Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

NAMAZI SEVEBİLİYOR MUYUZ? (1 Kullanıcı)

ZeyneP-m

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Haz 2008
Mesajlar
13
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
Allahima Binlerce Sukur Namaz Kilmadan Olmuyor... Hayatta Daha Basarili Olmami Ayaklarimi Yere Daha Saglam Basmami Sagliyor.huzur Veriyor... Namaz Vaktimi Gecrince Benim Karnima Agrilar Girer...allahim Bu Huzur Yolundan Kimseyi Alikoymasin
 

zekye

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
13 Tem 2008
Mesajlar
7
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
cok güzel bir konu steskkürler

cok güzel bir konu steskkürler

allah razi olsun konu cok güzel ...

öyle seyler icinde yaziyorki , cevabi evet diyerek geciyorum, namaz kilmayi bu nednelerden dolayi cok seviyorum , yallan olmasin bu arlar okul haric sadece is oldugu icin cook yorgun oluyorum,o yüzden sünüütleri bir kenera bbirakiyorum, farz lari terk etmemeye bakiyorum Allah devamii getirir insallah
 

prens_faruk

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 May 2008
Mesajlar
43
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
30
Konum
Bursa
BEN OGLUMU KAYBETTIGIM GÜN SADECE ZERDA ABLAMIN YAZDIKLARINI YAPTIM BENI NAMAZDAN BA$KA BIRSEY TESELLI ETMEMI$TI.OGLUM KABRE GIRERKEN BENDE SECDEYE DÜ$TÜM HIC OKADAR ACI CEKEREK NAMAZ KILMAMI$TIM AMA BUNA KAR$ILIK HICBIR NAMAZIMDA O GÜNE KADAR ÖYLESINE ZEVK ALMAMI$TIM.BEN RABBIMLE ALI$ VERI$ YAPIYORDUM ALDIGIMDA COK SEVINMI$TIM VERIRKEN HICBIR$EY SÖYLEMEYE HAKKIM YOKTU SEYTAN BÜTÜN CAHILLERI ÜSTÜME SALDI O GÜN SABRIMI TAKDIR ETMEYENLER BENI KIBIRLE SUCLADI.KIBIR SEYTANDANDIR. O GÜNDEN BERI HER NAMAZA DURU$UMDA KALBIMI BIR HEYECAN SARIYOR.


Başın Sağolsun abi :a33:
 

emrah1234

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Tem 2008
Mesajlar
2
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
30
baş sağlığı

baş sağlığı

kardeşim başın soğ olsun Allah(c.c.)mekanını vennet eylesin
 

s.a.

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
8 Ağu 2008
Mesajlar
59
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
bazen geçektende çok canım istiyor hatta o vakit namazı kılmış olsam dahi kılmadığımı düşünüp namazı geçirmemeyi düşünüyorum.
ama bazende ne oluyor anlamıyorum yatsı namazını kılamadan uykup gelmıs uyumus oluyorum.
ama namazların en tatlıları aklıma birşeygetirmeden yalnızca surelerin ve duaların anlamlarını o sureyi okurken aklımdan geçirerek ve hissederek kıldıklarım oluyor.
tavsiye ederim hepinize, olması gerekeni.
 

sure_derin

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Şub 2009
Mesajlar
44
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
28
ben namaz kılmayı çok seviyorum her vakit namaz kıldıktan sonra birde şükür namazı kılıyorum sonrada kuranımı okuyorum dua ediyorum allah kabul eder inşallah :)
 

gülkoksam

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Ara 2008
Mesajlar
969
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
namza kılmadığım zamanlarda bir boşluk hissedebiliyorsam;evet ben namazı seviyorum
 

hasgül

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
16 Mar 2009
Mesajlar
1,965
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
Çok güzel bir konu ve etkileyici. Emeğinize sağlık kardeşim. Rabbim sizden razı olsun, bu konuyu alıp önümüze koyduğunuz için.

Kendi adıma, ben severek ve isteyerek namazlarımı kılıyorum. Özürlü sayıldığımız zamanlarda, namaz kılamamak bana acı veriyor. bomboş geçiyor sanki günler ve biran önce tekrar namaz kılacağım zamanı bekliyorum. Ezan okunduğunda hemen abdesdimi tazeleyip Rabbimin huzuruna çıkıyorum, hani olur da 10/15 dk. gecikse namazım fenalıkalr basıyor, aklım hep namazda oluyor.

İnşallah bu duygularım daim olur. Selametle
 

muberra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Tem 2006
Mesajlar
527
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
Konum
İSTANBUL
Peygamber efendimiz s.a.v namaza durduğunda Yüce Allah ile bulaşacağından dolayı çok heyecenlanırmış.Her namaz vaktini büyük bir sevinçle beklermiş. İnşaallah Allahımız bize de bu heyecan ve mutluluğu nasip eder. Amin.
Allahım namazlarımızı huşu içinde ve dosdoğru kılmayı nasip et.Amin.
 

medahms

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Haz 2006
Mesajlar
1,989
Tepki puanı
3
Puanları
0
8. Küsûf ve Husuf Namazı

Abdullah bin Amr -radıyallâhu anh- şöyle anlatıyor:

Peygamber Efendimiz\'in zamân-ı saâdetlerinde güneş tutulmuştu. Zât-ı Risâletleri kalkıp insanlara namaz kıldırdılar. Kıyâmda o kadar çok kaldılar ki, âdetâ rükûa varmayacak da hep ayakta duracak zannedildi. Sonra rükûa vardılar ve uzun müddet başlarını kaldırmadılar. Arkasından doğruldular, fakat mûtadın üzerinde ayakta durdukları için secde etmeyecekleri intibâını verdi. Nihâyet birinci secdeye vardılar. Lakin başlarını secdeden hiç kaldırmayacakları zannediliyordu. Daha sonra doğrulup oturdular. Bu oturuşları da uzun sürdü. Mübârek başlarını kaldırmayacakmışcasına kapandıkları ikinci secdeye vardıklarında, acı acı nefes alıp veriyor ve göz yaşları dökerek ağlıyordu:

"Yâ Rabbî! Ben aralarında olduğum müddetçe ümmetime azâb etmeyeceğini bana vâdetmedin mi?! Yâ Rabbî! Onlar sana tevbe ve istiğfâredip yalvardıkları müddetçe ümmetime azâb etmeyeceğin husûsunda bana söz vermedin mi?! Işte bizler kapına geldik senden affımızı diliyor ve sana yalvarıyoruz!"

Bu minval üzere iki rek\'at namaz kılıp bitirince güneş bütün parlaklığıyla gözüktü. Arkasından Hz. Peygamber minbere çıkarak ashâbına vecîz bir konuşma yaptı. Konuşmasında Allâh Teâlâ\'ya hamd ü senâ ettikten sonra şöyle buyurdular:

"Güneş ve ay Allâh\'ın varlık ve birliğine delâlet eden alâmetlerden sâdece ikisidir. Şâyet bunlar tutulursa, duâ edin, Cenâb-ı Hakk\'a yönelip ona ilticâ edin, Allâh\'ın büyüklüğünü hatırlayın, namaza durup Allâh\'ı zikretmeye koyulun ve sadaka verin..." (Bkz. Buhârî, Küsûf, 2, 4)

Peygamber Efendimiz -sallallâhu aleyhi ve selem-, göneş ve ayı Allâh\'ın âyetlerinden bir âyet olarak görür ve onların tutulmalarını her hangi bir kimsenin ölümü veya doğumu sebebiyle olmadığını ashâbına bildirirdi. Ancak gaybı ve kaderi bilmek Allâh\'a mahsus olduğundan, her an kıyâmetin vukû bulabileceğini veyâ kendi ecelinin gelmiş olabileceğini düşünerek devâmlı olarak Allâh\'a iltca hâlinde bulunmayı isterdi. Hava kararmaya başlayınca, yağmur yağarken, gök gürlerken ve güneş veya ay tutulurken hep bu duygularla hareket eder ve huzûr-ı ilâhîde durarak ümmetinin selâmeti için yalvarırdı.

İbn-i Hibban\'da bulunan bir rivayete göre Rasûlullâh -sallallâhu aleyhi ve selem- ayın tutukluğu geçinceye kadar, müslümanlara ay tutulması namazı kıldırmıştır. (A. Köksal, XI, 220)

Güneş ve ay tutulması namazı sünnettir. İki rek\'attır. Güneş açılıncaya kadar duâ ile meşgul olunur. İmam\'ın güneş tutulması namazını cemaatla kıldırmasında bir mahzur yoktur. Ay tutulma namazı ise cemaatsız kılınır. Bu namazların mescidde kılınması da sünnettir. Ezan ve kamet okunmaz. Sadece güneş tutulması namazı için es-Salâtü câmiatün, namaz için cem olunuz diye seslenilir. (A. Köksal, XI, 221)
 

medahms

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Haz 2006
Mesajlar
1,989
Tepki puanı
3
Puanları
0
9. Şükür Namazı

Allâh Teâlâ\'nın ihsân etmiş olduğu sayısız nimetlere şükretmek bütün insanların yerine getirmesi gereken bir borçtur. Şükür, verilen nimeti artırdığı gibi, şükürsüzlük de onun zevâline ve hatta sâhibinin şiddetli bir azâba mâruz kalmasına sebeb olur. Peygamber Efendimiz -sallallâhu aleyhi ve selem- sevindiğinde veya sevindirici bir haber aldığı zaman Allâh\'a şükretmek için secdeye kapanır ve namaz kılardı. Nitekim İslam\'ın azılı düşmanı Ebû Cehil\'in başının kesildiği kendisine müjdelendiği zaman iki rek\'at şükür namazı kılmıştı (İbn-i Mâce, İkâmetü\'s-salât, 192)

Enes bin Mâlik -radıyallâhu anh- de şöyle anlatmaktadır: "Nebiyy-i Ekrem -sallallâhu aleyhi ve selem-, bir ihtiyacının görüldüğü hususunda müjdelenmişti, bunun üzerine hemen secdeye kapandı." (İbn-i Mâce, İkâmetü\'s-salât, 192)

10. Tesbih Namazı

İbn-i Abbâs ve Ebû Râfî -radıyallâhu anhüm- anlatıyor: Rasûlullâh -sallallâhu aleyhi ve selem- Abbâs bin Abdülmuttalib\'e dediler ki:

"Ey Abbâs, ey amcacığım! Sana bir iyilik yapayım mı? Sana bağışta bulunayım mı? Sana ikram edeyim mi? Sana on hasleti nasıl yapacağını bildireyim mi? Eğer sen bunu yaparsan Allâh senin bütün günahlarını; önceki-sonraki, eski-yeni, hatâen yapılan, kasden yapılan, küçük-büyük, gizli-açık yani hepsini affeder. Bu on haslet şunlardır: dört rek\'at namaz kılarsın. Her bir rek\'atte Fâtiha sûresi ve bir sûre okursun. Birinci rek\'atte kıraati tamamlayınca, ayakta olduğun hâlde on beş kere \'sübhânellâhi ve\'l-hamdü li\'llâhi ve lâ ilâhe illallâhü va\'llâhu ekber\' dersin. Sonra rükû yapıp orada aynı tesbihi on kere söylersin, rukûdan başını kaldırır on kere daha söylersin. Daha sonra secde yapıp aynı tesbihi on kere söylersin. Secdeden başını kaldırınca da on kere tekrarlarsın. Tekrar secdeye varıp yine on kere aynı tesbihi söylersin. İkinci secdeden başını kaldırınca da on kere söylersin. Böylece bir rekatte bunları yetmiş beş defâ söylemiş olursun.

Aynı şeyleri dört rek\'atte de yaparsın. Dilersen bu namazı her gün bir kere kıl. Her gün yapamazsan haftada bir kere, haftada yapamazsan ayda bir kere, o da olmazsa yılda bir kere yap. Yılda bir kere de kılamazsan hiç olmazsa ömründe bir kere yap." (Ebû Dâvud, Tatavvu\', 14; Tirmizî, Vitr, 19)

11. İstihâre Namazı

Bir şeyin kendisi hakkında hayırlı olup olmadığına dair. Manevi bir işarete kavuşmak için kılınan iki rekatlık bir namazdır. Birinci rekatta "Kafirun Suresini" İkinci rekatta "İhlâs Suresini" okumak mustahaptır. Namazdan sonra İstihâre Duası okunur (İstihare duası için bakınız: Delilleriyle İslam İlmihali, Prof. Dr. Hamdi DÖNDÜREN, s. 350), sonra da abdestli olarak kıbleye yönelip yatılır. Rüyada beyaz veya yeşil görülmesi hayır ve iyiliğe; siyah veya kırmızı görülmesi ise şerre işarettir.

12. Tevbe Namazı

Allâh\'a karşı bir gaflet eseri olarak veya nefse uyarak günah işlendiğinde onun kefâreti olarak büyük bir nedâmet içerisinde O\'na teveccüh etmek gerekmektedir. Cenâb-ı Hak şöyle buyurmaktadır:

"Şeytan seni bir kötülüğe sevketme girişiminde bulunursa, hemen Allah\'a sığın." (Fussilet (41), 36)

Kötülük yapan bir kimsenin bunun yerine iyilik yapması, kötülüğü iyilikle defetmesi istenmektedir.

Bir sabah Peygamber Efendimiz sallallâhu aleyhi ve sellem müezzini Bilâl\'i çağırdı ve ona:

-"Bilâl! Hangi ameli yaparak benden önce cennete girdin? Dün gece cennette, senin ayakkabılarının tıkırtısını önümde duydum" diye sordu. Bilâl -radıyallâhu anh- de:

- Yâ Rasûlallâh! Ne zaman bir günah işlesem arkasından hemen kalkıp iki rek\'at namaz kılarım, abdestim bozulduğunda da vakit geçirmeden hemen abdest alırım. (Her abdest aldığımda da Allâh\'ın üzerimde iki rek\'ât namaz hakkı olduğunu düşünürüm ve kılarım. ) dedi. Bunun üzerine Rasûl-i Ekrem -aleyhi\'s-salâtü ve\'s-selâm-:

- "İşre bunun sâyesinde" buyurdular. (İbn Huzeyme, Sahîh, II, 213 (1209)

13. Hâcet Namazı

Her ihtiyâcını Allâh\'a arzeden ve her fırsatta O\'nu zikredip yücelten Rasûl-i Ekrem -sallallâhu aleyhi ve selem- her hangi bir ihtiyacı olan kimselere iki rek\'at namaz kılmalarını tavsiye etmiştir:

"Kimin Allâh\'a veya her hangi bir insana ihtiyâcı hâsıl olursa önce abdest alsın, abdestini de güzelce alsın, iki rek\'at namaz kılsın, sonra Allâh Teâlâ Hazretlerine senâda bulunsun, Rasûlullâh -aleyhi\'s-salâtü ve\'s-selâm-\'a salât okusun, daha sonra da şu duâyı yapsın:

\'Halîm ve kerim olan Allâh\'tan başka ilâh yoktur. Arş-ı A\'zam\'ın rabbi noksan sıfatlardan münezzehtir. Âlemlerin Rabbi\'ne hamd olsun. Allâhım! Rahmetine vesile olacak amelleri, mağfiretini celbedecek esbâbı taleb ediyor, her çeşit günahtan koruman için yalvarıyorum. Her çeşit iyilikten zenginlik, her çeşit günahtan selâmet diliyorum. Rabbim! Affetmediğin hiçbir günâhımı, kaldırmadığın hiçbir sıkıntımı bırakma! Rızâna uygun olan her türlü dileğimi yerine getir! Hangi amelden râzı isen onu ver, ey Rahîm olan, bana en ziyâde rahmet gösteren Rabbim!\' bundan sonra dünyevî veya uhrevî her ne dilerse taleb eder, çünkü o dilek takdir edilir." (İbn-i Mâce, İkâme, 189; Tirmizî, Vitr, 17)

Allâh Rasûlü\'nün hâcet namazı tavsiyesine sıkıca sarılan ashâbı, herhangi bir ihtiyaçları olduğunda Allâh\'a ilticâ eder ve murâdlarına nâil olurlardı. Bir yaz günü bahçıvanı Enes -radıyallâhu anh-\'e gelerek yağmur yağmadığından ve bahçenin kuruduğundan yakındı. Hz. Enes su getirterek abdest alıp namaza durdu. Selâm verdikten sonra bahçıvanına:

- Gökyüzünde bir şey görebiliyor musun? diye sordu. Bahçıvan:

- Göremiyorum, dedi. Enes -radıyallâhu anh- tekrar içeri girip namaz kıldı. Üçüncü yahut dördüncü kez bahçıvanına:

- Gökyüzünde bir şey görebiliyor musun? diye sorunca adam:

- Kuş kanadı gibi bir bulut görüyorum, dedi. Bunun üzerine Enes -radıyallâhu anh- namazını ve duâsını sürdürdü. Az sonra adam yanına girdi ve:

- Gök bulutla kaplandı ve yağmur yağdı, dedi. Hz. Enes:

-Haydi Bişr bin Şegaf\'ın gönderdiği ata bin de yağmurun nerelere kadar yağdığını araştır, dedi.

Bahçivan ata binip etrâfı dolaştığında yağmurun Müseyyerîn köşkleriyle Gadbân sarayından öteye geçmediğini gördü ki Enes -radıyallâhu anh-\'ın bahçesi de bu sınırlar dâhilindeydi. (İbn-i Sa\'d, et-Tabakâtü\'l-kübrâ, VII, 21-22)

Ashâb-ı kirâm\'ın hâcet namazı ile Allâh\'a yönelip yalvarmalarına bir başka misâli de Enes bin Mâlik -radıyallâhu anh- şöyle anlatır:

Rasulullah -sallallâhu aleyhi ve selem-\'in ashâbından Ebû Mı\'lâk adında biri vardı. Bu zat başkaları ile ortaklık kurarak ticaret yapardı. Dürüst ve takvâ sâhibi biri idi. Bir defasında yine yola çıkmıştı.

Karşısına çıkan silahlı bir hırsız:

- Neyin varsa çıkar seni öldüreceğim, dedi. Ebu Mı\'lâk:

- Maksadın mal almaksa al, dedi. Hırsız:

-Ben sâdece senin canını istiyorum, dedi. Ebu Mı\'lâk:

- Öyleyse bana müsaade et de namaz kılayım dedi. Hırsız:

- İstediğin kadar namaz kıl, dedi. Ebu Mı\'lâk namaz kıldıktan sonra üç defa şöyle duâ etti:

- Ey gönüllerin sevgilisi (Yâ Vedûd), ey yüce arşın sâhibi, ey dilediğini yapan Allâhım! Ulaşılmayan izzetin, kavuşulmayan saltanatın ve arşını kaplayan nûrun için beni şu hırsızın şerrinden korumanı istiyorum! Ey imdâda koşan Allâhım! Yetiş imdâdıma.

Ebu Mı\'lâk duasını bitirir bitirmez, elindeki kargıyı kulakları hizâsında tutan bir süvârî peydâ oldu! Süvâri mızrağı hırsıza saplayıp onu öldürdü. Sonra da tâcire döndü. Tacir:

- Kimsin sen? Kimsin sen? Allâh seni vasıta kılarak bana yardım etti, diye sorunca süvari:

- Ben dördüncü kat semâ ehlindenim. İlk duânı yapınca semânın kapılarının çatırdadığını işittim. İkinci defa duâ edince gök ehlinin gürültüsünü işittim. Üçüncü defa dua edince, zorda kalan biri dua ediyor, denildi. Bunu duyunca Allâh\'tan, onu öldürmeye beni memur etmesini istedim. Allâh Teâlâ da kabul etti ve geldim. Şunu bil ki, abdest alıp dört rek\'at namaz kılan ve bu duayı yapan kimsenin, zorda olsun veya olmasın duası kabul edilir, dedi. (İbn-i Hacer, el-İsabe, IV, 182)

14. Zelzele Namazı

Hicretin beşinci yılında Medine\'de zelzele olmuştu. Kalbi her an Allâh ile berâber olan Peygamber Efendimiz -sallallâhu aleyhi ve sellem-:

"Rabbiniz sizi, hoşnut olacağı duruma döndürmek istiyor. Öyle olunca siz de onun hoşnutluğunu dileyiniz!" buyurdu.

İbn-i Abbas -radıyallâhu anh-\'ın zelzele dolayısıyla altı rükû ve dört secde ile namaz kıldırdığı, rivâyet edilmektedir. (A. Köksal, XI, 222; İbn-i Ebî Şeybe, Musannef, II, 472)
 

medahms

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Haz 2006
Mesajlar
1,989
Tepki puanı
3
Puanları
0
Kaza Namazı
Bir namazı vaktinde kılmaya "edâ" vaktinden sonra kılmaya da "kaza" denir. Vaktinde kılınamayan namaza "faite" denir. Çoğulu "fevait"'tir.

Vaktinde kılınmamış olan beş vakit farz namazın kazası farz, vitir namazının kazası ise vacip olur. Kaza edilecek sünnet sayısı azdır. Şöyle ki, bir sabah namazının farzı ile birlikte sünneti de vaktinde kılınamamışsa, o günün, güneşin doğmasından 50-55 dakika kadar sonra öğle namazını vaktinden biraz önceye kadar bu sünnet, farz ile beraber kaza edilir. Kuşluk vaktinden önce ve istivadan sonra kaza edilemez. İmam Muhammed'e göre bu sünnet yalnız olarak da vaktinde kılınmamış olsa yine kuşluk vakti ile istiva arasında kaza edilir.

Bir özür olmaksızın namazın kazaya bırakılması büyük günahlardandır. Allah Teâlâ şöyle buyurur: "Güvene kavuştuğunuz zaman namazı kılın. Çünkü namaz mü'minlere vakitleri belirlenmiş olarak farz kılınmıştır." (en-Nisa, 4/103) Namazı özürsüz kazaya bırakmanın günahı o namazı kaza etmekle kalkmaz, ayrıca tevbe etmek de gerekir.

Meşru bir özür sebebiyle namaz kazaya bırakılabilir. Bu özürler: Düşman korkusu, bir ebenin doğum yapacak kadının başından ayrılması halinde çocuğun veya annesinin öleceğinden korkması bu özürler arasında sayılabilir.

Namazı bilerek ve tembelliği yüzünden kazaya bırakan kimse günahkar olur ve bu namazı kaza etmesi vaciptir.

Kazaya Kalan Namazlar Nasıl Edâ edilir?

Bir namazın eda şekli nasılsa kazası da aynı olur. Mesela seferde iken dört rekatlı bir namazı kaçıran kimse bunları ister seferde isterse asli vatanına döndükten sonra kaza ederken iki rekat olarak kaza eder. İkamet halinde tam olarak kılınması gereken namazları kazaya bırakan kimse de bunları hazarda veya seferde yine tam olarak kaza eder.

Namaz kaza edilirken bir sıra gözetilmesi gerekir mi? Eğer namazı kaza edecek kişi tertip sahibi ise, kaza namazı ile vakit namazı arasındaki sıraya uymak gerekir. Tertip sahibi değilse, bu namazı kaza etmeden diğerlerini kılabilir.

Bir kimsenin tertip sahibi sayılması için altı vakitten fazla namazı kaza kalmamış olmalıdır. Vitir namazı dahil altı vakit namazı kazaya kalınca tertip sahibi olmaktan çıkar.

Bir kimse ne kadar namazının kazaya kalmış olduğunu bilmese, galip olan kanaate göre hareket eder. Eğer böyle bir karara varamazsa, borcundan kurtulduğuna kanaat getirinceye kadar kaza namazı kılması gerekir.

Kaza namazı kılan kimsenin yanında cemaatle vakit namazına başlanırsa, namazını tamamlamadıkça cemaate iştirak edemez.

Kaza namazını evde kılmak daha uygundur. Çünkü bunu açığa vurmak Cenab-ı Hakka karşı bir cür'et sayılır ve başkaları için kötü örnek teşkil edebilir.

Kaza namazları üç kerahet vakti dışında her vakitte kılınabilir. Bunlar: Güneşin doğma, batma ve zeval (güneş tam tepedeyken) vaktidir.

Kaza namazıyla meşgul olmak nafile namazla meşgul olmaktan daha önemlidir. Fakat beş vakte bağlı olan sünnetler müekked olsun gayri müekked olsun bundan müstesnadır. Yani sünnetleri terk ederek, bunların yerine kazaya niyet etmek uygun değildir. Aksine bu sünnetlere niyet edilmesi daha uygundur. Hatta kuşluk ve teheccüd namazı gibi haklarında hadis bulunan namazlar da böyledir. Bunlara da bu şekilde nafile olarak niyet edilmesi evlâdır. Çünkü bu sünnetler farz namazlarını tamamlar. Ayrıca bunların telafisi mümkün değildir. Kaza namazlarının ise belirli vakitleri olmadığı için telafileri mümkündür.

Farz namazlarını kazaya bırakarak günaha giren kimsenin, bu günahtan kurtulmak için sünnetleri feda etmesi uygun değildir. Böyle bir kimsenin fazla ibadet yaparak Yüce Allah'ın affına sığınması gerekirken, kendisi için Rasulullah (s.a.)'ın şefaatinin tecellisine vesile olacak bir kısım sünnetleri, nafileleri terk etmesi nasıl uygun olabilir? Hem farzları kazaya bırakmak hem de vakit namazlarını sünnetten tecrit etmek iki kat kusur olmaz mı? Fetvaya esas olan görüş budur. Bu görüş Ömer Nasuhi BİLMEN Merhuma aittir.

Kaynak: Prof. Dr. Hamdi DÖNDÜREN, Delileriyle İslam İlmihali s.,388-393
 

medahms

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 Haz 2006
Mesajlar
1,989
Tepki puanı
3
Puanları
0
Teravih Namazı
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) "Allah teala ramazan ayında orucu farz kıldı." buyurmuştur. Hz. Aişe (r.a.) der ki Rasulullah (s.a.v.) mescide geceleyin namaz kıldı.

Ertesi gün sabah olunca Müslümanlar bunu bir birlerine anlattılar. İkinci gece Müslümanlar önceki gecekinden ziyade mescidde toplandılar. Rasulullah (s.a.v.) mescide çıkıp onlara teravih namazı kıldırdı. Sabahleyin bunu cemaate anlattılar. Üçüncü gece cemaat daha da çoğaldı. Rasulullah (s.a.v.) onlara çıkıp teravih namazı kıldırdı. Dördüncü gece mescit cemaati alamayacak bir hale gelmişti. Rasulullah (s.a.v.) teravih namazı kıldırmak için cemaatin yanına çıkmadı. Cemaatten bazıları namaz için toplandıklarını Rasulullah'a hatırlatmak istedilerse de Rasulullah (s.a.v.) sabah namazına kadar onların yanına çıkmadı. Sabah namazını kıldıktan sonra cemaate döndü, şahadet getirdi ve "Malumunuz olsun ki sizin, cemaatle teravih kılmak hususunda yaptığınızı gördüm. Beni, sizin yanınıza çıkmaktan alıkoyan ancak bu namazın size farz kılınacağı sizin de, onun edasında acze düşeceğiniz, günaha gireceğiniz hakkındaki korkumdur." Dedi.

Hz. Ömer (r.a.) devrine kadar. Teravih namazı, evlerde ve mescitlerde kılınırdı. Bir gün Hz. Ömer (r.a.) mescide çıkmıştı. Müslümanlar orada kendi başlarına ve dağınık bir halde teravih namazı kılmakta idiler. Kimi yalnız başına kılıyor kimi de birkaç kişiye kıldırıyordu. Hz. Ömer (r.a.) onları bu halde görünce "Ben bunları bir kari'in imamın başına toplasam daha iyi olur" dedi. Ertesi gece cemaati Übey b. Ka'b (r.a.)'ın arkasın topladı. Hz. Ömer (r.a.) bir başka gece mescide çıkıp halkın Übey b. Ka'b'la (r.a.) ile birlikte teravih namazı kıldıklarını görünce "Ne güzel oldu! buyurdu. Hz. Ali (r.a.) hilafeti devrinde camilerin kandillerle süslenmiş ve Müslümanların cemaatle teravih namazı kıldıklarını görünce Hz. Ömer'e (r.a.) "Bizim mescitlerimizi nurlandırdığı gibi Allah Teala da Ömer'in kalbini nurlandırsın." diye dua etmiştir.

Hz. Übey bin Ka'b (r.a.) teravih namazını yirmi rekât kıldırmıştır. Raşit halifelerin sünneti de Peygamber Efendimizin (s.a.v.) sünneti gibidir. Nitekim Peygamber Efendimiz (s.a.v.) "Benim ve Raşit halifelerimin sünnetine tabi olunuz." Buyurmuşlardır
 

ozlem_yagmur

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Mar 2008
Mesajlar
197
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
39
maalesef hayır ama İNŞALLAH bizede nasip eder ALLAH'IM
 

ufuktuncay

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Şub 2009
Mesajlar
533
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
54
:(

:(

:(

Selamün Aleyküm Sevgili Kardeşim!

Haklısın Haklısın Haklısın!

İstiyoruz ama o zevki alabiliyormuyuz!

Yada istiyoruz da yeterince çaba harcıyormuyuz!

Yada gerçekten istiyormuyuz!

Açıkcası nefsimize söz geçirebiliyormuyuz!

Ben şahsım adına utanarak cevap yazıyorum.

Ve yeterince istemiyorum ki , özlemiyorum...

Ve yeterince istemiyorum ki , zevk alamıyorum...

Ve yeterince istemiyorum ki , yıllar geçti ama hala yerimde sayıyorum :(
 

gullere-vurgun

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Haz 2009
Mesajlar
270
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
28
Selamün aleyküm...
çok önemli bir konu ve insanların ders alması gereken bir konu...
madem zevk alarak kılınmıyor Allah'ın bize verdiği bu ''hazine'' o halde böle bi konu açılmış ki Allah razı olsun hiç kimse boşu boşuna bir konu açmıyor...İşte bu konu sayesinde belki de zevk alıcaz... abdest alırken namaz kıldığımızı düşünüp namazımıza belki de koşar adımlarla gidicez...koşar adımlarla namaza gitmek...Rabbinin istediği saatte O'nu bekletmemek için, koşarak gitmek...hani bu dünya insanlarıyla görüşeceğimizde süsleniriz...kokular sıkarız...onlara en iyi şekilde kendimizi göstermeye çalışırız deil mi?Rabbimize de bunu yapmak zorundayız çünkü: ''O'' süslenilmeye ,değer verilmeye ve övülmeye layıktır.. hatta en iyilerini O'na sergilemeliyiz...Çünkü:bizi O yarattı,bizi sevdiği için yarattı...bizi bir sinek,bir kuş, olarak da yaratabilirdi...sinek ve kuşları küçümsediğimden deil haşa ama insan olarak yarattı...''bu kulum bana iman eder,ibadetlerini eksiksiz yapmaya gayret eder dedi...'' Ve sadece bizi sevdiği için bizi yarattı....O'na bi şükür göstergesi,teşekkür göstergesi olarak da namazı farz kıldı...Evet hepimizin ortak bir sorunu var... :(
AHİR ZAMAN.....
ne yapıyosa bu zaman yapıyo yha bize...:(
her neyse düşüncelerim bunlardı şimdi sıra bana geldi çattı...
EVEt...namazlarımı çok olmadı 2 senedir kılmaya başladım :(((
ve bunu sölemekten utanıyorum...Galiba şeytan sen daha çocuksun gez oyna eğlen diye kandırmış beni...annem bi gün bana bişiler söledi... ben de anneme kendimi Allah'ın huzuruna çıkmaya layık görmüyorum dedim...ama gerçekten de öleydi...çok televizyon izlerdim saatlerce...bilgisayarımız yoktu önceden 3 senedir var...o olsaydı önceden bilgisayarla uğraşcaktım demekki....her neyse
ben o gün baya bi ağladım...(2 sene önce)
işte ben ne yüzle Allahım senden af diliyorum diycem ne yüzle kendimi affettirmeye çalışcam diye düşünüyodum belki hala da aklımın bi köşesinde böle çünkü çok gafil davranıyoruz:(((
annem bunun böle olmadığını ve namazlarımı eksiksiz kılarsam o zaman tam bir müslüman olabileceğimi ve o zaman kalbimin yumuşayacağını söledi... tabi ben hala farklı düşünüyorum...annemin dediği gibi yapmaya başladım...namaz ayetleriyle ilgili birçok bilgi edindim...ilmihal bilgilerine yeniden göz attım...unuttuklarımı hatırlamaya çalıştım...aslında çocukluğumda hiç bi namaz vaktini kaçırmazdım ama ne olduysa o 3 sene içinde namazı eksilttim bu yüzden yüzümün olmadığını düşünüyodumm...tekrar kılmaya başladım...aradan bir ay filan geçti artık istekle kılmaya başladım...sabah namazlarına kalkamıyordum o zamanlar ama yinede kılıyordum diğerlerinii...şimdi ise hiç eksiksiz kılmaya gayret ediyorum...Allah kabul etsin...ama şöle bişi de var kendimi olabildiğince dünyanın işlerinden uzaklaştırmaya çalışıyorum...o halde iken zevk alınarak kılınıyo namaz...şimdi ise mübrarek Ramazn ayı içinde Teravih namazı kılınıyo bi de cemaatle olunca ayrı bi heyecan oluyo insanın içinde...bi de sebebini bilmiyorum seherlerde uyumak artık içimden gelmiyo...sabah namazı ve yatsı namazından zevk alıyorum en çok...en sevdiğim iki vakit o ikisi...diğerleri de ayrı ama o zaman Allaha daha yakın hissediyorum kendimi...Rabbim bizi namazı seven,ve namaza koşar adımlarla giden kullarından eyle... (AMİN)
zevk alamayarak kılan abilerim ablalrım,kardeşlerim dua edin...
biz de sizler için dua edeceğiz bilin ki...
selam ve dua ile...
 

damlanur75

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Eki 2007
Mesajlar
35
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
49
Allah Razı Olsun Öncelikle, Namaz çok önemli o kadar önemli olmasa Allahu Teala Kuran-ı Kerimde Namazı Emretmezdi...Allah o muhabbeti içimizde alevlendirip daim kılsın inşallah...Ama bazen özellikle kendimden örnek vereyim finansman da çalışıyorum işimin sirkülasyonu bazen çok etkiliyo namaz vakitlerinde namaza çıkıyorum hamd olsun ama bazen çabuk çabuk kılııp işimin başında olmak zorunda oluyorum..Allah kendini vererek kılma aşkını versin fakat o hazzı malesef alamıyoruz ben pygamberimizn hayatını içeren bi kitabı baş ucumdan ayırmıyorum bazı yerleri tekrar tekrar okuyorum o bana çok manevi haz veriyo ibadetlerimde hep hatırıma geliyo peygamberimizin din için verdiği mücadeleler o zaman insan haz duyuyo ben bunu tavsiye edebilirim..Bu benim naçizane fikrim kardeşim..Allaha Emanet Olunuz..
 

MekYes

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Tem 2009
Mesajlar
81
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
Web Sitesi
www.allahyolu.com
evde tek basima kildigim namazlarda hayir ama cemaatla kildigim namazlarda cok büyük huzur buluyorum ve namazimi severek kiliyorum.
birde sabah namazlarinda tek basimada olsam severk kildigimi söyleyebilirim...
 

smyyes

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
2 Eyl 2009
Mesajlar
3,791
Tepki puanı
5
Puanları
0
Yaş
30
Evet, sırf Allah Teala ile beraberliğimizden dolayı uzatabiliyor muyuz rükünlerimizi, yani namazımızı?
Rabbim razı olsun.inş birgün bziler de bu soruya içten bir evet diyebiliriz....:a34:
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt