Şevval ayının özelliği, 6 gün orucunun güzelliği...
Ramazan'dan sonra girdiğimiz şevval ayı bir kısım dinî olayların yaşandığı özel ve güzel bir aydır.
Önce hac hazırlığını hatırlatır bu ay. Çünkü Ramazan'dan sonraki aylar hac ayları olarak geçer Hazreti Kur'an'da. Nitekim hacı adaylarımız da tatlı bir telaşla yol hazırlığına bu ayda başlar, yola çıkıncaya kadar da hac görevlerini kusursuz yapmak için bilgi toplamaya gayret ederler.
Tabii bu sırada şevval ayının bir de kendine mahsus orucu olduğunu unutmazlar. Hem öyle oruç ki, bu ayda altı gün oruç tutan, sanki bir sene nafile oruç tutmuş gibi sevaba nail olabilir.
Bu nasıl olur?
Yorumcularımız, şevval ayında tutulan altın günlük orucun bütün sene nafile oruç tutmuş gibi sevaba vesile olabileceğini şöyle bir hesapla açıklıyorlar.
-Ayette her bir iyiliğe onar sevap verileceği bildirilmiştir. Ramazan'da otuz oruç tutan kimse, her oruca onar sevaptan üç yüz sevap almış sayılır. Şevvalde de altı gün oruç tutar da altmış sevap daha alırsa, eder üç yüz altmış. Yani (kameri) bir sene. Böylece seneyi oruçlu geçirmiş gibi sevaba ulaşabilir Ramazan orucuna şevvalde altı gün oruç ekleyen kimse..
Bazıları, 36 günlük bu oruca, 360 günlük oruç sevabı nasıl verilir, diye şüphe ile bakabilirler.
Denebilir ki:
-Kimse kendi sınırlı cömertliğini, Rabb'imizin sınırsız cömertliğiyle kıyaslamasın. "Rahmetim gazabımı geçmiştir" buyuran Rabb'imiz, kullarını affetmeyi istemekte, kulun az ameline böyle çok mükâfat vereceğini de beyan buyurmaktadır. "Kulum beni nasıl bilirse ben de ona öyle muamele ederim." hatırlatmasını da yapmaktadır. Öyle ise biz O'na böyle hüsnüzanda bulunalım ki, hüsnüzan muamelesi görelim, diye ümitlenmek yanlış olmasa gerektir.
Müstehap derecesinde sünnet olan bu şevval orucunun bitişik tutulması da gerekmez. Ay içinde belli aralıklarla da tutulabilir. Ancak, Ramazan içinde mazeretlerinden dolayı tutamadığı oruç borcu olanlar, önce farz olan kaza oruçlarını tutsalar, yanlış yapmış olmazlar. Kaza orucu sebebiyle yetiştiremeyenler olursa, şevval ayında yine oruç tutmuş olduklarından inşallah oruç sevabından mahrum kalmazlar.
Şevval orucu konusunda en geniş bilgi, Faruk Beşer Hocaefendi'nin "Güncel Meseleler-Dinî Çözümler" kitabında yer almış bulunmaktadır. İhtiyaç duyanlar bu değerli araştırmaya bakabilirler.
Gelelim şevval ayının hatırlattığı "iki bayram arası nikâh yapılmaz" söylentisine. Bu söylenti geçmişte gündemi çok meşgul etmişti. Ancak Aişe validemizin bu konudaki şu tarihî açıklaması yanlışı meydana çıkarmıştır:
"-Halk, 'Ramazan Bayramı ile Kurban Bayramı arasında nikâh yapılmaz' şeklindeki söylentiye itibar etmemelidir! Şayet bu iki bayram arasında bir nikâh yasağı olsaydı, benim nikâhımın şevval ayında yapılmaması gerekirdi. Halbuki Resulullah'la bizim nikâhımız iki bayram arasında, yani şevval ayında yapılmıştır!"
Buna rağmen, 'iki bayram arasında nikâh yapılmaz' söylentisinin günümüze kadar gelmesinin bir sebebi de şöyle açıklanmıştır: Ramazan Bayramı cuma gününe tevafuk ederse, o gün bir de cuma namazı kılınır. Bayram namazı ile az sonra kılınacak cuma namazı arasındaki dar zamanda nikâh yapmayın tavsiyesini, Ramazan Bayramı ile Kurban Bayramı namazı arasında nikâh yapmayın şeklinde anlayanlar, bu iki saatlik tavsiyeyi, iki ay gibi uzun zamana yayma yanlışına düşmüşlerdir. Ancak konu anlaşıldığından, artık böyle şüphelere de yer kalmamış olmalıdır
Ahmet ŞAHİN