Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Kadir gecesi ve kudüs (1 Kullanıcı)

nakşibendi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Mar 2006
Mesajlar
1,946
Tepki puanı
0
Puanları
0
İlahi hitabın idraki içerisindeki gönüller vahyin bütüncül olarak idrakinin gerekliliğini bilirler. Rabbani kavramlar arasındaki ilişki adeta bir tesbih misali gibidir. Nasıl ki bir tesbihi oluşturan tanecikler bir ip üzerinde ard arda sıralanarak bütünlük arzediyorsa; kurani kavramlarda böyledir.
Sıratı müstagiym üzere olan gönüller bu yol üzerinde vahyin kavramlarını gönüllerine bir tesbih misali nakşetmişlerdir. Öyleki onlar söylemlerinde vahyin ortaya koyduğu, tanımladığı, içerisini doldurduğu kavramların dışında söylem ve eylemlerini şekillendirmezler. Sabır ve zikir kavramları arasındaki ilişkiyle örneklendirecek olursak; Alemlerin Rabbi olan Allah; muvahhid gönüllere davetin başlangıç dönemlerinde kendini müstağni görüp davetten yüz çevirenlere, baskı ve işkence yöntemleri ile kendilerine saldırıya geçen güruha karşı Onların yanından güzellikle ayrıl başka bir ayette de Onlar rabbin rızası için sabrederler demektedir. Velhasıl Kuran Zikir kavramınıda ifade ederken vahyin bütünü şeklinde tanımlar. Yani zikir kurandır. Muvahhid gönüllerin sabretmesi adeta bir zikir edasıyla ifade edilmektedir. Örneklememizdede görüldüğü gibi rabbani düşünce sisteminde biz ilişki ilkesini görmekteyiz.
Düşünce ve eylem dünyamızı oluşturan kavramlar birbirinden kopuk, bağımsız değil bilakis içiçedir. Rahmetli seyyid kutub Bu din nasıl rabbani bir din ise bu dinin metodu da tamamen rabbanidir. Akideyi metoddan ayırmak mümkün değildir derken kavramlar arasındaki bu ahengi, girift ilişkiyi yakalayıp ifade etmiştir.Ramazan ayını bin aydan daha kıymetli, değerli kılan içerisinde bulunan, ramazanın son on gecesinde aranan kadir gecesi (ki ramazanı bin aydan daha kıymetli kılan vahyin doğum gününün bu ayda saklı olmasındandır) ile Kudüs arasındaki ilişki tefekkürün yoğun olarak yapıldığı bu ayda tekrar kurulmalıdır. Vahyin Eyyamullah (Allahın Günleri) diye tanımladığı günler arasındaki ilişki kurulmalı, beşer fıtratının derinliklerine salınmalıdır. Kadir gecesi ki taktirler karara bağlanır.Ve yine öyle bir gündür ki beşer fıtratının cahiliyenin karanlığından, vahyin aydınlığına kapı araladığı, bütün bir beşeriyetin mukadderatının değiştiği bir gündür.İşte ramazanın son haftası muvahhidi gönüllerce aynı zamanda kudüs haftası olarak ilan edilmiştir ki; beşer fıtratı nasıl ki karanlıklar içerisindeyken vahy ile aydınlaşmışsa, ilk kıble, mukaddes mekan kudus te bugün siyonizmin işgali ile karanlıktadır. Beşer fıtratı kabiliyetlerini vahye aralayıp, örtülerden sıyrılırken aynı oranda kudüsün üzerindeki karanlık bulutlarda dağılmakta, kadir gecesiyle, Kudüs haftası arasındaki rabbani irtibat sağlanmaktadır. Kudüsün kaderi kuranın kaderine,kuranın kaderide ümmetin kaderine bağlıdır. Düşünce ve amel bağlamında; tesbih tanelerindeki dağınıklık gibi dağınık olan kavramlarımızı tekrar urvetul vuska üzerinde ard arda dizmeli hiç olmazsa kadir gecesi ve kudüs haftası arasındaki ilişkide birliktelik yakalanmalıdır. Eyyamullahın (Allahın Günleri) olan bu geceler cem edilmeli ve bu düşünce içerisinde idraki gerçekleştirilmelidir. Öyleki gecesi kadir, gündüzü kudüs olan muvahhidi duruş hayatta yerini bulsun...

Sonsuz övgü ve şükürler Yüce Rabbimize...
Salâtü selâm Peygamberimize ve tüm îman edenlere.
. . .
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt