Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

NÜŞÛZ(KADININ KOCASINA İTAAT ETMEMESİ) (1 Kullanıcı)

Siyahgulsevdalisi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Haz 2006
Mesajlar
2,046
Tepki puanı
0
Puanları
0
NÜŞÛZ(KADININ KOCASINA İTAAT ETMEMESİ)

Geçimsizlik çıkarma; serkeşlik yapma; kocaya karşı itaatsizlik etme; Kadının kocasına karşı buğz edip asî olması anlamında bir İslam hukuk terimi. Arapça bir mastar olup, itaatsiz kadına "naşize" denir.

Evlilikte eşlerin karşılıklı uyum içinde olması gerekir. Ayet ve Hadislerde karşılıklı hak ve görevler belirlenmiştir. Cenab-ı Hak şöyle buyurur: Erkeklerin kadınlar üzerinde meşru hakları gibi, kadınların da onlar üzerinde hakları vardır. Yalnız erkekler onlar üzerinde daha üstün bir dereceye sahiptirler" (el-Bakara, 2/228). Şu ayette, eşler arasında iyi geçim istenir:

"Onlarla iyi geçinir, eğer kendilerinden hoşlanmadınızsa olabilir ki bir şey sizin hoşunuza gitmez de, Allah Onda bir çok hayır takdir etmiş olur" (en-Nisâ, 4/19).

Kadın peşin konuşulan mehrini alıp, kocası onun nafakasını sağladığı sürece, kocasının meşru emirlerine uymak zorundadır. Ancak bu itaat kadının, kocasının her türlü emrine uyacağı anlamına gelmez. Kadına, ahlâk ve âdâba aykırı veya İslam'ın kendisine tanıdığı hakları ihlâl edici emirler verilirse, onun itaat borcu, ortadan kalkar. Hz. Peygamber (s.a.s);

"Allah'a isyan söz konusu olan yerde kula itaat yoktur" (Buharî, Ahkâm, 4; Müslim, İmâre, 39) buyurmuştur. Ay hâli olmadığı zaman, kocasının cinsel isteklerine boyun eğmesi de bu itaatın kapsamına girer" (el-Kâsânî, Bedâyiu's-Sanâyi, II, 334; el-Cassâs, Ahkâmül-Kur'ân, thk. Muhammed es-Sâdık, Dârul-Mushaf, Kahire t.y., II, 68 vd.; İbn Rüşd, Bidâyetül-Müctehid Mısır t.y., II, 46 vd.; el-Fetâvâl-Hindiyye, Mısır 1310/1892, I, 556 vd.).

Kadının kocasına karşı itaatsizliği halinde izlenecek yol Kur'an-ı Kerim'de şöyle belirlenir. "Şerlerinden, serkeşliklerinden yıldığınız kadınlara gelince; önce onlara öğüt verin, vazgeçmezlerse, yataklarında yalnız bırakın; yine yarar sağlamazsa hafifçe dövün " (en-Nisâ, 4/34). Bu ayet kocaya, karısını te'dip hakkı vermektedir. Kocasının meşru isteklerine uymayan ve itaat dışına çıkan kadına kocası önce;

1. İhtar eder, öğüt verir, onu ikna etmeye çalışır, bundan bir sonuç alınamazsa.

2. Kadını yatağında, yani odasında yalnız bırakır. Bu da yarar sağlamazsa,

3. Koca karısını bir çeşit disiplin cezası olarak te'dib edebilecektir. Ancak koca, karısını bedenini iz bırakmayacak şekilde te'dib edebilir.

Kocasının karısını te'dib hakkı yalnız İslâm'a özgü bir hak değildir. Klâsik kilise hukuku, haklı bir sebep olunca kocanın karısını hafifçe dövebileceğini kabul etmiştir. 12 ve 13. yüzyıllarda Fransa'da koca, karısını yaralamamak şartıyla dövebilirdi. 18 Ağustos 1882 tarihli kanundan önce İngiltere'de de kocanın, karısını te'dib hakkı vardı.

Koca, karısına söz ve fiille güzel muamele etmeye, kadın da ona karşı aynı şekilde davranmaya mecburdur. Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:

"Sizin en hayırlınız, ailesine karşı en hayırlı olanınızdır. Ben de aileme karşı en hayırlı olanınızım " (İbn Mâce, Nikâh, 50; Dârimi; Nikah, 55). Eşlerin birbirine iyi muamelesi müstehaptır. (el-Kâsânî, a.g.e., II, 334). Karısının rızası olmadan kocasının çocuk yapmamak için korunması mekruhtur. Çünkü kadının, çocuk üzerinde hakkı vardır. Burada azlin mekruh oluşu Ebû Hanife'ye göre çocuğu koruma, Ebû Yusuf ve İmam Muhammed'e göre şehvette eksiklik meydana getirdiği içindir (el-Kasânî, II, 334, 335).

Kadına iyi muamelenin kapsamına, hakkı olanı geciktirmeden vermek girer. Çünkü Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur: "Zenginin borcunu geciktirmesi zulümdür" (Buhârî, Havâle, I,II, İstikrâz, 12; Müslim, Müsâkat, 33; Ebû Dâvud, Buyû, 10; Tirmizî, Buyû, 68; Nesâî, Büyü',100,101; İbn Mâce, Sadakât, 8). Yine iki eşi rızaları olmadıkça bir meskende toplamamak gerekir. Çünkü bu, aralarında düşmanlığa ve rekabete sebep olur. Yine bir eşle, diğer eşin yanında cinsel ilişkide bulunmak da ona karşı saygısızlık ve kötü muamele anlamına gelir.

Eşlerin birbirinin cinsel yönlerinden yararlanma hakları vardır. Eşlerin birbirinden cinsel birleşme isteme hakları vardır. Hanefi ve Şâfiilere göre kocanın evlilik süresinde karısı ile bir defa cinsel birleşmede bulunmuş olması, hukuken yeterli sayılır. Evlilik kocanın iktidarsızlığı nedeniyle amacına ulaşamamışsa kadının evliliği feshettirme hakkı vardır. Birden çok cinsel birleşme ise evliliğin devamını sağlaması bakımından gerekli görülmüştür.

Şâfiîlere göre, bir defa cinsel birleşme vacib olur. Çünkü bu kocanın hakkıdır. Bundan sonrası, kiralanan evi oturmadan kendi haline bırakmak gibi, kadını da bırakmak caiz olur. Çünkü cinsel birleşmeye davet eden şehvet ve muhabbettir. Bunu ise vacib kılmak mümkün olmaz. Ancak kadını cinsel konuda başı boş bırakmamak müstehap olur: Hz. Peygamber (s.a.s), Abdullah b. Amr b. Âs (r.a)'a şöyle buyurdu: "Sen gündüzleri oruç mu tutuyorsun?” ; Evet dedim ". "Geceleri ibadetle mi geçirirsin?", Evet dedim ". Bana gelince; oruç tutarım, tutmadığım da olur. Namaz kılarım, uyurum da. Kadınlarla cinsel temasta da bulunurum. Kim benim sünnetimden yüz çevirirse benden değildir" (Buhârî, Nikâh,I; Müslim, Nikâh, V; Nesâî, Nikâh, IV; Dârimi, Nikâh, III; Ahmed b. Hanbel, II, 158). Çünkü kadın bu konuda başı boş bırakılırsa fitne ve fesada yol açmasından korkulur (ez-Zühaylî, el-Fıkhul-İslâmi ve Edilletüh Dımaşk, 1405/1958, VII, 105, 106).

Hanbelilere göre, kocanın karısı ile özür bulunmadıkça en az dört ayda bir defa cinsel temasta bulunması gerekir. Çünkü "ilâ" yemini için belirlenen süre bu kadardır (bk. el-Bakara, 2/226-227). Diğer yandan eşlerin birbirinin cinsel yönlerinden yararlanması karşılıklı haktır. Nikâh eşlerin maslahatı için meşru kılınmıştır. Şehvetin teskin edilmesi de bu maslahata girer. Cinsel birleşme olmaksızın özürsüz dört aydan fazla bir süre geçerse, eşlerin isteği üzerine araları ayrılabilir. Burada "İlâ"ya kıyas yapılmıştır (bk. el-Buhûtî, Keşşâful-Kınâ', Matbaatül- Muhammediyye, V, 214; ez-Zühaylî, a.g.e., VII, 106, 107).

Eşler arasında geçimsizlik uzar ve yukarıdaki ayette belirlenen tedbirlerden bir sonuç alınmazsa, bir sonraki ayette "hakeme başvurma" yöntemi öngörülür. Eğer karı ile kocanın aralarının açılmasından korkarsanız, o zaman kendilerine erkeğin ailesinden bir hakem, kadının ailesinden bir hakem gönderin. Bunlar barıştırmak isterlerse Allah aralarındaki dargınlık yerine geçime, onları uyuşmaya muvaffak eder" (en-Nisâ, 4/35).

Bu ayette hitap, hâkimleredir. Koca geçimi sağlamaya muvaffak olamamışsa, eşlerden birinin hâkime başvurarak hakem tayinini istemek hakkı doğar. Hakemlerin hısımlardan seçilmesi daha uygundur. Çünkü tarafları tanır, geçimsizlik sebeplerini bilir ve ara bulması kolaylaşır.

Hakemlerin görevi yalnız arabuluculuk mudur? Yoksa boşama yetkileri var mıdır? Ebû Hanîfe ve Ahmed b. Hanbel'e göre, eşler özel yetki vermedikçe hakemlerin boşama hakkı yoktur. Çünkü onlar vekil durumunda olup, verilen yetki dışına çıkamazlar. Ayette hakemlerin yetkisi ise "islâh" tan ibarettir. Ancak eşler hakemlere özel yetki vermişse bu takdirde boşamaları mümkündür.

Osmanlı Devleti uygulamasında hakem usulü ile boşama yayılmamıştır. Çünkü hâkimler başvuru halinde arabulucuk görevini kendileri yapıyorlardı. Bunun sonucunda hakem usulü, boşama değil arabuluculuk müessesesi olarak yaygınlaşmıştı (eş-Şirâzî, el-Mühezzeb, II, 74; er-Remlî, Nihâyetül-Muhtâc, Mısır t.y., VI, 44). Hanefilerin bu görüşü, Hasan el-Basrî, Katâde ve Zeyd b. Eslem'den rivayet edilmiştir.

İmam Şâfiî'den bir görüşe göre, hakem yalnız arabulucudur ve vekil durumundadır. Başka bir görüşe göre ise hakem "hâkim" demektir. Bu yüzden tarafların rızası olmasa bile hakemler gerekli görürlerse boşamaya da karar verebilirler (es-Sâbûnî, Tefsiru Âyâtil-Ahkâm, Dımaşk 1397/1977, I, 472; Hamdi Döndüren, Delilleriyle İslâm Hukuku, İstanbul 1983, s. 398, 399).
 

Ravza_Nur

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
8,116
Tepki puanı
3
Puanları
0
RE: NÜŞÛZ(KADININ KOCASINA İTAAT ETMEMESİ)

İslâm kadınının hayatında, kocasının böyle bir yeri vardır. Kocası o­nun için, Allah(CC)’ın rızasını kazanıp ebedî âhiret saadetini elde edebilmesinin bir vesilesidir. İslâm kadınının kocasıyla evlilik hayatındaki bütün hal ve tavırlarının temelinde bu iman, bu şuur, bu şevk, bu gayret bulunur. İslâm kadını için kocasının emri, Allah’ın emridir; çünkü Allah o­na, kocasına itaati emretmiştir. Kocasına itaati bu manâda anlayıp yaşamayana Allah(CC), dünyada da âhirette de saadet nimetini tattırmaz. Bu iman, idrak ve yaşayış içindeki İslâm kadını, erkeğini katiyen üzmez, o­na karşı benlik davası gütmez, her meselede kendi isteklerini kabul ettirmeğe çalışmaz, o­nu ikinci plana itmez. Erkeğinin isteklerini kendi isteklerine üstün tutarak yaşar. Çünkü Allah(CC) böyle emretmiştir; Allah(CC)’ın rızasını ve ebedî cennet saadetini kazanabilmesi buna bağlıdır. Fani dünyada, kocasının isteklerine karşı kendi isteklerini kabul ettirmek için direnmesinin, geçimsizlik, huysuzluk, isyan hallerine girmesinin o­na dünyada da âhirette de faydası olmadıktan başka, çok büyük zararı olabileceğini düşünür. Görenek belasıyla, kocasına fuzulî masraflar yüklemez, o­nun yükünü arttırmak yerine, hafifletmeğe çalışır. Kocasını mesut ve kendisinden razı edebilmek için, meşru dairede her şeyi yapar.

Bu hususta o­nun rehberi: Kur’andır, hadislerdir, Kelamullah’tır, hududullahtır; Allah ne demiş, kendisi için hangi ölçü ve sınırları koymuş, o­nu esas alarak yaşamasıdır.
 

Siyahgulsevdalisi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Haz 2006
Mesajlar
2,046
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: NÜŞÛZ(KADININ KOCASINA İTAAT ETMEMESİ)

Allah Razı olsun Ablacım...
 

fidan

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Ağu 2006
Mesajlar
947
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: NÜŞÛZ(KADININ KOCASINA İTAAT ETMEMESİ)

allah razı olsun ikinizdende bizi aydınlattınız yine a.e.o.
 

seymax

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Ağu 2006
Mesajlar
3
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: NÜŞÛZ(KADININ KOCASINA İTAAT ETMEMESİ)

ÇOK ÖNEMLİ BİR KONUYA DEĞİNMİŞSİNİZ ALLAH RAZI OLSUN B)
 

Siyahgulsevdalisi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Haz 2006
Mesajlar
2,046
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: NÜŞÛZ(KADININ KOCASINA İTAAT ETMEMESİ)

CÜMLEMİZDEN RAZI OLSUN İNŞALLAH BAZI HANIMLAR BU YAZILARI GÖRÜNCE BİZ ERKEKLER İÇİN BAŞKA BAŞKA DÜŞÜNCELER GİRİYORLAR HAYIR BİZ DOGRULARI BİLDİRMEK İÇİN YAZIYORUZ DOGRU OLAN EN MAKBUL OLANDIR. HANIMLAR KOCALARINA İTAAT EDECEK Kİ ERKEKLER EŞLERİNE KÖLE OLSUN İTAAT ETMEYEN HANIM HERZAMAN MUTSUZ KALIR...

ANIN KIYMETİNİ BİLİN...

ÇUN KÜ GEÇMİŞİNİZE ANCAK BAH ÇEKERSİNİZ
GELECEGİNİZEDE ANCAK AH ÇEKERSİNİZ
HOŞ GELECEGİNDE GELECEĞİ MECHUL AMA...
 

gurbetten

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
31 Tem 2006
Mesajlar
1,474
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
45
Konum
ALMANYA/MANISA
RE: NÜŞÛZ(KADININ KOCASINA İTAAT ETMEMESİ)

SEVGILI KARDE$IM MUSTAFA VE ZERDA ABLA ;(ÖNCE NIYETIMI BELIRTEYIM BUNU TÜM SAMIMIYETIMLE SORUYORUM MUHALEFET OLARAK DEGIL )
BIR E$ FARZLARINI YERINE GETIRMIYORSA(MESELA NAMAZ KILMIYORSA)
KADIN NE YAPMALIDIR NE GIBI HAKLARI VARDIR.DÜN AK$AM BU KONUYU E$IMLE KONU$TUK O DIYORKI DUA ETMEKTEN BA$KA YAPACAGI BISEY YOK BIR YAPTIRIMDA BULUNAMAZ DOGRUMUDUR.AYRICA BU KONU GENEL MERAKIMDIR KENDI HAYATIMLA ALAKALI DEGILDIR.
BU SORU ORUC VE ZEKAT ICINDE GECERLIDIR.ALLAH RAZI OLSUN
 

Siyahgulsevdalisi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Haz 2006
Mesajlar
2,046
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: NÜŞÛZ(KADININ KOCASINA İTAAT ETMEMESİ)

gurbetten yazdı:
SEVGILI KARDE$IM MUSTAFA VE ZERDA ABLA ;(ÖNCE NIYETIMI BELIRTEYIM BUNU TÜM SAMIMIYETIMLE SORUYORUM MUHALEFET OLARAK DEGIL )
BIR E$ FARZLARINI YERINE GETIRMIYORSA(MESELA NAMAZ KILMIYORSA)
KADIN NE YAPMALIDIR NE GIBI HAKLARI VARDIR.DÜN AK$AM BU KONUYU E$IMLE KONU$TUK O DIYORKI DUA ETMEKTEN BA$KA YAPACAGI BISEY YOK BIR YAPTIRIMDA BULUNAMAZ DOGRUMUDUR.AYRICA BU KONU GENEL MERAKIMDIR KENDI HAYATIMLA ALAKALI DEGILDIR.
BU SORU ORUC VE ZEKAT ICINDE GECERLIDIR.ALLAH RAZI OLSUN

S.A. ÖNCELİKLE ŞUNU BELİRMELİYİM Kİ KİM KELİME İ TEVHİDİ KALPTEN İNANARAK SÖYLEDİYSE O MÜSLÜMANDIR. BİZDE KALBİNDEN SÖYLEDİGİNİ BİLMEDİGİMİZE GÖRE AGIZDAN ÇIKAN BU KELİME İ TAVHİT KİMDEN OLURSA ONU MÜSLÜMAN BİLİRİZ.

BİR İNSAN EGER ÜZERİNE DÜŞEN FARZLARI YERİNE GETİRMİYORSA ANCAK İNANIYORSA BU KİŞİ MÜSLÜMANDIR... AMA GÜNAHKARDIR. AMA TAM TERSİ ŞEKİLDE EGER İNANMIYORSA OZAMAN KAFİR OLUR BU DURUMDA NİKAH GEÇERSİZ HALE GELİR.

SONUÇ OLARAK EŞ İSTEDİGİ KADAR GÖREVLERİNİ YAPMASADA EŞLİK HUKUKUNA HANIMI RİYAET ETMELİDİR. SEVGİLİ ENİŞTEMİZ DOGRU SÖYLEMİŞ...
 

Siyahgulsevdalisi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Haz 2006
Mesajlar
2,046
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: NÜŞÛZ(KADININ KOCASINA İTAAT ETMEMESİ)

gurbetten yazdı:
SEVGILI KARDE$IM MUSTAFA VE ZERDA ABLA ;(ÖNCE NIYETIMI BELIRTEYIM BUNU TÜM SAMIMIYETIMLE SORUYORUM MUHALEFET OLARAK DEGIL )
BIR E$ FARZLARINI YERINE GETIRMIYORSA(MESELA NAMAZ KILMIYORSA)
KADIN NE YAPMALIDIR NE GIBI HAKLARI VARDIR.DÜN AK$AM BU KONUYU E$IMLE KONU$TUK O DIYORKI DUA ETMEKTEN BA$KA YAPACAGI BISEY YOK BIR YAPTIRIMDA BULUNAMAZ DOGRUMUDUR.AYRICA BU KONU GENEL MERAKIMDIR KENDI HAYATIMLA ALAKALI DEGILDIR.
BU SORU ORUC VE ZEKAT ICINDE GECERLIDIR.ALLAH RAZI OLSUN

S.A. ÖNCELİKLE ŞUNU BELİRMELİYİM Kİ KİM KELİME İ TEVHİDİ KALPTEN İNANARAK SÖYLEDİYSE O MÜSLÜMANDIR. BİZDE KALBİNDEN SÖYLEDİGİNİ BİLMEDİGİMİZE GÖRE AGIZDAN ÇIKAN BU KELİME İ TAVHİT KİMDEN OLURSA ONU MÜSLÜMAN BİLİRİZ.

BİR İNSAN EGER ÜZERİNE DÜŞEN FARZLARI YERİNE GETİRMİYORSA ANCAK İNANIYORSA BU KİŞİ MÜSLÜMANDIR... AMA GÜNAHKARDIR. AMA TAM TERSİ ŞEKİLDE EGER İNANMIYORSA OZAMAN KAFİR OLUR BU DURUMDA NİKAH GEÇERSİZ HALE GELİR.

SONUÇ OLARAK EŞ İSTEDİGİ KADAR GÖREVLERİNİ YAPMASADA EŞLİK HUKUKUNA HANIMI RİYAET ETMELİDİR. SEVGİLİ ENİŞTEMİZ DOGRU SÖYLEMİŞ...
 

gurbetten

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
31 Tem 2006
Mesajlar
1,474
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
45
Konum
ALMANYA/MANISA
RE: NÜŞÛZ(KADININ KOCASINA İTAAT ETMEMESİ)

enisten öyledir ALLAH ondan razi olsun.yani erkekteki yatak ayirmayi falan kadin yapamaz degil mi?bende bunu düsünüyorum zaten.yani o sekilde cezalandirmak erkegi zina ya yani disardaki kadinlara yöneltir diye düsünüyorum.dövmek zaten olamaz.yani dua etmekten baska care yok kadin icin.Allah kadinlarada erkeklerede salih ve saliha kullar olmayi nasip etsin.ALLAH RAZI OLSUN B)
 

sengul5

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Eyl 2006
Mesajlar
1
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: NÜŞÛZ(KADININ KOCASINA İTAAT ETMEMESİ)

Siyahgulsevdalisi yazdı:
NÜŞÛZ(KADININ KOCASINA İTAAT ETMEMESİ)

Geçimsizlik çıkarma; serkeşlik yapma; kocaya karşı itaatsizlik etme; Kadının kocasına karşı buğz edip asî olması anlamında bir İslam hukuk terimi. Arapça bir mastar olup, itaatsiz kadına "naşize" denir.

Evlilikte eşlerin karşılıklı uyum içinde olması gerekir. Ayet ve Hadislerde karşılıklı hak ve görevler belirlenmiştir. Cenab-ı Hak şöyle buyurur: Erkeklerin kadınlar üzerinde meşru hakları gibi, kadınların da onlar üzerinde hakları vardır. Yalnız erkekler onlar üzerinde daha üstün bir dereceye sahiptirler" (el-Bakara, 2/228). Şu ayette, eşler arasında iyi geçim istenir:

"Onlarla iyi geçinir, eğer kendilerinden hoşlanmadınızsa olabilir ki bir şey sizin hoşunuza gitmez de, Allah Onda bir çok hayır takdir etmiş olur" (en-Nisâ, 4/19).

Kadın peşin konuşulan mehrini alıp, kocası onun nafakasını sağladığı sürece, kocasının meşru emirlerine uymak zorundadır. Ancak bu itaat kadının, kocasının her türlü emrine uyacağı anlamına gelmez. Kadına, ahlâk ve âdâba aykırı veya İslam'ın kendisine tanıdığı hakları ihlâl edici emirler verilirse, onun itaat borcu, ortadan kalkar. Hz. Peygamber (s.a.s);

"Allah'a isyan söz konusu olan yerde kula itaat yoktur" (Buharî, Ahkâm, 4; Müslim, İmâre, 39) buyurmuştur. Ay hâli olmadığı zaman, kocasının cinsel isteklerine boyun eğmesi de bu itaatın kapsamına girer" (el-Kâsânî, Bedâyiu's-Sanâyi, II, 334; el-Cassâs, Ahkâmül-Kur'ân, thk. Muhammed es-Sâdık, Dârul-Mushaf, Kahire t.y., II, 68 vd.; İbn Rüşd, Bidâyetül-Müctehid Mısır t.y., II, 46 vd.; el-Fetâvâl-Hindiyye, Mısır 1310/1892, I, 556 vd.).

Kadının kocasına karşı itaatsizliği halinde izlenecek yol Kur'an-ı Kerim'de şöyle belirlenir. "Şerlerinden, serkeşliklerinden yıldığınız kadınlara gelince; önce onlara öğüt verin, vazgeçmezlerse, yataklarında yalnız bırakın; yine yarar sağlamazsa hafifçe dövün " (en-Nisâ, 4/34). Bu ayet kocaya, karısını te'dip hakkı vermektedir. Kocasının meşru isteklerine uymayan ve itaat dışına çıkan kadına kocası önce;

1. İhtar eder, öğüt verir, onu ikna etmeye çalışır, bundan bir sonuç alınamazsa.

2. Kadını yatağında, yani odasında yalnız bırakır. Bu da yarar sağlamazsa,

3. Koca karısını bir çeşit disiplin cezası olarak te'dib edebilecektir. Ancak koca, karısını bedenini iz bırakmayacak şekilde te'dib edebilir.

Kocasının karısını te'dib hakkı yalnız İslâm'a özgü bir hak değildir. Klâsik kilise hukuku, haklı bir sebep olunca kocanın karısını hafifçe dövebileceğini kabul etmiştir. 12 ve 13. yüzyıllarda Fransa'da koca, karısını yaralamamak şartıyla dövebilirdi. 18 Ağustos 1882 tarihli kanundan önce İngiltere'de de kocanın, karısını te'dib hakkı vardı.

Koca, karısına söz ve fiille güzel muamele etmeye, kadın da ona karşı aynı şekilde davranmaya mecburdur. Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:

"Sizin en hayırlınız, ailesine karşı en hayırlı olanınızdır. Ben de aileme karşı en hayırlı olanınızım " (İbn Mâce, Nikâh, 50; Dârimi; Nikah, 55). Eşlerin birbirine iyi muamelesi müstehaptır. (el-Kâsânî, a.g.e., II, 334). Karısının rızası olmadan kocasının çocuk yapmamak için korunması mekruhtur. Çünkü kadının, çocuk üzerinde hakkı vardır. Burada azlin mekruh oluşu Ebû Hanife'ye göre çocuğu koruma, Ebû Yusuf ve İmam Muhammed'e göre şehvette eksiklik meydana getirdiği içindir (el-Kasânî, II, 334, 335).

Kadına iyi muamelenin kapsamına, hakkı olanı geciktirmeden vermek girer. Çünkü Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur: "Zenginin borcunu geciktirmesi zulümdür" (Buhârî, Havâle, I,II, İstikrâz, 12; Müslim, Müsâkat, 33; Ebû Dâvud, Buyû, 10; Tirmizî, Buyû, 68; Nesâî, Büyü',100,101; İbn Mâce, Sadakât, 8). Yine iki eşi rızaları olmadıkça bir meskende toplamamak gerekir. Çünkü bu, aralarında düşmanlığa ve rekabete sebep olur. Yine bir eşle, diğer eşin yanında cinsel ilişkide bulunmak da ona karşı saygısızlık ve kötü muamele anlamına gelir.

Eşlerin birbirinin cinsel yönlerinden yararlanma hakları vardır. Eşlerin birbirinden cinsel birleşme isteme hakları vardır. Hanefi ve Şâfiilere göre kocanın evlilik süresinde karısı ile bir defa cinsel birleşmede bulunmuş olması, hukuken yeterli sayılır. Evlilik kocanın iktidarsızlığı nedeniyle amacına ulaşamamışsa kadının evliliği feshettirme hakkı vardır. Birden çok cinsel birleşme ise evliliğin devamını sağlaması bakımından gerekli görülmüştür.

Şâfiîlere göre, bir defa cinsel birleşme vacib olur. Çünkü bu kocanın hakkıdır. Bundan sonrası, kiralanan evi oturmadan kendi haline bırakmak gibi, kadını da bırakmak caiz olur. Çünkü cinsel birleşmeye davet eden şehvet ve muhabbettir. Bunu ise vacib kılmak mümkün olmaz. Ancak kadını cinsel konuda başı boş bırakmamak müstehap olur: Hz. Peygamber (s.a.s), Abdullah b. Amr b. Âs (r.a)'a şöyle buyurdu: "Sen gündüzleri oruç mu tutuyorsun?” ; Evet dedim ". "Geceleri ibadetle mi geçirirsin?", Evet dedim ". Bana gelince; oruç tutarım, tutmadığım da olur. Namaz kılarım, uyurum da. Kadınlarla cinsel temasta da bulunurum. Kim benim sünnetimden yüz çevirirse benden değildir" (Buhârî, Nikâh,I; Müslim, Nikâh, V; Nesâî, Nikâh, IV; Dârimi, Nikâh, III; Ahmed b. Hanbel, II, 158). Çünkü kadın bu konuda başı boş bırakılırsa fitne ve fesada yol açmasından korkulur (ez-Zühaylî, el-Fıkhul-İslâmi ve Edilletüh Dımaşk, 1405/1958, VII, 105, 106).

Hanbelilere göre, kocanın karısı ile özür bulunmadıkça en az dört ayda bir defa cinsel temasta bulunması gerekir. Çünkü "ilâ" yemini için belirlenen süre bu kadardır (bk. el-Bakara, 2/226-227). Diğer yandan eşlerin birbirinin cinsel yönlerinden yararlanması karşılıklı haktır. Nikâh eşlerin maslahatı için meşru kılınmıştır. Şehvetin teskin edilmesi de bu maslahata girer. Cinsel birleşme olmaksızın özürsüz dört aydan fazla bir süre geçerse, eşlerin isteği üzerine araları ayrılabilir. Burada "İlâ"ya kıyas yapılmıştır (bk. el-Buhûtî, Keşşâful-Kınâ', Matbaatül- Muhammediyye, V, 214; ez-Zühaylî, a.g.e., VII, 106, 107).

Eşler arasında geçimsizlik uzar ve yukarıdaki ayette belirlenen tedbirlerden bir sonuç alınmazsa, bir sonraki ayette "hakeme başvurma" yöntemi öngörülür. Eğer karı ile kocanın aralarının açılmasından korkarsanız, o zaman kendilerine erkeğin ailesinden bir hakem, kadının ailesinden bir hakem gönderin. Bunlar barıştırmak isterlerse Allah aralarındaki dargınlık yerine geçime, onları uyuşmaya muvaffak eder" (en-Nisâ, 4/35).

Bu ayette hitap, hâkimleredir. Koca geçimi sağlamaya muvaffak olamamışsa, eşlerden birinin hâkime başvurarak hakem tayinini istemek hakkı doğar. Hakemlerin hısımlardan seçilmesi daha uygundur. Çünkü tarafları tanır, geçimsizlik sebeplerini bilir ve ara bulması kolaylaşır.

Hakemlerin görevi yalnız arabuluculuk mudur? Yoksa boşama yetkileri var mıdır? Ebû Hanîfe ve Ahmed b. Hanbel'e göre, eşler özel yetki vermedikçe hakemlerin boşama hakkı yoktur. Çünkü onlar vekil durumunda olup, verilen yetki dışına çıkamazlar. Ayette hakemlerin yetkisi ise "islâh" tan ibarettir. Ancak eşler hakemlere özel yetki vermişse bu takdirde boşamaları mümkündür.

Osmanlı Devleti uygulamasında hakem usulü ile boşama yayılmamıştır. Çünkü hâkimler başvuru halinde arabulucuk görevini kendileri yapıyorlardı. Bunun sonucunda hakem usulü, boşama değil arabuluculuk müessesesi olarak yaygınlaşmıştı (eş-Şirâzî, el-Mühezzeb, II, 74; er-Remlî, Nihâyetül-Muhtâc, Mısır t.y., VI, 44). Hanefilerin bu görüşü, Hasan el-Basrî, Katâde ve Zeyd b. Eslem'den rivayet edilmiştir.

İmam Şâfiî'den bir görüşe göre, hakem yalnız arabulucudur ve vekil durumundadır. Başka bir görüşe göre ise hakem "hâkim" demektir. Bu yüzden tarafların rızası olmasa bile hakemler gerekli görürlerse boşamaya da karar verebilirler (es-Sâbûnî, Tefsiru Âyâtil-Ahkâm, Dımaşk 1397/1977, I, 472; Hamdi Döndüren, Delilleriyle İslâm Hukuku, İstanbul 1983, s. 398, 399).
 

tovbekarkul

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Eyl 2006
Mesajlar
1
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: NÜŞÛZ(KADININ KOCASINA İTAAT ETMEMESİ)

ÇOK HAYIRLI BİR KONUYA EL ATMIŞSINIZ ALLAH RAZI OLSUN TEŞEKKÜR EDERİM
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt