Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Akla Kapı Aç..İradeyi Elden Alma! (1 Kullanıcı)

mavci

* ZİKİR * FİKİR * ŞÜKÜR *
Yönetici
Katılım
14 Eyl 2007
Mesajlar
32,300
Tepki puanı
7,630
Puanları
163
Yaş
53
Konum
Alanya
Aile içinde 'Akla kapı aç, iradeyi elden alma' anlayışı!

76ty_1238347745.jpg


Soru:
Aile içinde bazen ters düşmeler oluyor, zıt istikametlere yönelenlerimiz de bulunabiliyor, bütün çabamıza rağmen söz dinletemiyor, etkili olamıyoruz.
Ümidimiz kesiliyor, kendimiz tükeniyoruz.
Nasıl bir tavır takınabiliriz acaba diye şaşırıp kalıyoruz.

Cevap:
Bir maneviyat büyüğü diyor ki:
Zorlandığınız yerlerde çaresizliğe düşmeyin, ümitsizliğe kapılmayın, teslimiyet ve tevekkülünüzü yitirmeyin, sadece mükellefiyetinizi hatırlayın yeter.

Mükellefiyetimiz nedir acaba? İşte tek cümlelik mükellefiyet:

-Akla kapı aç, iradeyi elden alma!..
Evet, akla kapı aç, iradeyi elden alma!

Diyelim ki, beyinizi ya da hanımınızı, oğlunuzu, kızınızı, dost veya yakınınızı istediğiniz istikamet çizgisine getirmek için çırpınıyorsunuz.
Bunun için tepki gösteriyorsunuz uzaklaşıyorlar, daha da kötüye gidiyorlar. Susuyorsunuz, vicdanınız razı olmuyor, üzülüyorsunuz?
Öyle ise çare tükendi, imkan bitti mi?
Şaşırıp kalmalı mısınız?

Hayır, çare tükenmedi, imkan da bitmedi.
Şaşırmaya gerek yok..
Siz yine düşündüğünüz doğruları muhatabınızın vicdanına duyuracak, bildiğiniz gerçekleri dile getireceksiniz.
Ama nasıl anlatacak, nasıl ifade edeceksiniz bu doğruları ki, yara yapmadan tedavi etmiş, tahrip etmeden tamirde bulunmuş olasınız.

İşte burada Müceddid'üz-zaman'ı dinliyoruz.
Bize tek cümlelik mükellefiyetimizi böyle hatırlatıyor:

-Akla kapı aç, iradeyi elden alma!

Evet, muhatabın aklına, mantığına kapı aç, muhakemesine doğruları aktar, kanaatini açıkla.
Ama nasıl bir üslupla?
Burası çok mühim.
Sesini yükseltip de düşünmesini önleyecek öfkeye sebep olmadan, dayatma ve diretmeye gitmeden söyle bu doğruları..
Bundan sonra da, ben bana düşeni yapıyorum gerisi Rabb'imin takdirine kalmıştır, diyerek yükü üzerinden at, rahat et..
Evet rahat et..
Çünkü üzerine aldığın birini hidayete erdirme yükü sana ağır gelebilir, altında ezilebilir, ümitsizliğe düşebilirsin..

Şunu unutma ki, kimse kimseyi zorla istediği çizgiye getiremez, dilediği doğruyu benimsetemez.
Hidayet, "önce kulun kendi iradesini kullanmasına, sonra da Rabb'imizin o kulu bu iyiliğe layık görmesine bağlıdır!."

Orasını Rabb'imize bırakarak de ki:

-Rabb'im, ben aciz bir kulum, istikamet düzeltmek benim haddim değildir.
Benim görevim akla kapı açmak, iradeyi elden almamaktır.
Bundan sonrası Sana aittir!.

Tıpkı Allah'ın sevgili kulu Rabia'nın dediği gibi..

Gecenin karanlığında evine giren hırsız alıp götürecek bir şey bulamayıp da çıkıp gitmek üzere iken namazını tamamlayan Rabia, hırsıza gönülden bir şefkat ve ihlasla seslenir:

-Ey Allah'ın kulu der, kusura bakma, evimizde sana yarayacak bir şey yoktur. Ne olur kapının yanındaki ibrikten bir abdest al, iki rekat namaz kıl da, Rabia'nın evinden büsbütün eli boş çıkma!.

Rabia'nın akla kapı açıp iradeyi elden almayan bu gönülden gelen ihlaslı sözleri, etkisini gösterir, hırsız yanındaki ibrikten titreyen elle abdestini alıp namaza durur ve pırıl pırıl gözyaşları içinde secdeye iner.

İşte bu sırada ellerini açan Rabia:

-Rabb'im der, ben bana düşeni yaptım bundan sonrası Sana aittir!.

Evet, siz de size düşeni yapın, yani akla kapı açın, iradeyi elden almayan yumuşaklık ve ihlasta bildiklerinizi ifade ve izah edin, sonra da ellerinizi açıp iltica edin:

-Rabb'im, ben bir aciz kul olarak bana düşeni yapıyorum, bundan sonrası Sana aittir! Hidayet yalnız Sendendir!

Vakti zamanı gelince İlahi takdir yerini bulacak, layık olanlar nasiplerini alacak.. Yeter ki siz teslimiyet ve tevekkülünüzü yitirmeyin, sabır ve dua ile yardımdan geri kalmayın.
Sevdiklerinizin hidayetinin size ait olduğunu sanıp da hikmet sahibini unutmayın.

Alıntı: Ahmet ŞAHİN
 
Ş

şimalyıldızı

"Rabb'im, ben bir aciz kul olarak bana düşeni yapıyorum, bundan sonrası Sana aittir! Hidayet yalnız Sendendir!"

Rabbim razı olsun kardeşim,paylaşımın için...
 

mavci

* ZİKİR * FİKİR * ŞÜKÜR *
Yönetici
Katılım
14 Eyl 2007
Mesajlar
32,300
Tepki puanı
7,630
Puanları
163
Yaş
53
Konum
Alanya
Esselamûaleykum...

Esselamûaleykum...

"Rabb'im, ben bir aciz kul olarak bana düşeni yapıyorum, bundan sonrası Sana aittir! Hidayet yalnız Sendendir!"

Rabbim razı olsun kardeşim,paylaşımın için...

Rabbim cümlemizden razı olsun kardeşim...
Allaha emanet olun...
 

Su-Eda

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
15 Tem 2009
Mesajlar
5,725
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
39
Ve Aleyküm Selam

Ve Aleyküm Selam

Rabb'im, ben bir aciz kul olarak bana düşeni yapıyorum,
bundan sonrası Sana aittir! Hidayet yalnız Sendendir!


Vakti zamanı gelince İlahi takdir yerini bulacak, layık olanlar nasiplerini alacak.. Yeter ki siz teslimiyet ve tevekkülünüzü yitirmeyin, sabır ve dua ile yardımdan geri kalmayın.
Sevdiklerinizin hidayetinin size ait olduğunu sanıp da hikmet sahibini unutmayın
:a03:


Esselamu Aleyküm değerli abimiz..
Allah Celle Celalühu sizden razı ve hoşnut olsun..
Çok kıymetli ve faydalı bir paylaşım
TeşekkürlerB)
emeğinize ve hisseden yüreğinize sağlık..
Okuyup idrak edenlerden olmamız duasıyla
Selametle kalınız..
Selam ve baki dualarımla..
En Güzel'e Allah Celle Celalühu emanetsiniz​
 

mavci

* ZİKİR * FİKİR * ŞÜKÜR *
Yönetici
Katılım
14 Eyl 2007
Mesajlar
32,300
Tepki puanı
7,630
Puanları
163
Yaş
53
Konum
Alanya
Ve Aleykumselam...

Ve Aleykumselam...

Rabb'im, ben bir aciz kul olarak bana düşeni yapıyorum,
bundan sonrası Sana aittir! Hidayet yalnız Sendendir!


Vakti zamanı gelince İlahi takdir yerini bulacak, layık olanlar nasiplerini alacak.. Yeter ki siz teslimiyet ve tevekkülünüzü yitirmeyin, sabır ve dua ile yardımdan geri kalmayın.
Sevdiklerinizin hidayetinin size ait olduğunu sanıp da hikmet sahibini unutmayın
:a03:


Esselamu Aleyküm değerli abimiz..
Allah Celle Celalühu sizden razı ve hoşnut olsun..
Çok kıymetli ve faydalı bir paylaşım
TeşekkürlerB)
emeğinize ve hisseden yüreğinize sağlık..
Okuyup idrak edenlerden olmamız duasıyla
Selametle kalınız..
Selam ve baki dualarımla..
En Güzel'e Allah Celle Celalühu emanetsiniz​

Allah Celle Celalühu cümlemizden razı ve hoşnut olsun inşallah...
Okuyup nasihat almak ve hayatımızda uygulamak duasıyla kardeşim...
Allaha emanet olun...
 

ceylantur

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
21 May 2009
Mesajlar
2,014
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
selamun aleyküm ve rahmetullahi ve berekatühü

selamun aleyküm ve rahmetullahi ve berekatühü

benim için çok değerli ve anlamlı bir paylaşım, Rabbim razı olsun Mavci abi,

inşAllah hakkıyla uygulayanlardan oluruz, her cümlesini tekrar tekrar okudum, Rabbim hepimize ve ailemize hidayet nasip etsin inşAllah.

selam ve dua ile, Allah'a Celle Celalühu emanet olun, hayırlı günler


Sesini yükseltip de düşünmesini önleyecek öfkeye sebep olmadan, dayatma ve diretmeye gitmeden söyle bu doğruları..
Bundan sonra da, ben bana düşeni yapıyorum gerisi Rabb'imin takdirine kalmıştır, diyerek yükü üzerinden at, rahat et..
Evet rahat et..
Çünkü üzerine aldığın birini hidayete erdirme yükü sana ağır gelebilir, altında ezilebilir, ümitsizliğe düşebilirsin..

Şunu unutma ki, kimse kimseyi zorla istediği çizgiye getiremez, dilediği doğruyu benimsetemez.
Hidayet, "önce kulun kendi iradesini kullanmasına, sonra da Rabb'imizin o kulu bu iyiliğe layık görmesine bağlıdır!."

Orasını Rabb'imize bırakarak de ki:

-Rabb'im, ben aciz bir kulum, istikamet düzeltmek benim haddim değildir.
Benim görevim akla kapı açmak, iradeyi elden almamaktır.
Bundan sonrası Sana aittir!.
 

mavci

* ZİKİR * FİKİR * ŞÜKÜR *
Yönetici
Katılım
14 Eyl 2007
Mesajlar
32,300
Tepki puanı
7,630
Puanları
163
Yaş
53
Konum
Alanya
Esselamûaleykum...

Esselamûaleykum...

benim için çok değerli ve anlamlı bir paylaşım, Rabbim razı olsun Mavci abi,

inşAllah hakkıyla uygulayanlardan oluruz, her cümlesini tekrar tekrar okudum, Rabbim hepimize ve ailemize hidayet nasip etsin inşAllah.

selam ve dua ile, Allah'a Celle Celalühu emanet olun, hayırlı günler


Sesini yükseltip de düşünmesini önleyecek öfkeye sebep olmadan, dayatma ve diretmeye gitmeden söyle bu doğruları..
Bundan sonra da, ben bana düşeni yapıyorum gerisi Rabb'imin takdirine kalmıştır, diyerek yükü üzerinden at, rahat et..
Evet rahat et..
Çünkü üzerine aldığın birini hidayete erdirme yükü sana ağır gelebilir, altında ezilebilir, ümitsizliğe düşebilirsin..

Şunu unutma ki, kimse kimseyi zorla istediği çizgiye getiremez, dilediği doğruyu benimsetemez.
Hidayet, "önce kulun kendi iradesini kullanmasına, sonra da Rabb'imizin o kulu bu iyiliğe layık görmesine bağlıdır!."

Orasını Rabb'imize bırakarak de ki:

-Rabb'im, ben aciz bir kulum, istikamet düzeltmek benim haddim değildir.
Benim görevim akla kapı açmak, iradeyi elden almamaktır.
Bundan sonrası Sana aittir!.

Allah Celle Celalühu cümlemizden razı ve hoşnut olsun kardeşim...
Bizler elimizden geleni yapalım, tabiri caizse Allah'ın işine karışmayalım inşallah...
Allaha emanet olun...
 

bir_umut

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
5 Şub 2009
Mesajlar
2,564
Tepki puanı
4
Puanları
0
Yaş
41
"-Ey Allah'ın kulu der, kusura bakma, evimizde sana yarayacak bir şey yoktur. Ne olur kapının yanındaki ibrikten bir abdest al, iki rekat namaz kıl da, Rabia'nın evinden büsbütün eli boş çıkma!.

Rabia'nın akla kapı açıp iradeyi elden almayan bu gönülden gelen ihlaslı sözleri, etkisini gösterir, hırsız yanındaki ibrikten titreyen elle abdestini alıp namaza durur ve pırıl pırıl gözyaşları içinde secdeye iner. "


'Akla kapı aç, iradeyi elden alma'

Mavci abicim günün konusu diye bi sistem yok ama eğer olsa idi bu paylaşım günün hatta haftanın konusu olurdu:a15::a15:

arada verilen hikaye bambaşka bi tad lezzet..üslup çok önemli hakikaten..
hani Yunus Emre'nin şiirindeki gibi;

"söz ola kese savaşı
söz ola kestire başı
söz ola ağulu aşı
bal ile yağ ede bir söz."

eyvallah abicim ellerine sağlıkB)
 

mavci

* ZİKİR * FİKİR * ŞÜKÜR *
Yönetici
Katılım
14 Eyl 2007
Mesajlar
32,300
Tepki puanı
7,630
Puanları
163
Yaş
53
Konum
Alanya
Esselamûaleykum...

Esselamûaleykum...

"-Ey Allah'ın kulu der, kusura bakma, evimizde sana yarayacak bir şey yoktur. Ne olur kapının yanındaki ibrikten bir abdest al, iki rekat namaz kıl da, Rabia'nın evinden büsbütün eli boş çıkma!.

Rabia'nın akla kapı açıp iradeyi elden almayan bu gönülden gelen ihlaslı sözleri, etkisini gösterir, hırsız yanındaki ibrikten titreyen elle abdestini alıp namaza durur ve pırıl pırıl gözyaşları içinde secdeye iner. "


'Akla kapı aç, iradeyi elden alma'

Mavci abicim günün konusu diye bi sistem yok ama eğer olsa idi bu paylaşım günün hatta haftanın konusu olurdu:a15::a15:

arada verilen hikaye bambaşka bi tad lezzet..üslup çok önemli hakikaten..
hani Yunus Emre'nin şiirindeki gibi;

"söz ola kese savaşı
söz ola kestire başı
söz ola ağulu aşı
bal ile yağ ede bir söz."

eyvallah abicim ellerine sağlıkB)

Evet Kardeşim...
Gözlerinize sağlık...
İnsanları biz bir yere kadar yönlendirebiliriz...
Sonrası Allah Celle Celalühu nun takdiridir inşallah...
İHLAS rehberimiz olsun kardeşim...
Allaha emanet olun...
 

mir_erhan

Moderator
Katılım
13 Ara 2008
Mesajlar
6,148
Tepki puanı
502
Puanları
83
Yaş
43
Selamün aleyküm
Ellerine sağlık Mavci abim. Gerçekten o kadar güzel bir paylaşım ki
bir kere okumakla insan belki anlıyor ama ikinci bir okumayla daha bir tad alıyor
daha güzel AKLA BİR KAPI BULUYOR.
Allah celle celalühu sizden razı olsun bizleri sizin bu güzel paylaşımlarında mahrum bırakmasın.
Allah celle celalühu bizleri kapı kapayan çaresiz kalanladan değil
tevekkül ile kapı açanlardan eylesin.

selam ve dua ile
 

mavci

* ZİKİR * FİKİR * ŞÜKÜR *
Yönetici
Katılım
14 Eyl 2007
Mesajlar
32,300
Tepki puanı
7,630
Puanları
163
Yaş
53
Konum
Alanya
Ve Aleykumselam...

Ve Aleykumselam...

Selamün aleyküm
Ellerine sağlık Mavci abim. Gerçekten o kadar güzel bir paylaşım ki
bir kere okumakla insan belki anlıyor ama ikinci bir okumayla daha bir tad alıyor
daha güzel AKLA BİR KAPI BULUYOR.
Allah celle celalühu sizden razı olsun bizleri sizin bu güzel paylaşımlarında mahrum bırakmasın.
Allah celle celalühu bizleri kapı kapayan çaresiz kalanlardan değil
tevekkül ile kapı açanlardan eylesin.

selam ve dua ile

Allah Celle Celalühu cümlemizden razı olsun değerli kardeşim...
Dualarınıza gönülden amin...
Hepimizin faydasına gördüğümüz konuları Rabbim paylaşma şevkimizi arttırsın inşallah...
Allaha emanet olun...
 

mavci

* ZİKİR * FİKİR * ŞÜKÜR *
Yönetici
Katılım
14 Eyl 2007
Mesajlar
32,300
Tepki puanı
7,630
Puanları
163
Yaş
53
Konum
Alanya
Esselamûaleykum...

Esselamûaleykum...

Evet, siz de size düşeni yapın, yani akla kapı açın, iradeyi elden almayan yumuşaklık ve ihlasta bildiklerinizi ifade ve izah edin, sonra da ellerinizi açıp iltica edin:

-Rabb'im, ben bir aciz kul olarak bana düşeni yapıyorum, bundan sonrası Sana aittir! Hidayet yalnız Sendendir!
 

Hatice-tül Kübra

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eyl 2006
Mesajlar
7,329
Tepki puanı
9
Puanları
0
Yaş
33
Konum
.........
Aile içinde 'Akla kapı aç, iradeyi elden alma' anlayışı!

76ty_1238347745.jpg


Soru:
Aile içinde bazen ters düşmeler oluyor, zıt istikametlere yönelenlerimiz de bulunabiliyor, bütün çabamıza rağmen söz dinletemiyor, etkili olamıyoruz.
Ümidimiz kesiliyor, kendimiz tükeniyoruz.
Nasıl bir tavır takınabiliriz acaba diye şaşırıp kalıyoruz.

Cevap:
Bir maneviyat büyüğü diyor ki:
Zorlandığınız yerlerde çaresizliğe düşmeyin, ümitsizliğe kapılmayın, teslimiyet ve tevekkülünüzü yitirmeyin, sadece mükellefiyetinizi hatırlayın yeter.

Mükellefiyetimiz nedir acaba? İşte tek cümlelik mükellefiyet:

-Akla kapı aç, iradeyi elden alma!..
Evet, akla kapı aç, iradeyi elden alma!

Diyelim ki, beyinizi ya da hanımınızı, oğlunuzu, kızınızı, dost veya yakınınızı istediğiniz istikamet çizgisine getirmek için çırpınıyorsunuz.
Bunun için tepki gösteriyorsunuz uzaklaşıyorlar, daha da kötüye gidiyorlar. Susuyorsunuz, vicdanınız razı olmuyor, üzülüyorsunuz?
Öyle ise çare tükendi, imkan bitti mi?
Şaşırıp kalmalı mısınız?

Hayır, çare tükenmedi, imkan da bitmedi.
Şaşırmaya gerek yok..
Siz yine düşündüğünüz doğruları muhatabınızın vicdanına duyuracak, bildiğiniz gerçekleri dile getireceksiniz.
Ama nasıl anlatacak, nasıl ifade edeceksiniz bu doğruları ki, yara yapmadan tedavi etmiş, tahrip etmeden tamirde bulunmuş olasınız.

İşte burada Müceddid'üz-zaman'ı dinliyoruz.
Bize tek cümlelik mükellefiyetimizi böyle hatırlatıyor:

-Akla kapı aç, iradeyi elden alma!

Evet, muhatabın aklına, mantığına kapı aç, muhakemesine doğruları aktar, kanaatini açıkla.
Ama nasıl bir üslupla?
Burası çok mühim.
Sesini yükseltip de düşünmesini önleyecek öfkeye sebep olmadan, dayatma ve diretmeye gitmeden söyle bu doğruları..
Bundan sonra da, ben bana düşeni yapıyorum gerisi Rabb'imin takdirine kalmıştır, diyerek yükü üzerinden at, rahat et..
Evet rahat et..
Çünkü üzerine aldığın birini hidayete erdirme yükü sana ağır gelebilir, altında ezilebilir, ümitsizliğe düşebilirsin..

Şunu unutma ki, kimse kimseyi zorla istediği çizgiye getiremez, dilediği doğruyu benimsetemez.
Hidayet, "önce kulun kendi iradesini kullanmasına, sonra da Rabb'imizin o kulu bu iyiliğe layık görmesine bağlıdır!."

Orasını Rabb'imize bırakarak de ki:

-Rabb'im, ben aciz bir kulum, istikamet düzeltmek benim haddim değildir.
Benim görevim akla kapı açmak, iradeyi elden almamaktır.
Bundan sonrası Sana aittir!.

Tıpkı Allah'ın sevgili kulu Rabia'nın dediği gibi..

Gecenin karanlığında evine giren hırsız alıp götürecek bir şey bulamayıp da çıkıp gitmek üzere iken namazını tamamlayan Rabia, hırsıza gönülden bir şefkat ve ihlasla seslenir:

-Ey Allah'ın kulu der, kusura bakma, evimizde sana yarayacak bir şey yoktur. Ne olur kapının yanındaki ibrikten bir abdest al, iki rekat namaz kıl da, Rabia'nın evinden büsbütün eli boş çıkma!.

Rabia'nın akla kapı açıp iradeyi elden almayan bu gönülden gelen ihlaslı sözleri, etkisini gösterir, hırsız yanındaki ibrikten titreyen elle abdestini alıp namaza durur ve pırıl pırıl gözyaşları içinde secdeye iner.

İşte bu sırada ellerini açan Rabia:

-Rabb'im der, ben bana düşeni yaptım bundan sonrası Sana aittir!.

Evet, siz de size düşeni yapın, yani akla kapı açın, iradeyi elden almayan yumuşaklık ve ihlasta bildiklerinizi ifade ve izah edin, sonra da ellerinizi açıp iltica edin:

-Rabb'im, ben bir aciz kul olarak bana düşeni yapıyorum, bundan sonrası Sana aittir! Hidayet yalnız Sendendir!

Vakti zamanı gelince İlahi takdir yerini bulacak, layık olanlar nasiplerini alacak.. Yeter ki siz teslimiyet ve tevekkülünüzü yitirmeyin, sabır ve dua ile yardımdan geri kalmayın.
Sevdiklerinizin hidayetinin size ait olduğunu sanıp da hikmet sahibini unutmayın.

Alıntı: Ahmet ŞAHİN

Allah razı olsun çok çok güzel bir yazıydı tesekkürler..
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt