Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Bir kayınpeder, bir damat ve gelin: Efendimiz, Hz. Ali, Hz. Fatıma (1 Kullanıcı)

Ravza_Nur

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Tem 2006
Mesajlar
8,116
Tepki puanı
3
Puanları
0
Peygamber Efendimiz, damadı Hz. Aliye evlenme giderleri, mehir ve düğün harcamaları hususunda son derecek anlayışlı davranmıştır.
Bir ailenin asgari ihtiyaçları karşılanmış; yuvanın kurulmasında mütevazı bir anlayış sergilenmiştir. Bu durum ailelerin evlenecek gençlere maddi ve manevi anlamda destek olmaları ve ihtiyaçlarını karşılamaları hususunda orta bir yolu izlemeleri gerektiğini göstermektedir. Örneğin Hz. Alinin, Rasulullahın kızı Fatımaya çeyiz olarak aldığı eşyaları şu şekilde bildiriliyor: Kadife kumaş, su kabı ve kenarları süslü yastık. Ayrıca Hz. Alinin verdiği mehirlerle bir sedir, bir yün yatak, bir hurma lifi minderi, bir kilim, bir yatak örtüsü, bir su kabı, bir takım elbise alındı. (Nesai, Sünen, 81)

Bu örnekler bize maddi imkansızlıklar nedeniyle mutlu bir yuvanın kurulmasına aileler tarafından engel olunmamasını da göstermektedir. Evlilikte esas olan maddi üstünlüklere dayalı yapay mutluluklar değil; dini ve ahlakî değerlerden güç alan yaratılış, kültür, gönül ve zihin uyumunu örnek alan genç çiftlerin yuva kurmalarıdır.

Resulullah, düğün gecesi Hz. Alinin kapısına gidip kapıyı çaldı. Ümmü Eymen kapıyı açtığında, Kardeşim burada mı? diye sordu. Ümmü Eymen, Nasıl olur? Hz. Aliyi hem kardeş olarak çağırıyorsun hem de kızını onunla evlendiriyorsun! dedi. Hz. Peygamber “öylediğim gibi dedi ve ardından da Esma binti Umeys de burada mı?diye sordu. Evet!dedi, Sizler Peygamberin kızına olan saygınız için mi buradasınız? buyurdu. Yine Evet! cevabını alınca, Çok iyi! dedi ve hayır duasında bulundu. Rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber, kızı Hz. Fatıma ve damadı Hz. Ali için şöyle duada bulundu: “Allahım, bu ikisini herkesten daha çok seviyorum. Rabbim sen de onları sev, evlatlarını ve nesillerini mübarek ve kutlu kıl.

Kendi katından onlar için bir koruyucu tayin et. Bu ikisini ve evlatlarını şeytanın şerrinden senin korumana bırakıyorum.Ardından Hz. Fatıma için dua etmiş ve onu övücü güzel sözlerle gönlünü almıştır. Gönüller sultanı Peygamber’imiz (sas) Hz. Fatımaya, Kızım Allah senden kusur ve kiri atmış, seni temiz ve masum kılmıştır. diye buyurdu. (İbn Sa’d, Tabakat, 23) Bu örnekte Hz. Peygamber’in Hz. Ali’yi gönül ve ahiret kardeşliği yakınlığıyla hem oğlu hem can bağıyla bağlı kardeşi vasfıyla bağrına bastığı görülmektedir. Aynı zamanda Hz. Peygamber düğün gecesi kızının yanında ona destek olup Fatıma’yı teskin eden kimselere de hayır duada bulunmaktadır. Bu örnekte en çarpıcı nokta ise Hz. Peygamberin kızı ve damadı için ayrı ayrı saadet ve hayır duasında bulunmasıdır.

Evlenecek çiftlere moral vermeliyiz

Hz. Peygamber, kızının en mutlu gecesinde yaptığı dualar ve övücü sözlerle yeni bir hayata mutlu bir başlangıç yapması noktasında kızına moral vermiştir. Bizler de yeni evlenecek ve evlilik bağıyla birbirine bağlanmış çiftlere yuvalarını mutlu ve sağlam temeller üzerine kurmaları için manevi destek sağlamalıyız. Onları güzel sözlerimiz ve tavırlarımızla iki cihanda beraber olacakları bir evliliğe hazırlamalıyız. Evlenecek ve evlenmiş çiftler için yapacağımız hayır, saadet ve bereket dualarını gönüllerimizden hiç eksik etmemeliyiz. Âlemlerin efendisi Peygamberimiz mutlu günlerinde de sıkıntılı ve acılı anlarında da kızı Hz. Fatıma’a ve damadı Hz. Aliye hakkı ve sabrı tavsiye ediyordu. Hz. Ali ve Hz. Fatıma’nın ortak yaşamı, Rasulullahın değerli gölgesinde en zor geçim şartlarında kanaat ve sabırla geçiyordu. Evin beyi ve hanımı işlerde birbirlerine yardımcı oluyorlardı. Hz. Ali ve Hz. Fatımanın kurduğu ailenin en mutlu geçim kaynakları kanaat, sabır ve dayanışmaydı.

En mutlu geçim kanaat, sabır, dayanışma karşılıklı sevgi, saygı ve anlayıştır

Hz. Peygamber’ damadı Hz. Alinin bir aile reisi olarak geliri sadece ordu hizmetlerindendi. Ancak bu gelirler Arap yarımadasında kalan seferlerden elde edildiğinden çoğunlukla, alelade bir işçinin ücretinin altında kalıyordu. Her çocuk doğduğunda Hz. Peygamber bu geliri biraz artırıyordu ama bu da ferahlık getirecek bir miktar olmaktan çok uzaktı. Yine de Hz. Fatıma, ev işlerinden dolayı çok yoruluyordu. Bu sebeple babasından kendisi için bir yardımcı istemişti. Hz. Aişe bu olayı şöyle anlatıyor: Hz. Ali şöyle arz etti halini: “Ey Allah’ın Resulü, su çekmekten omuzlarım, göğsüm ağrıdı. Hz. Fatıma da şöyle arz etti halini Benim de un öğütmekten ellerimin içi kabardı. Ey Allahın Resulü lütfetseniz de alınan esirlerden bir tane verseniz, bize yardımcı olsa. Resulullah onları dinledikten sonra şu cevabı verdi: “Vallahi öyle bir şey yapamam. Suffa ehli açlıktan kıvranır ve onlara yedirecek bir şey bulamazken sizin bu isteğinizi karşılayamam. Esirleri serbest bırakıp alınacak fidyelerle Suffa ehlini doyuracağım. Size o istediğinizden daha hayırlı bir şey, Cebrail tarafından öğretilen bir duayı öğreteceğim Her namazın ardından on kere Sübhanallah, on kere Elhamdülillah, on kere Allahu Ekber deyin. Ayrıca bunları yatağınıza girdiğinizde otuz üç defa tekrarlayın.” buyurmuştur. (Müslim, Sahih, Kitabül-Zikir, 80)

Bu örnekler bizlere ailenin en mutlu geçiminin kanaat, sabır, dayanışma, karşılıklı sevgi, saygı ve anlayış olduğunu göstermektedir. Aynı zamanda bu örnekler evin beyi ile hanımının özellikle zor günlerinde karşılıklı anlayış, adaletli bir iş bölümü, daha güçlü bir sevgi ve saygı bağı ile birbirlerine bağlanmaları gerektiğini göstermektedir.

Tartışmalar oluyor arayı Resulullah buluyordu

Her evlilikte eşler arasında ufak tefek tartışmalar olduğu gibi Hz. Ali ile Hz. Fatıma arasında da oluyordu. Bu tartışmalar büyümeden kapanıyor ya da Hz. Peygamber’e intikal ediyordu. Hz. Peygamber de onları sorgulamadan, yargılamadan, sözlerini kesmeden, onlar sözlerini bitirmeden herhangi bir yorum yapmadan dinliyor; sorunlarını çözümlüyor ve aralarını düzeltiyordu.

Amr bin Saidden nakledildiği üzere bir gün Hz. Fatıma, kocasının sert davranmasından ve zorluk çıkarmasından dolayı “Seni Peygamber’e şikâyet edeceğim.” deyip evden çıkınca, Hz. Ali de Fatımanın peşinden gitti. İkisi birlikte Hz. Peygamberin huzuruna vardılar. Hz. Fatıma, kocasından şikâyetçi olduğunu babasına söyledi. Hz. Peygamber, Hz. Fatımayı hoşnut etmeye çalıştı ve Hz. Aliye de ona daha yumuşak ve dostça davranmasını tavsiye etti.

Hz. Ali, eşi ile birlikte eve dönerken “Allah’a yemin ederim bundan sonra sana istemediğin bir şeyi yapmayacağım.” dedi. (İbn Sad, Tabakat, C.8, s.26) Hz. Peygamber, Hz. Alinin hatasını anlamasını sağlayarak genç çiftin arasını düzeltmişti.KAYNAK:ESMA SAYIN EKERİM/AİLEM/ZAMAN
 

avukat_metin

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
20 Ağu 2006
Mesajlar
12
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: Bir kayınpeder, bir damat ve gelin: Efendimiz, Hz. Ali, Hz. Fatıma

eline sağlık
 

yeliz

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Ağu 2006
Mesajlar
790
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
Web Sitesi
www.resulugulu.com
RE: Bir kayınpeder, bir damat ve gelin: Efendimiz, Hz. Ali, Hz. Fatıma

PAYLAŞIMIN İÇİN TEŞEKKÜRLER ALLAH RAZI OLSUN B)
 

gurbetten

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
31 Tem 2006
Mesajlar
1,474
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
45
Konum
ALMANYA/MANISA
RE: Bir kayınpeder, bir damat ve gelin: Efendimiz, Hz. Ali, Hz. Fatıma

ABLA COK DUYGULANDIM BEN SAHABEYE BU GÖZLE BAKMIYORDUM HERKES GIBI ONLARDA EVLI VE COCUKLUYDU BIZIM YA$ADIKLARIMIZI ONLARDA YASIYORDU VE COK DA GÜZEL CÖZÜYORLARDI.ABLA ELLERINE SAGLIK BU SEKILDE BASKA ÖRNEKLER VARSA PAYLAS OLUR MU BIZLEREDE ÖRNEK OLSUN A E O
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt