kalbiminurlandır
Eposta Onaylanmamış Üyeler
- Katılım
- 7 Tem 2008
- Mesajlar
- 4,040
- Tepki puanı
- 0
- Puanları
- 0
- Yaş
- 34
“Âşık olmayanlar Zûleyha ismine dokunmasınlar”
Ey Zûleyha… Gör Zûleyha… Bil Zûleyha…
Yüreklerimiz bir kez daha aşkından değil…
Utancından eriyerek söylüyor…
Biz aşkı senle gömdük toprağa,
Ne sevecek
Ne de sevilecek
bir yürek kaldı ortada...
Bil Zûleyha…
Artık sevdalar göklere çıkmıyor…
Daha ilk engelde takılıp geri dönülüyor…
Hala Leyla faslındalar ki Mevla’ya nasıl ulaşsınlar…
Bir çocuk yürümeden koşamaz ki,
İnsan sevginin ne olduğunu bilmeden
Mevla aşkıyla nasıl yansın
Hiç yanmamış ki ne bilsin
bir yürek nasıl erir sevgili uğruna nûr olur…
o sevgi nasıl göklere ulaşsın ki Zûleyha…
“Sevgili!... Kapına geldik; AŞK’ı öğret bize
ve AŞK’ını ver yüreklerimize…”
Ama Zûleyha
bil ki;
adını yazdık yüreğimizin en kör noktasına
Aşk deyince
kulaklarımızda sen çınlıyorsun
ilk önce Yûsuf diye eriyişin
ki Rabbim sana lütfedince Yûsuf’u
Yûsuf’tan ilahiye dönen aşkının büyüklüğünü anıyoruz
Bil Zûleyha
senden yüzyıllar sonrada yaşıyoruz
ne ömrünü Yûsuf uğruna adayacak Zûleyha var…
ne de uğruna ömür adanacak bir Yûsuf…
Hal böyleyken
nasıl göklere ulaşsın
sevdalar!..
“Aşk iğnesiyle dikilince bir dikiş, kıyamete kadar
sökülmez imiş.
Aşk ile insan elbet güneşe benzer ve aşksız gönül misali taşa benzer
hayat ı aşka bölünce aşk çoğalır;
bütün hayatları toplasan geriye Aşk kalır….”