Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Esma-ül Hüsna Ramazan Boyu (1 Kullanıcı)

hafize

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
14,020
Tepki puanı
23
Puanları
36
Yaş
69
Konum
BURSA
url



İlahi rahmetin bol bol serpildiği, lütuf ve ihsanın esirgenmediği mübarek aya veda etmiş bulunuyoruz.
Başından sonuna kadar, dünyada bizim için büyük bir nimet olan Ramazan-ı Şerif, ahiret gününde de bize şefaatçi olacaktır. Tuttuğumuz oruçların bizlere kıyamet gününde şefaatçi olmasını Rabbimizden niyaz ederim.
Üzerinde ehemmiyetle ve samimiyetle durulması gereken bir mesele var:Ramazan-ı Şerifte kazandığımız istikameti, davranış selametini, eriştiğimiz ileri dini hayatı, bundan sonrada devam ettirmemiz lazımdır.
Şu halde Ramazana veda ederken camilere, ibadete ve Allah’ın kapısına da veda etmek çok yanlış bir davranış olur.
Bu mübarek aydan aldığımız feyiz ve hızla, maddeden her gün hayat takvimimizden bir yaprak koparır, fani âlemden uzaklaşırken, manen de yükselerek Allah’a biraz daha yaklaşmalı ve O’na varmaya O’nun huzuruna çıkmaya hazırlanmalıyız.
Eğer iki günümüz birbirine müsavi olursa, yani her yeni günde dini hayat bakımından biraz daha ilerlemiyorsak, biz aldanmaktayız demektir.
Allah Teâlâ’nın nimetleri sayılamayacak kadar çoktur. Biz bu nimetler içerisinde her gün, her dakika, her saniye yüzüp durmaktayız. Cenab-ı Hak bu nimetleri hiçbir zaman kesintiye uğratmıyor. Eğer gecelerimiz açılmayıp kıyamete kadar karanlıkta kalsak, bize güneşi getirebilecek Allah’tan başka kim vardır? İçinde dinlendiğimiz geceler ortadan kalksa ve hayat boyunca kızgın güneş altında kalsak, bize bir nebze gece istirahatı tattıracak bir kuvvet var mıdır? Toprağa ektiğimiz tohum tanesini bitiren, bizi ekmekten doyuran, gökten tatlı su indirip susuzluğumuzu gideren, temiz havadan doya doya nefes aldıran Allah (cc) değil midir?
Bunca nimetler Ramazan ayında da, diğer aylarda da devam ederken bizim naçiz bir teşekkür olarak yapacağımız ibadetleri sadece Ramazana hasretmemiz nankörlük olmaz mı?
Kaldı ki Allah kimsenin ibadetine muhtaç değildir. Nefsimizle ve diğer düşmanlarımızla mücadelelerimiz, yaptığımız ibadetler yalnız bizim içindir; kendi olgunluğumuz ve ebedi istikbal olan ahiret hayatı için olgunlaşmak için. Allah’a varan dosdoğru yol, yegane yol, “inanmak” ve “yapmak” yoludur. Gerisi şeytan aldatmaları, nefis hileleridir.
Peygamber efendimiz ölüm döşeğinde iken, dünyaya veda etmeden üç gün önce namaz kılmak için ayağa kalkmak ister, fakat ağır hastalığı sebebi ile bayılır düşer.
Ayılınca yıkanıp tekrar kalkmak isterse de tekrar bayılır. Bu hal 3 defa tekerrür eder. Nihayet “Ebu Bekir’e söyleyin benim yerime namazı kıldırsın”buyurur. Bütün âlemlerin yüzü suyu hürmetine yaratıldığı bilinen, gelmiş geçmiş bütün günahları affolunmuş bir peygamber ibadete bu kadar ehemmiyet verirse biz ne yapmalıyız, takdir edelim.
İbadetler insan ruhunu besler, kuvvetlendirir, parlatır, cilalar, yüceltir, Allah’a yaklaştırır. Bunun içindir ki Cenab-ı Allah “sana ölüm gelinceye kadar Rabbine ibadete devam et” buyurmuştur.
Peygamberimize “Ya Resulullah, hangi ibadetler Allah-ı Teala’ya daha sevimlidir” diye sorulduğunda Peygamberimiz: “Az da olsa devamlı yapılan ibadettir” buyurmuştur.
Onun için devamlı bir mutluluk için sürekli kulluk, devamlı ibadet gerekir.Allah mülkünde, Allah’ın emrinden dışarı çıkmak mümkün değildir.
Son olarak şunu da söyleyeyim ki; Hayatta her birimiz: yakınlarımızı, en samimi dostlarımızı, işlerimize vakıf olan arkadaşlarımızı bile aldatabilir, onlara iyi ve şirin görünebiliriz.
Fakat unutmayalım ki, hiç aldanmayan, her şeyden haberdar olan “gözlerin hain bakışını, gönüllerin ince sırlarını bilen” Ulu Allah’ı aldatmamız mümkün değildir.
Biz asıl, O’nun huzuruna çıkmaya, O’na hesap vermeğe mecburuz.
Üç aylarda ve Ramazanda yaptığımız ibadetlerin devamıyla.
Kur’an amirimiz, vicdan rehberimiz olsun.
Allah, yolundan ayırmasın, huzurunda utandırmasın.
 

KRMUS

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Nis 2013
Mesajlar
1,794
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
52
eş-Şekûr: Kendi rızası için yapılan işleri daha ziyadesiyle karşılayan, az bir ibadetin karşılığında büyük mükâfatlar veren, kullarının ecrini kat kat artıran, demektir.
 

KRMUS

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Nis 2013
Mesajlar
1,794
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
52
el-Aliyy: Pek yüce olan, beşerî tasavvurun tahayyül edeceği her şeyin ötesinde ve üstünde olan, kendinden daha üstün hiçbir şey olmayan, izzet ve şeref bakımından hükümranlığı ile en yüce olan demektir.
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt