Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

---Dua Bir Lütuftur--- (1 Kullanıcı)

gülsengül

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Eyl 2008
Mesajlar
5,816
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
"vallahi dua bir lutuftur"

"Deki; Duanız olmazsa Rabb'im size ne diye değer versin ki.?" (Furkan Suresi, 77. Ayet)

Dilimizden duaları kalbimizden imanı Rabbim eksik etmesin... Dilerim Allah-u Teala'dan kurtuluşa erenlerden oluruz inşallah...

Rabbim Resulunun Senden ne dua ettiyse bende ediyorum... Kabul eyle Ya Erhamer Rahimiz...

Rabbim razı olsun değerli kardeşlerim
okuyan gözlerinize sağlık..
Dua müminin en büyük sığınağıdır..
Hayırlı ve bereketli cumalar diliyorum..Rabbim dualarımızı kabul eylesin..Amin..
Selam ve dua ile..
 

gülsengül

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Eyl 2008
Mesajlar
5,816
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
Salât-ı münciye (salâten tüncînâ)


Sıkıntılardan,afatlardan, belâlardan kurtulmak için murâdlara nâil olmak için, “Salâten tüncînâ” “Salât-i tefriciyye” okumalıdır: (51)


Salâten tüncînâ:
“Allahümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âl-i seyyidinâ Muhammedin salâten tüncînâ bihâ min cemî'il ahvâl-i vel-âfât ve taktî lenâ bihâ cemî'al hâcât ve tütahhirünâ bihâ min cemi'isseyyiât ve terfe'unâ bihâ a'ledderecât ve tübelligunâ bihâ akselgâyât min cemî'il hayrât-i fil hayati ve ba'del-memât”.


Salât-i tefriciyye:
Allahumme salli salâten kâmileten ve sellim selâmen tâmmen alâ seyyidinâ muhammedinillezî tenhallü bi-hil’ukadu ve tenfericu bihi’l-kurebu ve tukdâ bihi’l-havâicu ve tunâlu bihirreğâibu ve husnulhavâtimi ve yusteskal ğamâmu bivechihil kerimi ve alâ âlihî ve sahbihi fî-kulli lemhatin ve nefesin biadedi kull-i ma’lûmin lek.(51)
4444 kere okumak Osmanlılarda adet olmuştu.


 

gülsengül

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Eyl 2008
Mesajlar
5,816
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
Îmân duâsı


Allahümme innî e’ûzü bike min en-üşrike bike şey-en ve ene a’lemü ve estagfirü-ke li-mâ lâ-a’lemü inneke ente allâmülguyûb. (Sabah ve akşam okumalıdır.) (1)

“Ya hayyü ya kayyum ya zel celal-i vel ikram. Allahümme inni eselüke en tuhyiye kalbi bi nuri marifetike ebeden ya Allah, ya Allah, ya Allah celle celalüh” (41)

(Bu duâyı sabah namazından sonra okuyanın imanla ruhunu teslim edeceği bildirildi.)

“Yâ Allah yâ Allah yâ hayyü yâ kayûmü yâ zelcelâli vel ikrâm, es’elüke en tuhyiye kalbî bi nûr-i ma’rifetike ebeden yâ Allah yâ Allah.” (38) duâsı da imanla ölmek için her zaman okunmalıdır.



 

gülsengül

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Eyl 2008
Mesajlar
5,816
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
Ebû Hüreyre -radıyallahu anh-dan rivâyet olunduğuna göre Resûl-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem-Efendimiz Hazretleri buyurmuşlardır ki:


"Cum'a gününde bir saat vardır. Allah'ın kullarından bir müslim namazda ve kıyamda iken Allah Teâlâ'dan niyâz ile bir şey isteyip duâsı o saate tesadüf ederse Allah teâlâ Hazretleri o kimsenin dileğini verir." Böyle buyurduktan sonra mübarek küçük parmağının ucuna işaret buyurdu. (11)

Cum'a gününün içindeki saat, küçük parmağına nisbetle parmağın ufak ucu ne kadar ise, güne nis-betle o kadar az bir müddetdir ki o saat içinde her halde duâ müstecâb olur demektir.
Nebiyy-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Hazretleri:


- 'Cum'a günü, ibâdet ve ezkâr ile mü'minle-rin kalbi mesrûr olacak bir bayram günüdür' (12) buyurmuşlardır.

-"Size bir sûre haber vereyim mi ki, azameti semâ ile arz arasını doldurmuş, onu yetmişbin melek teşyî' etmiştir? O sûre Kehf süresidir. Kim cum'a günü bu sûreyi okursa Allah onu öteki cum'aya kadar bu sûre ile mağfiret eder, sonunda üç gün de ziyâdesi vardır. Ve semâya ulaşan bir nûr verilir ve Deccal'in fitnesinden muhafaza edilir. Yatacağı vakit bu sûrenin sonundan beş âyet okuyan hıfz olunur ve gecenin istediği vaktinde kaldırılır." (13)

"Ey Rabbim! Perşembe günü ümmetimin erkenden yaptığı işleri bereketli kıl." (14)

Hadîsin şerhinde deniliyor ki, bugünün evvelinde bir ihtiyacını tedarik etmek, nikâh akdetmek ve bunun gibi mühim işler sünnettir.

"Cum'a gününde; Yani perşembeyi cumaya bağlayan gece iki rek'at namaz kılıp Fâtiha'dan sonra onbir defa Zilzâl Sûresini okuyan kimseyi Allah Teâlâ kabir azâbından ve kıyâmet korkularından emin kılar. " (15)

"Şu duâ ile cum'a günü herhangi bir saatte dua edilirse sâhibine muhakkak icâbet olunur." (16)

"Cum'a gününde bir saat vardır, mü'min bir kul namazda duâ ederken Allah 'dan bir şey ister ve o saate denk gelirse Allah muhakkak ona icâbet eder. Ashab-ı kirâm: 'Bu saat hangi saatdir yâ Resûlellah" dediklerinde: "İkindi namazı ile güneş batması arasındaki vakittir." buyurdular.

 

gülsengül

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Eyl 2008
Mesajlar
5,816
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
Cuma Günü Selevat Getirmenin Önemi:

Cuma, önemli olayların meydana geldiği çok hayırlı ve faziletli bir gündür. Peygamberimiz şöyle buyurmuştur:

Üzerine güneşin doğduğu en hayırlı gün cuma günüdür. Adem (a.s.) o gün yaratılmış, o gün cennete konulmuş ve o gün cennetten çıkarılmıştır.
Cuma gününde bir saat vardır ki, hangi mü'min o saatte Allah'tan bir dilekte bulunursa Allah onun dileğini kabul eder.

Efendimiz Aleyhisselam buyurdu:

Bana en yakın olanlar, üzerime en çok salavat getirenler olacaktir.
Üzerime salavat getirirseniz Allah da (c.c) sizin üzerinize salavat getirir.
Bana salavat getirin. Nerede olursanız olun salavatınız bana ulaşır.

- Allah Teala (C.C) buyurdu: "Bir defa salavat getirene Ben ve meleklerim on defa salavat getiririz."

Cuma günü ve geceleri üzerime (100) defa salavat getirenin Allah Teala (c.c) otuzu dünyaya, yetmişi ahirete ait olmak üzere yüz hacetini kabul eder.
Sünnetimi ihya eden, üzerime salavat getiren, darda kalanlara yardımda bulunanlar kıyamet gününde arşın gölgesinde olacaklardir.

Kiyamet günü büyük ecir almak isteyen, üzerime salavat getirsin.
Karsilaşan iki mü 'min salavat getirerek musafaha ederlerse, geçmiş ve gelecek günahlari bagışlanir.

Üzerime bir günde (1000) defa salavat getiren kimseye cennetteki makamı gösterilmedikçe ölmez.

Ömrünü boş yere heba eden kisinin kaybettigi zamani telafi etmesi için salavat-i şerife ile meşgul olmalidir. Eger bütün Ömrünü ibadetle geçirmiş olsan sonra bir defa salavat-i serife getirsen, getirdigin salavat bütün ibadetlerinden daha ağır gelirdi. Çünkü sen kendi gücün nispetinde salavat getirmektesin.

Allah Teala(C.C), perşembe günü ikindi vakti, melekleri salavat-i şerife getirenlerin ismini yazmak için yeryüzüne gönderir. Cuma günü ve gecesi salavat getirmeyi ihmal etmemelidir.
 

gülsengül

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Eyl 2008
Mesajlar
5,816
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
Fakirlikten kurtuluş duâsı


Dinimiz çalışarak kazanmayı emretmektedir. Hz.Ömer, “Çalışın, kazanın! Çalışmadan rızık beklemeyin! Allahü teâlâ gökten para yağdırmaz” buyurdu. Hz.Lokman Hakim de, “Çalış, kazan! Çalışmayıp muhtaç olanın dini ve aklı noksandır” buyurdu.
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
“Eve girerken "İhlas" suresini okuyan, fakirlik görmez.”

“Sıkıntıya düşen veya borçlanan, bin kerre "La havle ve la kuvvete illa billahil aliyyil azim" derse, Allahü teâlâ işini kolaylaştırır.”

“Her gün yüz defa "La havle ve la kuvvete illa billah" diyen fakirlik görmez”

Rızık için endişe etmemelidir! Kur'an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:

“Her canlının rızkı Allaha aittir.” [Hud 6]

“Şeytan, sizi fakirlikle korkutup, fahşaya sürükler (cimriliğe, her türlü kötülüğe teşvik eder.)” [Bekara 268]

Şu duâyı okuyan fakirlikten kurtulur demek, o duâ kabul olmuşsa, ona bir çalışma kapısı açılır veya ummadığı yerden rızka kavuşur demektir. Hastalığı için duâ eden de şifaya sebep olan ilaca veya başka bir sebeple sıhhate kavuşur. Çalışmak rızkı artırmaz. Rızkı veren Allahü teâlâdır. Çalışmak sebebe yapışmaktır. Sebeplere yapışmak sünnettir.

İhtiyaçtan kurtulmak, bereketli rızka kavuşmak için sebeplere yapışmalıdır! Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

“Ömrüm uzun, rızkım bol olsun diyen, akrabasını ziyaret etsin, görüp gözetsin!)

“Sabah uykusu rızka manidir.”

“İhtiyaçlarını insanlara açan, ihtiyaçtan kurtulamaz. Allahü teâlâya arz eden ise, ihtiyaçtan kurtulur.”

“Rızka kavuşan çok hamd etsin! Rızkı azalırsa istigfar etsin!”

Hamd, "Elhamdülillah", İstigfar, "Estagfirullah" demektir. İstigfar etmek, günahların affına sebep olan iyilikleri yapmaktır.

 

kalbiminurlandır

Eposta Onaylanmamış Üyeler
Katılım
7 Tem 2008
Mesajlar
4,040
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
34


Ey zerreden kürreye kainatı kudret parmağında tutan Rabbim

Ey eşya aynasında hakikatı görmek isteyenlere Zatını yansıtan Rahman

Ey kendine muhtaç olanlara ilahi azametini titreyen ruha hissettiren Rahim

Ey Zatına aşık olanları , kendini sevenlerle tanıştırarak teselli eden Allahım


Verdiğin nimetlere şükür etme gücünü bulmak için , sağanak yağmurdaki damla adedince şükür etsek , işlediğimiz günah deryasındaki kiri temizlemez ama , asla ümidimizi kaybetmeyeceğiz.

Sevdiklerinin muhabbetine düştük , aşk şerbeti içersinde , acılığımız görünmez oldu, onların hürmetine bizi de dahil eyle.Lütfunla yaşattığın bu kalbe zatına perde olacak sevgiyi koma.

Hüzün çiçeği gibi boynu bükük , kalbi kırık , dili titrek , gözü yaşlı , boynu bükük bir dille duadan başka birşey gelmez elimizden. Muhkem dağlar kadar günahla kapında duran bu mücrim , rahmetinden öylesine ümidvar ki Züleyhanın Yusufu özlemesinden daha çok bir aşkla beklemekte eşyanın hakikatını görmek için.

Hasretinden yanan gönüllerin ateşi can olanları yaksa dahi , dumanı götüren rüzgar ırak yüreklere ulaşır diye rahmetinin peşine düştük.Bizi seni sevenlerin sevgisinden uzak tutma...
Amin Amin Amin...


DUALARINA TALİBİM DOSTUM :H
 

gülsengül

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Eyl 2008
Mesajlar
5,816
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
44


Ey zerreden kürreye kainatı kudret parmağında tutan Rabbim

Ey eşya aynasında hakikatı görmek isteyenlere Zatını yansıtan Rahman

Ey kendine muhtaç olanlara ilahi azametini titreyen ruha hissettiren Rahim

Ey Zatına aşık olanları , kendini sevenlerle tanıştırarak teselli eden Allahım


Verdiğin nimetlere şükür etme gücünü bulmak için , sağanak yağmurdaki damla adedince şükür etsek , işlediğimiz günah deryasındaki kiri temizlemez ama , asla ümidimizi kaybetmeyeceğiz.

Sevdiklerinin muhabbetine düştük , aşk şerbeti içersinde , acılığımız görünmez oldu, onların hürmetine bizi de dahil eyle.Lütfunla yaşattığın bu kalbe zatına perde olacak sevgiyi koma.

Hüzün çiçeği gibi boynu bükük , kalbi kırık , dili titrek , gözü yaşlı , boynu bükük bir dille duadan başka birşey gelmez elimizden. Muhkem dağlar kadar günahla kapında duran bu mücrim , rahmetinden öylesine ümidvar ki Züleyhanın Yusufu özlemesinden daha çok bir aşkla beklemekte eşyanın hakikatını görmek için.

Hasretinden yanan gönüllerin ateşi can olanları yaksa dahi , dumanı götüren rüzgar ırak yüreklere ulaşır diye rahmetinin peşine düştük.Bizi seni sevenlerin sevgisinden uzak tutma...
Amin Amin Amin...


DUALARINA TALİBİM DOSTUM :H

Amin inşaALLAH canım benim Rabbim razı olsun emeğine sağlık bu güzel katkın için..
Dualarımızda daima dostlarımızda vardır :) canım kardeşim işlerinde kolaylıklar diliyorum.
Mübarek Berat kandilinide kutlar hayırlara vesile olmasını dilerim..
Allaha emanet ol
selam ve dua ile...
 

kalbiminurlandır

Eposta Onaylanmamış Üyeler
Katılım
7 Tem 2008
Mesajlar
4,040
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
Amin inşaALLAH canım benim Rabbim razı olsun emeğine sağlık bu güzel katkın için..
Dualarımızda daima dostlarımızda vardır :) canım kardeşim işlerinde kolaylıklar diliyorum.
Mübarek Berat kandilinide kutlar hayırlara vesile olmasını dilerim..
Allaha emanet ol
selam ve dua ile...

sağolasın canım benim :)
dualarımdasın inşAllah. :H
 

gülsengül

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Eyl 2008
Mesajlar
5,816
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
Baş ağrısında okunacak dua


Resûlullah, Hazret-i Alî’ye buyurdu ki: “Başın ağrıyınca, elini başına koy ve Haşr sûresinin sonunu – Lev enzelnâ’dan itibaren – oku.”

Resûlullah’ın Haşr sûresinin bu kısmını okuduğu zaman, mübârek elini, mübârek başına koyduğu ve: “Ölüm hâriç, bu her hastalığa şifâdır” buyurduğu bildirilmiştir. (Bu ayetler, ayatı hırz (76) dualarının içinde vardır.)

 

gülsengül

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Eyl 2008
Mesajlar
5,816
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
Seyyidü’l-istiğfar duâsı



Peygamber Efendimiz namazın akabinde duâlarına başlarken önce,

“Rab olarak Allahı, dîn olarak İslâmiyeti, Peygamber olarak da Muhammed aleyhisselâmı kabul ettim ve buna râzı oldum.” der sonra da:

“Ey yer ve gökleri yaratan, gizli ve âşikâre herşeyi bilip herşeye mâlik olan Allahım! Bir olduğuna ve senden başka ibâdete lâyık kimsenin bulunmadığına şehâdet ederim. Kendi kötülüklerimden şeytanın hiyle ve desîselerinden sana sığınırım.” dedikten sonra şöyle devam ederdi.

“Allahım! Senden, din ve dünyâm, mâl ve âilem hakkında af ve âfiyeti dilerim.

Allahım, kusurlarımı ört ve beni tehlikelerden emin kıl. Hatalarımı azalt, önümden, ardımdan, sağımdan ve solumdan, beni koru ve azametinle alt Üzerinde yürüdüğüm şu topraklardan gelecek zararlardan beni koru.

Allahım beni mekrinden, gadabından emin olanlardan kılma. Bana başkasını musallat etme. Daimâ kusûrlarımı ört ve beni zikrinden ayrılan gafillerden kılma.”

Sonra üç kere “Seyyidü’l-istiğfar” denilen şu duâyı ve diğer duâları okurdu:

“Allahım! Sen benim Rabbimsin. Senden başka ibâdete lâyık mâbûd yoktur. Beni yaratan sensin. Ben senin kulunum, gücümün yettiği kadar sana verdiğim söz ve ahid üzerindeyim. Yaptığım kötülüklerden sana sığınır, verdiğin ni’metlere şükr eder, kusurlarımdan sana ilticâ ederim. Günahlarımı mağfiret eyle, senden başka mağfiret eden yoktur.” Sonra üç kere:

“Allahım! Gözüme, kulağıma ve bütün bedenime sıhhat ve âfiyet ihsân eyle. Senden başka hakikî mâbûd yoktur.” der;

“Allahım kazâ ve kaderine rızâyı, öldükten sonra huzûr içinde ebedî saâdeti ve cemâlini müşâhede zevkini, sana vâsıl olma hevesini, dayanılmayacak zararlardan ve sapıtıcı fitnelerden beni korumanı, senden ister; zulmetmek ve zâlim olmaktan, başkasına tecâvüz etmek veya tecâvüze uğramaktan veyâ affedilmeyecek bir günah irtikâbından da sana sığınırım.”

“Allahım! Din ve azmimde sebâtı, rüşdümde azîmeti, iyi işlere azmetmeyi senden isterim. Nimetine şükrü ve sana güzel ibâdet edebilmeyi senden isterim. Nimetine şükrü ve sana güzel ibâdet edebilmeyi senden isterim. Her şeyden sâlim ve huşû sâhibi kalbi, dürüst ahlâka sâdık ve zâkir lisâna sâhib olmayı, nîmetine şükür ile güzel ibâdet ve makbûl amellerde bulunmamı senden isterim. Bildiğin bütün iyilikleri senden ister ve bildiğin bütün kötülüklerden sana sığınırım. Bildiğin bütün günahlardan sana tevbe ederim. Sen bilirsin ben bilemem. Bütün gizli şeyleri en iyi bilen sensin. Allahım! Geçmiş-gelecek, gizli-âşikâre ve senin bildiğin bütün kusurlarımı mağfiret et. İlk ve son, herşeye kaadir ve her gizliyi bilen sensin.

Allahım! İrtidadı kabûl etmeyen îmânı, tükenmeyen nîmetleri, “Hüld” Cennetinde Resûl-i Ekrem Muhammed aleyhisselâma arkadaşlığı senden isterim.

Allahım! Söz ve işlerin güzelini ve bütün iyilikleri, kötülüklerden uzak kalmağı, yoksulları sevmeyi, senden isterim. Seni sevmeyi ve seni seveni sevmeyi ve sevgine yaklaştıracak her ameli sevmeyi senden isterim. Günahlarımı bağışlamanı, beni mağfiret edip merhamet etmeni senden isterim. Kavmimi iptilâ edeceğin zamân hemen beni kendine al ve fitne ile karşılaştırma.

Allahım! Gaybı bilmen ve her şeye olan kudretin hürmetine, hakkımda hayat hayırlı olduğu müddetçe beni yaşat; ölüm hayırlı olduğunda da ruhumu kabzeyle. Gizli ve âşikâre haşyet üzere bulunmamı, hiddet ve sükûnette adaletten ayrılmamamı, zenginlik ve fakirlikte itidâli ve zâtının cemâline bakmanın zevkini ve sana ulaşmanın aşk ve hevesini senden ister; zarar veren şeylerin mazaratından ve sapıtan fitnelerden sana sığınırım. Allahım îmân cevheri ile bizi süslendir. Hidâyette olup hidâyete ulaştıranlardan eyle.

Allahım! İsyân ile aramızda perde olacak şekilde bize haşyet ihsân eyle. Cennetine ulaştıracak tâati, dünyâ ve âhiret musîbetlerini ehvenleştirecek yakîni bize ver. Allahım! Yüzümüzü hayâ, kalbimizi korku ile doldur. Sana kulluk edecek şekilde gönüllerimize heybet ve azâmetini yerleştir.En üstün sevgilimiz ve en çok korkacağımız sen ol.Allahım! İçine girdiğimiz bugünün evvelini salâh, ortasını felâh, matlûba ermek, sonunu da saâdet-i kâmileye ulaştırmak kıl.Allahım! Bugünün evvelini nîmet, ortasını rahmet, sonunu da mağfiret ve kerâmet kıl.

Allahım! Bizi müttakî olan dostlarından, felâha ermiş cemaatinden ve sâlih kullarından eyle. Sevdiğin işleri bize tevfik eyle ve bizi lehimize olan iyi işlere teveccüh ettir.

Allahım! İyilikleri toplayan evveli ve âhiri iyilik olan herşeyi senden ister, kötülükleri toplayan, evveli ve âhiri kötülük olan herşeyden sana sığınırız.

Allahım! Benim üzerimde olan kudretin hakkı için bana rahmetinle teveccüh et. Sen tevbeleri kabûl eden azîm merhamete sâhibsin Allahım hilm ü keremin hakkı için beni affeyle, bağışla. Sen mağfiret edici ve hilm sâhibisin. Allahım, hâlimi bilirsin, merhamet et. Zîra sen merhamet edenlerin en merhametlisisin.

Allahım! Bana olan mâlikiyyetin hürmetine, beni nefsime hâkim kıl ve nefsimi bana musallat etme. Zîra dilediği gibi yapan melik ve Cebbâr sensin.

Allahım! Seni noksan sıfatlardan takdîs, tesbîh, tenzîb eder ve sana hamd ederim. Senden başka İlâh yoktur. Kötülükler İrtikâbiyle nefsime zulüm ettim, günahlarımı mağfiret eyle. Sen benim Rabbimsin, günahlarımı ancak sen bağışlarsın.

Allahım! Sana gidecek doğru yola beni ilhâm et ve nefsimin kötülüklerinden beni koru. Allahım! Beni ıkâb etmeyeceğin helâl lokmayı bana rızk et. Beni taksimatına kani olanlardan eyle ve bana ayırdığın rızk ile, senin kabûl edeceğin iyi şeylerde beni çalıştır.

Allahım! Senden, günahlarımın affını, vücûdumun âfiyetini, hüsn-ü yakîn ile dünyâ ve âhirette huzûr, refah ve saâdeti dilerim. Ey günah kendisine zarar vermeyen ve mağfiret kendisinden bir şey eksiltmeyen Allahım, sana zararı dokunmayan günahlarımı bana bağışla, senden bir şey eksiltmeyen mağfiretini de bana ver.”

“Ey Rabbimiz! Bize sabır ver, müslümân olduğumuz hâlde ruhumuzu kabzeyle.”

“Sen dünyâ ve âhirette benim dostum, yardımcı ve koruyucumsun, benim canımı müslümân olduğum hâlde al ve sâlihlere kat.”

“Sen bizim velimiz ve dostumuzsun bizi affet ve bize rahmet et, mağfiret edicilerin en hayırlısı sensin.”

“Bizim için bu dünyâda ve âhirette güzel olanı yaz. Biz sana teveccüh ettik.”

“Ey Rabbimiz! Sana tevekkül ve sana teveccüh ettik. Rücû ve dönüş ancak sanadır.” “Ey Rabbimiz! Bizi bu zâlim kavmin işkencesine uğratma.”

“Ey Rabbimiz! Kâfirleri bize musallat etme. Bizi mağfiret eyle, sen muhakkak azîz ve hakîmsin.”

“Ey Rabbimiz! Günahlarımızı ve işimizdeki aşırı hareketlerimizi mağfiret eyle.”

“Ey Rabbimiz! Bizi ve îmânda bizden önce olan din kardeşlerimizi mağfiret eyle ve kalblerimizde mü’minler için kin ve hased bırakma. Ey Rabbimiz! Sen çok şefkat ve çok merhamet sâhibisin.”

“Ey Rabbimiz! Bize senin katından rahmet ver. İşimizde bize doğru bir yol tuttur.” “Ey Rabbimiz! Bize dünyâda hasene ver, âhirette de hasene ver ve ateşin azâbından bizleri koru.”

“Ey Rabbimiz! Günahlarımızı mağfiret eyle. Kusurlarımızı ört ve bizi iyiler meyânında öldür. Ey Rabbimiz, resûllerinin lisânı ile va’dettiklerini bize ver. Kıyâmette bizi rüsvây etme. Muhakkak ki sen sözünden dönmezsin.”

“Ey Rabbimiz eğer unuttuk veyâ yanıldıysak bizi mes’ûl tutma. Ey Rabbimiz bizden öncekilere yüklediğin gibi bize de ağır yük yükleme. Ey Rabbimiz takat getiremiyeceğimiz şeyleri bize yükleme. Bizi affet, hatâlarımızı bağışla. Bize rahmet eyle. Sen mevlâmızsın. Koruyucu ve yardımcımızsın. Kâfirlere karşı bize yardım et ve nusret ver.”

“Rabbim! Beni, anne ve babamı mağfiret eyle. Onlar, küçüklüğümde beni acıyıp baktıkları gibi, sen de onlara rahmet eyle. Kadın erkek bütün mü’min ve müslümânların ölü ve dirilerini affet. Rabbim, bana mağfiret ve merhamet et. İzzet ve kerem sâhibi sensin. Merhamet edicilerin en hayırlısı, mağfiret edicilerin de en hayırlısı sensin. Biz Allah içiniz, Allah’tan geldik ve O’na döneceğiz. Kuvvet ve kudret, ulu ve yüce olan Allah'’ndır. Allah bize yeter. En iyi koruyucu O'dur. Hâtemü’l-Enbiyâ Hazret-i Muhammed ve âline salât ve selâm olsun.”

 

gülsengül

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Eyl 2008
Mesajlar
5,816
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
“Bu ayda dört şeyi çok yapınız!”



Peygamber efendimiz devamla şöyle buyurdu:

“Bu ayda dört şeyi çok yapınız! Bunun ikisini Allahü teâlâ çok sever. Bunlar, Kelîme-i şehâdet söylemek ve istiğfâr etmektir. İkisini de, zaten her zaman yapmanız lâzımdır. Bunlar da Allahü teâlâdan Cenneti istemek ve Cehennem ateşinden O'na sığınmaktır. Bu ayda, bir oruçluya su veren bir kimse, kıyâmet günü susuz kalmıyacaktır.”

(Sahîh-i Buhârî)deki bir hadîs-i şerîfte de Peygamber efendimiz şöyle buyurdu:

“Bir kimse, Ramazan ayında oruç tutmayı farz bilir, vazîfe bilir ve orucun sevabını, Allahü teâlâdan beklerse, geçmiş günahları affolur.”

Bu hadîs-i şerîften anlaşılıyor ki, orucun Allahın emri olduğuna inanmak ve sevap beklemek lâzımdır. Günün uzun olmasından ve oruç tutmanın güç olmasından şikâyet etmemek şarttır. Günün uzun olmasını, oruç tutmayanlar arasında güçlükle oruç tutmayı, fırsat ve ganîmet bilmelidir.

Câbir bin Abdullah hazretlerinin haber verdikleri bir hadîs-i şerîfte, Peygamber efendimiz şöyle buyurdu:

“Allahü teâlâ benim ümmetime, Ramazan-ı şerîfte beş şey ihsân eder ki, bunları hiçbir peygambere vermemiştir:

1- Ramazanın birinci gecesi, Allahü teâlâ mü'minlere rahmet eder. Rahmet ile baktığı kuluna hiç azap etmez.

2- İftâr zamanında, oruçlunun ağız kokusu, Allahü teâlâya, her kokudan daha güzel gelir.

3- Melekler, Ramazanın her gece ve gündüzünde, oruç tutanların affolması için duâ eder.

4- Allahü teâlâ, oruç tutanlara, âhırette vermek için, Ramazan-ı şerîfte Cennette yer ta'yîn eder.

5- Ramazan-ı şerîfin son günü, oruç tutan mü'minlerin hepsini affeder. Yâni Ramazan ayının tamamını oruçlu geçirenleri affeder.”

 

gülsengül

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Eyl 2008
Mesajlar
5,816
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
Dua,kulun ümit dalı ve Rabbine bağlılığının en güzel ifadesidir.Dua,cennet yollarını açan,kalbe safa,ruha gıda veren ve ebediyyet serinliğini tattıran vecd halidir.Dua,mü'min için eşi bulunmaz bir silah,ümit gecesinde hayırlı bir sabah,bela,şiddet ve felaket çemberinden kurtuluş ve felahtır.Dua,yerde nur,gökte nur,sağda nur,solda nur ve kul için bir tükenmez huzurdur.Dua,Hak kapısının halkasını tutmak,çırpınan gönüllere ilahi rahmeti dilemektir.Dua,kulun şerefini artıran,iki alemde de yüzünü ak eden,bir güzellik bulutu halinde rahmet katrelerini gönül toprağına döken en hayırlı şeydir.

Nihayetsiz kudret ve sonsuz Rahmet sahibi Mevlamız buyuruyor ki:"Kullarım(Habibim)sana beni sorunca(haber ver ki)işte ben muhakkak yakınımdır.Bana o dua edenin da'vetine icabet ederim.(Bakara:186)

Hakka davet etmede seni sala ve Ezan,

Kul ol,duada bulun,güzel cenneti kazan !

Ashabın büyükleri,tabiin ve tebe-i tabiin; zikir,tesbih ve dulara büyük bir ehemmiyet vermişlerdir.Son zamanlarda bu vazife terk edilmektedir yahud da unutulmaktadır.Mesela ayet ve hadiste varid olan, özellikle ashab-ı kiram tarafından büyük bir ehemmiyetle zabtedilip bildirilen dualar terkedilmekte,ha bire karınca duası,kadeh duası..vs duası gibi bid'at olan,esassız,semeresiz,sun'i dualarla meşgul olunmaktadır.Bu ise vakti boşa harcamaktan başka birşey değildir.

Resulullah (s.a.v.)buyuruyor ki:"Dua ettiğiniz zaman,kabul olunacağına inanarak Allah'a dua edin.Bilmiş olunuz ki,gafil kalp(ile)yapılan duaları Allah kabul etmez."(Tirmizi)

Mü'minler annesi Hazret-i Aişe (Radıyallahü Anh)den nakil.Allah'ın Resulü (s.a.v.)geceleyin kalktığı vakit namazına şu dua ile başlardı:

"Allah'ım !

Ey Cebrahil,Mikail ve İsrafil'in Rabbi !

Göklerle ve yerin yaradanı,

Hazırı ve gaibi bilen Allah'ım !

Kullarına ihtilaf ettikleri şeylerde,

Onların aralarında ancak Sen hükmedersin.

İhtilaf edilen Hakk'a izninle beni hidayet eyle !

Çünkü dilediğini doğru yola ancak Sen hidayet edersin !"(Müslüm)
 

VEYS

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
24 Tem 2006
Mesajlar
1,350
Tepki puanı
0
Puanları
0
Dua diyoruz fakat bunu hakkıyla yapabılıyormuyuz.Kişiye göre değişir bu fakat sadece dil ile söylenmesı degıl kalpten gönülden dua edılecekki duanın dua oldugna ınansın. Örnek vermek gerekırse cahiliye devrınde müşrikler de Allah'a dua ederlerdi fakat bunların duaları genelde sadece darda kaldıkları durumlarda Allah'a muhtaç olduklarını hatırlar ve sadece bu tür durumlardan kurtulmak için dua ederler.Oysa insanın hayatında Allah'a muhtaç olmadığı tek bir an bile yoktur işte müşrik ile müminin dualarındaki fark burda ortaya çıkar müminler her zaman ve her durumda Allah'a yönelirler mümin dua etmek için kendisine bir sıkıntı dokunmasını beklemez. Allah'a her an yakınlaşma ihtiyacı içinde olduğundan dua eder.Rabbimin bu dualarda bulusturması dileğiyle.
Veysel
 

gülsengül

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Eyl 2008
Mesajlar
5,816
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
Dua diyoruz fakat bunu hakkıyla yapabılıyormuyuz.Kişiye göre değişir bu fakat sadece dil ile söylenmesı degıl kalpten gönülden dua edılecekki duanın dua oldugna ınansın. Örnek vermek gerekırse cahiliye devrınde müşrikler de Allah'a dua ederlerdi fakat bunların duaları genelde sadece darda kaldıkları durumlarda Allah'a muhtaç olduklarını hatırlar ve sadece bu tür durumlardan kurtulmak için dua ederler.Oysa insanın hayatında Allah'a muhtaç olmadığı tek bir an bile yoktur işte müşrik ile müminin dualarındaki fark burda ortaya çıkar müminler her zaman ve her durumda Allah'a yönelirler mümin dua etmek için kendisine bir sıkıntı dokunmasını beklemez. Allah'a her an yakınlaşma ihtiyacı içinde olduğundan dua eder.Rabbimin bu dualarda bulusturması dileğiyle.
Veysel

Amin inşaALLAH kardeşim
Teşekkür ederim bu güzel yorumunuz ve katkınız için emeğinize yüreğinize sağlık..
Rabbim hakkıyla dua etmeyi nasip eylesin
selametle.
 

gülsengül

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Eyl 2008
Mesajlar
5,816
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
Öfkeli halde edilecek dua


Kızgınlık halinde şöyle duâ edilir:

“Allahummâğfir lî zenbî ve’zheb ğâyza kalbî ve ecirnî mine’ş-şeytâni’r-racîm (Allahım, günahımı bağışla, kalbimin öfkesini gider, beni kovulmuş şeytandan uzak tut.)

 

gülsengül

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Eyl 2008
Mesajlar
5,816
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
“Yâ Rabbî!.. Günahlarımızı rahmetinle af ve mağfiret eyle! Ölülerimizi de mağfiret eyle, yaşayanlarımıza hayırlar ihsan et!
Riyadan, nifaktan, şikaktan, her türlü hastalıktan, kazadan, belâdan, tembellikten, âcizlikten, zelil olmaktan, zulüm etmekten ve zulüm görmekten, cimrilikten, müsriflikten, azdıran zenginlikten ve doğru yoldan ayrılmaya sebep olan fakirlikten, şeytan ve nefsin şerrinden, düşmanın galebesinden, kötü huydan, bidat işlemekten, dalalete düşmekten, halis olmayan amelden, her çeşit günahtan, küfre girmekten, ölürken gelecek fitnelerden, kabir azabından, dinimize ve dünyamıza zarar verecek işlerden sana sığındık, bunlardan bizleri koru Yâ Rabbî!..
Yâ Rabbî!.. Bize sarsılmaz bir iman, güzel bir ahlâk, şükredici bir kalb, sabredici beden, zikredici dil, kaza ve kaderine rıza gösteren hayırlı ömür, salih evlât, dünya ve ahirette güzellik ihsan et! Ana ve babamızı da mağfiret eyle!

Yâ Rabbî!.. Kendi sevgini, sevdiklerinin sevgisini, bütün enbiyânın, Ehl-i beytin, Eshâb-ı kirâmın ve bütün evliyâ-i kirâmın sevgisini ve sevgine kavuşturacak amel ve işleri nasip eyle!

Yâ Rabbî!.. Dinine severek hizmet etmeyi, kul borçlarını ödemeyi ve şehit olarak ölmeyi nasip eyle!

Bize hakkı hak, bâtılı bâtıl olarak göster!
Yâ Rabbî!.. Bu vatanı bizlere bırakan ecdadımızın ruhunu şad eyle! Memleketimize hizmetleri geçmiş ve Allah için harp etmiş dedelerimize rahmet eyle! Yurdumuzu her çeşit düşmandan koru! Çünkü sen her şeye kâdirsin!.. Dualarımızı kabul eyle!” (Âmin!)
 

arzu74

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
5 Ara 2009
Mesajlar
2,336
Tepki puanı
4
Puanları
0
Yaş
49
“Yâ Rabbî!.. Günahlarımızı rahmetinle af ve mağfiret eyle! Ölülerimizi de mağfiret eyle, yaşayanlarımıza hayırlar ihsan et!
Riyadan, nifaktan, şikaktan, her türlü hastalıktan, kazadan, belâdan, tembellikten, âcizlikten, zelil olmaktan, zulüm etmekten ve zulüm görmekten, cimrilikten, müsriflikten, azdıran zenginlikten ve doğru yoldan ayrılmaya sebep olan fakirlikten, şeytan ve nefsin şerrinden, düşmanın galebesinden, kötü huydan, bidat işlemekten, dalalete düşmekten, halis olmayan amelden, her çeşit günahtan, küfre girmekten, ölürken gelecek fitnelerden, kabir azabından, dinimize ve dünyamıza zarar verecek işlerden sana sığındık, bunlardan bizleri koru Yâ Rabbî!..
Yâ Rabbî!.. Bize sarsılmaz bir iman, güzel bir ahlâk, şükredici bir kalb, sabredici beden, zikredici dil, kaza ve kaderine rıza gösteren hayırlı ömür, salih evlât, dünya ve ahirette güzellik ihsan et! Ana ve babamızı da mağfiret eyle!

Yâ Rabbî!.. Kendi sevgini, sevdiklerinin sevgisini, bütün enbiyânın, Ehl-i beytin, Eshâb-ı kirâmın ve bütün evliyâ-i kirâmın sevgisini ve sevgine kavuşturacak amel ve işleri nasip eyle!

Yâ Rabbî!.. Dinine severek hizmet etmeyi, kul borçlarını ödemeyi ve şehit olarak ölmeyi nasip eyle!

Bize hakkı hak, bâtılı bâtıl olarak göster!
Yâ Rabbî!.. Bu vatanı bizlere bırakan ecdadımızın ruhunu şad eyle! Memleketimize hizmetleri geçmiş ve Allah için harp etmiş dedelerimize rahmet eyle! Yurdumuzu her çeşit düşmandan koru! Çünkü sen her şeye kâdirsin!.. Dualarımızı kabul eyle!” (Âmin!)

amin amin amin

Allahım kalplerimizi genişlet ,bizi doğru yolundan ayırma,günahlarımızı affet,elimizi kalbimizi dilimizi ayaklarımızı bütün vücudumuzu haram işlerden ve yollardan korusun.kötü niyetli insanlardan bizleri ve çocuklarımızı korusun.hayırlı cumalar....
 

gülsengül

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Eyl 2008
Mesajlar
5,816
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
amin amin amin

Allahım kalplerimizi genişlet ,bizi doğru yolundan ayırma,günahlarımızı affet,elimizi kalbimizi dilimizi ayaklarımızı bütün vücudumuzu haram işlerden ve yollardan korusun.kötü niyetli insanlardan bizleri ve çocuklarımızı korusun.hayırlı cumalar....

Amin inşaALLAh canım kardeşim
Gözlerine ve yüreğine sağlık Rabbim razı olsun..hayırlı cumalar..
Allaha emanet olunuz
selam ve dua ile..
 

gülsengül

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Eyl 2008
Mesajlar
5,816
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
Tevekkül

Tevekkül, imanın hakikatini düzeltmenin sonucudur. Çünkü yüce Allah: “Eğer müminler iseniz Allah’a tevekkül ediniz.” (Maide, 23) buyurmaktadır. Demek ki tevekkül, ancak imanı düzelttikten sonra doğru olur.

Tevekkül, kalbin Allah’ın verdiği garantiye güvenmesidir. Tevekkül, varlıkta ve yoklukta halin bir olmasıdır.

Tevekkül bir tatmin halidir ki sahibini yaratılmışlara meyletmekten men eder.

Doğru tevekkül yokluk zamanında huzurlu, varlık zamanında rahatsız olmaktır.

Tevekkül bir sırdır. Bunun zahiri, kendisini görenlerin huzur içinde olmaları, içlerinin kendisiyle meşgul olmamasıdır.

Tevekkül yüce Allah’a güvenmektir, O’nun vaadini doğrulamaktır.

Yüce Allah, Kur’an-ı Kerim’in birçok yerinde buyurmuştur: “Kim Allah’a tevekkül ederse O, ona yeter.” Yani Allah onu mahlukata muhtaç olmaktan kurtarır. Ve yüce Allah buyurmuştur: “İnananlar Allah’a tevekkül etsinler.” (İbrahim, 11)

Ve yine Allah, Rasulü’ne: “Azmedince Allah’a tevekkül et.” demiştir (Âl-i İmran, 159).

Ömer ibn Hattâb r.a. Allah Rasulü s.a.v.’in şöyle dediğini nakletmiştir:

“Eğer gereği gibi Allah’a dayansanız, Allah kuşları beslediği gibi sizi de besler (Baksanıza kuşlar sabahleyin) aç gider, tok dönerler.” (İbn Mâce, zühd, 14; Tirmizî, zühd, 33; İbn Hanbel, I/ 30, 52)

Yine Peygamber s.a.v.’in şöyle dediği rivayet edilmiştir:

– Kim bana şu iyi şeyi yapacağını garanti eder ki ben de ona cenneti garanti edeyim?

Sevbân r.a.:

– Ben ederim ya Rasulallah, dedi. Allah Rasulü s.a.v.:

– İnsanlardan bir şey isteme, dedi. Bundan dolayı Sevbân, binekteyken kamçısı elinden düşse dahi, kimseden onu alıp kendisine vermesini istemezdi.”

Hasan-ı Basrî k.s. da şöyle demiş:

“Tevekkül ve kanaat edip haline razı olana, dünyalık şeyler istemeden gelir.”

Süfyan ibn Uyeyne şöyle demiş:

Ebu Hâzim’e soruldu:

– Ne malın var?

– Benim iki malım var, dedi, biri Allah’a güvenmek, diğeri de insanlardan bir şey beklememek.”
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt