Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Yeniden Osmanlı (1 Kullanıcı)

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
526143_425491267463842_295889224_n.jpg
İbrahim Ağkavak



Söze başlarken siz okuyucularımdan ricam bir an kendinizi doğanın içinde hissetmeniz fakat doğanın tüm gerçekliğini hissederek mesela doğada sadece kelebeklerin ve kuşların olmadığını ve doğal hayatın içerisinde akıp giden rutin olaylarıda düşünmenizi istiyorum. Örneğin bir Aslanın ceylan yavrusuna saldırışını ve bu tehlikeden korunmak için ceylanların ne tür önlemler aldığını gözünüzün önüne getirin.

Doğal hayatta yaşamını sadece avladığı hayvanlarla sürdüren bir aslan gerçeği varken ceylanların bu gerçeği sümen altı edip yok saymasını beklermisiniz?,yok saymış olmaları aslanın onlara saldırmasını engellermi?tabiki hayır, ceylan istese de istemese de aslan daima saldıralarını sürdürecektir bu doğanın yatsınamaz gerçeğidir…

Doğada düşünce yetenekleri olmadan sadece gerektiği için gereken şekilde bir savunma politikası oluşturan ceylan gerçeği karşımızdayken biz insanların çevremizdeki gelişmelerden uzak durursak etkilenmeyiz mantığı çürümüş olmuyor mu?Yanı başınızda ceryan eden hadiselere bana ne canım ne olursa olsun biz karışmayalım anlayışı,gerçekleşen hadiseden sizin zarar görmenizi engelellermi?
İnsanlık tarihi içerisinde hiçbir zaman diliminde yeryüzüne barış hakim olmamıştır,yani yaşadığımız dünya hiçbir zaman harikalar diyarı olmamış,tarih daima mücadeleler ve güç gösterilerine tanık olmuştur.Toplumlar ise tarih boyunca bu mücadeleler içerisinde kendilerine taraf belirlemiş ve kendi çıkarları doğrultusunda pozisyon almıştır.

Günümüz dünyasında ise özellikle son yıllarda uzun süredir geri plana atılan sorunlar gün yüzüne çıkmış ve toplumların üstünlük mücadelesi artık belli bir alana sıkışmıştır bu alan bizim ülkemizin de içerisinde bulunduğu Ortadoğu ile Asya,Afrika ve Balkanları kapsamakta evet artık geleceğin dünyasının süper güçleri bu coğrafyalardaki mücadeleden galip çıkan milletler olacaktır.

Yaşadığımız coğrafyanın gidişatı böyle iken ve mücadele kaçınılmaz iken çevre ülkelerde gerçekleşen hadiselere bizim taraf olmamızın yanlış olduğunu,bizim hiçbir şey yokmuş gibi kendi dar dünyamızda pollyannacılık oynamamız gerektiğini anlatanlar ve savunanlar var.Merak ediyorum bu tezi savunanların psikolojik yapısını koskoca bir medeniyet mirası üstüne kurulmuş Türkiye Devletinin ev kızı rolünde kafasını pencereden dışarı çıkarmamasını nasıl isterler.Her pencereden dışarı baktığımızda bir korku rüzgarı estirip bakın Kürdistan kurulacak,bakın bölüneceğiz yaygarasıyla ne amaçladıklarını merak ediyorum.

Tunus’ta Bin Ali rejimini deviren halk ayaklanmasıyla başlayan Arap baharının sirayet ettiği ülkeler hakkında sosyolojik,politik ve toplumsal hiçbir bilgiye sahip olmadan bu halk ayaklanmalarının arkasında Amerika’nın olduğunu ve bu ayaklanmaların dönüp dolaşıp Türkiye’nin başına bela olacağını düşünmek ve bu gerçekleşen halk ayaklanmalarına Türkiye’nin tarafsız kalmasını istemek ya psikolojik yönden bir korku hastalığıdır yada geçmişine,tarihine yapılmış büyük bir ihanettir.


Ortadoğu’ya bakarken yüreğinde ve zihninde Antartikaya bakmak kadar abes duygular oluşan sözde Uluslar Arası İlişkiler uzmanları şu gerçeği kaçırmaktalar oradaki halk kitleleri henüz seksen yıl önce bizim kurduğumuz devletin oluşturduğu medeniyet içerisinde yaşayan vatandaşlarımızdı ve yüzyılların oluşturduğu kan bağından daha öte bu kardeşliğin bize zarar değil her konjektürde fayda sağlayacağını yok saymaktalar.


Tarih akış seyrini sürdürürken Türkiye’nin önüne müthiş bir fırsat getirmiştir teker teker halkların direnmesiyle devrilen Arap dikdatörlerin yerini alan halk liderleri onlarca yıldır başlarına gelen talihsizliklerin sebebini anlamış ve yeniden bir Osmanlı medeniyeti için adım atmayı düşünmekte ve bu adıma öncülüğü de Türkiye’nin yapmasını beklemekteler.


Tunus,Mısır,Libya halkları bu değişimi başarıyla tamamlamış ve sıra Suriye’ye gelmiştir.Suriye ‘de ise tam anlamıyla biri Alan koruma mücadelesi verilmektedir.Çin,Rusya,İran ve Lübnan Ortadoğu’da ve Asyada prestijlerini sürdürebilmek için Suriye’de Esad rejimini desteklemekte buna karşın son yıllarda süper güç olma özelliğini yitirmiş ABD nin Türkiye’ye bağımlı kalarak bu coğrafyadaki varlığını sürdürme cabasının sonucu Suriyede ‘ki muhalefete destek vermekte.
Ülkemizde son günlerde yine aynı korkak politikaların savunucuları tarafından koparılan fırtına ise şu Suriye’de bir Kürt devleti kurulacak bakın oyunu görebiliyormusunuz? Esad rejiminin artık düşeceği kesinleşmişken ve Türkiye’nin yavaş yavaş Ortadoğuyu hakimiyeti altına aldığı yatsınamaz bir gerçekken yine karşımıza Kürt korkusu çıkarılmakta ve artık ilkokul çocuklarının dahi inanmadığı sözde Kürdistan devleti kurulucak iddiası önümüze getirlmekte.


Kimse kusura bakmasın Türk Devleti resmiyette Üniter bir devlet olarak gözükebilir ama günlük hayatta Türk devleti üniter bir yapıya hiçbir zaman sahip olmamıştır.Osmanlının mirası üzerine kurulan ve bünyesinde Kürt,Arap,Acem,Çerkez,Boşnak vb.bir çok Osmanlı halkını bulunduran Türk devleti elbette Ortadoğu politikası oluşturacak ve elbette bazı hamleler yapacaktır bilakis yapmaması garipsenecek bir durumdur.


Yeniden Osmanlı Medeniyeti inşasını hayal etmemizi dahi yadırgayan korkak ev kızı tipli sözde üniter ve Ulus devlet savunucuları şunu unutmamalı ki Türk evladı kaybettiği toprakları ve kaybettiği medeniyeti yeniden kazanmak için elinden gelen bütün hamleleri yapacaktır.Kürt,Türk,Arap hep beraber bizim olan coğrafyada at koşturup her gerçekleşen hadisenin tam ortasında pozisyon alacağız.

Dış politikada Cumhuriyet döneminin beceriksiz monşer tipli bürokratlarını özleyenler özlemeye devam etmeliler artık bu milletin bünyesinden çıkan bürokratlar Paris’te aşk tazelemek yerine Orhun abidelerine yol yapmayı,Osmanlı mirasını korumaya almayı ve Urumçi’nin merkezine Türk Urumçi'de Türk Sanayi Bölgesi Kurulmasıkurup Abdulamidi bekleyenlerebir nebze umut olmayı düşlüyorlar.
Milli meselelere partisel ve siyasal gözlükle bakanlar şunu bilmelilerki tarih daima bu bakış açısına sahip olanları yanıltmıştır….

 

ibra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
25 Eyl 2009
Mesajlar
6,106
Tepki puanı
12
Puanları
38
Yaş
30
Konum
Konya
Dış politika hep eleştiriliyor malüm zihniyetler tarafından, onların ya niyeti bozuk yada sadece bugünü düşünüyorlar ...
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt