Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

İŞTE MÜSLÜMANLARA YAPILANLAR...Guantamono.. (1 Kullanıcı)

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
Guantanamoda Zulüm Had Safhada 250 kişinin durumu içler acısı. 20 Ocak'tan beri iyice zıvanadan çıktılar. İşte Guantanamo'nun kapatılmasına geri sayım başlarken orada yaşanan son barbarlıklar.
27/02/2009
1535.jpg
Bir grup tutsağı temsil eden bir avukat, Guantamo'daki tutsakların durumunun, Obama göreve geldikten sonra belirgin şekilde kötüleştiğini iddia etti.

İnsan hakları savunucusu avukat Ahmet Ghappur, Reuters'a verdiği demeçte, Obama'nın göreve gelmesinden bu yana tutsaklara yönelik tacizlerde artış görüldüğünü söyledi.


TUVALET KAĞITLARINA BİBER GAZI SIKIP KULLANMAYA ZORLUYORLAR

Ghappur, tutsakların dayak yediğini, gördükleri şiddet sonucu kol ya da bacaklarının çıktığını, tek kişilik hücrelere ve tuvalet kağıtlarına biber gazı sıkıldığını ve açlık grevindeki tutsaklara zorla yemek yedirildiğini öne sürdü.

Tutukevine Eylül ayından bu yana altı kez ziyarette bulunan Ghappur, tutsaklar ve gardiyanlarla yaptığı görüşmelere ve kendi gözlemlerine dayanarak, tacizlerin yukarıdan gelen emirle değil, gardiyanlarca yapıldığına kanaat getirdiğinin altını çizdi.

EZİYET ETMEKTEN ZEVK ALIYORLAR

Guantanamo'daki 31 tutsağın avukatı olan Ghappur, “Müvekkillerime göre, Başkan Obama göreve geldiğinden beri tacizlerde artış var. Öyle görünüyor ki bu barbar gardiyanlar, Guantanamo kapatılmadan önce yapabilecekleri her şeyi yapmaya çalışıyorlar” diye konuştu.

Görüştüğü bazı gardiyanların, “tutsaklara eziyet etmenin zevkinden” bahsettiğini belirten Ghappur, 22 Aralıktan bu yana tutsaklara ciddi boyutta kötü muamele yapılmasıyla ilgili iki şikayet dilekçesi verdiğini, ancak yetkililerden karşılık alamadığını söyledi.

Obama'nın 22 Ocak'taki talimatıyla ABD Savunma Bakanlığı, Guantanamo'da iki haftalık bir incelemenin ardından rapor hazırlamıştı.

Pentagon'dan hafta başında yapılan açıklamaya göre, raporu kaleme alan Amiral Patrick Walsh, eziyet şikayetlerinin arttığını kabul etmekle birlikte, bütün tutsaklara Cenevre Sözleşmesi çerçevesinde muamele edildiğini savundu. Walsh, inceledikleri 20 taciz iddiasının 14'üne dair kanıt bulduklarını belirtti, ancak ayrıntı vermedi.

ABD ULUSAL İSTİHBARAT DİREKTÖRÜ BLAIR: GUANTANAMO TUTUKEVİ İŞE YARAMAKTAN ÇOK ACI VERİYOR

ABD'nin Ulusal İstihbarat Direktörü Dennis Blair, ABD'nin Küba'daki Guantanamo üssünde bulunan tutukevinin, “ABD'nin saygınlığına ve dış politika hedeflerine ulaşmasına verdiği zarardan ötürü” kapatılması gerektiğini söyledi.

Temsilciler Meclisinin İstihbarat Komitesinde konuşan emekli amiral Blair, “Dünya genelinde popülaritemiz düştü, böyle giderse ülkeler bizimle iş yapmayacak. Pazarlık gücümüz yok” dedi.

ABD Başkanı Barack Obama, geçen ay görevi almasından sonra, tutukevinin önümüzdeki yıl kapatılması talimatını vermişti. Talimat gereği yaklaşık 250 terör zanlısının geleceğiyle ilgili konuları görüşmek üzere bir çalışma grubu oluşturulmuştu.

George Bush'un başkanlığı döneminde 2002 yılında açılan tutukevi, tartışmalı yasal durumu ve tutsaklara kötü muamele edildiği iddiaları yüzünden dünyanın tepkisini çekiyor.

Guantanamo'da bugüne kadar tutulan yaklaşık 800 kişinin birçoğu serbest bırakıldı ya da ülkesine gönderildi. Halen 250 tutsağın olduğu tahmin edilen tutukevinde sadece birkaç kişinin suçu kesinleşti.
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
YA MUNTAKİM-İNTİKAM ALICI ALLAH..YA KAHHAR..Ya CEBBAR...BİZLERİ İNTİKAMINA MEMUR ET...ÖTEYE YÜZÜKARA GİTMEYELİM..
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
--------------------

Tenimizi ezebilirsiniz…Ama…Ruhumuzu asla…Onu ne işkence zapteder, ne kelepçe, ne pranga…Gülümser durur inancımız hürriyet budunda sonsuzca…Bizi edebilirsiniz, evimizden, tenimizden…Ama… Dinimizden?..Çok şükür… Pişmanlık uğramadı semtimizden…Ya siz?...Ezeli pis, hayvancıklar…Neye yaradı işkenceniz?..Dünyanız kara, ahiretiniz zift…Sizi bekliyor cehenneminiz!... (SALİH MİRZABEYOĞLU)
 

syntax

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Haz 2008
Mesajlar
35
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
50
Bunu izlemek kadar acı verici başka ne olur ki
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
Irak ve Gazze katliamları mahkemenin gündeminde yok Tarihinde ilk kez görevdeki bir lideri tutuklama kararı alan mahkeme, yıllardır Irak ve Filistin`de yaşananları görmüyor bile.
06/03/2009
1598.jpg
Tarihinde ilk kez görevdeki bir lideri tutuklama kararı alan mahkeme, yıllardır Irak ve Filistin`de yaşananları görmüyor bile.
2002`de 60 ülkenin imzalamasıyla yürürlüğe giren Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), belki de en tartışmalı kararına Darfur`da imza attı. Mahkemenin tutuklama kararı verdiği Hasan el Beşir, Darfur`un yanı sıra Güney Sudan ve Beja (Doğu Sudan) bölgesinde parçalanmanın eşiğinde bulunan bir ülkenin lideri.
Gerekçe ise Batılı ülkeler tarafından şeriatla yönetildiği öne sürülen bir ülkenin Darfur`daki Müslüman toplulukları katletmesi. Darfur`da yönetimin pek çok hatası olduğu gibi bölgede cereyan eden olayların büyük çoğunluğu Afrika`nın kronik hastalığı olan kabileler arası çatışmalarla ilgili. Aynı şekilde Batılı ülkelerin kara kıtada nüfuz elde etme savaşına girmesi, ülkede petrol bulunması, komşu ülkelerin kışkırtmaları da Darfur`daki gelişmelerde etkin oldu.
Karardan büyük bir memnuniyet duyan ABD`nin, tıpkı Sudan gibi UCM`yi onaylamayan ülkeler arasında olması dikkat çekici. ABD, UCM`nin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren kendi askerlerinin ve liderlerinin mahkemenin ilgi alanına girmemesi için büyük bir gayret sarf ediyor. Özellikle Irak ve Afganistan, ABD`nin başını ağrıtacak iki ülke. 2001`de girdiği Afganistan ile 2003 yılında girdiği Irak`ta ABD, yüz binlerce kişinin ölümüne dolaylı ya da direkt olarak sebep oldu. ABD işgalinden sonra sadece Irak`ta 750 bin ile 1 milyon arasında kişinin hayatını kaybettiği belirtiliyor.
Geride kalan 5 yıl içinde köylerin bombalanması, düğün konvoylarının vurulması, camilerin hedef alınması, hapishanelerde yapılan işkenceler dahil yüzlerce olay bizzat ABD tarafından gerçekleştirildi. ABD işgalinin sebep olduğu otorite boşluğunun yol açtığı intihar saldırıları, mezhepler arası çatışmalar, ırklar ve dinler arası düşmanlıklar da Irak`ın bir daha üniter bir yapıya kavuşamayacağı yönündeki iddiaları güçlendiriyor. Kimyasal silahları gerekçe göstererek Irak`a giren ancak bu silahları bulamayınca da Ortadoğu`da bir demokrasi modeli oluşturacağını öne süren ABD Başkanı George Bush`un Afganistan`daki işgali de en az Sudan`daki durum kadar insan hakları ihlalleriyle dolu.
11 Eylül terör saldırısının arkasındaki kişi olarak gösterilen El Kaide lideri Usame bin Ladin`i yakalama bahanesiyle Afganistan`a giren ABD, ülkede düzeni kurmaktan çok uzak. Ülke, her gün biraz daha fazla terörün pençesine düşüyor. Taliban, eskisinden daha güçlü bir şekilde geri dönüyor. Ancak ABD, tıpkı Irak`taki gibi yüzlerce insan hakları ihlalini gerçekleştirdiği Afganistan`da Ladin`i yakalamayı çoktan unuttu. Şu anda tek hedef Pakistan`ın nükleer silahlarını kontrol altına almak. Bu amaçla ülkenin kuzeyine sık sık saldırılar düzenleyen ABD birlikleri, köyleri vurmaktan bile artık çekinmiyor.
Aynı şekilde İsrail de ABD benzeri politikalar izlemesine rağmen UCM`nin ilgi sahasına girmiyor. Son Gazze saldırılarında İsrail, 1.400`ten fazla insan öldürürken, bölgede binlerce ev yerle bir edildi, 1,5 milyon insan topluca cezalandırıldı. Üstelik İsrail, tüm bu eylemlerini yaparken, işgalci bir ülke konumunda bulunuyor, tıpkı Amerika gibi.
BEŞİR KARARI ÇİFTE STANDART
İslam Konferansı Teşkilatı Genel Sekreteri Prof. Dr. Ekmeleddin İhsanoğlu, Sudan Devlet Başkanı Ömer Hasan el Beşir`e yönelik Uluslararası Ceza Mahkemesi`nin aldığı tutuklama kararını çifte standart olarak niteledi.
Bazı ülkelerin yaptıklarının özellikle görülmediğini, buna son örnek olarak ise Gazze`yi gösteren İhsanoğlu, Gazze`de olup bitenlere tüm dünyanın şahit olduğunu, ancak İsrail aleyhine hiçbir adım atılmadığını vurguladı. Kahire`de Türk gazetecilerin sorularını cevaplandıran İhsanoğlu, son kararın Sudan`ın bölünmesi de dahil çok kötü sonuçlar doğurabileceğinin altını çizerek, alınan bir kararın bir ülkeyi parçalamaktan çok bunu engellemeye yönelik olması gerektiğini de söyledi. İKT Genel Sekreteri, Sudan yönetiminin de Darfur`daki gelişmeler konusunda bazı hatalar yaptığını hatırlatırken, özellikle gelişmelere geç ya da hatalı müdahale etmenin konunun buralara kadar gelmesine sebep olduğunu ifade etti.
Karara tepki gösteren Afrika Birliği de UCM`deki imzalarını çekebileceklerini duyurdu. Şu ana kadar 108 ülkenin imza attığı UCM`nin temelini oluşturan Roma Anlaşması`na Afrika ülkelerinin yaklaşık yarısı destek veriyor. Sudan`ın üyesi olduğu Arap Birliği de New York`a temsilci göndererek BM Güvenlik Konseyi`nin kararı geçersiz kılması için girişimlerde bulunuyor. Bu ay sonunda Katar`da yapılacak olan Arap Birliği devlet başkanları zirvesine Beşir`in katılacağı açıklandı.
DARFUR`DA BUNDAN SONRA NE OLACAK?
4 Mart 2009 tarihinde dünyanın ilk sürekli nitelikli mahkemesi Uluslararası Ceza Mahkemesi`nin (UCM) 1 numaralı ön yargılama dairesi (Pre-Trial Chamber), UCM Savcısı Luis Moreno-Ocampo`nun Temmuz 2008 tarihinde daireye yaptığı Sudan Başkanı El Beşir`e yönelik tutuklama isteği ile ilgili kararını bir basın toplantısı ile duyurdu.

Ocampo`nun isteğini yerinde bulan mahkeme, Sudan Başkanı Ömer El Beşir`in ülkenin doğusundaki Darfur bölgesinde meydana gelen insani trajedi ile ilgili olarak sorumluluk taşıdığı yönünde güçlü karineler bulunduğu sonucuna vardı. 1993 yılından beri Sudan başkanlığı görevini yürüten El Beşir`in özellikle 2003 yılından itibaren şiddetlenen çatışmalarda Darfur`da yaşayan sivillere yönelik işlenen insanlığa karşı suçlar ve savaş suçları konusunda dolaylı da olsa sorumluluk taşıdığı kanaatine vardı. Her şeyden önce kısa tarihinde UCM ilk defa görevi başındaki bir devlet başkanı aleyhinde tutuklama kararı çıkarmış oldu.
Sudan`ın etnik çatışmalar ile anılan bölgesi Darfur`daki problemlerin kökleri eskiye dayansa da yerli Afrikalılar ile Arap asıllı Cancavidler arasındaki çatışmalar 2003 yılından itibaren şiddetlendi. Güvenilir kaynaklara göre o tarihten bugüne 300.000`den fazla sivil öldü; 2,5 milyondan fazla kişi de evlerinden ayrılmak ve mülteci olarak yaşamlarına devam etmek zorunda kaldı. Çatışmalar sırasında işlenen uluslararası suçları tespit amacıyla kurulan BM Komisyonu, bölgede yaptığı saha çalışmaları sonucunda kapsamlı bir rapor hazırladı. Raporda isyancı milislerin sivillere yönelik suçlar işlediği sonucuna varmakla birlikte Komisyon, Sudan`daki merkezî hükümetin ve hükümet destekli silahlı Cancavid milislerinin neredeyse soykırıma varacak düzeyde insanlığa karşı suçlar ve savaş suçlarını sistematik olarak işlediklerini vurguladı. Komisyon raporu, ilgili suçların yargılanması ile ilgili olarak en uygun adresin UCM olduğunun da altını çizdi.
GÜVENLİK KONSEYİ ÜYESİ TÜRKİYE NE YAPMALI?
Türkiye`nin şu ana kadar Darfur`daki krizle ilgili olarak yürüttüğü politikanın önemli etik problemleri var. Her ne kadar şu ana kadar izlenen politikaların zorlama olsa da bazı gerekçe ve kaygılar ile açıklanması mümkün ise de bu tutuklama kararının ardından aynı politikanın sürdürülmesi Türkiye`nin çıkarına olmayacaktır. Her şeyden öte UCM`nin Darfur konusunda yargılama ve kovuşturma sürecini bir yıllığına erteleme yetkisine sahip olan BM Güvenlik Konseyi`nde Türkiye`nin bu yönde bir girişimde bulunması ciddi bir hata olacaktır. Bir kere Güvenlik Konseyi`nin, bu yetkisini, belirsiz ve muhtemel olaylar ile ilgili olarak barış gücü operasyonları sırasında meydana gelebilecek ihlallerde mahkemenin devre dışı kalmasını sağlayacak şekilde 2002 ve 2003 yıllarında olmak üzere sadece iki kere kullandığını belirtmek gerek. Bu iki örnekte de belirgin bir olaya atıf yapılmamış, sadece barışı koruma misyonlarının -diğer bir ifade ile Amerikan personelinin- muhtemel UCM yargısından kurtarılması hedeflenmiştir. Bu iki kararın ciddi bir şekilde eleştirilmesi üzerine de bir daha benzer kararlar alınmamıştır. Üstelik mahkemeye taraf olan İngiltere ve Fransa da Güvenlik Konseyi`nden bu yönde bir karar çıkmasına izin vermeyeceklerini belirtmişlerdir. Her iki ülkenin de Roma Statüsü`ne taraf olmaktan kaynaklanan sorumlulukları bulunduğu ve BM Güvenlik Konseyi`nde veto hakkına sahip oldukları dikkate alındığında Konsey`in bu yönde bir erteleme kararı almasının mümkün olmadığını söylemek mümkündür.
Gerek Sudan`ın gerekse de Afrika Birliği`nin BM Güvenlik Konseyi`nde erteleme beklediği doğrudur. Ancak erteleme kararının çıkması için en az 9 üye ülkenin olumlu oy vermesi ve veto gücüne sahip beş sürekli üyenin hiçbirinin veto hakkını kullanmaması gerekir. Konsey`e geçici üye ülkelerden UCM`ye taraf olan Japonya, Meksika, Avusturya, Kosta Rika, Hırvatistan`ın böylesi bir karar teklifine soğuk bakacakları açıktır. Konsey üyesi iki Afrika ülkesi Uganda ve Burkina Faso ise kovuşturma sürecinin ertelenmesine taraftar olduklarını açıklamıştır. Ancak yine mahkemeye taraf olan Fransa ve İngiltere`nin veto haklarını kullanma ihtimali de oldukça güçlüdür; daha da önemlisi, UCM`nin Darfur konusunda yetkilendirilmesine dolaylı da olsa izin veren ve Darfur`daki trajediyi soykırım olarak tanıyan nadir ülkelerden biri olan ABD`nin de veto gücünü kullanması kuvvetle muhtemeldir. Gerek UCM`ye taraf olan İngiltere ve Fransa gerekse de ABD, UCM yargılamasını bloke edecek her türlü girişimi veto edeceklerini beyan etmişlerdir. Dolayısıyla başlangıçta sonuçsuz kalacağı belli olan bir girişime Türkiye`nin öncülük etmesi veya destek vermesi ciddi bir hata olacaktır.
Türkiye`nin tutuklama kararının ülkedeki istikrara olumsuz etki edeceği şeklindeki çekince ve kaygıları yerindeyse de bu aşamadan sonra sürecin geriye döndürülemeyeceği dikkate alınmalıdır. Afrika açılımı ile bölge ülkeleri ile yakın ilişkiler kurmaya çalışan Türkiye`nin bu noktada bir ikilem yaşayacağı açıktır; Sudan ile kurulan veya kurulması muhtemel ekonomik ilişkilerin de dikkate alınması gerektiği söylenebilir. Ancak mesela Sudan`da devlet kamu şirketleri aracılığı ile önemli petrol bağlantıları olan Çin`in, 2005 yılında UCM`nin Darfur konusunda yetkilendirilmesi sürecinde BM Güvenlik Konseyi kararını veto etmediği unutulmamalıdır. Özetle, Türkiye`nin BM Güvenlik Konseyi`ndeki üyeliğini kullanarak UCM`nin Darfur ile ilgili yargılama sürecini erteleme girişiminde bulunması hem sonuçsuz kalmaya mahkûmdur ve hem de Türkiye`nin El Beşir gibi şaibeli bir figürün yanında olduğu görüntüsünü vereceği için sakıncalıdır da.
Kuruluşundan itibaren UCM`ye açık ve şiddetli bir muhalefet sergileyen ABD ise alternatif çözüm önerileri ile mahkemeyi sürecin dışında tutmak için çaba sarf etti. Sadece Sudan konusunda yetkili olacak bir mahkeme kurulmasını teklif eden dönemin ABD yönetimi böyle bir mahkemenin bütün masraflarını üstleneceğini taahhüt ettiyse de dünya kamuoyu, UCM`nin varlığında bu teklifin yerinde olmadığı yönünde tepki göstermiştir. Sudan UCM`ye taraf olmadığı için mahkemenin Darfur`daki trajedi ile ilgili olarak otomatik yargılama yetkisi yoktur. Böylesi bir yetki için BM Güvenlik Konseyi kararına ihtiyaç duyan mahkeme, Mart 2005 tarihinde 1593 sayılı karar ile Sudan`ın Darfur bölgesinde işlenen suçlar ile ilgili olarak yargı yetkisine sahip olmuştur. Söz konusu karar alınırken ABD çekimser kalarak dolaylı da olsa mahkemenin otorite ve yetkinliğini tanımıştır.
Bundan sonraki gelişmelerin etkilerini hukuki ve siyasi olmak üzere iki temel kategoride ele almak mümkün. Ne yazık ki muhtemel siyasi ve hukuki gelişmelerin çok olumlu sonuçlar vereceğini öngörmek o kadar kolay değil. Öncelikle tutuklama kararının siyasi açıdan bazı olumsuz sonuçları olacağını belirtmek gerekir. Zaten kırılgan olan şu andaki görece şiddetsizlik durumunun bu kararın ardından büyük bir değişiklik göstereceği düşünülüyor. Sudan hükümetinin UCM ile hiçbir şekilde işbirliği yapmayacağını belirtmesi üzerine Darfur`da yerleşik isyancı gruplar harekete geçeceklerini açıkladılar. Tutuklama kararı ile birlikte Sudan iç siyasetinin hareketleneceği tahmin edilirken mevcut statükonun bozulması durumunda bir süredir donmuş vaziyette olan Güney Sudan sorununun yeniden alevleneceği de öngörülebilir. Nüfusu ağırlıklı olarak Hıristiyan olan Güney Sudan, zaten bir süredir self-determinasyon yolu ile bağımsızlığını kazanma arayışındadır. El Beşir`in iktidardan uzaklaşması durumunda gerek Güney Sudan`da gerekse de Darfur`da ayrılıkçı hareketlerin güç kazanacağını söylemek mümkündür.
Ancak tabii ki bu, El Beşir`in yargılanmaması gerektiği anlamına gelmemektedir. Hukuki açıdan bakıldığında atılan adımların siyasi sonuçlarının dikkate alınması söz konusu değildir. Bu nedenle de mahkemenin, tutuklama kararının siyasi sonuçlarını dikkate almasını beklemek sağlıklı bir yaklaşım değildir.
Tutuklama kararı ile birlikte hukuki süreç artık geri dönülemez noktaya gelmiştir. Bu aşamadan sonra El Beşir`in yargılamadan kurtulması mümkün değildir. Elbette El Beşir hemen teslim olacak değildir; üstelik El Beşir`i mahkemeye teslim etmeye zorlayacak küresel bir askerî veya polisiye bir makam mevcut değildir. Ancak El Beşir`in eninde sonunda mahkemeye teslim olmasını sağlayacak etkin mekanizmalar mevcuttur. Her şeyden önce BM Güvenlik Konseyi`nin 1593 sayılı kararı Sudan üzerinde bağlayıcıdır. Diğer bir ifade ile Sudan devleti, El Beşir`i ve diğer şüphelileri mahkemeye teslim etmeye mecburdur.
Kaynak: Cumali Önal - Cenap Çakmak / Zaman
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
GİDEN SENSİN GELEN BİZİZ AMERİKA !


 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
Ey Amerika !



Yıkılacaksın,!....Yokolacaksın,.....!


Tıpkı taaaaa okyanus ötesinden gelip işgal ettiğin ,yokettiğin ve çocuk,kadın,genç ve yaşlılardan oluşan bir ailenin evini bombalarınla başına yıktığın gibi......


Sende tadacaksın o acıyı elbet ! O tattırdığın acıyı......Iraklı ve Afganlı ve dahi tüm ezilmiş halkların tattıkları o dehşetengiz acıyı....
39515.jpg
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
Hemde beklemediğin bir zamanda ,ansızın kapını çalacak olan bir isyanla ,benim coğrafyamdan ,benim aslımdan türemiş gözü kara bir isyan ile .....

Bana ait olan topraklarda eline cetvel alarak çizdiğin o haritanın "Bop" adını verdiğin İslam Ülkelerini terbiye edip köleleştirme hamlesinin son demlerindesin ve girdiğin bu dem evet son demdir ........



Dem bu demdir Katil amerika !



Son demlerini yaşayan aslında senin adına Demokrasi,Özgürlük dediğin ve senin elinle dünyaya yayılan ahlaksız değerlerindir....

Kardeş medeniyetin Batı ile ortaklaşa estirdiğiniz haçlı terörü ve Siyonistlerle yaptığınız anlaşma protokollerinin ışığında İslam topraklarını paylaşma ve kendi egemenliğinizi sağlama girişimlerinizin farkında olan Büyük Doğu Coğrafyasının fedakar, Gerçek Vatansever unsurları ,sana yaranmış işbirlikçileriniz gibi değil bunu biliyorsun .....

QphWuMtM.jpg
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
Onlar kuşandıkları Fikirleri ve Tarihlerinden aldıkları güç ile direniyorlar senin ordularına... Senin uçaklara doldurup cesetlerini ailelerine teslim ettiğin askerlerin her daim onları hatırlatıyor olmalı sana ...

Iraklı Direnen Vatansever Kardeşim,Afganlı mücahidler,Somalideki kurtuluş savaşçıları seni hüsrana uğrattı hemde, ELİNDEKİ TÜM ÜSTÜNLÜĞE RAĞMEN ...


Sen ne bilirsin Kurtulma Mücadelesini.....
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
Kurtuluş Savaşı yeni değil bu topraklarda devam ediyor 1 asrı gecen süredir...Ve Kurtulana kadar sürecek ...Tek nefer kalıncaya, Vatan Kurtuluncaya ,Emperyalizmin bayrakları yakılıncaya dek......SÜRECEK BU İSYAN...


İngilizlerin dölleri ile kurduğun ve Amerika Kıtasını işgal ederek oraların asıl sahipleri olan yerlileri katlettiğin gibi bu coğrafyayı da mı eline geçireceğini zannettin kolaycana ?
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
İzin vermezler, vermeyecekler emin ol !
Bak somalide,ırak'ta,Afganistan ve bütün İşgal beldelerinde Kurtuluş Savaşları yayılmakta ..İnsiyatif Benim mensubu olduğum Büyük Doğu halklarının elinde ......Uhud,Hendek,Mekkenin Fethini gerçekleştiren Asil ve Soylu ve Kutlu bir yolun ve İstanbulu fetheden şanlı ecdadın torunlarıdır onlar....
Yeniden Kurtuluş Savaşı Verenler işte onlar...
Kurtuluşa ayarlı tüm yürekleri benim Halkımın... Anadolunun ,ve bağlı olduğu Büyük Doğu Medeniyetinin tam bağımsızlığı uğruna kurtulma mücadelesi YİNE YENİDEN BAŞLADI coğrafyamda...
untitled.bmp
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
Bu toprakların asil evlatları kadını,cocuğu ve yaşlısı ile savaşır senin gibi kahbece değil....Eline kazma- kürek alır ,tenceresini alır,tarlasındaki işini bırakıp orakları ile seni defetmek için savaşa koşar senin gibi kahbece değil... Kurtuluş için kahramanca ölmek için.....

İşe onlar Geliyorlar...
Korkusuzca ve tüm inançları ile ölüme yürüyenler ...Seni ve O yalancıktan kurduğun işbirlikçi düzenlerini tarumar ederek geliyorlar ....


"Gözleri kara, alınları fikir çizgili, kalbleri ceylân, iradeleri çelik, imanları volkan, irfanları tarla, idrakleri bıçak, edâları şiir, diyalektikleri ipekten örgü, geliyorlar!.. "


GİDEN SENSİN GELEN BİZİZ AMERİKA !!​
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
"Gözleri kara, alınları fikir çizgili, kalbleri ceylân, iradeleri çelik, imanları volkan, irfanları tarla, idrakleri bıçak, edâları şiir, diyalektikleri ipekten örgü, geliyorlar!.. "NECİP FAZIL Kısakürek...
 

aikoay

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Eki 2008
Mesajlar
53
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
42
harika seyler bunlar duydukca icim aciliyor onlarin dunyalarinin karardigi gibi
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
harika seyler bunlar duydukca icim aciliyor onlarin dunyalarinin karardigi gibi

ATEŞ ÖNÜ ÇATILMIŞ TÜFEKLER...VE ÖLÜME HAZIR BİNLER...ÇİĞNEYEMEYECEK YABANCI ADAM TOPRAĞIMIZI...ÇİĞNEYEMEYECEK YABANCILAŞMIŞ ADAM.......Allahcc yar ve yardımcın olsun...
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
Ruhumuzu asla..

Herseyi satin alabilir emprayalist sistem
Yani bir emperyalistin alabilecegi herseyi
Maddeden öteye gecemeyen kücük beyinli bedenliler.
Tüm güzelliklerden mahrum yasayan zavallilar.
Yikilmaya ve yokolmaya mahkum, geleceksiz nesiller.
Isimlerinin basharfinin büyük yazilmaya bile layik olmayan insanciklar.
Senin ve kardeslerinin sonu geldi
Uyandi artik Halkim, Dinkardesim
Zaten uyutamamistinizki..
Sadece belli bir imtihandan gecmesi gerekiyordu kardesim
Ama basardi
Gecti bu
Sizin asagilamak
Bizim ise yükselmek diye tabir ettigimiz imtihani.
Artik yükstekteyiz
Zirvede benim kardesim
Ve güclü
Korkun artik
Bekleyin, bekleyin...

Insan ancak anladığı şeyleri duyar - Blogcu
 

aikoay

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Eki 2008
Mesajlar
53
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
42
kardes sizi tanimak isterdim mahsuru yoksa bayan mi erkek mi oldugunuzu yasinizi merak ettim tabi isterseniz
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
"Gözleri kara, alınları fikir çizgili, kalbleri ceylân, iradeleri çelik, imanları volkan, irfanları tarla, idrakleri bıçak, edâları şiir, diyalektikleri ipekten örgü, geliyorlar!.. "NECİP FAZIL Kısakürek...
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt