Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

....."cihad"..... (1 Kullanıcı)

Resul Aydın

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
17 Eyl 2006
Mesajlar
4,770
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
61
Konum
DÜNYANIN BAŞKENTİNDEN
ALLAH YOLUNDA CİHAD
Frenkler Cihad kavramını kendi dillerine çevirmek istediklerinde daima kutsal savaş (Holy war) şeklinde çevirmeyi gelenek haline getirmişlerdir. Öyle ki cihadı asıl içeriğinden soyutlayıp yalancı ve yanlış bir şekle sokmaya çalışırlar. İnanılmayacak oranda çirkin yalanlar uydurarak, edebi oyunlarla mutlak gerçeklerin yüzünü oldukça kara gösterirler.





Artık durum öyle bir noktaya vardırılmıştır ki bir Avrupalı'ya göre cihad; vahşilik, kan dökücülük, barbarlık demektir. Hünerli ağızları, büyülü yazılarıyla gerçeklerin yüzünü boyamaktan geri durmadılar. Ne zaman bu söz, "Cihad" sözü duyulursa Avrupalıların gözünde; "Kılıcını kınından çıkarmış, içi kin ve tutuculuk ateşiyle yanan, ruhu barbarlık ve vahşetle dolu, gözü dönmüş, Allahu Ekber çığlıkları atarak meydanlarda at koşturan, kılıç sallayan iğrenç yüzlü barbarlar ordusu" canlanmıştır.






Öyle ki bir Avrupalının gözünde "Cihad" sözü eden bu vahşi ruhlu (!) adamlar bir "Kafir" gördüklerinde hemen boğazına sarılırlar. Böyle bir durumla karşı karşıya kalan bir kişi ya "La İlahe İllallah Muhammedur rasulullah" deyip kurtulur. Ya da bir kılıç darbesiyle boynu al kızıl kanlara boyanır!

Bu dahi (!) adamlar hünerle kullandıkları fırçalarıyla yukarıdaki portreyi çizmişler ve kıpkızıl boyayla altına şu ibareyi yazmışlardır: "İşte Müslümanların iyi kalpli milletlere karşı işledikleri cinayetlerin portresi."
Ne korkunç bir yalan!




Bizim portremizi bu kadar çirkin şekilde çizenler, hayvani duygularını dindirmek için canavarlar gibi birbirlerinin boğazına barbarca yapışanların ta kendisi idiler. Onlar kutsal olmayan savaşlarıyla (Un Holy war) doğuda ve batıda zayıf ve güçsüz milletleri esaretleri altında inini inim inletip, deniz aşın ülkelerde Allah'ın zavallı insanlara lütfettiği madenleri çıkarıp kendi hesaplarına tüketmişlerdir.





Bunlar bizim cihad prensibimizden pis ağızlarla söz ederken kalpleri mal-mülk ateşiyle yanmakta, ellerinde makineli tüfekler, altlarında zırhlı tanklar, üstlerinde bir yığın uçaklar, arkalarında donatılmış milyonluk ordularla zavallı geri kalmış milletlerin sade hayatlarını zehirleyip, gelirlerini talan etmektedirler. Yine de pis arzuları her gün biraz daha kabarmakta, hayvani ihtirasları artmaktadır.



Onlar, hiçbir zaman Allah yolunda savaşmamışlar-dır. Ancak hayvani arzularının, çirkin isteklerinin, absurt düşüncelerinin yolunda savaşmışlardır. Ne gariptir ki bu korkunç girişimlere, feci bombardımanlara maruz kalan zavallı geri kalmış ülkelerin bütün günahı; Allah'ın kendilerine lütfettiği yeraltı kaynaklarına ya da verimli arazilere sahip olmalarıdır.




Avrupa piyasası için açık pazar, eğlenmek isteyen gençler için bir gezinti yeri olabilmek ihtimali en büyük suçtur, onlar için! İşin üzücü olan bir yönü de bu zavallı ülkelerin talihsizlik eseri olarak onların aç gözlerini sömürüp duyuramadıkları memleketlerin yolları üstünde bulunmalarıdır. Evet, bu dahi acıklı bombardıman hareketleri için yeterli bir suçtur.






CİHADIN HAKİKATİ
Eğer İslam andığımız diğer mezhepler (Relikion) gibi bir mezhep ve Müslümanlar da diğer milletler (Avrupalıların anladığı anlamda) gibi bir milletse kuşkusuz ki cihad o zaman, bütün ibadetlerin başı olma özelliğini kaybeder. Ne Müslümanlar ne de İslam Avrupalıların anladığı anlamda değildir. Yani İslam, Avrupalıların anladığı gibi mezheplerden bir mezhep, Müslümanlar ise yine onların anladığı gibi milletlerden bir millet değildir.
İslam, bir inkılab ülküsüdür.





İslam, bir inkılab hareketidir. İslam, yeryüzündeki bütün batıl sistemleri tuz-buz edip yerine kendi ülküsüne göre düzenlenmiş, yeniden yepyeni ve evrensel kurumlan koymak ister. Bu nedenledir ki Müslüman; İslam'ın oluşturduğu ve bu ebedi inkılab düzenini gerçekleştirmek için hizaya getirdiği dünya inkılapçılarının adıdır. Bu evrensel inkılabı gerçekleştirme savaşı ise cihaddan başka bir şey değildir.

Başka bir ifadeyle; bu evrensel inkılabı gerçekleştirmek için yorulmak ve dinmek bilmeyen sonsuz bir eylem işidir cihad."
İslam diğer inkılab hareketleri ve ideolojik davalar gibi, pratik metodunu anlatımda, davasını olduğu gibi ortaya koymakta yabancı kavramları kullanmak istemez. İslam'ın kendine özgü bir terminolojisi vardır. Böylece başka düşüncelerle, popüler olan düşüncelerle arasında terminoloji yönünden dahi benzerlik bırakmamıştır.






İşte cihad kavramı da İslam'ın davasını anlatmak için oluşturduğu sözü edilen terminoloji sözlüğünden alınmış bir kelimedir.
İslam, Arap dilinde kıtal, çarpışma anlamına gelen harp kavramını almadığı, cehd (didinme), say (çalışma) anlamına gelen cihad kavramım seçtiği görülmektedir. Cihad'ın İngilizce'deki karşılığı 'struggle'dir. Ancak anlamın ortaya konması bakımından cihad kelimesi daha derin ve evrenseldir.
İslam, neden Arapların çok kullandığı harp gibi kelimeleri kullanmadı da yepyeni bir kavram olan cihadı kullandı?..






Benim görüşüme göre en önemli neden; terminolojik olarak harp kavramı kişisel çıkarlar ve birtakım polemik oyunlar için ateşi bir türlü dinmeyen, yangını çağlar boyu erlerin, milletlerin, kabilelerin içinden çıkmayan kıtal anlamında kullanıla gelmiştir. Bu tür harplerde soyut olarak kişisel ya da sosyal kinler hakim olmuştur. Onlar da bir düşünce endişesi ve bir sistemi hakim kılma çabası göze çarpmaz.


İslam'da meşru sayılan savaş, bu tür harplerden olmamakla beraber 'harp' kavramının alınmayışının nedeni nedir? Çünkü; İslam bir milletin yararı için başka bir milletin yok olmasına karşıdır.




Bir toplumu kalkındırmak için diğerini düşürmez. Dahası, bir azınlığın veya topluluğun şu veya bu ülkeyi elde etmesini, işgal etmesini gözetmez. İslam beşeriyetin kurtuluşunu ve mutluluğunu düşünür. Bu kurtuluşu ve mutluluğu sağlayabilmek için de kendisine özgü pratik metotları, düşünceleri vardır. İslam, bu kendine özgü metotlardan başka metotlara, bu düşüncelerden başka düşüncelere dayalı her çeşit otoriteye karşı koyar, onu kökünden devirmek ister. Milletlerin isteği ile ya da idare edilenlerin durumu bu konuda İslam'ın ortaya koyacağı tavrı etkilemez.







Çünkü İslam'ın kendi ülküsünü yüceltmek, kendi metodunu uygulamak ve hakim otoriteleri bu ülkünün temelleri üzerine oturtmaktır. O, hak ve adalet sancağını elinde bulundurup küfrün belini kıran kimsenin şahsını dikkate almaz. Çünkü İslam'ın gayesi, yer almak değildir sadece. O yalnız bir bölge veya kıtayla da yetinmez. İslam, bütün bir dünyanın huzur ve refahını gözetir.

Bunu da gerçekleştirirken milletlerle dövüşüp onların gelir kaynaklarını elinden alıp sömürmek için yapmaz. İslam, böyle bir durumu arzulamaz. Ancak, bütün insanlığın evrensel mutluluğunu gerçekleştirip, İslam'ın beşeri sistemlerden, diğer semavi dinlerden daha üstün bir sistem olduğunu göstermek için böyle bir harekete girmek ister.




Bu yüce ideali gerçekleştirmek, bu evrensel inkılabı gerçekleştirmek için, bütün güçlerini seferber eder. İşte cihad, bu dinmeyen savaşa, bütün bir enerji ile çalışma eylemine ve bütün meşru yollara başvurma cehdine denir. Cihad bu çalışma ve azmetme işini bütünüyle kapsayan bir kavramdır.
 

Resul Aydın

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
17 Eyl 2006
Mesajlar
4,770
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
61
Konum
DÜNYANIN BAŞKENTİNDEN
ALLAH YOLUNDA
İslam'da cihad hedefsiz, gayesiz bir savaş değildir. İslam'da cihadın vazgeçilmez koşulu Allah yolunda olmasıdır. Daha önce İslam'ın kendi ülküsünü ve sistemini anlatmak için neden başka kavramları değil de cihad kavramını seçtiğini anlatmıştık. "Allah yolunda" deyimi de İslam'ın kendi ülküsü için kullandığı kavramlar sözlüğünden bir kavramdır.




Bu kavramı da birçok kişi yanlış anlamış, halkı İslam inancına boyun eğdirip ve İslam'ı kabul ettirmek için zorlamayı "Allah yolunda" cihad olarak kabul etmiştir. Akıllarının ermediği konulara girmek, başka alanlarda uçmak arzusundan dolayı işte bu tip yanlış anlayışlar ortaya çıkmıştır.

Gerçekten "Allah yolunda" deyimi, İslam terminolojisinde onların düşündüğünden çok derin anlamlar içerir. Hele onların sandığı bir anlama hiç benzemez. İslam'a göre; genelin faydası toplumun mutluluğu için geçici dünyalık arzusunda bulunulmadan yapılan her hareket "Allah yolunda"dır. Allah'ın sana verdiği malları geçici dünyalık yararlar umarak harcarsa elbette ki bu "Allah yolunda" değildir. Ancak sadece Allah rızası için bildiğin muhtaçlara yardım edersen kuşkusuz ki bu "Allah yolundadır.





İşte bu "Allah yolunda" deyimi yalnız İslam'a özgü, maddi çıkar ve arzulardan uzak, sadece Allah rızası için olan hareketler için kullanılır. Bunu yapan kimse iyi bilir ki mümin kardeşlerinin huzuru için yaptığı her iş Allah rızası içindir. Müminlerin bu geçici dünya hayatında arzuladığı yegane şey, yüce Allah'ın rızasını kazanmaktır.

İşte Allah, sözü edilen bu anlamı içermesi için "Cihad"ı, "Allah yolunda" maksadıyla sınırlamıştır. Müslüman birey veya topluluk; batıl, sakat sistemleri yıkıp yerine İslam ülküsüne dayalı yeni ve dinç bir sistemi getirirken harcayacakları türlü gayretler ve yapacakları her türlü fedakarlıklar da kişisel çıkardan, nefsani arzulardan uzak olmalıdır.





İslam bunu ister. Müslüman birey ya da topluluk bütün bir didinmelerinin karşılığı olarak hakikat ölçülerine uygun, adaletli bir sistemi getirmekten başka bir şey gözetmemelidirler. Mümin; yaptığı şeylerin karşılığını bu dünyada beklemez. Çünkü o; Allah'ın kelamını yüceltmek (ilahi kelimetullah) için, bu dinmeyen mücadelenin, bitmeyen savaşın karşılığında mal mülk, şan-şeref, rütbe ve geçici dünyalık elde etme düşüncesinde değildir.





Kendi yakınlarını iş başına geçirmek, kişisel otorite kurmak, kendisinden sonra gelen ahbapları için yer hazırlamak gibi birtakım zelillerin başvuracağı işleri yapmaz. İşte ilahi hitap haykırıyor: "İnananlar Allah yolunda dövüşürler, küfredenler ise tağut yolunda dövüşürler!"(Nisa Suresi, 76)

"Tuğyan"in lügat manası; "haddi aşmak"tır. Günahta haddi aşan herkese taği denir. "Sel taşması" deyimi de aynı köktendir. Çünkü suyun haddinden fazla çoğalmasıdır. Kur'an-ı Kerim'de bu anlama gelen ayet vardır; "gerçekten su taştığında". Tuğyan kavramı, burada suyun taşması olarak kullanılmıştır. İnsanoğlu haddini aşıp yeryüzünde otorite kurarak insanları zorla köleleştirip, haklarına tecavüz ederek, onların gelir kaynaklarını sömürmek ister. İşte bunu gerçekleştirebilmek için de savaş eder. İşte "Put (tağut) uğrunda savaşmak" budur. Put; İslam terminolojisinde küfrün sembolüdür.




İSLAM İNKILÂBI
Şu ayet-i kerime İslam inkılabının özünü en güzel şekilde ifade eder: "Ey insanlar, sizi yaratan Rabb'inize kulluk edin." (Bakara Suresi, 21)
Evet bu davanın, İslam inkılabı davasının özünü İslam anlatırken; yeryüzündeki insanlara, işçilerin, çiftçilerin, kapitalistlerin, fakirlerin dili ile ya da sınıfların, partilerin adıyla seslenmiyor.






Gerçekten O, bütün "Ademoğullarına" sesleniyor ve bu sesleniş de sadece beşer cinsinin bireyleri olduklarından ötürüdür. Çünkü O, tek Allah'a kulluk etmeyi, O'na ortak koşmamayı ve ilah olarak yalnız O'nu tanımayı emrediyor. Öyle ki Allah'ın emirleri dışına çıkmamayı, O'na ibadet etmekten geri durmamayı, haksız olarak yeryüzünde büyüklenmemeyi emrediyor.



Çünkü emir ve hakimiyet yalnız Allah'a özgüdür. Göklerin ve yerin anahtarları O'nun elindedir. Ne olursa olsun hiç kimse yeryüzünde büyüklük taslayıp kimsesizleri ezemez; zavallı insanları zulmü altında inletemez.





Bütün insanlığı çağırıyor İslam: "Ey Kitap Ehli, sizinle aramızda ortak olan şu söze geliniz: Sırf Allah'a kulluk edelim, hiçbir şeyi O'na ortak koşmayalım ve Allah'ı bırakıp birbirimizi ilah edinmeyelim." (Âl-i İmran Suresi, 64)
Evet bizim evrensel inkılab çağrımızın anlaşılmasının güç bir yönü yoktur; çağrımız bundan ibarettir. "Hüküm vermek ancak Allah'a aittir;, kendisinden başkasına değil, O'na tapmamızı emretmiştir. Bu dosdoğru dindir..." (Yusuf Suresi, 40)
"Bizi anmasını kendisine unutturduğumuz ve işinde aşırı giderek hevesine uyan kimseye uyma." (Kehf Suresi, 28)





"Yalan söyleyerek Allah'a iftira edenden daha zalim kim vardır? İşte bunlar Rabblerine götürülürler. Ve şahitler: "Rabblerine yalan söyleyenler bunlardır" derler. Bilin ki Allah'ın laneti haksızlık yapanlaradır. Bunlar Allah'ın yolundan alıkoyarlar. Ve o yolu eğriltmeye çalışırlar; işte onlar ahireti inkar edenlerdir." (Hud Suresi, 18-19)

Alemlerin yaratıcısı soruyor: "Ayrı ayrı bir sürü uydurma Rabbler mi daha iyidir, yoksa her şeyden üstün tek Allah mı?.." (Yusuf Suresi, 39)







CİHAD İHTİYACIMIZ VE CİHAD'IN GAYESİ

Bu küçük kitapçıkta İslam'ın sosyal düzenini geniş bir şekilde anlatacak değiliz. Gerçi yerimiz de buna uygun değildir. İnşallah zamanla bu konulan genişçe anlatırız.


Burada şunu vurgulamak istiyorum: İslam; son günlerde din denilince anlaşıldığı gibi soyut olarak ibadetler, sözde kalan inançlar ve gelenekler kuramı değildir. Gerçekten o, evrensel, bütün bir sistemdir. Yeryüzünde hüküm süren batıl ve zalim sistemleri yıkıp, kökünden kurutmak, yerine insanların yararına olan adalet ve özgürlüğe dayalı kendi sistemlerini getirmek ister. Çıkmazlar içinde çırpınan şer tuzaklara düşmüş, zavallı insanların dünya ve ahirette mutlu olmalarını sağlar.






İslam'ın çağrısı; düzeltme ve yenilik, yıkma ve yapma çağrısıdır. Bu, bir bölgeye ve bir ırka özgü olmayıp bütün insanlığı kapsayan bir durumdur. İslam, bütün bir insanlığı çağırıyor! Dahası Allah'ın sınırlarını hiçe sayıp, yeryüzünün gelir kaynaklarını sömürmek isteyen, fakir kitleleri perişan eden zalimler güruhunu tehdit ediyor:




"Allah'ın insanlar için çizdiği sınırları geçmeyin! Yeryüzünde putlaşmayın! Allah'ın yasakladığı kötü şeyleri yapmayın! Eğer bu emir ve yasaklara uyar ve adalet sistemine boyun eğerseniz kendinizi selamette biliniz! Çünkü hak kervanının yolcuları hiç kimseye düşmanlık etmezler. Hakikat erleri ancak zalimlere, fuhşa sapanlara, fesatçılara ve insanlığı Allah'ın yarattığı doğal fıtrattan uzaklaştıranlara karşı düşmandırlar."




Bu çağrıyı kabul edip ona inanan her birey, İslam cemaatının bir parçası, İslam sitesinin bir üyesidir. Bu sitede; siyahla kırmızı, zenginle fakir arasında bir fark yoktur. Bir tarağın dişleri gibi üyelerin tümü de birbirine eşittir. Öyle ki bir milletin diğer bir millete, bir sınıfın başka bir sınıfa kesinlikle bir üstünlüğü yoktur. "Üstünlük ancak takva iledir." İşte, Allah'ın lisanıyla Hizbullah denilen evrensel hizip ancak böylece ortaya çıkar.




Sözü edilen hizip, gerçekleştirmek istediği bu gaye uğrunda, "Allah yolunda Cihad'a başlamadan kesinlikle gerçekleşmiş sayılmaz. Doğal olarak bu hizip başka düzenler üstüne oturan kurumları yıkıp elbette yok etmek ister. Çünkü varlığının gayesi budur. O, bütün gücünü, çürümüş yapıları yıkıp sosyal adalete dayanan kuramlar üstüne oturmuş, Kur'an'ın "Allah'ın kelimesi" dediği sistemi getirmek için harcar.
 

Resul Aydın

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
17 Eyl 2006
Mesajlar
4,770
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
61
Konum
DÜNYANIN BAŞKENTİNDEN
"Balık karnında hesap kendimle alışveriş,
Gözümde aralanan o hayalin peçesi,
Suskunlukta kayboluş, eriyiş ve tükeniş,
Uçsuz bucaksız sayfa ruhumun dilekçesi!"
 

nuresma

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Eki 2006
Mesajlar
2,975
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
Konum
ankara
Allah razı olsun.
ufuk açıcı paylaşımlardı.

...İslam, bütün bir insanlığı çağırıyor!...

selamun aleykum ve rahmetullah.
 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
logo3lz1.jpg

 

aliye_aliye

Altın Üye
Katılım
25 Eki 2006
Mesajlar
16,828
Tepki puanı
4
Puanları
38
Konum
~* پایتخت آن بهشت *~
Web Sitesi
www.fizikist.com
Gazze İslam'a Feda Oluyor Biz de Gazze'ye Feda Olacağız

Filistin İslami direniş hareketi Hamas'ın kadın milletvekillerinden ve üç şehid annesi Umm Nidal, İsra Haber vasıtasıyla Türkiyeli müslümanlara görüntülü olarak gönderdiği mesajda şunları söylemişti:
"İnşaallah Filistin’de dirilecek olan bu din dünyaya yayılacaktır. Ümmeti asla hayal kırıklığına uğratmayacağız. Bizlerden ne kadar vazgeçenler ne kadar uzaklaşanlar da olsa biz, sizlerden vazgeçmeyeceğiz. Ümmetimize ve dinimize olan vefamızı koruyacağız. Hepimiz sizlere, ümmete feda olacağız, ümmet için öleceğiz."
İşte Filistin İslami direnişi budur, Hamas budur. Filistin'de kadın, Filistin'de anne budur...
Umm Nidal biz Türkiyeli müslümanlara bu şekilde seslenmişti..
Şimdi onlar siyonistlerin kan kusan bombardımanları altında yüzlerce şehid sundular Kudüs yoluna, parçalanan bedenleriyle, kan gölüne dönen caddeleriyle ahidlerinde sadakatlerini ispat ettiler. Çünkü onlar Allah'a verdikleri sözden hiç bir zaman dönmediler...
İslam Ümmeti, her vesileyle, Gazze'deki bu kurbanlarımızın hakkını gözetme, onların pak kanlarına olan ahdimizi gösterme durumundayız...
İslam Ümmeti Gazze ile sınanmaktadır...
Rabbimizin "Ey İman edenler Allah'ın yardımcıları olun!" buyruğu bu günler içindir..!
Ya bizler sadık müminler olarak Gazzeli kardeşlerimizle birlikte cihad ve direniş meydanlarında buluşacağız, ya da yahudiler gibi "Sen git Rabbinle birlikte savaş" diyeceğiz...
Ya gerçekten "müslüman" olarak varız, ya da, Allah ve Ümmet karşısında "aldatan"lar zümresine katılmış olacağız...
Bizler burada Filistin İslami direnişine, aziz şehidlerimize ve şehid ailelerine söz veriyoruz:
Gazze İslam için, Kudüs için feda oluyor...
Bizler de Gazze için feda olacağız...
İslam Ümmeti'nin yiğit evladları, zaman Gazze için meydanlara atılma zamanıdır...
Zaman, siyonist düşmanı ezmenin zamanıdır...

ALLAHUEKBER!


Nurettin Şirin


 

GEVHER

Yönetici
Katılım
9 Eyl 2008
Mesajlar
3,971
Tepki puanı
2,515
Puanları
163
"Ey Kitap Ehli, sizinle aramızda ortak olan şu söze geliniz:
Sırf Allah'a kulluk edelim, hiçbir şeyi O'na ortak koşmayalım ve Allah'ı bırakıp birbirimizi ilah edinmeyelim."

(Âl-i İmran Suresi, 64)
 

kimkimdir

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Şub 2009
Mesajlar
6,610
Tepki puanı
2
Puanları
0
Yaş
53
[sıze=4]küfr'e karşı, müslüman...kükremeli her zaman;[/sıze]
[sıze=4]el-cihad minel iman.[/sıze]
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
ALLAH YOLUNDA CİHAD

Frenkler Cihad kavramını kendi dillerine çevirmek istediklerinde daima kutsal savaş (Holy war) şeklinde çevirmeyi gelenek haline getirmişlerdir. Öyle ki cihadı asıl içeriğinden soyutlayıp yalancı ve yanlış bir şekle sokmaya çalışırlar. İnanılmayacak oranda çirkin yalanlar uydurarak, edebi oyunlarla mutlak gerçeklerin yüzünü oldukça kara gösterirler.





Artık durum öyle bir noktaya vardırılmıştır ki bir Avrupalı'ya göre cihad; vahşilik, kan dökücülük, barbarlık demektir. Hünerli ağızları, büyülü yazılarıyla gerçeklerin yüzünü boyamaktan geri durmadılar. Ne zaman bu söz, "Cihad" sözü duyulursa Avrupalıların gözünde; "Kılıcını kınından çıkarmış, içi kin ve tutuculuk ateşiyle yanan, ruhu barbarlık ve vahşetle dolu, gözü dönmüş, Allahu Ekber çığlıkları atarak meydanlarda at koşturan, kılıç sallayan iğrenç yüzlü barbarlar ordusu" canlanmıştır.






Öyle ki bir Avrupalının gözünde "Cihad" sözü eden bu vahşi ruhlu (!) adamlar bir "Kafir" gördüklerinde hemen boğazına sarılırlar. Böyle bir durumla karşı karşıya kalan bir kişi ya "La İlahe İllallah Muhammedur rasulullah" deyip kurtulur. Ya da bir kılıç darbesiyle boynu al kızıl kanlara boyanır!

Bu dahi (!) adamlar hünerle kullandıkları fırçalarıyla yukarıdaki portreyi çizmişler ve kıpkızıl boyayla altına şu ibareyi yazmışlardır: "İşte Müslümanların iyi kalpli milletlere karşı işledikleri cinayetlerin portresi."
Ne korkunç bir yalan!




Bizim portremizi bu kadar çirkin şekilde çizenler, hayvani duygularını dindirmek için canavarlar gibi birbirlerinin boğazına barbarca yapışanların ta kendisi idiler. Onlar kutsal olmayan savaşlarıyla (Un Holy war) doğuda ve batıda zayıf ve güçsüz milletleri esaretleri altında inini inim inletip, deniz aşın ülkelerde Allah'ın zavallı insanlara lütfettiği madenleri çıkarıp kendi hesaplarına tüketmişlerdir.





Bunlar bizim cihad prensibimizden pis ağızlarla söz ederken kalpleri mal-mülk ateşiyle yanmakta, ellerinde makineli tüfekler, altlarında zırhlı tanklar, üstlerinde bir yığın uçaklar, arkalarında donatılmış milyonluk ordularla zavallı geri kalmış milletlerin sade hayatlarını zehirleyip, gelirlerini talan etmektedirler. Yine de pis arzuları her gün biraz daha kabarmakta, hayvani ihtirasları artmaktadır.



Onlar, hiçbir zaman Allah yolunda savaşmamışlar-dır. Ancak hayvani arzularının, çirkin isteklerinin, absurt düşüncelerinin yolunda savaşmışlardır. Ne gariptir ki bu korkunç girişimlere, feci bombardımanlara maruz kalan zavallı geri kalmış ülkelerin bütün günahı; Allah'ın kendilerine lütfettiği yeraltı kaynaklarına ya da verimli arazilere sahip olmalarıdır.




Avrupa piyasası için açık pazar, eğlenmek isteyen gençler için bir gezinti yeri olabilmek ihtimali en büyük suçtur, onlar için! İşin üzücü olan bir yönü de bu zavallı ülkelerin talihsizlik eseri olarak onların aç gözlerini sömürüp duyuramadıkları memleketlerin yolları üstünde bulunmalarıdır. Evet, bu dahi acıklı bombardıman hareketleri için yeterli bir suçtur.






CİHADIN HAKİKATİ
Eğer İslam andığımız diğer mezhepler (Relikion) gibi bir mezhep ve Müslümanlar da diğer milletler (Avrupalıların anladığı anlamda) gibi bir milletse kuşkusuz ki cihad o zaman, bütün ibadetlerin başı olma özelliğini kaybeder. Ne Müslümanlar ne de İslam Avrupalıların anladığı anlamda değildir. Yani İslam, Avrupalıların anladığı gibi mezheplerden bir mezhep, Müslümanlar ise yine onların anladığı gibi milletlerden bir millet değildir.
İslam, bir inkılab ülküsüdür.





İslam, bir inkılab hareketidir. İslam, yeryüzündeki bütün batıl sistemleri tuz-buz edip yerine kendi ülküsüne göre düzenlenmiş, yeniden yepyeni ve evrensel kurumlan koymak ister. Bu nedenledir ki Müslüman; İslam'ın oluşturduğu ve bu ebedi inkılab düzenini gerçekleştirmek için hizaya getirdiği dünya inkılapçılarının adıdır. Bu evrensel inkılabı gerçekleştirme savaşı ise cihaddan başka bir şey değildir.

Başka bir ifadeyle; bu evrensel inkılabı gerçekleştirmek için yorulmak ve dinmek bilmeyen sonsuz bir eylem işidir cihad."
İslam diğer inkılab hareketleri ve ideolojik davalar gibi, pratik metodunu anlatımda, davasını olduğu gibi ortaya koymakta yabancı kavramları kullanmak istemez. İslam'ın kendine özgü bir terminolojisi vardır. Böylece başka düşüncelerle, popüler olan düşüncelerle arasında terminoloji yönünden dahi benzerlik bırakmamıştır.






İşte cihad kavramı da İslam'ın davasını anlatmak için oluşturduğu sözü edilen terminoloji sözlüğünden alınmış bir kelimedir.
İslam, Arap dilinde kıtal, çarpışma anlamına gelen harp kavramını almadığı, cehd (didinme), say (çalışma) anlamına gelen cihad kavramım seçtiği görülmektedir. Cihad'ın İngilizce'deki karşılığı 'struggle'dir. Ancak anlamın ortaya konması bakımından cihad kelimesi daha derin ve evrenseldir.
İslam, neden Arapların çok kullandığı harp gibi kelimeleri kullanmadı da yepyeni bir kavram olan cihadı kullandı?..






Benim görüşüme göre en önemli neden; terminolojik olarak harp kavramı kişisel çıkarlar ve birtakım polemik oyunlar için ateşi bir türlü dinmeyen, yangını çağlar boyu erlerin, milletlerin, kabilelerin içinden çıkmayan kıtal anlamında kullanıla gelmiştir. Bu tür harplerde soyut olarak kişisel ya da sosyal kinler hakim olmuştur. Onlar da bir düşünce endişesi ve bir sistemi hakim kılma çabası göze çarpmaz.


İslam'da meşru sayılan savaş, bu tür harplerden olmamakla beraber 'harp' kavramının alınmayışının nedeni nedir? Çünkü; İslam bir milletin yararı için başka bir milletin yok olmasına karşıdır.




Bir toplumu kalkındırmak için diğerini düşürmez. Dahası, bir azınlığın veya topluluğun şu veya bu ülkeyi elde etmesini, işgal etmesini gözetmez. İslam beşeriyetin kurtuluşunu ve mutluluğunu düşünür. Bu kurtuluşu ve mutluluğu sağlayabilmek için de kendisine özgü pratik metotları, düşünceleri vardır. İslam, bu kendine özgü metotlardan başka metotlara, bu düşüncelerden başka düşüncelere dayalı her çeşit otoriteye karşı koyar, onu kökünden devirmek ister. Milletlerin isteği ile ya da idare edilenlerin durumu bu konuda İslam'ın ortaya koyacağı tavrı etkilemez.







Çünkü İslam'ın kendi ülküsünü yüceltmek, kendi metodunu uygulamak ve hakim otoriteleri bu ülkünün temelleri üzerine oturtmaktır. O, hak ve adalet sancağını elinde bulundurup küfrün belini kıran kimsenin şahsını dikkate almaz. Çünkü İslam'ın gayesi, yer almak değildir sadece. O yalnız bir bölge veya kıtayla da yetinmez. İslam, bütün bir dünyanın huzur ve refahını gözetir.

Bunu da gerçekleştirirken milletlerle dövüşüp onların gelir kaynaklarını elinden alıp sömürmek için yapmaz. İslam, böyle bir durumu arzulamaz. Ancak, bütün insanlığın evrensel mutluluğunu gerçekleştirip, İslam'ın beşeri sistemlerden, diğer semavi dinlerden daha üstün bir sistem olduğunu göstermek için böyle bir harekete girmek ister.




Bu yüce ideali gerçekleştirmek, bu evrensel inkılabı gerçekleştirmek için, bütün güçlerini seferber eder. İşte cihad, bu dinmeyen savaşa, bütün bir enerji ile çalışma eylemine ve bütün meşru yollara başvurma cehdine denir. Cihad bu çalışma ve azmetme işini bütünüyle kapsayan bir kavramdır.
güncelleme...
 

cetin_artar

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
25 Ağu 2009
Mesajlar
4
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
50
cihad sizin de dediğiniz gibi kelime manası olarak cehd etmek yani çabalamak manasında... bunu sadece savaş olarak algılanıp müslümanların barbar olarak ifade edilmeye çalışmaları avrupalıların bir yaklaşımından başka birşey değildir. islamiyette savaş vardır ama bu kendini savunma amaçlıdır bunun ötesinde birşey değildir.

daha da ötesinde çabalamayı Allah'ın Kuran'da belirttiği güzel ahlakın ateizme karşı yayılma çabaları olarak da anlamak gerekir diye düşünüyorum. yani tebliğ çoğu zaman unuttuğumuz en önemli ibadettir aslında...

düşünsenize Yüce Rabbimiz tarafından bize gönderilen bir Kitap var ve bu Kitapların bir çok ayeti sizin de bildiğiniz gibi "De ki" diye başlar. o zaman bizim birşeyler anlatmamız ve bunu nasıl yapacağımız bize bir yol gösterici olarak burada ifade edilmektedir.
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
Hadis No : 0987Ravi: Ebu ÜmameTanım: Resulullah (sav) şöyle buyurdular: "Ümmetimin seyahati Allah yolunda cihaddır."
Kaynak: Ebu Davud, Cihad 6, (2486)
 

Resul Aydın

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
17 Eyl 2006
Mesajlar
4,770
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
61
Konum
DÜNYANIN BAŞKENTİNDEN
cihad sizin de dediğiniz gibi kelime manası olarak cehd etmek yani çabalamak manasında... bunu sadece savaş olarak algılanıp müslümanların barbar olarak ifade edilmeye çalışmaları avrupalıların bir yaklaşımından başka birşey değildir. islamiyette savaş vardır ama bu kendini savunma amaçlıdır bunun ötesinde birşey değildir.

daha da ötesinde çabalamayı Allah'ın Kuran'da belirttiği güzel ahlakın ateizme karşı yayılma çabaları olarak da anlamak gerekir diye düşünüyorum. yani tebliğ çoğu zaman unuttuğumuz en önemli ibadettir aslında...

düşünsenize Yüce Rabbimiz tarafından bize gönderilen bir Kitap var ve bu Kitapların bir çok ayeti sizin de bildiğiniz gibi "De ki" diye başlar. o zaman bizim birşeyler anlatmamız ve bunu nasıl yapacağımız bize bir yol gösterici olarak burada ifade edilmektedir.




Selam ve dua ile...
Allah'a Emanet Olunuz
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt