Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

İSLÂM'DA YÖNETİM NİZAMI Tefviz Muavininde Aranan Şartlar----Tefviz Muavinini Görevl (1 Kullanıcı)

HUSEYIN SASMAZ

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Eyl 2009
Mesajlar
1,204
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
60
İSLÂM'DA YÖNETİM NİZAMI

Tefviz Muavininde Aranan Şartlar

Tefviz Muavininde Halifede aranan şartlar aranır. Yani onun da erkek, hür, Müslüman, baliğ, akıllı ve adaletli olması gerekir. Buna ek olarak kendisine havale edilecek işlerde yeterli niteliklere sahip kişilerden olması da şarttır.

Bu şartların delilleri, Halifede aranan şartların delilleriyle aynıdır. Tefviz Muavininin erkek olması Peygamber'in şu buyruğu ile gerekmektedir: "İşlerinin idaresini bir kadına veren toplum, asla iflah olmaz.” [1]

Aynı şekilde hür olmalıdır. Çünkü köle bizzat kendi işlerinde tasarruf imkanına sahip değilken, başkalarının işlerini yönetme konumuna gelmesi mümkün değildir.

Baliğ de olmalıdır. Çünkü Rasulullah (s.a.v.): "Üç kişiden kalem kaldırılmıştır: Uyanıncaya kadar uyuyandan, baliğ oluncaya kadar çocuktan ve akıllanıncaya kadar deliden.” [2] diye buyurmuştur.

Akıllı da olmalıdır. Çünkü aynı hadiste "akıllanıncaya kadar deliden" diye buyrulmuştur.

Adaletli de olmalıdır çünkü yüce Allah şahitlikte adaleti şart koşmuş ve şöyle buyurmuştur: "Sizden adaletli iki kişiyi şahit tutunuz." [3] Şahidin adil olması şart olduğuna göre Halife Muavininde böyle bir şartı öngörmek öncelikle söz konusudur. Aynı şekilde Muavinin yönetim işlerinde yetkin kimselerden olması da şarttır. Ta ki böylece, Halifelik görevlerini omuzlamakta ve yönetim sorumluluklarını taşımakta Halifeye yardımcı olma imkanını bulabilsin.

[1] Buhari, 4073, 6570; Tirmizi, 2188, Nesei, 5293; Ebu Bekir’den rivayet edilmiştir
[2] Tirmizi, 1343
[3] Talak: 2




İSLÂM'DA YÖNETİM NİZAMI

Tefviz Muavinini Görevlendirme Şartları

Tefviz Muavini görevlendirilirken görevlendirme islemi iki sarti kapsamalidir: Birincisi; nezaret edecegi islerin genelligi, ikincisi ise vekalettir. Bu nedenle Halife’nin "Tefviz Muavinine" söyle demesi gerekir: "Benim elimde bulunan yetkilerle bana vekaleten seni görevlendiriyorum." Ya da bu anlama gelebilecek, hem genel olarak nezaret edecegi isleri kapsayacak, hem de vekilligi kapsayacak lafizlar kullanmalidir. Bu sekilde görevlendirilmeyen kimse ne yardimci olabilir ne de yardimci yetkilerine sahip olabilir.

Bunun delili ise Muavinin yapacagi isin vakiadaki durumudur. Muavin Halife’nin vekilidir. Buradaki vekillik ise bir akittir. Akitler ise ancak açik ifadelerle sahih olur. Bundan dolayi Muavinin, Halife adina vekalete delil olabilecek lafizla görevlendirilmesi sarttir. Ayni sekilde yardimci, vakiasi itibari ile Halife’nin yönetimde sahip oldugu bütün yetkilere sahiptir. Buna göre görevlendirmenin her hususta genel olmasi kaçinilmazdir. Yani görevlendirme genel olarak bütün islere nezarete delalet edebilecek bir lafzi ihtiva etmelidir. Mesela Halife ona söyle demelidir: "Benim elimde bulunan yetkileri bana vekaleten sana veriyorum." Veya "seni, vekil olarak görevlendirip Muavinim yapiyorum" veya buna benzer sözler söylemelidir. Eger bütün islere nezaret yetkisini bu yardimciya verir fakat, "bana vekaleten" demeyecek olursa bu akit, veliahtlik akti olur. Muavinlik akti olmaz. Veliahtlik batil oldugundan bu akit de batil olur. Sayet yalnizca "vekillik" kelimesini kullanir ve açiktan açiga bütün islere nezareti ifade etmeyecek olursa, onu vekil tayin ettigi alan genel midir, özel midir, tenfizi yardimciligi midir, Tefviz Muavini midir gibi hususlari mübhem birakmis olur. O bakimdan bu lafizla da Muavinlik akti gerçeklesmez. Sayet ona, yargi islerinde bana vekillik yap, yahut güvenlik islerinde veya ögretim eslerinde bana vekillik yap ve buna benzer sözler söyleyecek olursa, Muavinlik akti yine gerçeklesmez ve bu kisi de yardimci olamaz. Bu nedenle Tefviz Muavininin görevlendirilmesinde Muavinin vakiasina delalet edecek lafizlarin kullanilmasi kaçinilmazdir. Bu da Halife adina "vekillik" (naiplik)tir ve "Halifeye ait bütün yetkilerin verildigini" ifade edecek sözlerdir. Yani Tefviz Muavininin Muavinlik aktinin gerçeklesmesi için su iki sarti kapsayan lafizlarla olmasi zorunludur. Bunlardan birisi "genel olarak bütün islere nezaret", ikincisi ise "vekalettir". Eger kullanilan ifadeler açikça bu iki sarti kapsamiyorsa, Tefviz Muavininin Muavinlik akti tahakkuk etmez. Muavin tayini mübahlardan olduguna göre Halife’nin bir kisiyi veya birden çok kisiyi yardimci tayin etmesi caizdir. Birden fazla Tefviz Muavininin tayin edilmesi her ne kadar caiz ise de, Tefviz Muavininin üstlenecegi görev, vakiasi itibari ile yönetimde Halife’nin sahip oldugu tüm yetkilere sahip olmayi gerektirdigi için vakia, Tefviz Muavininin bir kisi olmasini gerektirmektedir. Ancak Halife birden fazla Tefviz Muavini tayin edecek olursa, bunlarin her biri Halife’nin tüm yetkilerine sahip olacagi için Halife’nin Iki yardimciyi genel velayetle tayin etmesi caiz degildir. Çünkü yönetim velayeti ferdidir. Sayet böyle bir tayinde bulunacak olursa her ikisinin de tayini bir arada batil olur. Çünkü Tefviz Muavini tayini bir emirin görevlendirilmesi demektir. Emir görevlendirmek ise ancak bir kisi için söz konusudur. Çünkü Rasulullah (s.a.v.)'in: "Birilerini emir tayin etsinler.” [1] "Muhakkak içlerinden birisini emir tayin etsinler.” [2] hadisleri emirligin sihhat sartlarindandir.

[1] Ebu Davud, 2241, 2242
[2] Ahmed b. Hanbel, 6360
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt