B i s m i l l â h i r r a h m a n i r r a h i m
Esselâmu aleykum…
Konu : Cazibe Yarışı…
Müslüman bir ülkede yaşadığımız halde maalesef biz kendimizi paraya, zevke, sefaya, eğlenceye, modaya ve televizyon programlarına indekslediğimiz için çevremizde olan bitenlerden haberimiz yok .
Yarın başı kapalı ama altında tayt deniz kıyısında veya havuzlarda bikini giyen kadınları kızları görürseniz hiç şaşırmayın.
Çünkü temelden dini kültüre sahip olmayanlar nefislerine yenik düşerek, kolaylıkla taklitçilerin peşine düşer ve onların ayak izlerinin götürdüğü her çukura düşerler.
“Rabbiniz tarafından size indirilen mesaja uyunuz, O'nun dışında başka dostlar edinip peşlerinden gitmeyiniz.” (Araf sûresi 3. âyet)
Geçenlerde İstanbul’da başı kapalı göbeği açık kızlar, parklarda başı kapalı öpüşen kızlar, başı kapalı bedeninin bütün çizgileri belli olan kızlar gördüm.
Acaba bunlar provokatör mü? Yoksa onların uyduları mı? Allah bilir. Ayrıca kadınlarımızın çoğu kilo vereyim, güzel görüneyim, giydiğim deniz kıyafeti bana yakışsın ve en çok bana baksınlar diye deniz ve yaz mevsimine hazırlıklı giriyorlar.
Sanki tenini göstermeden, dışarıda yada denizde veya yüzme havuzlarında giymek için, başka giysiler yokmuş gibi mutlaka çıplak bedenini teşhir ederek, gözle bile olsa yabancı kadınların ve erkeklerin istifadesine sunmak zorunda mısın? Hayır! Ayrıca sana hiçbir şey kazandırmayacağı gibi aleyhine olacaktır.
Kazanan sadece senin şeytanındır ve bu nefsin istekleri hiç bitmeyecektir. Seni ilgilendiren yuvanı sağlam dini temeller üzerine oturtmaktır. Eğer yüce Allah’a ve peygamberine inanıyorsan derhal vazgeçmen gerekiyor.
Yoksa bu eyleminin faturası sana çıkacaktır. Çünkü bu çıplak bedeni teşhir ederek başkalarının bakmasını sağlamak, kadın kız veya erkek olsun nikahlılarının dışında herkese haramdır. Dolayısı ile cezasını er geç kendin çekeceksin. Şeytanın adımlarını takip ve taklit ederek, kısacık hayatın sonucunu hiç de güzel hazırlamış olmazsın.
“Ey iman edenler, şeytanın adımlarını takip etmeyin, kim şeytanın adımlarını takip ederse şunu bilsin ki, o hayasızlığı ve kötülüğü emreder.” (Nur sûresi 21. âyet)
Eğer bizim gözlerimiz çevremizde dolaşan diğer yaratıkları görebilseydi, görecektin ki şeytan katıla katıla gülüyor olacaktı. Çünkü istediğini sana yaptırmıştı. Gülmekle kalmaz ayrıca ben senin yaptığını yapmam, bu olayın dışındayım, tertemizim, Allah’tan korkarım der.
“Şeytan insana inkar et der. İnsan inkar edince de ‘ben senden uzağım, çünkü ben âlemlerin Rabbi olan Allah’tan korkarım’ der.” (Haşr sûresi 16. âyet)
Kadınlarımız, kızlarımız, kendilerine mutlaka çekidüzen vermelidir. Kadın sahip olduğu güzelliği tesadüfen elde etmiş değildir. Bu Cenâbı Allah’ın ona bir lütfüdür. Kadın bu güzel değerleri sadece beyi ile paylaşmalıdır. Kızlarda kendilerini müstakbel eşleri için muhafaza etmelidirler.
Oysa günümüzde kadınlar ve kızlar, giyinik çıplak kıyafetleri ile hem Allah’ın buyruklarına ters düşüyorlar hem de erişilmez değerlerinden bir şeyler kaybetmiş oluyorlar. Peki bu teşhir yarışı daha ileriye gider, doyum noktasına ulaşırsa ne olur?
Tıpkı Uzak doğu, Avrupa, ve diğer bazı ülkelerde olduğu gibi erkekler kanıksadığı için kadınlara, kızlara iltifat etmez hale gelirler. Onların ilgisini artık kimse çekmiyor. Sadece sıradan biri gibi ilgi görüyorlar. Örneğin; az olan elmasın değerli oluşu, çok olan her şeyin ilgi görmediği gibi.
Yoksa yüce Allah’ın koyduğu ekolojik dengeleri insanların değiştirdiği, hassas kuralların bozulduğu, taşların yerinden oynatıldığı bir devire doğru mu sürükleniyoruz?
Yüce Allah’ı, Kuran’ı kerimi, peygamber s.a.v.’i tanımayan aile mahremiyeti kalkmış, anne, baba, çocuk, saygı nedir bilen yok. Annesinin, babasının, kardeşlerinin aşk ve çıkar için canına bile kıyabilecek, dünyada kendinden başka yaşayan kimse yokmuş gibi davranan, toplumu şiddete doğru sürükleyen bir nesil mi üretiyoruz?
Her geçen gün ilgi azalacağından, çılgınca davranıp daha çok açılan, artık her ihtiyacını dışarıda gideren evlenmeyi aile kurmayı hayatlarından silen bir toplum haline dönüşürsek geriye dönüş için geç kalmış olmaz mıyız? Derhal aklımızı başımıza toparlayıp nereden dönersek kârdır dememizin zamanı çoktan gelmiştir.
Oysa bu milletin kadınları altın gibidir. Çok değerlidir, erişilmesi güç ve zor varlıklardır. Kızlarımızın her biri hazine niteliğini ve değerini taşımaktadır. Bu hazine açığa çıkarsa gözlerle yağmalanır. En kötü yağmalama ise gözlerin yağmalamasıdır. Biz farkında olmadan bizden bir şeyler koparır ve götürürler.
Geleceğin anneleri sokakta sebil olamaz, onlara erişmenin kuralları vardır. Bu kurallar onun değerine değer katarak gerçekleştirilir. Dolayısı ile hiçbir kadın ve kızın bu güzel değerleri açığa çıkarmaya hakkı yoktur.
Çünkü bu değerler ve güzellikler onlara Allah’ın bir emanetidir. Emanetler muhakkak sahiplerine ait olmalıdır.
Ancak böylece yüce Allah ve peygamber s.a.v. rızasını kazanırlar ve kendileri için sonuçların en güzelini hazırlamış olurlar.
Kuran’ı kerimedeki bazı âyeti kerimeler şöyledir:
“Allah mümin erkeklere ve mümin kadınlara, altlarından ırmaklar akan cennetler vaad buyurdu. Orada ebedi kalacaklardır. Hem de Adn cennetlerinde hoş meskenler vaad etmiştir. Allah'ın rızası ise hepsinden büyüktür. İşte asıl büyük kurtuluş da budur.” (Tevbe Sûresi 72. âyet)
“Erkek olsun, kadın olsun her kim mümin olarak iyi işler yaparlar (Allah yolundan sapmazlar) işte onlar cennete girer ve zerre kadar haksızlığa uğramazlar.” (Nisa sûresi 124.âyet)
Cenabı Allah Mümin erkekleri ve Mümine kadınları korusun. Rızasına uygun bir yaşam nasip etsin.
Cenabı Allah müminleri Kuran’ı Kerimden ve peygamberimiz s.a.v.’in yolundan ayırmasın. Hepimize Dünyanın ve ahiretin güzellikleri nasip etsin. Hepimizi Peygamberimiz s.a.v. me Cennette komşu eylesin.
Sevgiler ve saygılar… Hoşçakalın… Mekkavi…
Esselâmu aleykum…
Konu : Cazibe Yarışı…
Müslüman bir ülkede yaşadığımız halde maalesef biz kendimizi paraya, zevke, sefaya, eğlenceye, modaya ve televizyon programlarına indekslediğimiz için çevremizde olan bitenlerden haberimiz yok .
Yarın başı kapalı ama altında tayt deniz kıyısında veya havuzlarda bikini giyen kadınları kızları görürseniz hiç şaşırmayın.
Çünkü temelden dini kültüre sahip olmayanlar nefislerine yenik düşerek, kolaylıkla taklitçilerin peşine düşer ve onların ayak izlerinin götürdüğü her çukura düşerler.
“Rabbiniz tarafından size indirilen mesaja uyunuz, O'nun dışında başka dostlar edinip peşlerinden gitmeyiniz.” (Araf sûresi 3. âyet)
Geçenlerde İstanbul’da başı kapalı göbeği açık kızlar, parklarda başı kapalı öpüşen kızlar, başı kapalı bedeninin bütün çizgileri belli olan kızlar gördüm.
Acaba bunlar provokatör mü? Yoksa onların uyduları mı? Allah bilir. Ayrıca kadınlarımızın çoğu kilo vereyim, güzel görüneyim, giydiğim deniz kıyafeti bana yakışsın ve en çok bana baksınlar diye deniz ve yaz mevsimine hazırlıklı giriyorlar.
Sanki tenini göstermeden, dışarıda yada denizde veya yüzme havuzlarında giymek için, başka giysiler yokmuş gibi mutlaka çıplak bedenini teşhir ederek, gözle bile olsa yabancı kadınların ve erkeklerin istifadesine sunmak zorunda mısın? Hayır! Ayrıca sana hiçbir şey kazandırmayacağı gibi aleyhine olacaktır.
Kazanan sadece senin şeytanındır ve bu nefsin istekleri hiç bitmeyecektir. Seni ilgilendiren yuvanı sağlam dini temeller üzerine oturtmaktır. Eğer yüce Allah’a ve peygamberine inanıyorsan derhal vazgeçmen gerekiyor.
Yoksa bu eyleminin faturası sana çıkacaktır. Çünkü bu çıplak bedeni teşhir ederek başkalarının bakmasını sağlamak, kadın kız veya erkek olsun nikahlılarının dışında herkese haramdır. Dolayısı ile cezasını er geç kendin çekeceksin. Şeytanın adımlarını takip ve taklit ederek, kısacık hayatın sonucunu hiç de güzel hazırlamış olmazsın.
“Ey iman edenler, şeytanın adımlarını takip etmeyin, kim şeytanın adımlarını takip ederse şunu bilsin ki, o hayasızlığı ve kötülüğü emreder.” (Nur sûresi 21. âyet)
Eğer bizim gözlerimiz çevremizde dolaşan diğer yaratıkları görebilseydi, görecektin ki şeytan katıla katıla gülüyor olacaktı. Çünkü istediğini sana yaptırmıştı. Gülmekle kalmaz ayrıca ben senin yaptığını yapmam, bu olayın dışındayım, tertemizim, Allah’tan korkarım der.
“Şeytan insana inkar et der. İnsan inkar edince de ‘ben senden uzağım, çünkü ben âlemlerin Rabbi olan Allah’tan korkarım’ der.” (Haşr sûresi 16. âyet)
Kadınlarımız, kızlarımız, kendilerine mutlaka çekidüzen vermelidir. Kadın sahip olduğu güzelliği tesadüfen elde etmiş değildir. Bu Cenâbı Allah’ın ona bir lütfüdür. Kadın bu güzel değerleri sadece beyi ile paylaşmalıdır. Kızlarda kendilerini müstakbel eşleri için muhafaza etmelidirler.
Oysa günümüzde kadınlar ve kızlar, giyinik çıplak kıyafetleri ile hem Allah’ın buyruklarına ters düşüyorlar hem de erişilmez değerlerinden bir şeyler kaybetmiş oluyorlar. Peki bu teşhir yarışı daha ileriye gider, doyum noktasına ulaşırsa ne olur?
Tıpkı Uzak doğu, Avrupa, ve diğer bazı ülkelerde olduğu gibi erkekler kanıksadığı için kadınlara, kızlara iltifat etmez hale gelirler. Onların ilgisini artık kimse çekmiyor. Sadece sıradan biri gibi ilgi görüyorlar. Örneğin; az olan elmasın değerli oluşu, çok olan her şeyin ilgi görmediği gibi.
Yoksa yüce Allah’ın koyduğu ekolojik dengeleri insanların değiştirdiği, hassas kuralların bozulduğu, taşların yerinden oynatıldığı bir devire doğru mu sürükleniyoruz?
Yüce Allah’ı, Kuran’ı kerimi, peygamber s.a.v.’i tanımayan aile mahremiyeti kalkmış, anne, baba, çocuk, saygı nedir bilen yok. Annesinin, babasının, kardeşlerinin aşk ve çıkar için canına bile kıyabilecek, dünyada kendinden başka yaşayan kimse yokmuş gibi davranan, toplumu şiddete doğru sürükleyen bir nesil mi üretiyoruz?
Her geçen gün ilgi azalacağından, çılgınca davranıp daha çok açılan, artık her ihtiyacını dışarıda gideren evlenmeyi aile kurmayı hayatlarından silen bir toplum haline dönüşürsek geriye dönüş için geç kalmış olmaz mıyız? Derhal aklımızı başımıza toparlayıp nereden dönersek kârdır dememizin zamanı çoktan gelmiştir.
Oysa bu milletin kadınları altın gibidir. Çok değerlidir, erişilmesi güç ve zor varlıklardır. Kızlarımızın her biri hazine niteliğini ve değerini taşımaktadır. Bu hazine açığa çıkarsa gözlerle yağmalanır. En kötü yağmalama ise gözlerin yağmalamasıdır. Biz farkında olmadan bizden bir şeyler koparır ve götürürler.
Geleceğin anneleri sokakta sebil olamaz, onlara erişmenin kuralları vardır. Bu kurallar onun değerine değer katarak gerçekleştirilir. Dolayısı ile hiçbir kadın ve kızın bu güzel değerleri açığa çıkarmaya hakkı yoktur.
Çünkü bu değerler ve güzellikler onlara Allah’ın bir emanetidir. Emanetler muhakkak sahiplerine ait olmalıdır.
Ancak böylece yüce Allah ve peygamber s.a.v. rızasını kazanırlar ve kendileri için sonuçların en güzelini hazırlamış olurlar.
Kuran’ı kerimedeki bazı âyeti kerimeler şöyledir:
“Allah mümin erkeklere ve mümin kadınlara, altlarından ırmaklar akan cennetler vaad buyurdu. Orada ebedi kalacaklardır. Hem de Adn cennetlerinde hoş meskenler vaad etmiştir. Allah'ın rızası ise hepsinden büyüktür. İşte asıl büyük kurtuluş da budur.” (Tevbe Sûresi 72. âyet)
“Erkek olsun, kadın olsun her kim mümin olarak iyi işler yaparlar (Allah yolundan sapmazlar) işte onlar cennete girer ve zerre kadar haksızlığa uğramazlar.” (Nisa sûresi 124.âyet)
Cenabı Allah Mümin erkekleri ve Mümine kadınları korusun. Rızasına uygun bir yaşam nasip etsin.
Cenabı Allah müminleri Kuran’ı Kerimden ve peygamberimiz s.a.v.’in yolundan ayırmasın. Hepimize Dünyanın ve ahiretin güzellikleri nasip etsin. Hepimizi Peygamberimiz s.a.v. me Cennette komşu eylesin.
Sevgiler ve saygılar… Hoşçakalın… Mekkavi…