Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Uhud Mağarası'nı Betonla Kapatan Vehhabiliğin TARİH YAĞMASI (1 Kullanıcı)

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com

vehhabyamasi.jpg


.



İsa Çobanoğlu
.
Uhud mağarasını beton dökerek kapatan Suudi yönetimi, ziyarete gelenlerin kayarak düşmesi sonucu büyük yaralanmaların yaşandığı ve buranın kutsallaştırılarak şirke yol açtığı gibi gerekçelerle mağarayı kapattığını belirtiyor.
.
Yeni Akit'in, uhud mağarasına beton dökülerek kapatıldığı haberi şöyle:
.
" Mağara önceki gün üzerine beton dökülerek, kapatıldı. Mağaranın kapatılması iki farklı gerekçeye dayandırılıyor. Bölge halkından alınan bilgiye göre; mağaranın etrafındaki taşların çok kaygan olması ve bundan dolayı ziyarete gelenlerin bu taşlardan kayarak kendisine zarar vermesi bu kararın alınmasında etkili oldu. İnsanların mağarayı kutsaması sebebiyle bu ziyaretler sırasında şirke dönüşülmesinin önüne geçmek de bir başka sebep olarak konuşuluyor."
.
Medeniyet'in kurucusu Peygamberlerin ve Sahabinin uyguladığı herhangi bir işin manası kavranmadan, Tarihin, Kültürün ve İslami değerlerin manasının kıymet ifadesi elbette anlaşılamaz.
.
Yusuf aleyhisselam'ın, Yakub aleyhisselam'a gözlerine sürülmesi için gömleğini göndermesi ve gözlerinin açılması..
.
Allah Resulü'nün terini, bereket ve kokusu için toplayan Ümmü Süleym validemize; "isabet ettin" buyurmasını..
.
Resulülllah aleyhisselam'a eli değdi diye, Enes radıyallahu anh'ın elini öpen Hazret-i Sabit'in ruh derinliğinde ne ifade ettiğini... Hazret-i Ali radıyallahu anh'ın, hazret-i Abbas'ın ellerini ve ayaklarını öpmesinin mana derinliğini kavramak elbette Mutlak Fikir'le anlaşılabilir..Allah Resulü'nün etrafında halkalanan sahabi'nin manası ise bu ruh derinliğinde aranmalı.
.
Bu derinliği yakalamak bir kenara, dış yüzü değiştirmek için oluşturulan gayretler yüzyıllardır Ehl-i Sünnet'e darbe vurmak adına Vehhabilik adıyla faaliyet göstermektedir.
.
İslam Toplumu'nun tarih, kültür ve ruhunu beslediği mekanlarından birisi olan UHUD MAĞARASI'nı, ancak 'Moğol'ları aratmayan Vehhabilik anlayışı beton doldurarak kapatabilirdi.
.
Eğer mesele, insanların ziyaret amaçlı mağaraya çıkarken sakatlanması ise, "yıllardır ziyaret edilen mekana çıkışı kolaylaştıracak bir merdiven dahi yapılmaması" Suudi yönetiminin bir ayıbıdır. Tarih şuuruna vakıf her insan da bu ayıbı net bir şekilde görür.
.
İbadet bakımından ziyareti zorunlu olmayan, lakin beden tefekkürü ve ruh bütünlüğü açısında ziyareti gerekli olan UHUD MAĞARASI, yüzyıllardır ahiret hayatının provasını yaşayan umreci ve hacılar'ın ziyaret yerlerinden biri.
.
Allah Resulü'nün Uhud Savaşı'nda içerisine girmiş olmasından dolayı Uhud Mağarası'nın içi ve etrafı tarif edilemeyen güzellikte misk kokusuyla kaplı.. İnsan, oksijen almak için her nefes aldığında gayri ihtiyari, ruh ve beden muvazenesini gerçekleştirmek üzere mana helezonuna kendini teslim ederek derin tefekküre geçiyor.
.
Uhud mağarası gibi "TARİH KOKAN" bir mekanı beton doldurarak kapatmak, İslam'ın ruh ve mana yönünün tarihle olan bağını kurutmaya yönelik olarak, kaba softa ve ham yobazın yapacağı bir iştir.. Bu uygulama, Ehl-i sünnet toplumunun içine yerleştirilmek istenen vehhabilik fitnesinden başka bir elle de yapılamazdı.
.
2 ay önce ise mescid-i haram da okunan hutbede ; "Osmanlı'dan kalan varaklar kaldırılacak" diyen Vehhabi Suud yönetimi, Osmanlı'nın şahsında Ehl-i Sünnet'e olan tavrını da dile getirmiş oluyordu. 1800'den bu yana Osmanlı'nın gölgesinden kurtulmak için çaba gösteren vehhabi anlayışı, Müslümanların inanç değerlerine saldırmaktan tarih boyunca geri durmuyor.
.
1806 yılında Arabistan'ı karıştıran Vehhabiler, Mekke ve Medine çevresindeki halkın hepsini kendi mezheplerine çevirmek için her türlü telkinlerde bulunuyorlardı. Telkin yetmediği yerde zorbalığa başvuruyorlar, peygamber soyu olan seyyid ve şerifleri bile ayırmadan zulmediyorlardı. Devlet, müslümanların Kabe'yi rahatça ziyaret edebilmeleri için Şam Valisi Azimzade Abdullah Paşa'ya seraskerlik ünvanı vererek hazırlık yapması için yazışmalarda bulunuyordu.
.
Osmanlı Devleti için en önemli meselelerden biri, Mekke ile Medine'nin yabancı saldırılarından korunması idi. Halbuki Rusya seferi ile uğraşmaktan, Şam ve Mısır valilerine "hicaz'ı koruyun" tezkeresi yazmaktan başka bir şey yapamıyordu.
.
Vehhabilerin reisi Abdülaziz oğlu Suud, Medineyi ele geçirmiş, ne kadar mukaddes yer, türbe varsa yıkmıştı. Yalnız, halkın yalvarışları üzerine Mescid-i Nebevi'yi bırakmıştı. Bu da yetmeyerek, Peygamberimizin türbesinde Müslümanlar için ne kadar değerli eşya varsa hepsini alıp götürmüştü. Hutbelerden padişah'ın adını kaldırmış ve Vehhabi olmayanları dinsiz saydığı için Kabe'yi ziyaret etmelerini yasaklamıştı. Padişah'ın da Vehhabilik mezhebine girmesi için mektup göndermişti.
.
Mekke ve Medine halkı ise mektup yazarak veya bizzat İstanbul'a gelerek vehhabilerin zulümlerinden dert yanıyordu. Hatta valide Sultan'ın kahyası Yusuf Ağa, İstanbul'a gelerek şikayette bulunanları dinledikten sonra kapıdan geri göndermekle büyük hata yaptığını hacca gittiğinde anlar ve işin ciddiyetini kan ağlayarak, o feryatlara hak verir ama artık yapılacak bir şey yoktur.
.
Vehhabilerin meydan okumasıyla kapanan hac yolu, Rumeli, Mısır, hülasa vatan ve memleket kaybından daha çok üzmüştür ahaliyi.
.
1819 senesinde İbrahim Paşa, abdullah bin Suud, dört oğlu ve Vehhabi mezhebinin kurucusu olan abdülvehhab'ın oğlu ve yakınlarını tamamen ele geçirmiştir. Abdullah bin Suud ve arkadaşlarını Mısır'dan İstanbul'a gönderir. Mekke ve Medine'den çalmış oldukları eşyayı tesbit etmek üzere Bostancıbaşı hapishanesinde üç gün sorgularlar. Ve neticede Yalı köşküne gönderilerek idam edilirler.
.
Velhasıl 1806'da hemen müdahale edilerek korunabilecek olan İslam Anlayışı'nın tarih, kültür ve mana yüklü mekanları, 1819'da yıpranmış olarak kurtarılabilmişti..
.
Bu vesikayla Vehhabiliğin tarih sahnesindeki yerini gördükten sonra, Moğolları aratmayan tavırlarının ne manaya geldiği daha iyi anlaşılabilir...
 

yakais

Yasaklı Kullanıcı
Katılım
25 Şub 2012
Mesajlar
3,363
Tepki puanı
5
Puanları
0
Yaş
66
Efendimiz ,habibimiz.sevgilimiz Muhammed Mustafa A.S. Efendimiz ile ilgili her yer Allah C.C. 'nun Cennet bahçesinden bir armağandır...Kıymetini bilene...
Tefekkür noktanızın başlangıcı o olsun inşallah aciz Allah yolunun Hiç'lik makamı insanı ...
Bilseniz kıymetini hiç o kapıdan ayrılır mısınız ...
Bilmiyorlar kıymetini...
Ahhhh o kapı Türkiye'mizde olsa idi...
Onun yoluna canımız feda kaldı ki kapısına...?
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt