Allah, geleneksel öğretinin aksine 4 değil 5 büyük kutsal kitap indirmiştir. Bunlardan şimdiye kadar bize bahsedilmeyeni Furkan'dır. İçlerinde en büyüğü de odur. Kuranda 3 yerde geçmektedir* ve bir sureye de adını vermiştir. Fakat nedense bize Furkan'dan bahsedilmedi...
Furkan diğerlerinden farklı olarak insan hamuruna yazılan kitaptır. Kelime kökü olarak, Türkçeye geçmiş olan fark kelimesi harflerinden f-r-k oluşur. Anlamı ayırt eden demektir. Genişlemiş anlamı iyilik ve kötülüğü ayırt eden demektir ve her insanın ruhunun özüne Allah tarafından nakşedilmiş olup,
Çıkarına ters görünse de doğruyu tercih eden,
Kendisi istese de ihtiyaç sahibini görünce dayanamayarak veren,
Zorba karşısında küçücük vücudu ile ayakta duran,
İyiye karşı şefkatli kötüye karşı şiddetli olan her insan aslında Furkan'a tabi olmaktadır.
Furkan öyle bir kitaptır ki tüm insanlar ona inanır ve üstünde fikir birliği eder. Nitekim iyiliğin kazandığı bütün filmlerde senaryo Furkan'a uygun yazılır. Önce biri gücü ile azarak zorbaya dönüşür, sonra buna başkaldıran biri tarafından ortadan kaldırılır. Öyle ki, bir rambo filminde sıradan bir insana yapıldığında vahşet olacak bir sahne kahraman tarafından, filim boyunca yüzlerce insana işkence ettiğini izlediğimiz baş kötüye yapıldığında ayakta alkışlanır. Ve filmi seyreden hiç kimse de bu inancıma uygun değil demez. Çünkü adalet Furkan'ın ayetlerinden biridir ve içimize yazılmıştır.
Tarih boyunca Allah tarafından elçileri vasıtası ile gönderilen tüm kitaplar kendilerini "hatırlatma-zikir" olarak tanımlar. ( Allah'ın, insanın özüne yazdığı kitabı yani Furkan'ı hatırlatmak için.) Ancak, Kurandan önce inen ve rahip ve hahamlara emanet edilen bu kitaplar Furkan'ın aksine insanlar tarafından değiştirilebildiğinden, insanları Allah'a götürmek yerine sömürü düzenlerini ulusallaştırmak amacı ile istismar edilmiştir.
İşte Rönesans, dini yobazlaştırarak Furkan'dan uzaklaşanlara karşı, Furkan sahibi insanlar tarafından başlatılmış ve Allah'ın taraftarı olan her ordu gibi galibiyete ulaşmış, sömürü düzenini yıkmış ve insanlığı özgürlüğe kavuşturmuştur.
Müslümanların sıklıkla düştüğü bir yanılgı vardır ki. "Neden Hristiyanlar bugün en ileridedir, eğer doğru bizsek" demektedirler. Hayır, bugün ileri olanlar işte bu Furkan'a sahip olanlardır ve ülkelerini bozulmuş İncil'e göre yönetmekten vazgeçerek Furkan ile yönetmeye karar verenlerdir.
Peki, bir çok dinsizin (veya aklı karışığın) sıklıkla sataştığı "Sen dindar olmasaydın iyi olmayacak mıydın" sorusunun yanıtı nedir? diğer bir ifade ile Furkan yeterliyse Kuran ve diğer kitaplar neden gönderilmiştir?
Çünkü Furkan yönelir ama bilemez.
Bakılacak olursa ilkel kabilelerde tapınma elleri öne doğru uzatarak yerlere kadar eğilmek yüzünü yere değdirerek en derin saygılarını sunmak şeklindedir. Şimdi namaza bakın, evet eğilmeyi ve yerlere kadar eğilmeyi de içerir ancak her rüknü belirlenmiştir, secdeye kapandığında, ayakta durduğunda ve eğildiğinde insan artık ne söyleyeceğini de bilmektedir. Kısacası namaz, ilkel tapınma duygusunun en güzel şekillenmiş halidir.
Ve yine Furkan gaybdan haber veremez, cenneti tarif edemez, asıl hayatta kalacağımız yeri özgürce bizim seçmemiz için, hastalık, yaşlılık ve ayrılık gibi insana sıkıntı veren tüm hallerin imtihan amacı ile karşımıza çıktığını yani hayatın sırrını içermez. Kuran ise burada tamamlayıcı olarak devreye girer.
Kuran çoğu zaman Furkan'ın işine karışmaz, özgürlükçüdür. Temelleri verir ayrıntıları Furkan'a bırakır. Ancak dinsizce Kurana yaklaşanlar bunu Kuranın bir eksikliği addederek inananlara sataşır. "Kuranda niye dinazorlar yok?" gibi, insanın bilimsel yollarla keşfedebileceği şeylerin (ki bunların haddi hesabı yoktur) bile kuranda geçmesini isterler. Onlara şöyle demek gerek.
"Bu Kuran sadece yaratılanlara bir öğüt olarak gönderildi..." ve insan oğlunun alet, edevat, fikir ve hissiyat ile hiç bir zaman ulaşamayacağı paralel bir evrende bizi bekleyen mutluluklar veya ızdıraplar diyarı hakkında bilgi vererek sakınmamızı ve ummazı amaçladı.
Alemlerin rabbinin büyük bir lütfu olarak...
* İlgili Ayetler:
Âl-i İmrân 3-4 (Resulüm!) O, sana Kitab'ı hak ve önceki kitapları tasdik edici olarak indirdi, daha önce de, insanlara doğru yolu göstermek üzere Tevratı ve İncili indirmişti, ve Furkan'ı da indirdi. Bilinmeli ki, Allah'ın ayetlerini inkar edenler için şiddetli bir azap vardır. Allah, suçlunun hakkından gelen mutlak güç sahibidir.
Enbiyâ 48 Andolsun biz, Musa ve Harun'a, takva sahipleri için bir ışık, bir öğüt ve Furkan'ı verdik.
Furkân 1 Âlemlere uyarıcı olsun diye kulu Muhammed'e Furkan'ı indiren, Allah, yüceler yücesidir.
Furkan diğerlerinden farklı olarak insan hamuruna yazılan kitaptır. Kelime kökü olarak, Türkçeye geçmiş olan fark kelimesi harflerinden f-r-k oluşur. Anlamı ayırt eden demektir. Genişlemiş anlamı iyilik ve kötülüğü ayırt eden demektir ve her insanın ruhunun özüne Allah tarafından nakşedilmiş olup,
Çıkarına ters görünse de doğruyu tercih eden,
Kendisi istese de ihtiyaç sahibini görünce dayanamayarak veren,
Zorba karşısında küçücük vücudu ile ayakta duran,
İyiye karşı şefkatli kötüye karşı şiddetli olan her insan aslında Furkan'a tabi olmaktadır.
Furkan öyle bir kitaptır ki tüm insanlar ona inanır ve üstünde fikir birliği eder. Nitekim iyiliğin kazandığı bütün filmlerde senaryo Furkan'a uygun yazılır. Önce biri gücü ile azarak zorbaya dönüşür, sonra buna başkaldıran biri tarafından ortadan kaldırılır. Öyle ki, bir rambo filminde sıradan bir insana yapıldığında vahşet olacak bir sahne kahraman tarafından, filim boyunca yüzlerce insana işkence ettiğini izlediğimiz baş kötüye yapıldığında ayakta alkışlanır. Ve filmi seyreden hiç kimse de bu inancıma uygun değil demez. Çünkü adalet Furkan'ın ayetlerinden biridir ve içimize yazılmıştır.
Tarih boyunca Allah tarafından elçileri vasıtası ile gönderilen tüm kitaplar kendilerini "hatırlatma-zikir" olarak tanımlar. ( Allah'ın, insanın özüne yazdığı kitabı yani Furkan'ı hatırlatmak için.) Ancak, Kurandan önce inen ve rahip ve hahamlara emanet edilen bu kitaplar Furkan'ın aksine insanlar tarafından değiştirilebildiğinden, insanları Allah'a götürmek yerine sömürü düzenlerini ulusallaştırmak amacı ile istismar edilmiştir.
İşte Rönesans, dini yobazlaştırarak Furkan'dan uzaklaşanlara karşı, Furkan sahibi insanlar tarafından başlatılmış ve Allah'ın taraftarı olan her ordu gibi galibiyete ulaşmış, sömürü düzenini yıkmış ve insanlığı özgürlüğe kavuşturmuştur.
Müslümanların sıklıkla düştüğü bir yanılgı vardır ki. "Neden Hristiyanlar bugün en ileridedir, eğer doğru bizsek" demektedirler. Hayır, bugün ileri olanlar işte bu Furkan'a sahip olanlardır ve ülkelerini bozulmuş İncil'e göre yönetmekten vazgeçerek Furkan ile yönetmeye karar verenlerdir.
Peki, bir çok dinsizin (veya aklı karışığın) sıklıkla sataştığı "Sen dindar olmasaydın iyi olmayacak mıydın" sorusunun yanıtı nedir? diğer bir ifade ile Furkan yeterliyse Kuran ve diğer kitaplar neden gönderilmiştir?
Çünkü Furkan yönelir ama bilemez.
Bakılacak olursa ilkel kabilelerde tapınma elleri öne doğru uzatarak yerlere kadar eğilmek yüzünü yere değdirerek en derin saygılarını sunmak şeklindedir. Şimdi namaza bakın, evet eğilmeyi ve yerlere kadar eğilmeyi de içerir ancak her rüknü belirlenmiştir, secdeye kapandığında, ayakta durduğunda ve eğildiğinde insan artık ne söyleyeceğini de bilmektedir. Kısacası namaz, ilkel tapınma duygusunun en güzel şekillenmiş halidir.
Ve yine Furkan gaybdan haber veremez, cenneti tarif edemez, asıl hayatta kalacağımız yeri özgürce bizim seçmemiz için, hastalık, yaşlılık ve ayrılık gibi insana sıkıntı veren tüm hallerin imtihan amacı ile karşımıza çıktığını yani hayatın sırrını içermez. Kuran ise burada tamamlayıcı olarak devreye girer.
Kuran çoğu zaman Furkan'ın işine karışmaz, özgürlükçüdür. Temelleri verir ayrıntıları Furkan'a bırakır. Ancak dinsizce Kurana yaklaşanlar bunu Kuranın bir eksikliği addederek inananlara sataşır. "Kuranda niye dinazorlar yok?" gibi, insanın bilimsel yollarla keşfedebileceği şeylerin (ki bunların haddi hesabı yoktur) bile kuranda geçmesini isterler. Onlara şöyle demek gerek.
"Bu Kuran sadece yaratılanlara bir öğüt olarak gönderildi..." ve insan oğlunun alet, edevat, fikir ve hissiyat ile hiç bir zaman ulaşamayacağı paralel bir evrende bizi bekleyen mutluluklar veya ızdıraplar diyarı hakkında bilgi vererek sakınmamızı ve ummazı amaçladı.
Alemlerin rabbinin büyük bir lütfu olarak...
* İlgili Ayetler:
Âl-i İmrân 3-4 (Resulüm!) O, sana Kitab'ı hak ve önceki kitapları tasdik edici olarak indirdi, daha önce de, insanlara doğru yolu göstermek üzere Tevratı ve İncili indirmişti, ve Furkan'ı da indirdi. Bilinmeli ki, Allah'ın ayetlerini inkar edenler için şiddetli bir azap vardır. Allah, suçlunun hakkından gelen mutlak güç sahibidir.
Enbiyâ 48 Andolsun biz, Musa ve Harun'a, takva sahipleri için bir ışık, bir öğüt ve Furkan'ı verdik.
Furkân 1 Âlemlere uyarıcı olsun diye kulu Muhammed'e Furkan'ı indiren, Allah, yüceler yücesidir.