Biz günahkar değiliz ve ya biz her şeyi biliriz demiyoruz. Tam tersi en iyi bilen Allah'tır.Beni yerden yarattığında da, annemin karnında ben bir şey bilmezken bana şekil verdiğinde de beni en iyi bilen Allah'tır. Ben kendimi temize çıkaramam. Zira Allah'ın acıyıp koruduğu dışında her nefis kötülüğü emreder. Allah sakınanları daha iyi bilir ve O çok bağışlayan,merhamet edendir.Allah bütün alemlerin içindekini en iyi bilendir. Ben bu konuyla yalnızca kendi yanlışımı düzeltmek istedim. Ortamı gerip bozmaktan yana değil, düzeltmekten yanayım ve sabrım da başarım da yalnız Allah iledir.Ben O'na güvenip dayandım. Eğer ortada açık bir yanlış varsa o yanlışı düzeltmek için doğruya çağırmak bilenin üzerine haktır.Ben burda ayrılığa düşmek için değil, tam tersi hepimizin bir Allah'ın ipine sımsıkı sarılmaya çağırmak için geldim. Lütfen beni yanlış anlamayın. Allah ayetlerinde şöyle buyurmaktadır;
Kovulmuş şeytanın şerrinden, vesvesesinden ve yanımda bulunmasından Allah'a sığınırım. RAhman ve Rahim olan Allah'ın adıyla.
3/78. Onlardan bir grup var ki, Kitab’dan olmadığı hâlde Kitab’dan sanasınız diye
Kitap’tanmış gibi dillerini eğip bükerler ve, “Bu, Allah katındandır” derler. Hâlbuki o,
Allah katından değildir. Bile bile Allah’a karşı yalan söylerler.
3/79. Allah’ın, kendisine Kitab’ı, hükmü ve peygamberliği verdiği hiçbir insanın, “Allah’ı bırakıp
bana kullar olun” demesi düşünülemez. Fakat “Öğretmekte ve derinlemesine
incelemekte olduğunuz Kitap uyarınca rabbânîler (Allah’ın istediği örnek ve dindar kullar) olun.”
3/80. Onun size, “Melekleri ve peygamberleri ilâhlar edinin.” diye emretmesi de düşünülemez. Siz
müslüman olduktan sonra, o size hiç inkârı emreder mi?
7/2. Bu, sana, kendisiyle uyarman için ve mü’minlere öğüt olarak indirilmiş bir kitaptır. Artık
ondan dolayı göğsünde bir sıkıntı olmasın.
7/3. Rabbinizden size indirilene uyun. Onu bırakıp başka dostlara uymayın. Ne kadar da az öğüt
alıyorsunuz!
10/32. İşte O, sizin gerçek Rabbiniz olan Allah’tır. Hak’tan sonra sadece sapıklık vardır. O hâlde, nasıl oluyor
da döndürülüyorsunuz?
10/35. De ki: “Allah’a koştuğunuz ortaklarınızdan hakka iletecek olan bir kimse var mı?” De ki: “Hakka Allah
iletir.” Öyle ise, hakka ileten mi uyulmaya daha lâyıktır, yoksa iletilmedikçe doğru yolu bulamayan
kimse mi? Ne oluyor size? Nasıl hüküm veriyorsunuz?”
10/36. Onların çoğu ancak zannın ardından gider. Oysa zan, hak namına hiçbir şeyin yerini tutmaz. Şüphesiz
Allah, onların yapmakta olduklarını hakkıyla bilendir.
39/1. Kitab’ın indirilmesi mutlak güç sahibi, hüküm ve hikmet sahibi Allah tarafındandır.
39/2.Şüphesiz biz o Kitab’ı sana hak olarak indirdik. Öyle ise sen de dini Allah’a has
kılarak O’na kulluk et.
39/3. İyi bilin ki, halis din yalnız Allah’ındır. O’nu bırakıp da başka dostlar edinenler, “Biz onlara sadece, bizi
Allah’a daha çok yaklaştırsınlar diye ibadet ediyoruz” diyorlar. Şüphesiz Allah, ayrılığa düştükleri
şeyler konusunda aralarında hüküm verecektir. Şüphesiz Allah, yalancı ve nankör olanları doğru yola
iletmez.
29/41. Allah’tan başkalarını dost edinenlerin durumu, kendine bir ev edinen örümceğin durumu gibidir.
Evlerin en dayanıksızı ise şüphesiz örümcek evidir. Keşke bilselerdi!
29/42. Şüphesiz Allah, onların, kendini bırakıp da başka ne tür şeylere taptıklarını biliyor. O, mutlak güç
sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.
42/8. Allah dileseydi, onları bir tek ümmet yapardı. Fakat O, dilediğini rahmetine sokar.
Zalimlerin ise bir dost ve yardımcısı yoktur.
42/9. Yoksa onlar Allah’tan başka dostlar mı edindiler? Hâlbuki gerçek dost Allah’tır. O, ölüleri diriltir. O,
her şeye hakkıyla gücü yetendir.
42/10. Hakkında ayrılığa düştüğünüz herhangi bir şeyin hükmü Allah’a aittir. İşte bu, Rabbim Allah’tır. Yalnız
O’na tevekkül ettim ve ancak O’na yöneliyorum.
42/13. “Dini dosdoğru tutun ve onda ayrılığa düşmeyin!” diye Nûh’a emrettiğini, sana vahyettiğini,
İbrâhim’e, Mûsâ’ya ve İsâ’ya emrettiğini size de din kıldı. Fakat senin kendilerini çağırdığın şey , Allah’a ortak koşanlara ağır geldi. Allah, ona dilediğini seçer. İçtenlikle kendine yönelenleri de ona ulaştırır.
47/1. İnkâr edenler ve Allah yolundan alıkoyanlar var ya; işte, Allah onların bütün amellerini boşa
çıkarmıştır.
47/2. İnanıp salih ameller işleyenlerin ve Muhammed’e indirilene -ki o Rablerinden gelen haktır- inananların
ise Allah günahlarını örtmüş ve hâllerini düzeltmiştir.
47/3. Bu, inkâr edenlerin batıla uymaları ve inananların Rablerinden gelen gerçeğe uymalarından dolayıdır.
İşte Allah, onların örnek teşkil edecek durumlarını insanlara böyle anlatır.
16/9. Doğru yolu göstermek Allah’a aittir. Yolun eğrisi de vardır. Allah dileseydi, hepinizi doğru yola
iletirdi
45/11. İşte bu (Kur’an) bir hidayettir. Rablerinin âyetlerini inkâr edenlere ise elem dolu çok kötü bir azap
vardır.
14/52. Bu Kur’an; kendisiyle uyarılsınlar, Allah’ın ancak tek ilâh olduğunu bilsinler ve akıl sahipleri düşünüp
öğüt alsınlar diye insanlara bir bildiridir.
3/95. De ki: “Allah, doğru söylemiştir. Öyle ise hakka yönelen İbrahim’in dinine uyun. O, Allah’a ortak
koşanlardan değildi.”