Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Süfyan-ı Sevri hazretleri diyorki (1 Kullanıcı)

garipkalp

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Nis 2007
Mesajlar
629
Tepki puanı
1
Puanları
0
"Peygamber efendimiz bir hadîs-i şerîfinde buyuruyor ki: "Çok et yenen bir hâne halkından Allahü teâlâ nefret eder." "Buradaki hâne halkından murâd nedir?" Süfyân-ı Sevrî (r.a.) "Gıybet edenlerdir. Çünkü gıybet edenler başkalarının etini yerler" buyurdu


Süfyân-ı Sevrî (r.a.) Basra'da hastalandı. Karnı ağrıdığından devamlı abdesti bozuluyordu. Abdestsiz ölmek korkusuyla o gece altmış defa abdest aldı ve hasta haliyle hep namaz kıldı.

Vefâtı yaklaştığında Hz. Abdullah bin Mehdî'ye "Beni yatağımdan indirip, yüzümü yere koyunuz. Çünkü vakit tamam oldu" buyurdu. Hz. Abdullah, Süfyân-ı Sevrî'nin yüzünü toprağa koyup, dostlara haber vereyim diye dışarı çıktığında, herkesin hazırlanmış olarak beklediklerini gördü. "Size kim haber verdi?" deyince, hepsi de, rü'yâda haydi kalkın. Süyfân'ın cenâze namazına hazırlanın" diye bir ses işittik dediler. Ba'zıları içeri girdiler. Hz. Süfyân, son anlarını yaşıyordu. Yastığının altından içinde bin altın bulunan bir kese çıkardı. "Bunu sadaka olarak dağıtın" buyurdu. Orada bulunanlar hayret edip, "Allah! Allah! Bu zât, dünyâ malına kıymet vermez, yanında dünyâlık bulundurmaz, hattâ dünyâlık olan hediyeleri de kabul etmez idi. Bu kadar para biriktirmesinin hikmeti nedir?" diye birbirlerine sordular. Söylediklerini işitince buyurdu ki, "Bu para ile dinimi ve bedenimi korudum. Şeytan elbisen ve yiyecek şeylerin yok, bunlar için dünyâlık kazan" diye ne kadar vesvese vermiş ise, her defasında "İşte altın" diyerek bu altınları gösterdim ve onu başımdan def ettim. Bu altınları ona karşı silâh olarak kullandım." Bundan sonra kelime-i şehâdeti söyledi ve ruhunu teslim etti. Vefât ettiği gece, "Vera' ve dinde hassasiyet sahibi olan Süfyân vefât etti" diye bir ses duyuldu.

Vefâtından sonra kendisini rü'yâda görenler, sordular ki "Efendim, mezar daracık bir yerdir. Hem karanlık hem de yalnızlıktır. Buna sabretmeniz nasıl mümkün oluyor?" Cevâbında, "Benim mezarım Allahü teâlânın izni ile çok genişledi ve Cennet bahçelerinden bir bahçe oldu ki, o bahçede Cennet kuşları ötüşüyorlar" buyurdu.


"İlim öğrenmenin ilk şartı, susmak ve edebli olmaktır. İkinci şartı, dikkatle dinleyip ezberlemektir. Üçüncü şartı, öğrendiği ile amel etmektir. Dördüncüsü de, öğrendiği ilmi başkalarına öğretmek, her kese yaymaktır."

"Haram para ile sadaka veren, câmi yaptıran, hayrat yapan kimse, kirlenmiş elbiseyi idrar ile yıkayan kimseye benzer ki, daha çok pislenir."


"Bir din kardeşin seni ziyârete geldiği zaman ona, "Yemek yer misin? karnın aç mı? Bir şeyler getireyim mi?" diye sorulmaz. Hemen bir şeyler hazırlanıp getirilir yemezse kaldırılır."

"Sende olmayan meziyetleri söyliyerek seni medheden kimse, hiç şüphe yok ki, sende olmayan günahı söyleyerek seni kötüler."

"Allahü teâlâdan korkmakta, emirlerini yapmakta, ibâdet etmekte ve O'nun yasak ettiklerinden sakınmakta İmâm-ı a'zamdan daha üstün kimse görmedim."

"Ey insan! Senin bütün sermâyen, dünyâdaki bir kaç günlük ömründür. Bu günler mutlaka gelip geçecek, hattâ bir çoğu geçti. O halde hiç olmazsa geride kalanlarının kıymetini bil."

Mahlûklara karşı çok şefkatliydi. Bir gün çarşıda kafeste ötüp duran bir kuş gördü. Satın alıp salıverdi. Bu kuş her gece evine gelir namaz kılarken onu seyrederdi. Ba'zan da omuzuna konardı. Vefât ettiğinde yine geldi. Bulamayınca kabrine gidip üstüne kendini attı ve orada öldü. O esnada bir ses işitildi ki, "Allahü teâlânın mahlûkuna olan aşırı merhametinden dolayı, Süfyân'a Allahü teâlâ çok merhamet etmiştir."

Birisi gelip dedi ki: "Peygamber efendimiz bir hadîs-i şerîfinde buyuruyor ki: "Çok et yenen bir hâne halkından Allahü teâlâ nefret eder." "Buradaki hâne halkından murâd nedir?" Süfyân-ı Sevrî (r.a.) "Gıybet edenlerdir. Çünkü gıybet edenler başkalarının etini yerler" buyurdu.

Vefâtından sonra kendisini rü'yâda görenler, sordular ki "Efendim, mezar daracık bir yerdir. Hem karanlık hem de yalnızlıktır. Buna sabretmeniz nasıl mümkün oluyor?" Cevâbında, "Benim mezarım Allahü teâlânın izni ile çok genişledi ve Cennet bahçelerinden bir bahçe oldu ki, o bahçede Cennet kuşları ötüşüyorlar" buyurdu.

Dostlarından biri kendisini rü'yâda görüp, "Allahü teâlâ sana nasıl muamele eyledi?" diye sordu. Cevâbında "Allahü teâlâ bana öyle ihsanda bulundu ki, iki adımda Cennete vardım" buyurdu. Diğer bir kimse, Hz. Süfyân'ı Cennette nurdan kanatlarla uçmakta olduğunu gördü. "Bu dereceye nasıl kavuştun?" diye sordu. "Dînin emirlerine uymakta çok hassas olmakla kavuştum" buyurdu.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt