Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

TeFeKKür !!! (1 Kullanıcı)

AcizBirKul.

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Ağu 2012
Mesajlar
635
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
Tefekkür etmek sünnettir kardeşlerim
Peki nedir Tefekkür ? Gelin beraber öğrenelim bilgilerimizi tazaleyelim İnşAllah ...
Ve bol bol Tefekkür Edelim ...


Tefekkür, dinimizde önemli bir ibadettir. Tefekkür, günahlarını, mahlukları ve kendini düşünmek Allahü teâlânın yarattığı şeylerden ibret almaktır. Kur’an-ı kerimde iyiler övülürken buyuruluyor ki:
(Onlar ayakta iken, otururken, yanları üstüne yatarken hep Allah’ı anarlar, göklerin ve yerin yaratılışını inceden inceye düşünürler. “Ey Rabbimiz, sen bunları boşuna yaratmadın. Sen [boş, manasız şeyler yaratmaktan] münezzehsin. Bizi Cehennem azabından koru” derler.) [A. İmran 191]


Hadis-i şeriflerde de buyuruldu ki:
(Allahü teâlânın azameti, Cennet ve Cehennem hakkında bir an tefekkür, bir geceyi ihya etmekten iyidir.) [Ebuşşeyh]

(Tefekkür, ibadetin yarısıdır.) [İ. Gazali]

(Tefekkür gibi kıymetli ibadet yoktur.) [İbni Hibban]

(Biraz tefekkür, bir sene [nafile] ibadetten kıymetlidir.) [K. Saadet]

(“Göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardından gelişinde [uzayıp kısalmasında] akıl sahipleri için elbette ibret verici deliller var” [A. İmran 190.] âyeti varken nasıl ağlamayım? Bu âyeti okuyup da tefekkür etmeyene yazıklar olsun!) [İ. Hibban]

(Allahü teâlânın yarattıkları üzerinde düşünün, zatı hakkında düşünmeyin!) [Beyheki]

(Sükûtu tefekkür, bakışı ibret olup çok istiğfar eden kurtuldu.) [Deylemi]

Âlimler buyuruyor ki:
Tefekkür, insanı bilgili eder. Bilgili olan da amel eder. (Vehb bin Münebbih)

Tefekkür, iyilik ve kötülüğünü gösteren bir aynadır. (Fudayl bin Iyad)

Allahü teâlânın azametini düşünen insan, Ona isyan edemez. (Bişr-i Hafi)

Tefekkür zekâyı açar. (İmam-ı Şafii)

Dünyayı düşünmek, ahirete perdedir. Ahireti düşünmek, gafletten kurtarıp hikmet konuşturur. (Ebu Süleyman Darani)

Her fırsatta Allahü teâlânın yarattıklarını tefekkür etmelidir. Mesela eline bakmalı. Parmakları olmasaydı, bir şeyi tutup alması ne kadar zor olurdu. Yahut parmakları hiç kıvrılmasaydı, eller hiç olmasaydı, gözümüz olmasaydı, gözümüz başka yerde olsaydı, halimiz nasıl olurdu? Tırnağın devamlı büyüdüğü gibi, dişlerimiz de büyüseydi ne olurdu? Dişlerimiz kemikle beraber olsaydı, çürüyünce nasıl çekilecekti? Saç uzadığı halde, kaşın ve kirpiğin uzamadığını düşünmeli. İnsan kavak gibi büyüyüp gitseydi, ne olurdu? Bitkilerin, meyvelerin yaratılışını, yıldızların, gezegenlerin bir ahenk içinde oluşunu düşünmeli. Bunları ne kadar mükemmel yarattığı için Allahü teâlâya hamd etmeli! Böylece insanın imanı da kuvvetlenir. Fakat devamlı bunlarla uğraşıp da kendine gereken fıkıh bilgisini ihmal etmek ise çok tehlikelidir.

Tefekkür, dört türlü olur:
1- Allahü teâlânın mahlûklarındaki güzellik ve faydaları düşünmek, Ona inanıp Onu sevmeye sebep olur.

2- Onun vaat ettiği sevapları düşünmek, ibadet yapmaya sebep olur.

3- Onun bildirdiği azapları düşünmek, Ondan korkmaya, kötülük etmemeye, günahtan kaçmaya sebep olur.

4- Onun nimetlerine, ihsanlarına karşılık, nefsine uyarak günah işlediğini, gaflet içinde yaşadığını düşünmek, Allah’tan utanmaya sebep olur. Allahü teâlâ, yerlerde ve göklerde bulunan mahlûkları düşünerek ibret alanları s
ever.

Hazret-i Musa’nın ümmetinden biri, 30 sene ibadet eder, bir bulut kendisini gölgeler. Bir gün bulut gelmez, güneşte kalır. Annesi, (Bir günah işlemişsindir) der. Çocuk, (Hayır, günah işlemedim) der. Annesi, (Göklere, çiçeklere bakıp da Yaratanın azametini düşünmediysen, bundan büyük hata olur mu?) der.
 

AcizBirKul.

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Ağu 2012
Mesajlar
635
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
Dikkat Edelimmm !!!


Yüce Allah’ın zatı hariç, her şey düşünülebilir. Yüce Allah’ın zatı hiçbir şeye benzemediği için onu düşünmek mümkün değildir. Rasuiullah s.a.v. Efendimiz, bu konuda şu ölçüyü önümüze koymuştur:

“Allah Tealâ’nın zatını tefekkür etmeyin/düşünmeyin. O’nun nimetlerini ve yarattığı varlıkları düşünün. Çünkü siz Allah’ın zatını düşünmeye güç yetiremezsiniz.”
(Ebu’ş-Şeyh, Kitabu’l-Azame; Ebu Nuaym, Hilye; Tabaranî, el-Evsat; Beyhakî, Şuabu’l-İman; Elbanî, Sahiha.)
 

AcizBirKul.

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Ağu 2012
Mesajlar
635
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
Bugün eve gelirken dışarda gördüğüm manzara karşısında büyülendim
Güneş batmak üzere bulutlar sapsarı örtüsünü giyinmiş gökyüzü kızıllaşmış...
Bu muhteşem görüntüden gözlerimi alamadım ve bu mükemmeliği yaratan yaratıcıyı düşündüm
Hamd ve Senalar ona olsun
Allah-U Ekber !
 

AcizBirKul.

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Ağu 2012
Mesajlar
635
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
Hz. Aişe’yi (r.a) ziyarete gelen bir zat; “Hz. Muhammed’de (s.a.v) gördüğünüz etkileyici bir şeyi bize anlatır mısınız?” deyince, Hz. Aişe (r.a) şöyle buyurmuş: “Resulullah (s.a.v) bir gece kalktı, abdest alıp namaz kıldı ve sonra da ağladı. Gözlerinden akan yaşlar sakalını ve secde yerlerini ıslattı. Sabah ezanı için gelen Hz. Bilal(r.a): “Ya Resûlallah! Sizin geçmiş ve gelecek bütün günahlarınız affedildiği halde, sizi böyle ağlatan nedir?” deyince,

Hz. Peygamber (s.a.v) şöyle buyurdular: “Bu gece Allah şu ayet-i kerimeyi indirdi”:

“Göklerin ve yerin yaratılışında, gecenin ve gündüzün gidip gelişinde elbette aklıselim sahipleri için ibret verici deliller vardır.”1


Bu ayeti okuyan Allah Resûlü (s.a.v) daha sonra şöyle buyurdular: “Bu ayeti okuduğu halde üzerinde tefekkürde bulunmayan ve düşünmeyen kişilere yazıklar olsun.” Bundan da açıkça anlaşıldığı gibi, insanın en mühim ve asli vazifesi tefekkürdür. Kuran’ı Kerim’de tefekkürle ilgili beş yüze yakın ayet vardır. Ayrıca birçok ayette, “akıl erdiren”, “düşünen” “bilen insanlar için ibretler vardır” denmekte ve tefekkür anlamını ifade eden pek çok kelime kullanılmaktadır. Bu ayetler, insanın kendi varlığında ve haricî alemde tecelli eden sıfat ve esma-i ilâhiyeyi tefekkür etmesini ve Allah’ın nimetlerini hatırlamakla fikrini Hakk’a tevcih etmesini emreder. Peygamber Efendimiz (s.a.v), ‘Bir saat tefekkür bazen bir sene, bazen altı sene, bazen de yetmiş beş sene nafile ibadetten hayırlıdır.” buyurarak tefekkürün ehemmiyetini ortaya koymuş ve bu konuda her insanın istidat ve kabiliyetinin farklı olduğunu vurgulamışlardır.
 

AcizBirKul.

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Ağu 2012
Mesajlar
635
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
Sükût ve tefekkür, birbirini takviye eden ve tamamlayan iki mühim haslettir. Kıymetleri çok yüksek olduğu için elde edilmeleri de o nisbette zordur.

Nitekim Lokman Hakîm:

“Sabır ve sükût, ne kadar büyük fazîlet ise, onlardan faydalanan da o kadar azdır.” buyurmuştur.


Sükût, âlimlerin süsü, câhillerin örtüsüdür. Sükûtun engin ve sâkin limanına sığınan insanlar, pek çok tehlikeden emîn olurlar. Bilhassa haset ehlinin zehirli ve yakıcı oklarına mâruz kalmaktan kurtulurlar. Âyet-i kerîmede şöyle buyrulur:

“Rahmân’ın (has) kulları onlardır ki, yeryüzünde tevâzu ile yürürler ve câhiller onlara lâf attığında (incitmeksizin) «Selâm!» derler (geçerler.)” (el-Furkân, 63)


Allah Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, şöyle buyurmuşlardır:

“İhtiyaçlarınızı elde etmede gizlilikten istifâde edin. Çünkü her nîmet sâhibine hased edilir.” (Süyûtî, el-Câmiu’s-Sağîr, I, 34)

Yâni insan çok konuşmaktan ziyâde iş yapmalıdır. Yoksa konuşan insanın işine mânî olacak pek çok hasetçi çıkar.

Sükût ve tefekkür, sâhibine vakar ve heybet bahşeder. Yine sükût ve tefekkür ile, hikmet kapıları açılır, kâinat kitabının sırlı sayfaları aralanır, Kur’ân-ı Kerîm’in engin mânâları fetholur ve hayâtın gâyesi daha derin bir nüfûz ile anlaşılmaya başlanır. Sükût ve tefekkür, rûha takılan iki kanattır ki, onlarla mârifet semâlarına urûc edilir. Bu hâli Ziyâ Paşa ne güzel terennüm eder:

Bin ders-i maârif okunur her varakında,

Yâ Rab ne güzel mekteb olur mekteb-i âlem.

Yâni, “Bu kâinât kitabının her bir yaprağında mârifet ilminin binlerce dersi okunur. Yâ Rabbî! Şu kâinât mektebi, tefekkür deryasına dalarak ibretler almak için ne güzel bir mekteptir.”

Peygamber Efendimiz:

“Rabbim bana sükûtumun tefekkür olmasını emretti, (ben de size tavsiye ederim.)”[246] buyurmuştur.

İbn-i Mes’ûd -radıyallâhu anh-, Kur’ân ehlini târif ederken şöyle der:

“…Kur’ân’ı ezberlemiş olan kimse, halk birbiriyle konuşurken sükûtuyla tanınmalıdır. Kur’ân’ı ezberlemiş birisinin gözü yaşlı olması, mahzun durması, vakarlı ve bilgili olması, tefekkür ve sükût hâlinde bulunması îcâb eder…” (Ebû Nuaym, Hilye, I, 130)

Sükûtun lâhûtî havasını ihlâl ederek kalbi kuru gürültüye boğmak, şahsiyeti zaafa uğratır ve Hak yolcusunu hedefinden uzaklaştırır. Peygamber Efendimiz, hadîs-i şerîflerinde şöyle buyurmuşlardır:

“Allâh’a ve âhiret gününe îmân eden kişi, ya hayır söylesin ya da sussun!” (Buhârî, Edeb 31, 85, Rikâk 23; Müslim, Îmân 74, Lukata 14)
 

AcizBirKul.

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Ağu 2012
Mesajlar
635
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
Cenâb-ı Hak şöyle buyurur:

“Onlar, Allâh’ın gökleri, yeri ve bu ikisi arasında bulunan her şeyi, ancak hak ile ve belirlenmiş bir süre için yarattığını, hiç kendi kendilerine tefekkür etmediler mi?..” (er-Rûm, 8)

“Şüphesiz göklerde ve yerde mü’minler için birçok âyetler vardır. Sizin yaratılışınızda ve Allâh’ın muhtelif canlıları yeryüzüne yaymasında, kesin olarak inanan kimseler için ibretler vardır. Gecenin ve gündüzün değişmesinde, Allâh’ın gökten indirmiş olduğu rızıkta (yağmurda) ve ölümünden sonra yeri onunla diriltmesinde, rüzgârları değişik yönlerden estirmesinde, aklını kullanan toplum için dersler vardır.” (el-Câsiye, 3-5)

“Biz ilk yaratmada âcizlik mi gösterdik? Hayır, doğrusu, onlar yeniden yaratılış (ölümden sonra dirilme) husûsunda şüphe içindedirler. Andolsun insanı Biz yarattık ve nefsinin kendisine fısıldadıklarını biliriz. Ve Biz, ona şah damarından daha yakınız.” (Kaf, 15-16)
 

melissa26

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
29 Ara 2011
Mesajlar
1,857
Tepki puanı
18
Puanları
36
Yaş
51
Allah razı olsun, değerli ve önemli bir konu
Tefekkür etmeyenin hali , sevdiğini hayal edip de , gerçegini görmeye gitmeyen gibidir..
Yani hayal üzere yaşar, tefekkür eden, hakikata , ulaşır, ulaştın mı?
Ne gezer? O bir okyanus ben bir damla... daha anlamadım ama harika!
Sonsuza uzanan sevdaya doyulur mu ya???
 

AcizBirKul.

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Ağu 2012
Mesajlar
635
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
Allah razı olsun, değerli ve önemli bir konu
Tefekkür etmeyenin hali , sevdiğini hayal edip de , gerçegini görmeye gitmeyen gibidir..
Yani hayal üzere yaşar, tefekkür eden, hakikata , ulaşır, ulaştın mı?
Ne gezer? O bir okyanus ben bir damla... daha anlamadım ama harika!
Sonsuza uzanan sevdaya doyulur mu ya???

Allah okuyan gözlerinizden razı olsun İnşAllah :)
Düşündükçe mahzunlaşıyor insan tamda Rabbimin istediği gibi
Boynu bükülüyor kalbi huzur doluyor
Okyanusu dolduran bir damlada olsak ne mutlu bizlere kardeşim
Elhamdülillah ...
 

AcizBirKul.

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
3 Ağu 2012
Mesajlar
635
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
Lokman Hekim:

Tefekkür Cennete ulaştırır
Lokman Hekim, tek başına ve uzun uzun düşünürdü. Dostları kendisine uğrar ve "Yalnız niye oturuyorsun, toplum arasına karışıp onlarla kaynaşsan daha iyi olmaz mı?" deyince, Lokman; "Yalnızlık, tefekkür için daha uygundur. Tefekkür insanı Cennet yoluna ulaştırır." cevabını verirdi.
Geceleri yattığımda; Kur'an'ı düşünürüm

Gül Berra kardeşimden alıntı​
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt