Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

İSLÂM'DA YÖNETİM NİZAMI İslam’da Yönetim Şekli Cumhuriyet Değildir (1 Kullanıcı)

HUSEYIN SASMAZ

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Eyl 2009
Mesajlar
1,204
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
60
İSLÂM'DA YÖNETİM NİZAMI

İslam’da Yönetim Şekli Cumhuriyet Değildir

İslâm’da yönetim nizamı kesinlikle cumhuriyet değildir. Zira Cumhuriyet düzeninde sistem, egemenliğin halka ait olduğu demokrasi fikri üzerine kurulmuştur. Buna göre, halkın bizzat kendisi yasama ve yönetim hakkının sahibidir. Halk, yöneticiyi seçme, azletme, anayasa ve kanun yapma ya da mevcut anayasa ve kanunları değiştirip kaldırma hakkına sahiptir.

Halbuki İslâmi yönetim nizamında İslâm akidesi ve şer'i hükümler nizamın temelini oluştururlar. Bu nedenle İslâmi yönetim sisteminde egemenlik halkın değil, şeriatındır. Ümmet ve Halife, yasama (kanun koyma) hakkına sahip değildir. Şeriat (kanun) koyan Allahu Teâla’dır. Halife'nin görevi ise ancak ve ancak Allah'ın Kitabından ve Rasulünün sünnetinden anayasa ve kanunlar için hüküm benimsemekten ibarettir. İslâmi yönetim sisteminde ümmet Halife'yi istediği zaman keyfi olarak azletme hakkına sahip değildir. Halifenin azlinin şartlarını koyan ve azleden şeriatın bizzat kendisidir. Ümmet ancak Halifeyi seçme hakkına sahiptir. Zira, İslâm yönetim ve yönetme yetkisini ümmete vermiştir.

Cumhuriyet rejimi, başkanlık sistemi ile de temsil edilir. Bu yönetim şeklinde devlet başkanlığı ve başbakanlık yetkileri tek elde (Cumhurbaşkanında) toplanır, ayrıca bir başbakan bulunmaz. Tıpkı bugün Amerika'da olduğu gibi yönetim işi için Cumhurbaşkanına bağlı bakanlar bulunur. Cumhuriyet düzeni, parlamenter sistemle de temsil edilebilir. Bu tarz Cumhuriyetlerde ise bir Cumhurbaşkanı ve bakanlar kurulunu yöneten bir başbakan bulunur. Yönetim yetkisi başbakan ve bakanlar kurulundadır. Cumhurbaşkanını bu noktada bir yetkisi yoktur. Bugün Almanya ve Fransa’da uygulandığı gibi.

Hilafet nizamında ise bakanlık kurumu yoktur. Yani, Halifenin yanında, kendilerine ait bazı uzmanlık alanları ve yetkilerinin devredildiği demokratik anlamdaki bakanlıklar söz konusu değildir. Hilafet sisteminde halifenin yardımcıları vardır. Bunlar, Hilafet işlerinin ve sorumluluklarının yerine getirilmesinde halifeye yardımcı olan vezirlerdir. Bunlar, "Tefviz vezirleri" ve "Tenfiz vezirleri" olmak üzere iki grup yardımcılardan oluşurlar. Halife yardımcıları ile ilişkilerini başbakan ya da yürütme organının başı sıfatıyla değil, bizzat devlet başkanı sıfatı çerçevesinde yürütür. Zira, Halifenin yanında kendilerine yetki devredilmiş bakanlar kurulu adı altında bir yönetim organı söz konusu değildir. Tüm yetkiler halifenin elindedir. Yardımcılar, şeriat çerçevesinde Halifeye verilen yetkilerin uygulanmasında yardımcı olurlar.

Cumhuriyet sistemi, ister başkanlık sistemi, ister parlamenter sistem şeklinde uygulansın cumhurbaşkanı halk ve halkın temsilcileri karşısında sorumludur. Dolayısı ile, her iki durumda da halk ve temsilcilerinin Cumhurbaşkanını görevden alma yetkisi vardır. Zira, Cumhuriyet sisteminde egemenlik bizzat halkın kendisine aittir.

Bu durum ise müminlerin hilafet sisteminden oldukça farklıdır. Her ne kadar Emirü'l mü'min, ümmet ve onun temsilcileri önünde sorumlu olsa ve onlarca muhasebe edilse de ümmet ve temsilcilerinin Halifeyi azletme yetkisi yoktur. Halife ancak görevden alınmasını gerektiren şeriata ters bir durum karşısında "Mezalim Mahkemesi"nin kararıyla azledilebilir.

Cumhuriyet sisteminde ister başkanlık ister parlamenter demokrasi şeklinde tezahür etsin başkanlık görevi belli bir süre ile sınırlıdır ve bu süre aşılamaz.

Halbuki Hilafet sisteminde halife için belli bir süre tahdit edilmez. Halife şeriatı uyguladığı sürece yönetici vasfına sahiptir. Yani, Halife yönetim işinde Allah'ın Kitabı ve Rasulullah'ın sünnetinden benimsediği hükümleri uyguladığı sürece -ki bu süre ne kadar uzun olursa olsun- Halifelik vasfına sahiptir. Ne zaman ki Halife şeriata karşı tavır alır, İslâm’ın hükümlerini uygulamaktan uzak düşerse Halifelik vasfı sona erer. Şeriata karşı tavrın süresi ister bir gün isterse bir ay olsun fark etmez hemen azli gerekir.

Buraya kadar anlatılanlarla Hilafet sistemi ile Cumhuriyet sistemi, cumhurbaşkanı ile Halife arasındaki fark açıkça ortaya konulmuştur.

Bu nedenle "İslâm nizamı, cumhuriyet nizamıdır" veya "İslâm cumhuriyeti" demek asla caiz değildir. Zira, gerek yönetim şekilleri gerekse öz itibari ile söz konusu farklılıklardan ve üzerine bina edildikleri fikri esaslar bakımından iki sistem arasındaki büyük farklılıklar çok açıktır.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt