Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

ALLAHCC VAR..Mesele yok... (1 Kullanıcı)

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
MİTOLOJİ-DİNLER TARİHİ

"...hangi soydan olursa olsun her türlü hadise, kaba inkar ve kaba kabule düşmeden ve en hassas imbiklerden süzülmek şartiyle, sadece Şeriat içinde gerçek yerini, değerini ve hakikatini bulur..." S.M.
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
İLİM VE FEN

"Madde mevzuunda yalnız tasavvurlar var; yani tarifler, tek kelimeyle işaretler. Bir süre tariflerine uygun olarak var sayılıyorlar, ardından bir önceki kavramı yere çalan bir buluş geliyor. Madde mi değişmiş oluyor, yoksa gerçekliği mi zayıflıyor?" S.M.
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
DIŞ POLİTİKA

"Açıkça söylemek gerekirse biz, Amerika ve Batı'nın güçlü devletleri karşısında iktisadî, askeri ve tabiî ki siyasî mahkumiyetleri olan her ülke gibi, onların kararlarında sadece figüran roller alma durumundayız..." Bunu kırmalıyız...S.M.
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
SİYASET

"Bütün faaliyetler, iktidarı hedef alması ve kendini sosyal-siyasi bütün içinde izah edebilmesi ile mânâ kazanır." S.M.
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
"Güya İslâm adına çırpıştırılmış fikirlerden kurulu köpek kulübesi cinsinden uyduruk oluşumlar bir yana, kelimenin gerçek anlamıyla insan ve toplum meselelerini kuşatıcı İslâmî bir dünya görüşü, ancak "Ehl-i Sünnet" itikadıyla mümkündür; Büyük Doğu-İbda, bu davanın hem tespitçisi ve hem de dünyada "İslâm'ı eşya ve hadiselere tatbik" mevzuundaki tek "sistem" terkibidir!.." S.M.
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
"Batının demokrasiyi dayatması, herkesin eşit olarak haklardan istifade edeceği bir dünya bütünlüğü için değil, George Orwell'in ünlü eseri "Domuzlar Diktatoryası"nda geçtiği gibi, "hepimiz eşitiz ama, bazılarımız biraz daha eşit" anlayışı çerçevesinde bir düzene boyun eğdirme zorbalığıdır. Birleşmişler Milletler Teşkilatı, bizzat Güvenlik Konseyi'nin yapısı ile bir "Domuzlar Diktatoryası" olduğunu göstermektedir. Güvenlik Konseyi'nin "veto hakkı" olan üyeleri arasında niçin bir tane bile halkı müslüman ülke yok?.. Rejimi İslâmî olmadığı halde bile, halkı müslüman ülkelerin yeri pabuçluk!.." S.M.
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
El...




sloganlarveelfq4.jpg


__________________
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
reduce
ÜSTADA..MÜCAHİDE RAHMET..MUKADDES EMANETİN Emanetimiz...
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
Tevhid bayrağı

__________________ KUMANDAN MIRZABEYOGLU
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53

" ...gördümki ateşte cımbızda yokmuş...FİKİR ÇİLESİNDEN BÜYÜK İÇKENCE.NFK...
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
KARANLIK HÜCRE...


Bir gün den kagidima düsenler diye yazdiysam..

Belkide yarinlara kalmaz diye bakip ardindan..

Unutmak istesemde bir yanimdan*

Sanki felcli halimden sarkan*bir geceden kalan...

Belki hatirlarsin*belkide siradan*belkide geride kalandan bir an...

Anlatmak istesemde*kelimeleri siralamadan*gözyaslarimdan akan*

Unutmadan*bu hatira degil*sadece gözlerimle* tasduvarlardan*ruhuma vuran...

Hissizlik desende *acliklardan*direnislerden*kalan..

Elimde bir demir parcasi*sakin sessiz*yavas *vurmadan...

Keskin olmasi gerek artik sabahtan...

Vurusmaya hazirmisin*Sehit Olmaya Hazirmisin? Sormadan....

Olmak zamani geldiyse*Olmalisin diye.... Dua dan..

Uzak kalmadan*direnisi hatirlayarak*Sehitlerini unutmadan*

Yeniden dirilmek icin*sabirla*gayretle*hic kalmadan...

Hücremde* kendimde görüyorum*kendimde buluyorum isigi*yormadan...

Hic unutma Direnis kalelerini*Direnis Siperlerini*Kartaldan..

Hic Unutma*Aydinlik icin Kalkan*Metris Destanini*Hatirandan...

Hic unutma Mamaktan*Bandirmadan*Bolu dan....

HIC UNUTMA....GÜNES DOGMADAN....


T.S....
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
Yol ve Dua


Nakışlar düğüm düğüm

Donmaz durmaz akışta

Ruhlardaki kördüğüm

Çözülür bir bakışta



O bakış ki ân kadar

Erişen yakarışta

Yâr ey yâr ey yâr ey yâr

İçten içe varışta

1984

Salih Mirzabeyoğlu
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
BİZ GÜNDE BİN KEZ TİH ÇÖLÜNDEYDİK



.
osman001.jpg


Biz günde bin kere tih çölündeyiz
Ne bıldırcın kuşları görmüşüz göğümüzde
Ne kudret helvasından bir tad var soframızda
Kızıldeniz en delişmen günlerini yaşarken gençliğinin
Turi sina sessiz sessiz kan ağlar göğsümüzde

İnsan taş ve ateş eski dostları veylin
Sac ayağı olma özlemindeyken çıldıran alevlerin
Zakkum gözlemcileri efsun dilencileri..

Ve dualarımız Ayasofya Ayasofya apartılırken
Ve yoksulluğumuz kokteyl kadehlerinde
Ve öldüm fiyatına ve kapalı zarf usulü
Demokratik demokratik satılırken
Köle pazarlarında..

Biz oturmuş firavun mezarlarının gölgesinde serinleriz
Ve gün geçip dirilmek için,
Bir yiğit musa ve bir asa
Bir yed-i beyza bekleriz ..

Çağı gelip te kitaba ve demire olan sevdamızı hatırlayarak
Sonusuza dek dalaşmak ve vurmak varken karnına zulmün
Nedendir böyle manasız ve kavgadan uzakta yaşamak diyerek

Bizi alıp götüren sonra tekrar götüren
Bizi alıp Bedir'lere Uhut'lara götüren
Endülüs'e, Kudüs'e, İstanbul'a götüren..

Cesur ve heybetleri ve diri
Ve gümbür gümbür bir erkeklik şöleni
Antlar içtiğimiz dosta düşmana ilan ederek
Gövde erimizde beliren ürpetilerle
İri ve parlak kavisler çizen hayatlar
Hecin yüklü ölümlerle buluştuğumuz gün
Can evimizde..

Dağlar hep böyle buram buram dağ olarak
Sürdüremeyecek ömürlerini
Denizler böyle telaşsız yıldızlar böyle şehvetli

Ve sizler yani sizler yani ey zulüm ağaları
Hep böyle korkudan uzakta seyredemeyeceksiniz
Sevecen hışırtılarla süzülen güneşi
Diyebilmek için sabrı silah belleriz..

Bir yiğit musa ve bir asa
Bir yed-i beyza bekleriz

Biz günde bin kere tih çölündeyiz..





iktibastir;
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
Gençliğe Hitabe
Bir gençlik,bir gençlik, bir gençlik...
''Zaman bendedir ve mekan bana emanettir!'' şuurunda bir gençlik...
Devlet ve milletin büyük çaba ermiş yedi asırlık hayatında; ilk iki buçuk asrını aşk,vecd, fetih ve hakimiyetle süsleyici ; üç asrını kaba softa ve ham yobaz elinde kenetleyici; son bir asrını, Allah'ın Kur'an'ında ''belhüm adal'' dediği hayvandan aşağı taklitçilere kaptırıcı; en son yarım asrını da işgal ordularının bile yapamayacağı bir cinayetle,Türkü madde planında kurtardıktan sonra,ruh planında helak edici tam dört devre bulunduğunu gören... Bu devreleri yükseltici aşk, çürütücü taklitçilik ve öldürücü küfür diye yaftalayan ve şimdi, evet şimdi... Beşinci devrenin kapısı önünde dimdik bekleyen bir gençlik...
Gökleri çökertecek ve yeni kurbağadiliyle bütün ''dikey'' leri ''yatay'' hale getirecek bir nida kopararak ''Mukaddes emaneti ne yaptınız?'' diye meydan yerine çıkacağı günü kollayan bir gençlik...
Dininin, dilinin, beyninin, ilminin, ırzının, evinin, kininin, öcünün davacısı bir gençlik...
Halka değil Hakk'a inanan, meclisinin duvarında ''Hakimiyet Hakk'ndır'' düsturuna hasret çeken,gerçek adaleti bu inanışta ve halis hürriyeti Hakk'a kölelikte bulan bir gençlik...
Emekçiye "Benim sana acıdığım ve yardımcı olduğum kadar sen kendine acıyamaz ve yardımcı olamazsın! Ama sen de, zulüm gördüğün iddiasıyla, kendi kendine hakkı ezmekte ve en zalim patronlardan daha zalim istismarcılara yakanı kaptırmakta başıboş bırakılmazsın!", kapitaliste ise "Allah'ın buyruğunu ve Resul ölçüsünü kalbinin ve kasanın kapısına kazımadıkça, serbest nefes bile alamazsın!" ihtarını edecek... Kökü ezelde ve dalı ebedde bir sistemin, aşkına,vecdine, diyalektiğine, estetiğine, irfanına, idrakına sahip bir gençlik...
Bir buçuk asırdır yanıp kavrulan, bunca keşfine ve oyuncağına rağmen buhranını yenemeyen ve kurtuluşunu arayan Batı adamının bulamadığını, Türkün de yine birbuçuk asırdır işte bu hasta Batı adamında bulduğunu sandığı şeyi, o mübarek oluş sırrını çözecek ve her sistem ve mezhep, ortada ne kadar hastalık varsa tedavisinin ve ne kadar cennet hayali varsa hakikatinin İslam'da olduğunu gösterecek ve bu tavırla yurduna, İslam alemine, bütün insanlığa numunelik teşkil edecek bir gençlik... "Kim var?" diye seslenilince, sağına ve soluna bakınmadan, fert fert "Ben varım!" cevabını verici, her ferdi "Benim olmadığım yerde kimse yoktur!"duygusuna sahip bir dava ahlakını pırıldatıcı bir gençlik...
Can taşıma liyakatini, canların canı uğurunda can vermeyi cana minnet sayacak kadar gözü kara ve o nisbette strateci ve taktik sahibi bir gençlik...
Büyük bir tasavvuf adamının benzetişiyle, zifiri karanlıkta, ak sütün içindeki ak kılı farkedecek kadar gözü keskin bir gençlik...
Bugün komik üniversitesi, hokkabaz profesörü,yalancı ders kitabı, çıkartma kağıdı şehri, muzahrafat kanalı sokağı, fuhş albümü gazetesi, şaşkına dönmüş ailesi ve daha nesi ve nesi, hasılı, güya kendisini yetiştirecek bütün cemiyet müesseselerinden aldığı zehirli tesiri üzerinden silkip atacabilecek, kendi öz talim ve terbiyesine, telkin ve temmiyesine memur vasıtalara kadar nefsini koruyabilecek, tek başına onlara karşı durabilecek ve çetinler çetini bu işin destanlık savaşını kazanabilecek bir gençlik...
Annesi, babası, ninesi, ve dedesi de içinde olsa, gelmiş ve geçmiş bütün eski nesillerden hiçbirini beğenmeyen, onlara "Siz güneşi ceketinizin astarı içinde kaybetmiş marka Müslümanlarısınız! Gerçek Müslüman olsaydınız bu hallerden hiçbiri başınıza gelmezdi!" diyecek ve gerçek Müslümanlığın "ne idüğü"nü ve "nasıl"ını gösterecek bir gençlik...
Tek cümleyle, Allah'ın kainatı yüzü suyu hürmetine yarattığı Sevgilisinin alemleri manto gibi bürüyen eteğine tutunacak, O'ndan başka hiçbir tutanak, dayanak, sığınak, barınacak tanımayacak ve O'nun düşmanlarını ancak kabur farelerine denk muameleye layık görecek bir gençlik...
Bu gençliği karşımda görüyorum. Maya tutması için otuz küsür yıldır, devrimbaz komadanların viski çektiği kamıştan borularla ciğerimden kalemime kan çekerek yırtındığım, kıvrandığım ve zindanlarda çürüdüğüm bu gençlik karşısında, uykusuz, susuz, ekmeksiz, başımı secdeye mıhlayıp, bir ömür Allah’a hamd etme makamındayım. Genç adam! Bundan böyle senden beklediğim, manevi babanın tabutunu musalla taşına, Anadolu kıtası büyüklüğündeki dava taşını da gediğine koymandır.
Surda bir gedik açtık mukaddes mi mukaddes!
Ey kahbe rüzgar, artık ne yandan esersen es!..
Allah’ın selamı üzerine olsun!
Necip Fazıl Kısakürek
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
GenÇlİĞe Hİtabedİyorum - Salİh MİrzabeyoĞlu
Belli başlı bir ideolocya temeli üzerine oturtulmuş, her ferdinin tek kıbleye dönük olduğu, bütün iş bölümlerinin bir saat nizamiyle çalıştığı, herkesin ve her işin maddî ve manevî hakkını tam aldığı, mükemmel ve müesses cemiyet; kısaca, fildişi kaldırımlarda, fildişi sokaklarda giden, hiç birbirine çarpmayan, herbiri birbirinin emrinde ve Allah korkusu altında, herbiri bugün ölecekmiş gibi iki büklüm ve yine herbiri hiç ölmeyecekmiş gibi dimdik insanların cemiyeti...

Sen, bu ideali gerçekleştirmeye memur, mecbur, hattâ mahkűmsun!

Büyük fikir, İslâmın saffet, asliyet ve tamamiyetinden zerre feda etmeksizin bizzat İslâmı anlama ve anahtarın kumdaki yatağı gibi ona uyma mânâsına yepyeni bir idrake kavuşmak, "İslâma muhatap anlayış" davasıdır. Bunu anlamak, öz keşifleri içinde müflis ve yeni bir din arama yolunda perişan insanlığa anlatmak; cihanı kaldıracak manivelânın dayanak noktasını Türkiye kabul etmek, oradan İslâm âlemine, oradan da topyekûn beşeriyete el atıcı muazzam bir plâna sahip olmak...

Sen, ideali aksiyona döndürmek ve aksiyonu idealleştirmek gibi zorların zoru bu içiçe işi gerçekleştirmeye memur, mecbur, hattâ mahkűmsun!

Bu dava etrafında saflarını halkalayabilmen için mutlaka iki müessire ihtiyaç var:

RUH VE ONUN EMRİNDE KOL!.. DÜĞÜM BURDA!..

Her oluşa hakim kanun olarak belirtebiliriz ki, suyun oksijen ve hidrojeni gibi, fikir ve hareket cevherlerinin birleştiği yerde gökler bir anda suyla dolar ve yeryüzü feyzle taşar.

Allah Resűlünün kötülüklere karşı mücadelede kademe kademe aletlerini işaret buyurdukları emri hatırlayınız... Birinci derecede el; yani fiil... İkinci derecede dil; yani ihtar... Üçüncü derecede kalb; yani nefsini muhafaza... En aşağı derece de üçüncü derecede gömülüp orada mahfuz kalmak...

İyiyi yapmak ve getirmek, kötüye mani olmak ve defetmek mükellefiyeti, bu iki müessiri teşkilâtlandırmak zaruretini izaha yeter!

Tarihin çöküntü sahifelerinde kendisine misâl aramanın değil, tarihe destanlık çapta yeni bir felâket örneği vermenin mevzuu şartlar içinde, takip edeceğin strateji şudur:

Davayı, estetik, diyalektik, ideolojik ve politik sahalarda beslemek ve ocaklaştırmak... Meydana gelemeyişlerin sırrını kendi "antitez"inde göstermek ve ortada ne kadar zaaf varsa davan lehinde semerelendirmek... Asla küçük ve bücür oluşlara ve erişlere yanaşmamak, sahte tesellilere miskinliğe kapılmamak... "Hepçilik"ten vazgeçmemek ve zerrece taviz vermemek... Strateji ve taktik dilinden anlamak ve taviz vermemeyi öküzlük etme sanmamak... Millet tarlasını, ünüformalı ve ünüformasız genç fidanlar ve yeni ekinler halinde donatmak... Yepyeni bir diyalektikle muazzam bir kültür ve telkin savaşına girişmek, gerektiği yerde gerekeni yapmak, sır dolu bir strateji yolundan istikbalini hazırlamak...

Sormak makamındayım ki, aynada çehresini seyreden ve zamanda gayesini işleyen BÜYÜK DOĞU, aslın gölgeye kendisinden daha yakın olması hikmetiyle her sahada muhatabından neyi ister? Büyük Doğu'nun muradı ve İslâmcı mücadelenin hayatî suali budur... Her sahada bunun cevabını ver!
__________________
yaşayan yaşasın, yaşayamayan da yaşamanın yollarını arasın. Şu ifâde şuurlaşsın
Yâ Muntakim Allah,
bizi intikamına memur et
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53

[FONT=Courier New, Courier, mono]SAKARYA TÜRKÜSÜ



[FONT=Courier New, Courier, mono]İnsan bu, su misali, kıvrım kıvrım akar ya:
Bir yanda akan benim, öbür yanda Sakarya.

Su iner yokuşlardan, hep basamak basamak;
Benimse alın yazım, yokuşlarda susamak.

Her şey akar, su, tarih, yıldız, insan ve fikir:
Oluklar çift, birinden nur akar, birinden kir.

Akışta demetlenmiş, büyük, küçük, kainat:
Şu çıkan buluta bak, bu inen suya inat!

Fakat Sakarya başka, yokuş mu çıkıyor ne?
Kurşundan bir yük binmiş, köpükten gövdesine:

Çatlıyor, yırtınıyor yokuşu sökmek için.
Hey Sakarya, kim demiş suya vurulmaz perçin?

Rabb' im isterse, sular büklüm büklüm burulur.
Sırtına Sakarya' nın, Türk tarihi vurulur.

Eyvah, eyvah, Sakarya' m, sana mı düştü bu yük?
Bu dâvâ hor, bu dâvâ öksüz, bu dâvâ büyük!..

Ne ağır imtihandır, başındaki Sakarya!
Binbir başlı kartalı nasıl taşır kanarya?

İnsandır sanıyordum mukaddes yüke hamal;
Hamallık ki, sonunda, ne rütbe var, ne de mal,

Yalnız acı bir lokma, zehirle pişmiş aştan:
Ve ayrılık, anneden, vatandan, arkadaştan!

Şimdi dövün Sakarya, dövünmek vakti bu ân;
Kehkeşanlara kaçmış eski güneşleri an!

Hani Yunus Emre ki, kıyında geziyordu?
Hani ardına çil çil kubbeler serpen ordu?

Nerede kardeşlerin, cömert Nil, yeşil Tuna?
Giden şanlı akıncı, ne gün döner yurduna?

Mermerlerin nabzında hâlâ çarpar mı tekbir?
Bulur mu deli rüzgâr o sedayı: Allah bir!

Bütün bunlar sendedir, bu girift bilmeceler;
Sakarya, kandillere katran döktü geceler.

Vicdan azabına eş kayna kayna Sakarya.
Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya!

İnsan üç beş damla kan, ırmak üç beş damla su:
Bir hayata çattık ki, hayata kurmuş pusu.

Geldi ölümlü yalan, gitti ölümsüz gerçek:
Siz, hayat süren leşler, sizi kim diriltecek?

Kafdağını assalar, belki çeker de bir kıl!
Bu ifritten sualin, kılını çekmez akıl!

Sakarya, saf çocuğu, mâsum Anadolu' nun,
Divanesi ikimiz kaldık Allah yolunun!

Sen ve ben, gözyaşıyle ıslanmış hamurdanız;
Rengimize baksınlar, kandan ve çamurdanız!

Akrebin kıskacında yoğurmuş bizi kader;
Aldırma, böyle gelmiş, bu dünya böyle gider!

Bana kefendir yatak, sana tabuttur havuz:
Sen kıvrıl, ben gideyim, Son Peygamber kılavuz!

Yol onun, varlık onun, gerisi hep angarya:
Yüzüstü çok süründün, ayağa kalk, Sakarya!

[/FONT][FONT=Courier New, Courier, mono]NECİP FAZIL KISAKÜREK[/FONT]
[/FONT]
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
Yeşilırmak
Gözyaşı yüklü bulut toprak altında kaynak
Sakarya'nın derdine kıvrılır Yeşilırmak

Bizdendir onun âşkı emanet ve anahtar
Benzerler benzeşirler zamanı işte akar

Nasıl ki Allah emri O ol deyince olur
Yeşilırmak nefsinde emre uyarken budur

Fikir aşk ve hürriyet ayrılmazlar güzelden
Sırrı malûm sırrında sözleşmişler ezelden

O ki güneşe ayna akis kapan bir görgü
Yıldız yıldız kıvılcım yeni çağda bir örgü

İşte düğümün ucu işde insan ve toplum
Sakarya'nın kalbinde zaman ölçümü buldum

Ne varlık ne de oluş yok da yoktu bir zaman
Ruhum eşyadan gafil ne zaman ne de zaman

Hayat dediğin masal çırpınan suyun sesi
Tek marifet dünyada harcamamak nefesi

İmân sahici imân ateş hattında koşu
Bir günü bir gününe eş olmama buluşu

Yeşilırmak'da hamle sahibi ona kefil
Sakarya'nın ruhunu lif lif açan yeni dil

Fikir fiil ve sanat tek gaye gerçek emek
Bütün dava olmakta Allah'a görünerek

Budur insan rüyâsı gecenin yarısında
Karayılan yelkovan ve akrep arasında

İnkılâba dayanmış saatler döne döne
Büyük Doğu bayrağı İBDA ile en öne

Mânâsını öğrenmiş kurtuluş alayları
Hakikat çevresinde şehitlik adayları

Toplum nedir bilmişler inananlar elele
Sümüklüler kovulmuş ayıklanmış hergele

-'Selam size akıncı!'-'Size selam!' iâde
Doğruyu Allah bilir bizce tamadır vâde

1984
Salih Mirzabeyoğlu
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
GENÇLİĞİN CEVABI

Salih Mirzabeyoğlu

makbahtiyar1.jpg


İnsanımızın iptal edilmiş hislerini iade etmek üzere...

İnsanımızın mefluç ruhuna ve maddesine hayat nefhasını üflemek üzere...

Tepetaklak devlet ehramını yerli yerine oturtmak üzere...

İnsanımızın muhtaç olduğu ahlâkı bir şahmerdan baskısiyle dışardan içeriye doğru mühürlemek üzere...

Devlet ve mahkemede insanı bileklerden kelepçelerken, mektep ve ailede vicdanından kelepçeleyici adalet sistemini mahyalaştırmak üzere...

Bütün insanlığın, farkında olmadan beklediği devlet ve cemiyet nizamını, münadilerle meydan meydan haykırmak üzere...

İnsanımızı çiğköfte yaparcasına düşünce teknesinde pişinceye kadar yoğurmak üzere...

İlimde, fende, fikirde, sanatta, her şeyde, Peygamber ne dediyse gerçeğin ve toplamın onda olduğunu ve sayıları o yekûne uydurmak gerektiğini öğretmek üzere...

Tarihimizi lif lif ayıklamış ve sahte kahramanları gerçeklerinden ayırmış olarak...

Allah için buğz ve Allah için aşk ölçüsüne uygun şekilde, baş nefret kutbu ile baş muhabbet kutbunu tayin etmiş olarak...

Batı dünyasını bütün oluş sırları ve olamayış hikmetleriyle süzgeçten geçirmiş olarak...

Bâtıl olanı güzelleştirmeyi bilen Batıya karşılık, Hakkı çirkinleştirmeyi beceren kaba softa ve ham yobaz tipini, kökünden budayıcı idrake ulaşmış olarak...

En çarpıcı ve cezbedici estetik ölçüleriyle pırıldamak zevk ve gayesine ulaşmış olarak...

Batının baş çilesi, insanoğlunu Homongolos'a çevirici makine bilmecesini en derinden çözmüş olarak...

Bir kuzu öksürse ağlayacak kadar rikkat sahibiyken, binlerce insanı gözünü kırpmadan ipe çekmeyedek prensip iradesine ve irade prensibine malik olarak...

Gözleri kara, alınları fikir çizgili, kalbleri ceylân, iradeleri çelik, imanları volkan, irfanları tarla, idrakleri bıçak, edâları şiir, diyalektikleri ipekten örgü bir nesil istiyordun...

GELİYORUZ... BUNA MEMURUZ!.. MECBURUZ BUNA!..
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
ibda550yd9.gif
MÜJDELERİN MÜJDESİ

Birkaç gün önce... Büyük Doğu Yayınlarının idare yerine birer meşale kıvraklığında üç genç geldi. Oturdular ve tek kelime söylemeden bana bir dergi uzattılar: AKINCI GÜÇ... Bunlar bu dergiyi çıkaran ve güden gençler...
En telâşlı ânımda, dergilerine bir göz atmak imkânından mahrum bulunduğum şartlar altında, ancak bir çay içebilecek kadar kısa bir zaman içinde temas edebildiğim ve büyük teması Ankara’dan dönüşüme ertelediğim bu gençler, benim, bugünkü İslâm gençliğine musallat ayrılık ve aykırılık mikropları üzerindeki görüşlerimi dinlerken öylesine müteessir oldular ki, içlerinden biri hıçkırıklarını tutamadı ve başını ellerine gömerek ağlamaya başladı...
Dondum ve acıyla doldum...
Gece yatağıma uzanıp dergilerini açtığım zaman ne görsem iyi?.. Bir baştan öbür başa Büyük Doğu idealinin destanı... Hem de en derin fikir tabakalarına kadar nüfuz edici ve bugünkü aydın İslâm gençliğini Büyük Doğu mihrak ve istikametinde gösterici bir tahlil, terkip, tefekkür ve tahassüs ifadesiyle: ... Alkol kokulu cenaze çelenklerinden daha âdi pohpohlamalarla değil... Duyarak, düşünerek ve yaşayarak...
Hayatım ve dâvamın en acıklı inkisar ve ıstırabını heykelleştiren MSP devşirmesi bu gençler, şimdi demetlerinin bağını çatlatıyor, yepyeni bir demetlenme hasretiyle öz kaynaklarının adını veriyor; ve bu, kendi kendisini tayin ve tespit işinde en soylu ve şahsiyetli çile hakkını tüttürüyordu.
Karanlık bir zindan odasında nabzını sayan bir adama «kalk ve toplan! Yanlışlıklar İlâhî adaletle kendi kendisine patlak verdi!.. Artık açık hava ve güneş senin!» hitabına ermiş gibi oldum ve ben de o genç gibi ağladım.
15 yıllık oluşunun harcı içinde alın terim, hummalı nefesim ve olanca kımıldama gücüm yatan «Millî Türk Talebe Birliği»nin nihayet ölü kalıplar içinde donduruluşu, tek ümit halinde yöneldiğim Ülkücü gençliğin de henüz ruh adelelerine büyük vecd ve tefekkür cereyanını vermeye henüz fırsat bulunmayışı önünde, bu, en beklenmedik yerden kendi kendisine yükselen ses, bana müjdelerin müjdesini getirdi:
Onlar benim ardımdan gelmeyecek, ben onların arkasından koşacağım!
İdeolocya ve İhtilal Shf: 19-20..N F KISAKÜREK...
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt