kutsallık, yöneticinin de masumiyet gibi bir sıfatı yoktur.

İslâm’da yönetim sistemi, devletin şeklini, vasıflarını, ilke ve temellerini, yönetim organlarını devletin üzerine bina edildiği esasları açıkça ortaya koyduğu gibi, tüm problemlerin çözümünün üretildiği düşünce, kavram ve ölçülerle uygulanacak anayasa ve yasaları da açıkça ortaya koyan bir sistemdir.

İslâm’ın yönetim nizamı ve devlet şekli tam anlamı ile özgün bir sistemdir. Bu nizam, dünya üzerindeki tüm sistemlerden gerek esas ve kurumları açısından ve gerekse sorunların halledildiği fikir, kavram ve ölçüler açısından farklılık arzeder. Yönetimin temsil ettiği şekiller, uygulanan anayasa ve kanunlar açısından da farklılıklar söz konusudur.

[1] Nisa: 59
[2] Nisa: 83
[3] Maide: 48
[4] Maide: 49
[5] Maide: 44
[6] Maide: 45
[7] Maide: 47
[8] Nisa: 65
[9] Nisa: 59
[10] Nisa: 58
[11] Tevbe: 123
[12] Enfal: 57-58
[13] Enfal: 61
[14] Maide: 1
[15] Bakara: 179
[16] Maide: 38
[17] Talak: 6
[18] Talak: 7
[19] Tevbe: 103
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt