Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Namaz Borçlarımı Nasıl Ödeyeceğim..? (1 Kullanıcı)

mavci

* ZİKİR * FİKİR * ŞÜKÜR *
Yönetici
Katılım
14 Eyl 2007
Mesajlar
32,142
Tepki puanı
7,437
Puanları
163
Yaş
52
Konum
Alanya
7822_132231912637_89361212637_2688552_2004295_n.jpg


1249.jpg


Soru:

Hocam, aklımız ancak başımıza geldi, namazlarımızı kılmaya yeni başladık. Geride kılamadığımız namaz borçlarımızın olduğunun da yeni farkına vardık.
Kaç yaşından itibaren namaz borcu başlar, bu borçlarımızı hangi vakitte nasıl bir niyetle kılmamız gerekir?

Bizi bu konularda aydınlatmanızı bekliyoruz.
Rabb'imizin huzuruna namaz borcuyla çıkmak istemiyoruz.
Yazılarınızdan öğrendiğimize göre namaz borcundan kurtulmak ancak kılmakla mümkün olurmuş.
Yapılan herhangi bir iyilik ve sevaplarla namaz borcu ödenmezmiş.
Ne zaman, nasıl ödeyeceğiz geçmişten borç olarak kalan namazlarımızı diye düşünüyoruz?
Bu konuda temel bilgiye ihtiyacımız var.

***
CEVAP:

Bence bir insanın hayatında alacağı en hayırlı karar, kılamadığı namazlarını kılma kararıdır.
Çünkü ifade ettiğiniz gibi, 15 yaşından (baliğ olduktan) itibaren farz olan namazların borcundan, kılmanın dışında kurtulma yolu yoktur.
Namaz borcu, kılınırsa ödenmiş olunur, kılınmazsa zimmette borç olarak baki kalır.
Bu itibarla, namazlarınızı kılma ve ayrıca kalanlarını da kaza etme kararı alışınızı tebriğe layık en hayırlı karar olarak görmekteyim.
Böyle bir kararı ömür boyu hep mutlulukla hatırlayacaksınız.

Hadislerde, mahşerde sorulacak ilk sorunun namazdan olacağı hatırlatılmakta, namazdan kaybedeni, ötekilerden kazanmasının pek kurtarmayacağına da işaret edilmektedir.
Öyle ise ilk işimiz, mahşerde ilk sorulacak sorunun cevabını kolay verebilmemiz için namazlarımızı mutlaka vaktinde kılmamız, kılamadıklarımızı da bulduğumuz fırsatlarda mutlaka kaza ederek Rabb'imizin huzuruna namaz borcunu ödemiş olarak çıkmaya gayret etmemiz olmalıdır.

Bunun için günün her saati kaza namazı kılma saatidir.
Ancak üç kerahet vakti var ki; o vakitlerde kaza namazı kılınmaz.

Bu 3 kerahet vaktini şöyle sıralayabiliriz.

1- Sabah namazından sonra, güneşin çıkış dakikasından itibaren başlayan 45 dakikalık kerahet vaktinde namaz kılınmaz.
Öğleye 20 dakika kalınca da öğlenin kerahet vakti girmiş olur, öğle namazına kadar namaz kılınmaz.
Akşamın kerahet vakti ise akşam namazına 45 dakika kalınca başlar, akşam namazına kadar devam eder.

Demek oluyor ki; bu üç kerahet vakti dışındaki tüm gün ve geceler kaza namazlarını kılma zamanıdır.
Bu geniş vaktin içinde bulunan her fırsatta kaza namazı kılınmalı, bir an önce namaz borcunu ödemenin mutluluk ve huzuru yaşanmalıdır.

2- Kaza namazı kılacak olan erkekler, her farzın başında önce bir kamet getirerek namaza başlarlar.
Ancak hanımlar için farzın başında böyle bir kamet getirme sünneti yoktur.

3- Erkekler, baliğ olduktan sonraki tüm ay ve günlerinin namazlarını kaza etmekle yükümlüdürler.
Ancak hanımlar özel günlerinde kılamadıkları namazlarını kaza etmekle yükümlü değiller.
Rabb'imiz onlardan her ay özel günlerinde kılamadıkları namazlarını bağışlamıştır.​

Kaza namazına niyet hiç de zor ve karışık değildir.
Sadece hangi vaktin kılamadığı namazını kılacağını kalbinde bilmesi, farz olan niyetin ta kendisidir.
Kalbinden geçirdiği namazı diliyle söylemesi de niyetini daha da netleştirmesi demektir.

Mesela kaza namazı kılacakken:

- Niyet ettim kılamadığım en son sabah namazının farzını kaza etmeye.. yahut da, en son öğlenin, en son ikindinin, en son akşamın, en son yatsının farzını kılmaya, demekle niyet yapılmış olunur.
En son değil de en önce kılamadığıma diye de niyet edebilir.
Bir karışıklık söz konusu olmaz.
Yeter ki namaza başlarken kalbiyle hangi vaktin namazını kılacağını şuurlu şekilde bilsin ve kesin şekilde farkında olsun.
Hatta kalbiyle hangi namazı kılacağını bildiği halde diliyle yanlış namazı söylese, dilindeki yanlış değil kalbindeki doğru bilgi geçerli olur.

Demek ki kaza namazına niyette de zorluk söz konusu değildir.
Yeter ki gereken azim ve aşkı nasip eylesin Rabb'imiz, bu iyi niyetli bahtiyar insanlara.

AHMED ŞAHİN
 

gulum.se

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Nis 2009
Mesajlar
3,801
Tepki puanı
16
Puanları
38
Yaş
40
selamün aleyküm degerli mustafa abimiz...
allah c.c razı olsun. çok güzel bir konuya deginmişsiniz...
bizlerin sürekli aklımızda olupta bir türlü başlayamadıgımız kaza namazlarımıza nasıl kılacagımız hakkında bize ışık tutmuşsunuz. inşallah...
benimde çok kaza namazlarım var. rabbimin izniyle inşallah bir an önce başlayıp kılmayı çok istiyorum...inşallah hayırlısıyla başlarım...
peki kılmadıgımız zaman dilimi ile günü çarparak buluruz degilmi borçlarımızı...
inşallah bizlerde nevsimizi yenerek başlarız bir an önce. amin...
selam ve dua ile..
 

mavci

* ZİKİR * FİKİR * ŞÜKÜR *
Yönetici
Katılım
14 Eyl 2007
Mesajlar
32,142
Tepki puanı
7,437
Puanları
163
Yaş
52
Konum
Alanya
Ve Aleykumselam...Hayırlı Cumalar...

Ve Aleykumselam...Hayırlı Cumalar...

selamün aleyküm degerli mustafa abimiz...
allah c.c razı olsun. çok güzel bir konuya deginmişsiniz...
bizlerin sürekli aklımızda olupta bir türlü başlayamadıgımız kaza namazlarımıza nasıl kılacagımız hakkında bize ışık tutmuşsunuz. inşallah...
benimde çok kaza namazlarım var. rabbimin izniyle inşallah bir an önce başlayıp kılmayı çok istiyorum...inşallah hayırlısıyla başlarım...
peki kılmadıgımız zaman dilimi ile günü çarparak buluruz degilmi borçlarımızı...
inşallah bizlerde nevsimizi yenerek başlarız bir an önce. amin...
selam ve dua ile..

Allah CC. cümlemizden razı olsun kardeşim...
İnşallah üzerimize farz olan günden itibaren olan kaza namazlarımızı kılmamızı Rabbimiz bize nasip etsin...
Günlük 5 Vakit namaz farzdır...
Buna göre hesaplayıp tutarını bulabiliriz...
Allah CC. kabul etsin inşallah...
 

kardelele

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Ocak 2009
Mesajlar
15,425
Tepki puanı
27
Puanları
0
Yaş
54
Konum
istanbul
"selamun aleyküm ve rahmetullahi ve berekatuhu"
hayirli cumalar kiymetli hocam.allah yar ve yardimcimiz olsun.
Mahşerde sorulacak ilk soru tabiki namaz olacaktir.allah o günümze yardim etsin.inşallah kaza borcumuz olmadan imtihanimizi veririz.selametle kalin.
 

mavci

* ZİKİR * FİKİR * ŞÜKÜR *
Yönetici
Katılım
14 Eyl 2007
Mesajlar
32,142
Tepki puanı
7,437
Puanları
163
Yaş
52
Konum
Alanya
Ve Aleykumselam...Ve Rahmetullahi...Ve Berâkatühü...

Ve Aleykumselam...Ve Rahmetullahi...Ve Berâkatühü...

"selamun aleyküm ve rahmetullahi ve berekatuhu"
hayirli cumalar kiymetli hocam.allah yar ve yardimcimiz olsun.
Mahşerde sorulacak ilk soru tabiki namaz olacaktir.allah o günümze yardim etsin.inşallah kaza borcumuz olmadan imtihanimizi veririz.selametle kalin.

Allah CC. cümlemizden razı olsun değerli kardeşim...
İnşallah üzerimize farz olan günden itibaren olan kaza namazlarımızı kılmamızı Rabbimiz bize nasip etsin...
Duanıza gönülden amin...
Allah CC. kabul etsin inşallah...
 

gülsengül

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Eyl 2008
Mesajlar
5,816
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
Selamünaleyküm değerli abimiz..
Rabbim razı olsun çok güzel bir konu emeğine sağlık..
Aslında hepimizin bildiği ama bir türlü başlayamadığımız kaza namazları..
Gelin şeytanın bacağını kıralım ve her namazın ardından en azından bir vakti kaza edelim inşaallah..
Allaha emanet olun
selam ve dua ile...
 

Dj-Dgn-27

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Eki 2009
Mesajlar
11
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
SelamunAleykum Kardeşlerim, Ben Bu Kaza Namazları Hakkında Bir Şey İşittim Ne Kadarı Doğru Araştırarak Sorarak Öğreneceğim, Kaza namazlarımız Var Diyelim, Vakit öğlen Vakti. Öğlenin Sünnetini kılmayıp Farzı ve son sünnetinden sonra geçmiş öğle kazasını kılsak oluyormuş. Ne Kadarı doğru Bilginiz var Mı acaba ?
 

hudavendigar

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Kas 2006
Mesajlar
735
Tepki puanı
1
Puanları
0
SelamunAleykum Kardeşlerim, Ben Bu Kaza Namazları Hakkında Bir Şey İşittim Ne Kadarı Doğru Araştırarak Sorarak Öğreneceğim, Kaza namazlarımız Var Diyelim, Vakit öğlen Vakti. Öğlenin Sünnetini kılmayıp Farzı ve son sünnetinden sonra geçmiş öğle kazasını kılsak oluyormuş. Ne Kadarı doğru Bilginiz var Mı acaba ?

Sünnet yerine kaza namazı kılınabilir mi? Bir namaz için hem kazaya hem nafileye niyet edilir mi? Kaza namazı aynı zamanda nafile yerine geçer mi?.




Cevabımız

Değerli Kardeşimiz;

Bazı kimselerden şu fetvayı mütamadiyen duymaktayız. Şöyle ki: "Kaza namazları olan kişiler, nafile namaz kılamazlar. Hâtta nafile namaz kılmaları haramdır. Bu durumda olan bir kişi meselâ öğle namazının ilk dört rekât sünnetini kılacağı zaman, üzerinde kazaya kalmış öğle namazına niyet ederse, bu namazla kaza namazını kılmış olduğu gibi öğle namazının sünnetini de yerine getirmiş olur; yani bu namaz o sünnetin yerini de tutar" deniliyor.

Namaz borçları olan bizler, hem kaza namazlarımızı hem de farz namazların evvelinde ve sonrasında olan sünnet namazları ve diğer bazı nafile namazları kılıyorduk. Bu fetvayı duyduktan sonra tereddütte kaldık. Ne yapmalıyız. Kaza namazlarımız bitene kadar sadece kaza namazlarımızı mı kılalım? Yoksa daha önceden yaptığımız gibi sünnet ve nafile namazlarla beraber kaza namazlarımıza da devam mı edelim? Bu konuda bizi bilgilendirirseniz memnun olurum.

Sorunuzu üç ana başlıkta cevaplayalım:

1. Eda, iade ve kaza namazı ne demektir? Kaza namazı olan kişi ne yapmalıdır?
2. Kaza namazı olan kişi farz namazların evvelinde ve sonrasında olan sünnet namazları ve başka nafile namazlar kılabilir mi?
3. Nafile namaz, farz namaz yerine veya farz namaz kişinin üzerindeki farz sorumluluğu düşürdüğü gibi, nafile namaz yerine geçer mi?

Şimdi bu ana başlıkları tek tek inceleyip sorunuzun cevabını zikredelim.

1. Eda: Bir Vacib'i (yapılması zorunlu olan; namaz, oruç gibi şer'i bir vazifeyi) vaktinde yerine getirmektir. Şüphe yok ki, her müslümanın vazifesi ibadetlerini vaktinde en güzel şekilde yerine getirmektir. Vaktinden sonraya asla bırakmamaktır.
İade: Bir vacibin mislini fesadı gerektirmeyen bir engelden dolayı vaktinde veya vaktinden sonra yerine getirmektir.

Mesela; Öğle namazını vaktinde kılan bir kimseye namazın vaciblerinden bir vacibi terketmesi veya tahrimen mekruh olan bir fiilde bulunmasıyla, bu namazı öğle namazı vakti içerisinde iade etmesinin vacip, vakit çıktıktan sonra iade etmesinin mendup olması.

İbni Humam; "Namazın iade edilmesi durumunda namaz sorumluluğu birincisiyle düşer. İkincisi birincisindeki fesadı gerektirmeyen noksanlığı telafi eder. Zira farz tekrarlanmaz." demiştir. (1)

Kaza: Zamanında yerine getirilmeyen (namaz, oruç gibi) bir vacibi vaktinden sonra yerine getirmektir.
Üzerinde kaza namazı olan kişilerin bu namazların kazalarını acele olarak yapmaları vaciptir. Çoluk çocuğun ihtiyaçlarını karşılamak gibi özürler sebebiyle kaza namazlarının tehir edilmesi caizdir. Yani; çoluk çocuğun nafakasını temin ettikten sonra kalan vakitleri kaza namazlarını kılmaya ayırmalı ve bu sorumluluktan biran önce kurtulmalıdır. Hiçbir özür olmadan namazı kazaya bırakmak büyük günahtır. Kişi namazı kılmamakla onu terketmiş olur. Kaza etmesiyle terketmenin günahını kaldırır. Sonraya bırakmanın günahı kalkmaz. O, ancak tevbe etmekle kalkar. (2)

2. Üzerinde kaza namazları olan kişilerin namazların evvelinde ve sonrasında olan sünnet namazları ve başka nafile namazları kılmasının caiz olup olmaması meselesine gelince; Öncelikle bu konu hakkında Hanefilerin muteber eserlerindeki görüşleri nakledelim.

a) Üzerinde kaza namazları olan kişilerin nafile namazları kılması meselesine gelince; Müzmerat kitabında şöyle denilmiştir: "Kaza namazlarıyla meşgûl olmak, nafile namazlarla meşgûl olmaktan daha önemlidir. Ancak; farz namazların öncesi ve sonrasındaki sünnetler, kuşluk namazı, tesbih namazı ve haklarında haberler gelen "tahiyyetü'lmescid" (mescidi selâmlama) namazı, ikindi namazından önceki dört rekât namaz, akşam namazının farzı ve sünnetinden sonra ikişer ikişer kılınan altı rekât "evvabin" namazı gibi namazlar bu hükmün dışındadır." Yani bu namazlar kaza namazlarım var, onları kılıyorum diyerekten terkedilmezler. (3)

b) Üzerinde kaza namazları olan kişilerin kaza namazlarıyla meşgûl olmaları, nafile namazlarla meşgûl olmalarından daha önemlidir. Ancak bilinen sünnetler (yani müekked sünnetler), kuşluk namazı, tesbih namazı ve hakkında haberler gelen namazlar bu hükmün dışındadır.
Bu namazlar nafile namaz niyetiyle kılınır. (Yani bu namazlar kılınırken kaza namazlarına değil, bunlara niyet edilir) Bunların dışında kılacağı namazlarda kaza namazlarına niyet edilir.
Muzmerat kitabında Zahiriryye ve Fetave'l Hucce kitaplarından naklen böyle zikredilmiştir. (4)

c) Hucce kitabında şöyle söylendi: Üzerinde kaza namazı olan kişilerin vaktinde kılmadıkları namazların kazalarıyla meşgûl olmaları nafile namazlarla meşgûl olmalarından daha önemlidir. Ancak bilinen sünnetler, (yani namazların öncesi ve sonrasındaki sünnetler) kuşluk namazı, tesbih namazı ve haberlerde rivayet edilen namazlar bu hükmün dışındadır. Bu namazlar nafile niyetiyle kılınır. Bunların dışındakiler kaza niyetiyle kılınır. Yani bu namazların dışında bir namaz kılacak olursa, ona kaza namazı olarak niyet eder. (5)
Görüldüğü gibi Hanefi mezhebinin muteber fıkıh kitapları kaza namazları olan kişilerin sünnet namazları, hâtta hakkında haberler gelen diğer nafile namazları kılabileceklerini açıkça, hiçbir tereddüte mahâl bırakmadan, anlaşılır bir lisanla beyan etmişlerdir.

3. İkinci bölümde beyan ettiğimiz gibi üzerinde kaza namazları olan kişiler, beyan edilen nafile namazları kılabilirler. Bu belli. Ancak burada uygulanan başka bir şey daha var. Şöyle ki; Kılınan nafile namazlara, nafile namaz diye niyet edilir. Bunların dışında kılacağı namazlara ise kaza namazı diye niyet eder. Bu da bize şu neticeyi verir.
Kaza namazı borcu olanlar nafile namazlara, nafile namaz diye niyet eder ve bu namazlar farz olan kaza namazlarının yerine geçmezler. Farz olan kaza namazlarına ise, kaza namazı diye niyet edilir. Bunlarda nafile namaz yerine geçmez. Çünkü farz olan kaza namazları kılınırken, kaza namazı diye niyet edilip, hem kaza namazı hem de nafile namazı yerini tutsaydı, nafile namazlara nafile namaz diye niyet edilmemesi gerekirdi. Bilâkis "kazaya kalan farz namaz" diye niyet edilmesi gerekirdi. Yaptığımız bütün nakiller nafile namazlara nafile diye niyet edileceğini açıkça beyan etmiştir.

DİPNOTLAR
1. İbni Abidin Reddü'l Muhtar Ale'd Dürri'l Muhtar cilt:2 shf: 64
2. İbni Abidin Reddü'l Muhtar Ale'd Dürri'l Muhtar cilt:2 shf: 62
3. İbni Abidin Reddü'l Muhtar Ale'd Dürri'l Muhtar cilt:2 shf: 74
4. Ahmed b.Muhammed b.İsmail et TahtaviHaşiye ala Merakı'l Felah Şerh'i Nuru'l İzah shf: 364
5. Şeyh Nizamuddin ve heyet el Fetavai Hindiyye cild:2 shf:135
6. İbni Abidin Reddü'l Muhtar Ale'd Dürri'l Muhtar cilt:2 shf: 373374
7. İbni Abidin Reddü'l Muhtar Ale'd Dürri'l Muhtar cilt:2 shf:394
Tahtavi ala Merakı'l Felah shf: 543549

Kaza namazları nasıl kılınr:

Farz bir namazı vaktinde kılmaya eda, vakti geçtikten sonra kılmaya kaza, bozulan bir namazı tekrar kılmaya da iade denir.

Bir namaz ya bile bile kasden kılınmayıp kazaya bırakılır veya bir özürden dolayı kazaya kalır. Bir vakit namazı kasdî olarak kılmayıp kazaya bırakmak büyük bir günahtır. Böyle bir hareketten uzak durmalıdır. Bu çeşit bir hatanın işlenmesi durumunda bir an önce kaza edilmeli, borçtan kurtulmalıdır. Çünkü ölümün ne zaman gelip çatacağı belli olmaz. Ölüm gelip de hazırlıksız yakalarsa âhirete borçlu olarak gidilmiş olur.
Bu şekilde kılınmayan bir namaz her ne kadar kaza edilmekle borçtan kurtulunmuş olunsa da, işlenen günah için ayrıca tevbe istiğfar edip, Allah'tan af dikmek lâzımdır. Bunun için hem kaza, hem de tevbe edilmelidir.

Unutmak, uyku veya meşru bir mazeretten dolayı vaktinde kılınamayan namazlar da hatırlandığı veya meşru özür geçtikten sonra fazla vakit geçirmeden kaza edilmelidir.
Bazı özürler vardır ki, bu hallerde kılınmayan namazlar daha sonra kaza edilmezler. Kadınların âdet ve lohusalık hali, beş vakit devam eden sar'a veya cinnet hali bu çeşit özürlerdendir. Zaten âdet gören ve lohusa olan kadının namaz kılması caiz olmayıp haramdır.

Vakti içinde kılınmayan beş vakit namazın kazası farz, vitir namazının kazası vacip, sünnetin kazası da sünnettir. Kazası farz olan sünnet yalnız sabah namazının sünnetidir. Günün sabah namazı kazaya kalmış ise öğleye kadar kılınınca farzıyla birlikte sünneti de kaza edilir. Öğleden sonraya kalınca sünnet kılınmaz, sadece farz kaza edilir.

Zamanında kılınamayan bazı vakit sünnetleri de daha sonra kılınarak kaza edilir. Meselâ, cemaate yetişmek için öğle namazının ilk sünneti kılınamadığı takdirde, farzı kılıp iki rekât sünnetten sonra ayrıca kılınır. Cuma namazının ilk sünneti hutbeden önce kılınamadığı zaman, yine Cumanın iki rekât farzından sonra kaza edilerek kılınır, îki rekât kılınarak yarıda bırakılan öğlenin ve cumanın ilk sünnetleri aynen bu şekilde dört rekât olarak kaza edilir. Bu sünnetlerin dışındaki diğer vakit namazlarının sünnetleri kılınmadıkları zamanlar kaza edilmezler. Meselâ ikindi ve yatsı namazının sünnetleri farzdan önce kılınmadıkları zaman daha sonra kılınmazlar.

Kaza namazları, ne şekilde kazaya kalmış ise aynı şekilde kılınacaktır.
Sabah 2, öğle 4, ikindi 4, akşam 3, yatsı 4 ve vitir 3 rekat olarak kaza edilir.
Her namaz için belirli bir zaman veya mekan tayin edilmez. Yani ikindi namazının kazası ikindi vaktinde kılınır diye bir sınır yoktur. İstediğiniz zamanda kılınabilir.
Fakat kerahet dediğimiz zamanlarda kılınmamasına dikkat edilir. Bu vakitler de güneş doğduktan 45 dk sonraya, Güneş batmadan 45 dk. Önceye kadar ve Güneş tam tepede olduğu zaman (öğleye 30 dk. Kala) namaz kılınması hoş görülmemiştir. Bunların dışındaki bütün zamanlarda kaza nazmı kılnabilir.

Vaktinde kılamayıp kazaya kalan namazları altı vakti bulan veya daha çok olan bir kimse kaza namazları arasında bir sıra gözetmediği gibi, kaza namazları ile vakit namazları arasında da bir sıra takibi yapmaz. Namaz kılmanın mekruh olduğu üç kerahet vaktinin dışında istediği ve müsait olduğu her zaman kılabilir. Çünkü kaza namazları için belli bir vakit yoktur. Meselâ, vaktinde kılınamamış olan bir ikindi namazı yatsıdan sonra, bir yatsı namazı da öğleden sonra kılınabilir.

Kaza namazlarını kılarken vakti belirlemeye gerek yoktur. Bu çok zor olacağından kolay olanı yapmak daha uygundur. Bir kaza namazı şöyle niyet edilerek kılınır:
Meselâ: "Vaktine yetişip de kılamadığım ilk öğle namazını" yahut "son öğle namazım Allah rızası için kılmaya niyet ettim." Böylece kazaya kalmış olan namazlar, ya ilk kazaya kalmış olanından başlanmış olur veya en son kazaya kalmış olanından başlanmış olur ki, her iki halde de belli bir düzene göre geçmiş namazlar kılınarak azalmış olur.

Daha kolay olması bakımından "Üzerimde olan bir öğle veya ikindi namazını kaza ediyorum" şeklinde niyet etmek de yeterlidir.
Bir vaktin namazı kaza edileceği zaman önce bir ezan okunur, sonra ikamet getirilerek kılınır. Birden fazla kaza namazı kılınacağı zaman da hepsi için bir ezan kâfi gelirken, her farz namazı için ayrı ayrı ikamet getirmek sünnettir.
Kazaya kalmış olan namazların kaç vakit olduğunu kesin olarak bilemeyen kimse, galip tahminine göre hareket eder. Sayı bakımından tam bir tahmin yapamıyorsa, üzerinde kaza namazı kalmadığı kanaatine varıncaya kadar kılar.
Aynı namazları kazaya kalmış olanlar bu namazı cemaatle kılabilirler. Fakat farklı farklı namazları kılmaya kalkanlar tek bir cemaat olamazlar; ayrı ayrı kılmaları gerekir.
Kaza namazlarını, mümkünse evde kılmayı tercih etmelidir. Şayet bu namazlar mazeretsiz olarak kazaya bırakılmışsa bir günah sayılacağından bunu teşhir etmek uygun olmaz.

Kaynak:Mehmed Paksu, Açıklamalı İslam İlmihali, Nesil Yayınları, 2002, s. 342 ve 344.

SÜNNETLERİN YERİNE KAZA NAMAZI KILINABİLİR Mİ?

Meşrû bir mazeretin dışında namazı kazâya bırakan kimse, bir hatâ işlemiş ve günaha girmiş olur. Bu uitibarla kazâya kalan namazın, en kısa zamanda kılınması gerekir. Çünkü beş vakit namazın edâsı farz olduğu gibi, kazası da farzdır. Kazâya kalan namazın kılınmasıyla sadece borç ödenmiş olur. Günahın affedilmesi için de ayrıca tevbe istiğfar etmek lâzımdır.

Namaz borcundan bir an evvel kurtulmak için, hakkında Peygamberimizin hadisi bulunmayan nâfile namazların yerine kaza kılmak daha isabetli olur. Ancak, Hanefî mezhebine göre, hakkında hadis bulunan nafile namazların yerine kaza kılmak uygun değildir. Bu hususta Hanefî fıkıh kitaplarında şu hüküm yer alır:

“Kazaya kalmış namazları kılmak, nafile namaz kılmaktançok daha ehemmiyetli ve çok daha uygundur. Fakat beş vakit namazın sünnetleri, kuşluk, tesbih, tahiyyetü’l-mescid ve evvabin namazı bundan müstesnadır. [Yani bu sünnet ve nafileler kaza namazları için terk edilmezler.>”1

Herşeyden evvel, namazlardan önce ve sonra kılınan sünnetler bir yerde farz namazların tamamlayıcısı hükmündedir ve Peygamberimizin (a.s.m.) şefaatine vesiledir. Bunun için,namazını kazaya bırakan kimse bir yandan namazlarını kaza etmekle borçtan kurtulurken, diğer taraftan da sünnetleri kılarak Peygamberimize olan bağlılığını göstermiş olur.

Mesele Hanefî mezhebine göre böyle iken, diğer üç mezhebe göre, kaza namazı olan bir kimsenin nafile namazları ile meşgul olması, sünnet kılması caiz değil, haramdır.
Mâlikî mezhebine göre, üzerinde kaza namazı bulunan bir kimsein nafile namazı kılması haramdır. Ancak beş vakit namazların sünnetleri ile tahiyyetü’l-mescidin kılınabileceğine dair ruhsat vardır. Bunların dışında meselâ teravih namazı ile meşgul olunduğu takdirde sevap alınsa da, kaza namazı geriye bırakıldığı için günah işlenmiş olur.



 

hudavendigar

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Kas 2006
Mesajlar
735
Tepki puanı
1
Puanları
0
Şâfiî mezhebine göre de, üzerinde kaza namazı borcu olan bir insanın, bu namazları kılıp borcundan kurtuluncaya kadar gerek beş vakit namazların sünnetlerini, gerekse diğer nafileleri kılması mekruhtur. Çünkü bir an önce kazaların kılınıp bitirilmesi gerekir.
Hanbelî mezhebine göre ise üzerinde kaza namazı olan bir kimsenin nafile ile meşgul olması haramdır. Ancak vitir ile beş vakit namazın sünnetlerini kılması caizdir. Fakat, kazaları çoksa bunları da kılmayarak kaza namazlarıyla meşgul olması daha iyidir. Yalnız sabah namazının sünneti bundan hariçtir, onu kılmak gerekir.2

Netice olarak; kaza namazları fazla olan Hanefîlerin sünetleri terk ederek kaza namazı kılmalarında bir mes’uliyet olduğu söylenemez. Gerek vakit namazlarının, gerekse diğer nafilelerin yerine kaza namazının kılınmasının uygun veya evlâ olmaması demek, “Sünnetyerine kaza kılmak caiz değildir” mânâsına gelmez.

Ancak bununla beraber kaza namazları fazla olmayan kimseler ise her farzdan sonra bir vakit kazâ namazı kılmayı alışkanlık haline getirirlerse güzel bir âdeti devam ettirmiş olurlar. Ayrıca Cenab-ı Hakkın mahşer günü eksik gelen farz namazları sünnetlerle tamamlamayacağı hususunda rivayetler bulunduğunu da hatırdan çıkarmamak gerekir.

1. Mevlânâ eş-Şeyh Nızâm. el-Fetâvâl-Hindiyye. (Bulak: Matbaa-i Emiriyye, 1310), 1:125; İbni Âbidin. 1493; el-Mezahibü’l-Erbaa, 1:492; Halebî-i Sağîr, s.349.
2. el-Mezahibü’l-Erbaa, 1:492.
Mehmed Paksu İbadet Hayatımız
Selam ve dua ile...
 

mavci

* ZİKİR * FİKİR * ŞÜKÜR *
Yönetici
Katılım
14 Eyl 2007
Mesajlar
32,142
Tepki puanı
7,437
Puanları
163
Yaş
52
Konum
Alanya
Ve Aleykumselam...

Ve Aleykumselam...

Selamünaleyküm değerli abimiz..
Rabbim razı olsun çok güzel bir konu emeğine sağlık..
Aslında hepimizin bildiği ama bir türlü başlayamadığımız kaza namazları..
Gelin şeytanın bacağını kıralım ve her namazın ardından en azından bir vakti kaza edelim inşaallah..
Allaha emanet olun
selam ve dua ile...

Allah CC. cümlemizden razı olsun kardeşim...
Haydi BİSMİLLAH diyelim...
Kaza namazımız varsa eda edelim inşallah...
 

mavci

* ZİKİR * FİKİR * ŞÜKÜR *
Yönetici
Katılım
14 Eyl 2007
Mesajlar
32,142
Tepki puanı
7,437
Puanları
163
Yaş
52
Konum
Alanya
Ve Aleykumselam...

Ve Aleykumselam...

SelamunAleykum Kardeşlerim, Ben Bu Kaza Namazları Hakkında Bir Şey İşittim Ne Kadarı Doğru Araştırarak Sorarak Öğreneceğim, Kaza namazlarımız Var Diyelim, Vakit öğlen Vakti. Öğlenin Sünnetini kılmayıp Farzı ve son sünnetinden sonra geçmiş öğle kazasını kılsak oluyormuş. Ne Kadarı doğru Bilginiz var Mı acaba ?

Şâfiî mezhebine göre de, üzerinde kaza namazı borcu olan bir insanın, bu namazları kılıp borcundan kurtuluncaya kadar gerek beş vakit namazların sünnetlerini, gerekse diğer nafileleri kılması mekruhtur. Çünkü bir an önce kazaların kılınıp bitirilmesi gerekir.
Hanbelî mezhebine göre ise üzerinde kaza namazı olan bir kimsenin nafile ile meşgul olması haramdır. Ancak vitir ile beş vakit namazın sünnetlerini kılması caizdir. Fakat, kazaları çoksa bunları da kılmayarak kaza namazlarıyla meşgul olması daha iyidir. Yalnız sabah namazının sünneti bundan hariçtir, onu kılmak gerekir.2

Netice olarak; kaza namazları fazla olan Hanefîlerin sünetleri terk ederek kaza namazı kılmalarında bir mes’uliyet olduğu söylenemez. Gerek vakit namazlarının, gerekse diğer nafilelerin yerine kaza namazının kılınmasının uygun veya evlâ olmaması demek, “Sünnetyerine kaza kılmak caiz değildir” mânâsına gelmez.

Ancak bununla beraber kaza namazları fazla olmayan kimseler ise her farzdan sonra bir vakit kazâ namazı kılmayı alışkanlık haline getirirlerse güzel bir âdeti devam ettirmiş olurlar. Ayrıca Cenab-ı Hakkın mahşer günü eksik gelen farz namazları sünnetlerle tamamlamayacağı hususunda rivayetler bulunduğunu da hatırdan çıkarmamak gerekir.

1. Mevlânâ eş-Şeyh Nızâm. el-Fetâvâl-Hindiyye. (Bulak: Matbaa-i Emiriyye, 1310), 1:125; İbni Âbidin. 1493; el-Mezahibü’l-Erbaa, 1:492; Halebî-i Sağîr, s.349.
2. el-Mezahibü’l-Erbaa, 1:492.
Mehmed Paksu İbadet Hayatımız
Selam ve dua ile...

Soru ve cevap için Allah CC. razı olsun...
Çok faydalı oldu....
Allaha emanet olun...
 

Dj-Dgn-27

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Eki 2009
Mesajlar
11
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Evet Çok Teşekkür ederim Gerçekten benimle Berraber diğer Kardeşlerimizde aydınlanmış Oldu. Allah Hepimizden razı Olsun
 

hasgül

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
16 Mar 2009
Mesajlar
1,965
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
Hakkını veremeden eda edilen namazlarımıza ağlayalım..

Hakkını veremeden eğilip kalkmalarımıza ve bunlara namaz deyişimize ağlayalım…

Aşıkla mâşuk misali ALLAH(c.c.) ile kulun buluşma noktası olan secdelerimizin ve seccadelerimizin hakkını veremeyişimize ağlayalım..

Günde en az beş defa sunulan af piyangosunu kaçırdığımıza ağlayalım..

Her bir namazda bütün günahlarımızdan arınma fırsatını kaçırdığımıza ağlayalım..

Uykunun kollarında gaflet içinde geçen zamanımıza ağlayalım..

Gaflet ile geçirilen ve boşa giden günlerimize ağlayalım..

Her gün onca hadise karşısında ürpermeyen kalplerimize ağlayalım..

Dünyaları yutsa da doymayan nefislerimize bende oluşumuza ağlayalım

Şeytanın bizi ALLAH(c.c.), Rahimdir affeder diye diye kandırıp kulluk vazifelerimizi ihmal ettirme tuzağına düşürmesine ağlayalım..

Gelin hep beraber günahlarımıza ağlayalım..

Kuruyan göz pınarlarımıza, yaşarmayan gözümüze ağlayalım..

Ve ağlayalım ağlayamadığımız için acınacak halimize..

Gelin hep beraber ağlayalım..

Ağlayamıyorsak bile hiç olmazsa GÜLMEKTEN UTANALIM
 

mavci

* ZİKİR * FİKİR * ŞÜKÜR *
Yönetici
Katılım
14 Eyl 2007
Mesajlar
32,142
Tepki puanı
7,437
Puanları
163
Yaş
52
Konum
Alanya
Esselamünaleykum...

Esselamünaleykum...

Hakkını veremeden eda edilen namazlarımıza ağlayalım..

Hakkını veremeden eğilip kalkmalarımıza ve bunlara namaz deyişimize ağlayalım…

Aşıkla mâşuk misali ALLAH(c.c.) ile kulun buluşma noktası olan secdelerimizin ve seccadelerimizin hakkını veremeyişimize ağlayalım..

Günde en az beş defa sunulan af piyangosunu kaçırdığımıza ağlayalım..

Her bir namazda bütün günahlarımızdan arınma fırsatını kaçırdığımıza ağlayalım..

Uykunun kollarında gaflet içinde geçen zamanımıza ağlayalım..

Gaflet ile geçirilen ve boşa giden günlerimize ağlayalım..

Her gün onca hadise karşısında ürpermeyen kalplerimize ağlayalım..

Dünyaları yutsa da doymayan nefislerimize bende oluşumuza ağlayalım

Şeytanın bizi ALLAH(c.c.), Rahimdir affeder diye diye kandırıp kulluk vazifelerimizi ihmal ettirme tuzağına düşürmesine ağlayalım..

Gelin hep beraber günahlarımıza ağlayalım..

Kuruyan göz pınarlarımıza, yaşarmayan gözümüze ağlayalım..

Ve ağlayalım ağlayamadığımız için acınacak halimize..

Gelin hep beraber ağlayalım..

Ağlayamıyorsak bile hiç olmazsa GÜLMEKTEN UTANALIM

Ağlayalım hatalarımıza, kusurlarımıza, günahlarımıza...
Ağlayalım ki TEVBEMİZ olsun inşallah...
Allaha emanet ol kardeşim...
 

AY-YA

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Ara 2008
Mesajlar
2,370
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
Allah cc razı olsun mavci abii inşallah kılarız Rabbimin karşısına borçlu çıkmak istemiorum...
 

mavci

* ZİKİR * FİKİR * ŞÜKÜR *
Yönetici
Katılım
14 Eyl 2007
Mesajlar
32,142
Tepki puanı
7,437
Puanları
163
Yaş
52
Konum
Alanya
Esselamünaleykum...

Esselamünaleykum...

Allah cc razı olsun mavci abii inşallah kılarız Rabbimin karşısına borçlu çıkmak istemiorum...

Allah CC. cümlemizden razı olsun inşallah...
Rabbimizin karşına borçsuz çıkmak duasıyla...
Allaha emanet olun...
 

ceylantur

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 May 2009
Mesajlar
2,014
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
selamun aleyküm,
Rabbim cümlemizin kaza borçlarını ödemesini ve vakit namazlarını da hakkıyla ikame etmemizi nasip etsin inşaAllah. Aşağıda bağlantısını kopyaladığım sitede "namaz defteri" bölümü var, kaç rekat, gün vb. şekilde borcunuzu daha kolay hesaplayabilir, borçlarınızı ödedikçe defterinizden düşebilirsiniz.

Namaz kılmayı öğrenmek için doğru yere geldiniz
 

mavci

* ZİKİR * FİKİR * ŞÜKÜR *
Yönetici
Katılım
14 Eyl 2007
Mesajlar
32,142
Tepki puanı
7,437
Puanları
163
Yaş
52
Konum
Alanya
selamun aleyküm,
Rabbim cümlemizin kaza borçlarını ödemesini ve vakit namazlarını da hakkıyla ikame etmemizi nasip etsin inşaAllah. Aşağıda bağlantısını kopyaladığım sitede "namaz defteri" bölümü var, kaç rekat, gün vb. şekilde borcunuzu daha kolay hesaplayabilir, borçlarınızı ödedikçe defterinizden düşebilirsiniz.

Namaz kılmayı öğrenmek için doğru yere geldiniz

Ve Aleykumselam...
Rabbim razı olsun kardeşim inşallah...
Güzel bir katkınız oldu...
Selam ve DUA ile...
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt