Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Ölüm deyince aklınıza ne geliyor? (1 Kullanıcı)

Hatice-tül Kübra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eyl 2006
Mesajlar
7,329
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
34
Konum
.........
Madem ölceklerdi insanlar niçin yaratılıyorlar? İnsanlar ölünce sevdikleri onsuz yaşamak zorunda kalıyordu. Keşke insanlar hiç ölmese, diye düşünüyor ama elinden birşey gelmiyordu.
Bir gün sınıf arkadaşı Özgür ona:

- Bugün bize gelebilir misin Can? Hem ders çlaışır hem de biraz oynarız, dedi.
 

Hatice-tül Kübra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eyl 2006
Mesajlar
7,329
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
34
Konum
.........
Bu teklif Can'ın hoşuna gitmişti. Zaten eve gidince canı sıkılıyor ne yapacağına karar veremiyordu. Can öğle arası annesinden izin aldı ve okul çıkış Özgürlerin evine gitti. can bu eve ilk defa geliyordu. Özgür onu önce kendi odasına götürdü, orada biraz oturup ders çalıştıktan sonra arkadaşına :
- Bak seni kiminle tanıştıracağım, dedi.
Gittikleri odada hiç görmediği kadar yaşlı, zayıf, hareket edemeyecek kadar güçsüz ve bitkin bir adam vardı.
 

Hatice-tül Kübra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eyl 2006
Mesajlar
7,329
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
34
Konum
.........
Can arkadaşına meraklı gözlerle baktı. Arkadaşı :
- Büyük babamın babası ve o 110 yaşında, dedi.

- Ne güzel! Bak işte bu dede ölmemiş ve hala yaşıyor, diye çığlık attı Can.
Özgür, onun böyle sevinmesine bir anlam verememişti.
- Biliyor musun büyük dedem yaşlı ve çok hasta olduğu için ayağa kalkamıyor, hareket edemiyor. Zorunlu ihtiyaçlarını yerine getiremiyor. Hatta tuvalet ihtiyacını bile bezine yapmak zorunda kalıyro.
 

Hatice-tül Kübra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eyl 2006
Mesajlar
7,329
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
34
Konum
.........
Yemeğini yiyemiyor, kaşık tutamıyor, hepsinde biz yardımcı oluyoruz. Bazen yüzüne sinek konduğunda onu kovabilecek kadar bile hareket edemiyor. Bu yüzden devamlı olarak birisinin mutlaka onunla ilgilenmesi gerekiyor. Hepsinden daha kötüsü onun hastalığının şiddetinden yüzünde hep acı ve ıstırap okunuyor, bu da hepimizi çok üzüyor.
Bütün bu işittikleri Can'ın düşüncelerinde büyük değişmelere yol açtı. Demek ölmemek, uzun süre yaşamak da her şey demek değildi. Onun da zorlukları vardı. Onu çok güzel gelen ölümsüzlüğün bile çok zor tarafları vardı. Can üzgün bir şekilde konuşmaya başladı :
 

Hatice-tül Kübra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eyl 2006
Mesajlar
7,329
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
34
Konum
.........
- Ben de insanlar hiç ölmese diye düşünürdüm. Ama bu şekilde düşününce senin deden, babası, onun da babası bu şekilde bütün geçmişimiz sağ olsaydı hepsine biz bakmak zorunda kalsaydık, ne kadar zor bir durum olurdu. Hem onlar da bundan pek memnun olmuyorlarmış...Birden Can'ın gözleri tek bir noktaya takıldı. Evet, arkadaşının büyük dedesi işaret parmağını kaldırmış bir şeyler söylemeye çalışıyordu.
 

Hatice-tül Kübra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eyl 2006
Mesajlar
7,329
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
34
Konum
.........
Eşhedü en la... Ama o da neydi. Evet evet büyük dedesi gülümsüyor, tebessüm ediyordu. Arkadaşı da bu duruma çok şaşırdı. Hemen anne babasını çağırdılar. Ama geç kalmışlardı. O artık vefat etmiş, ruhunu teslim etmişti.
Arkadaşının büyük dedesi yüündeki o tebessümle ruhunu teslim ederken, Can ölüme bile gülerek gidilebileceğini, onun da bazen rahmet olduğunu bizzat görmüş oldu.
Bu olaydan sonra da "Ölüm ne kadar kötü, keşke hiç kimse ölmese" sözünü hiç kullanmadı. Her şeyde bir güzelliğin, hatta ölümde bile birçok hikmetin olduğunu herkese anlatmaya başladı.
 

Hatice-tül Kübra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eyl 2006
Mesajlar
7,329
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
34
Konum
.........
Can televizyonda sık sık ölüm haberlerini duyuyor, insanların niçin öldüğünü merak ediyordu.- İnsanlar niye ölüyordu? Hem ölüm niye vardı?


Madem ölceklerdi insanlar niçin yaratılıyorlar? İnsanlar ölünce sevdikleri onsuz yaşamak zorunda kalıyordu. Keşke insanlar hiç ölmese, diye düşünüyor ama elinden birşey gelmiyordu.
Bir gün sınıf arkadaşı Özgür ona:

- Bugün bize gelebilir misin Can? Hem ders çlaışır hem de biraz oynarız, dedi.

Bu teklif Can'ın hoşuna gitmişti. Zaten eve gidince canı sıkılıyor ne yapacağına karar veremiyordu. Can öğle arası annesinden izin aldı ve okul çıkış Özgürlerin evine gitti. can bu eve ilk defa geliyordu. Özgür onu önce kendi odasına götürdü, orada biraz oturup ders çalıştıktan sonra arkadaşına :
- Bak seni kiminle tanıştıracağım, dedi.
Gittikleri odada hiç görmediği kadar yaşlı, zayıf, hareket edemeyecek kadar güçsüz ve bitkin bir adam vardı.

Can arkadaşına meraklı gözlerle baktı. Arkadaşı :
- Büyük babamın babası ve o 110 yaşında, dedi.

- Ne güzel! Bak işte bu dede ölmemiş ve hala yaşıyor, diye çığlık attı Can.
Özgür, onun böyle sevinmesine bir anlam verememişti.
- Biliyor musun büyük dedem yaşlı ve çok hasta olduğu için ayağa kalkamıyor, hareket edemiyor. Zorunlu ihtiyaçlarını yerine getiremiyor. Hatta tuvalet ihtiyacını bile bezine yapmak zorunda kalıyro.

Yemeğini yiyemiyor, kaşık tutamıyor, hepsinde biz yardımcı oluyoruz. Bazen yüzüne sinek konduğunda onu kovabilecek kadar bile hareket edemiyor. Bu yüzden devamlı olarak birisinin mutlaka onunla ilgilenmesi gerekiyor. Hepsinden daha kötüsü onun hastalığının şiddetinden yüzünde hep acı ve ıstırap okunuyor, bu da hepimizi çok üzüyor.
Bütün bu işittikleri Can'ın düşüncelerinde büyük değişmelere yol açtı. Demek ölmemek, uzun süre yaşamak da her şey demek değildi. Onun da zorlukları vardı. Onu çok güzel gelen ölümsüzlüğün bile çok zor tarafları vardı. Can üzgün bir şekilde konuşmaya başladı

- Ben de insanlar hiç ölmese diye düşünürdüm. Ama bu şekilde düşününce senin deden, babası, onun da babası bu şekilde bütün geçmişimiz sağ olsaydı hepsine biz bakmak zorunda kalsaydık, ne kadar zor bir durum olurdu. Hem onlar da bundan pek memnun olmuyorlarmış...Birden Can'ın gözleri tek bir noktaya takıldı. Evet, arkadaşının büyük dedesi işaret parmağını kaldırmış bir şeyler söylemeye çalışıyordu.


  • Eşhedü en la... Ama o da neydi. Evet evet büyük dedesi gülümsüyor, tebessüm ediyordu. Arkadaşı da bu duruma çok şaşırdı. Hemen anne babasını çağırdılar. Ama geç kalmışlardı. O artık vefat etmiş, ruhunu teslim etmişti.
    Arkadaşının büyük dedesi yüündeki o tebessümle ruhunu teslim ederken, Can ölüme bile gülerek gidilebileceğini, onun da bazen rahmet olduğunu bizzat görmüş oldu.
    Bu olaydan sonra da "Ölüm ne kadar kötü, keşke hiç kimse ölmese" sözünü hiç kullanmadı. Her şeyde bir güzelliğin, hatta ölümde bile birçok hikmetin olduğunu herkese anlatmaya başladı.
 

kalbinur

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Mar 2012
Mesajlar
2,602
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
34
Öyle ölüm yakın ki bana Heran Heran
 

Sedaa_*

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 May 2012
Mesajlar
2,150
Tepki puanı
6
Puanları
0
Yaş
23
Aklıma gelenleri saysam çökmesin sonra forum, düşündüklerimin çokluğundan... :)
 

sinemm89

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
19 Nis 2012
Mesajlar
601
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
ölüm

sadece 4 harften oluşan bu kelime okadar çok şey getiyorki insanın aklına..

ya ölürsem dediğimde aklıma gelen ilk şey günahlarım.tam anlamıyla arınmadan affedilmeden ölmekten korusun rabbim tüm günahlarımızdan affedilipte öyle ölebilmeyi nasip eylesin.benim aklıma ilk günah kısmı geliyor yapamadığım ibadetlerim okadar çok eksiğim varki.. cehennem ateşinden kabir azabından çok korkuyorum
diğer yandan annem babam ailem geliyor aklıma onlardan ayrılmak.birdaha görüşüp görüşemiyeceğimizi birtek o biliyor..
ölüm ameller iyi olduğunda salih kul olduğunda korkutucu olmuyor ama benim çok eksiğim var diyince çok soğuk geliyor bu kelime insana..
 

sahaff

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
12 Kas 2009
Mesajlar
276
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
43
''Ölmek'' pekçok insan gibi banada saçma birşey olarak gözüküyor...

Yok olmak için var olmak...Olur mu?

Bu, müthiş bir çelişki olmaz mı?

Bu çelişkiye rağmen ölüm bir vakıa...Büyük şair N.Necip fazıl, bu gerçek karşısında tedirgindir ve şöyle der;

''Bir hayata çattık ki, hayata kurmuş pusu''

Bu ne biçim hayat ki, var olmak için, yaşamak için geldiğimizi sandığımız anda, ölüm her an ensemizde...
 

Hatice-tül Kübra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eyl 2006
Mesajlar
7,329
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
34
Konum
.........
Her insan ölümü tadıcıdır
Yaşatan ve öldüren Allah’tır
İnsan ne kadar ölümden korunmaya çalışsa da hiç beklemediği bir anda ölüme
yakalanabilir
Ölümden ancak Allah’a ve ahiret gününe inanmayanlar korkarlar
İman edenler müslüman olarak ölmeyi isterler
İnkarcıların öleceklerini anladıkları zaman ettikleri tövbe kabul olmaz
Allah kafir olarak ölenleri azaplandıracaktır
Bütün insanlar yeniden diriltileceklerdir
Ölümden sonra dirilme için Allah doğadan örnekler vermektedir
 

yesilyol

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
14 Ağu 2007
Mesajlar
258
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
Konum
mersin
yeniden diriliş, hesap zamanı, ödül ve ceza
 

ismail25

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Ağu 2012
Mesajlar
1
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
40
-her nefis ölümü tadacaktır. biz sizi, şerle de, hayırla da deneyerek imtihan ediyoruz ve bize döndürüleceksiniz. (enbiya suresi 35. ayet)

-lezzetleri acılaştıran ölümü çokça zikrediniz... (hadis-i şerif)
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt