Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Sükût (2 Kullanıcı)

_YUSUF_

Yönetici
Katılım
26 Haz 2008
Mesajlar
4,070
Tepki puanı
1,043
Puanları
113
Yaş
42
Müteşâbih ayetler hakkında süâl sormakdan sükût etmek, ya’nî süâl
sormamakdır. Bu vazîfe bütün avâm üzerine vâcibdir. Çünki süâl etmekle,gücünün yetmediği, aklının ermediği işe atılmış ve ehli olmadığı bir mevzu’a dalmış olur. Eğer avâm süâlini bir câhile sorarsa, onun vereceği cevâb, avâmın cehlini artırır. Belki de onu, farkına varmadan küfre götürür. Eğer avâm süâlini ârif bir kimseye sorarsa, ârif ona anlatmakdan âciz kalır. Nitekim bir baba, mektebe yeni başlayan çocuğuna, mektebe gitmenin fâidelerini anlatmakdan âciz kalır. Kuyumcu da san’atının inceliklerini mesleğinde mâhir olan bir marangoza anlatmakdan âcizdir.
Marangoz, kuyumculuğun inceliklerini anlamakdan âcizdir. Çünki o, ömrünü marangozluğu öğrenmekle ve yapmakla geçirdiği için, marangozluğun inceliklerini bilir. Bunun gibi kuyumcu da ömrünü, kuyumculuğu öğrenmekle ve yapmakla geçirmişdir. Önceleri o mesleği bilmiyordu. Dünyâ işleri ve ma’rifetullah kabîlinden olmayan şeylerle meşgûl olanlar umûr-u ilâhiyye ma’rifetlerinden âcizdirler. San’atdan yüz çevirenler de hiç bir san’atı yapamazlar. Süt çocuğunun et ve ekmek ile beslenmesinden âciz olması, fıtratındaki kusûrdandır. Ekmek ve etin olmamasından ve gıdâ olmakdan eksik oldukları için de değildir. Fekat [süt çocuğu gibi] bünyesi za’îf olanların tabî’ati et ve ekmek ile, kuvvetli gıdâlar ile beslenmeğe müsâid değildir. Onun için bir kimse, za’îf olan çocuğa et ve
ekmek yidirirse veyâ yemesine imkân sağlarsa, o çocuğu helâk etmiş olur.
Bunun gibi, avâmdan olan bir kimse, bu müteşâbihât ma’nâlarını sorarsa,onu zecr etmek, mâni’ olmak ve halîfe Ömerin “radıyallahü anh”müteşâbih âyetlerden soranlara yapdığı gibi, kamçı ile döğmek lâzımdır.
Nitekim Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” bir kaç kişinin kader
mes’elesine dalıp, tartışdıklarını gördü. Bu konuda kendisine bir süâl sorduklarında, (Siz bununla mı emr edildiniz. Sizden öncekiler çok süâl sormakla helâk oldular) buyurdular.
Bunun için derim ki: Vâ’ızların kürsîler üzerinde halkın muteşâbihâtdan olan süâllerine, te’vîle dalarak, açıklayarak cevâb vermeleri harâmdır. Onlara vâcib olan, selef-i sâlihînin zikr etdiği ve bizim bildirdiğimizin dışına çıkmamakdır. Bu da, tenzîhde mübâlağa etmek, teşbîhi nefy etmek,
Allahü teâlânın cismden ve cismin sıfatlarından münezzeh olduğunu
söylemekdir. Bu mevzû’da dilediği kadar mübâlağa edebilir. Hattâ “kalbinize gelen her şeyi, içinize gelen her düşünceyi, hâtırınıza gelen her tasavvuru Allahü teâlâ yaratmışdır. Bunların hepsinden ve benzerlerinden münezzehdir” demelidir. Haberlerde cisme ve cismin sıfatlarına âid hiçbir ma’nâ kasd edilmediğini, murâd olunan şeyin hakîkatini kavramak ehliyyetine sâhib olmadıklarını, bunlardan süâl etmeğe, irdeleme yapmağa yetkili olmadıklarını beyân etmesi, bu gibi fâidesiz şeylerle değil, takvâ ile meşgûl olmalarını tavsiye etmesi lâzımdır. Allahü teâlânın kendilerine bunu [müteşâbihâtı bilmeği] emr etmediğini, Onun emr etdiklerini yapıp,men’ etdiklerinden kaçınmaları îcâb etdiğini söylemelidir. İşte siz, bunlardan
men’ edildiniz. Bunlardan birşey süâl etmeyiniz. Bu konuda her ne
zemân bir şey işitirseniz sükût ediniz, mutlaka, bize ilmden az verildi. Müteşâbihât,bize verilen az ilm ile çözülecek mes’elelerden değildir demeleri gerekdiğini söylemesi lâzımdır.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt