Alaaddin Alî Fenârî hazretlerinin rahmetullahi aleyh
talebesinden biri, yatsı namazını kılmadan
yatmayı âdet edinmişti.
“Sonra kalkıp kılarım” diyor, fakat kalkamayıp,
kazâya kalıyordu namazları.
Bir gün, bu zat, bu genci görüp;
Evlâdım, yatsıyı kılmadan yatma!
Namazı kazâya bırakmak,
çok büyük günahtır, buyurdu.
Delikanlı; Peki hocam. Bir daha
kılmadan yatmayacağım, dedi.
Ama o gece yine kılmadan yattı.
Ancak (korku ile) uyandı birazdan.
Zîra (Hocasını görmüştü) rüyâsında.
Mübarek zat; Hani söz vermiştin! Ne oldu?
diyerek, ikaz etti kendisini. Lâkin tekrar uyuyakaldı.
Az sonra korkuyla uyandı yine. Büyük Velî kızgındı bu sefer.
Haydi kalk! Kıl namazını! buyurdu.
Genç uyandı. Kalkmak isterken yine uyuyakaldı.
Üçüncüde daha sert bir îkaz aldı.
Haydi kalk! Yatsıyı kıl da yat! Namazı kazâya
bırakmak, çok büyük günahtır!
Fırladı yataktan. Kıldı namazını.
Ertesi gün, gitti mübarek hocasının huzuruna.
Büyük Velî onu görünce sordu:
Niçin sözünde durmazsın evladım?
Genç, büktü boynunu.
Bir daha olmayacak hocam. O günden sonra yatmadı
yatsıyı kılmadan.
Ve şu nasîhatı unutmadı hayatı boyunca:
Namazı kazâya bırakmak, çok büyük günahtır!
Gönlüne kazınmıştı sanki. Silinmedi bir daha.
www.gonulsultanlari.com
www.huzurpinari.com
www.dinimizislam.com
talebesinden biri, yatsı namazını kılmadan
yatmayı âdet edinmişti.
“Sonra kalkıp kılarım” diyor, fakat kalkamayıp,
kazâya kalıyordu namazları.
Bir gün, bu zat, bu genci görüp;
Evlâdım, yatsıyı kılmadan yatma!
Namazı kazâya bırakmak,
çok büyük günahtır, buyurdu.
Delikanlı; Peki hocam. Bir daha
kılmadan yatmayacağım, dedi.
Ama o gece yine kılmadan yattı.
Ancak (korku ile) uyandı birazdan.
Zîra (Hocasını görmüştü) rüyâsında.
Mübarek zat; Hani söz vermiştin! Ne oldu?
diyerek, ikaz etti kendisini. Lâkin tekrar uyuyakaldı.
Az sonra korkuyla uyandı yine. Büyük Velî kızgındı bu sefer.
Haydi kalk! Kıl namazını! buyurdu.
Genç uyandı. Kalkmak isterken yine uyuyakaldı.
Üçüncüde daha sert bir îkaz aldı.
Haydi kalk! Yatsıyı kıl da yat! Namazı kazâya
bırakmak, çok büyük günahtır!
Fırladı yataktan. Kıldı namazını.
Ertesi gün, gitti mübarek hocasının huzuruna.
Büyük Velî onu görünce sordu:
Niçin sözünde durmazsın evladım?
Genç, büktü boynunu.
Bir daha olmayacak hocam. O günden sonra yatmadı
yatsıyı kılmadan.
Ve şu nasîhatı unutmadı hayatı boyunca:
Namazı kazâya bırakmak, çok büyük günahtır!
Gönlüne kazınmıştı sanki. Silinmedi bir daha.
www.gonulsultanlari.com
www.huzurpinari.com
www.dinimizislam.com