Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

"Ey...İman Ettik Diyenler.." (1 Kullanıcı)

Resul Aydın

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
17 Eyl 2006
Mesajlar
4,770
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
61
Konum
DÜNYANIN BAŞKENTİNDEN
tefsir.jpg

BAKARA SÛRESİ AYET 61-62



“Hani siz (verilen nimetlere karşılık): Ey Musa! Bir tek yemekle yetinemeyiz; bizim için Rabbine dua et de yerin bitirdiği şeylerden; sebzesinden, hıyarından, sarımsağından, mercimeğinden, soğanından bize çıkarsın, dediniz.






Musa ise: Daha iyiyi daha kötü ile değiştirmek mi istiyorsunuz? O halde şehre inin. Zira istedikleriniz sizin için orada var, dedi. İşte (bu hâdiseden sonra) üzerlerine aşağılık ve yoksulluk damgası vuruldu. Allah'ın gazabına uğradılar.






Bu musibetler (onların başına), Allah'ın âyetlerini inkara devam etmeleri, haksız olarak peygamberleri öldürmeleri sebebiyle geldi. Bunların hepsi, sadece isyanları ve taşkınlıkları sebebiyledir.” (Bakara 61)














İsrailoğullarının Allah’tan istedikleri hep dünyevi şeyler idi ve Allah (cc) onların isteklerini kabul etti. En güzel yemekleri gökten onlara indirdi. Fakat, şımardılar ve yeryüzünde yetişen bakla, kabak, mercimek, sarımsak gibi yiyecekler istediler.



Allah’u Teala onları iyi olanı düşük olanla değiştirmek istediklerinden dolayı onları azarladı ve başka bir memlekete gitmelerini istedi. Orada istediklerini bulacaklarını da beyan etti.









Ayette “Mısır” sözcüğü geçmektedir. Bu kelime ya bildiğimiz Mısır memleketi, yada başka bir memleket mânasında tefsir edilebilir. Çünkü Arapça’da mısır, bir memleket manasında geçer. İsrailoğulları Mısır’dan Filistin’e Musa’yla birlikte kaçtıktan sonra yiyecek ve içecek istediler. Bu nedenle biz, ayette geçen “Mısır” kelimesi bilinen mısır değil “herhangi bir memleket” diye tercih edilir.






Allah (cc) onların bütün istediklerini onlara veriyordu ve buna rağmen kendilerine verilen nimetleri beğenmiyorlar ve isyan ediyorlardı. Bunun için Allah (cc) onları; zillet ve miskinlikle cezalandırdı. Nereye giderlerse gitsinler, zillete maruz kalırlar ve miskin olurlar. Diğer insanlar onları alçaltır ve ezerler.






Bu sebeple, hiçbir zaman kendi başlarına cesaretleri yoktur, devamlı diğer insanların arkasına saklanırlar ve onlardan yardım ve güç alarak hareket ederler. Misal olarak; geçen yüzyılda Avrupa ve Rusya Yahudileri ezmiş ve ayrıca ikinci dünya savaşında Hitler onları alçalttı ve ezdi. Müslümanlara karşı onları kullanmak ve savaştırmak için gönderdiler.








Bu da Yahudiler için büyük cezadır. Çünkü, Müslümanlar bunlara karşı susmayacaklardır. Ancak, Amerika ve Avrupa Müslümanlarla savaşmak, Müslümanların memleketlerini sömürmek, Müslümanların kalkınmasını, birleşmesini ve tek bir devlete yâni İslam devletine sahip olmalarını önlemek için Yahudileri Filistin’e yerleştirdiler. Onları her alanda destekliyorlar.







Bu ise Yahudiler için intihardır. İslam dünyasında varolan rejimler ve yöneticilerde Amerika’ya ve Avrupa’ya bağlı oldukları için Yahudileri koruyorlar. Fakat Müslümanlar, bu rejimleri ve yöneticileri yıkmak için kımıldamaya başlamışlardır. Er geç samimi İslâmi hiziplerin liderliğinde İslam ümmeti, İslam nizamını uygulayan devleti inşallah kuracaklardır.









İşte o zaman Yahudileri Filistin’den sileceklerdir. Bazı sahih hadisler bu müjdeyi bizlere verdi. Ayrıca, Yahudiler Allah’ın (cc) gazabına uğradılar. Allah’ın (cc) gazabının sebebi bu ayette şöyle açıklanmaktadır: “Allah'ın gazabına uğradılar.





Bu musibetler (onların başına), Allah'ın âyetlerini inkara devam etmeleri, haksız olarak peygamberleri öldürmeleri sebebiyle geldi.





Bunların hepsi, sadece isyanları ve taşkınlıkları sebebiyledir” Aynı anda, Allah (cc) emirlerine muhalefet edip Allah (cc)’a isyan ediyorlar ve günah işliyorlardı. Aynı anda Allah’ın (cc) sınırlarına tecavüz etmekten çekinmiyorlardı. Fakat, onların arasında mümin olanlarda vardı. Bu azaptan onlar müstesna kılındılar.








“Şüphesiz iman edenler; yahudiler, hıristiyanlar ve sâbiîler; Allah'a ve ahiret gününe hakkıyla inanıp salih amel işleyenler için Rableri katında mükâfatlar vardır. Onlar için herhangi bir korku yoktur. Onlar üzüntü çekmeyeceklerdir.” (Bakara 62)








Burada iman eden Müslümanlardan bahsediliyor. Ayrıca zikredilen Sabii gurubunun ne olduğuna dair ihtilaf vardır. Hıristiyan-Mecusi karışımı, yıldızlara tapan, Yahudi-Mecusi karışımı veya hiçbir dine sahip olmayanlardır diyenler vardır. Kısaca, bunlar kafir bir guruptur.

 

Resul Aydın

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
17 Eyl 2006
Mesajlar
4,770
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
61
Konum
DÜNYANIN BAŞKENTİNDEN
"Ey...İman Ettik Diyenler.."

Fakat, Yahudiler veya Hıristiyanlar, mümin olurlarsa ve salih amel işlerlerse, Allah (cc) tarafından kabul edilirler ve ödüllendirilirler.




Bu ayette, Allah’u Teala imanın bir kısmını onlara gösterdi: Bu ise, Kendisine ve kıyamet gününe imandır. Ama, diğer kısımlara inanmak önemli değil demek değildir veya bu iki konuyla yetinilir demek de değildir. Sadece ayetin siyakı bunu bu şekilde gösterdi.









“Müminler ancak Allah'a ve Resûlüne iman eden, ondan sonra asla şüpheye düşmeyen, Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla savaşanlardır. İşte doğrular ancak onlardır.” (Hucurat 15)







“Müminler, ancak Allah'a ve Resûlüne gönülden inanmış kimselerdir. Onlar, o Peygamber ile ortak bir iş üzerindeyken ondan izin istemedikçe bırakıp gitmezler. (Resûlüm!) Şu senden izin isteyenler, hakikaten Allah'a ve Resûlüne iman etmiş kimselerdir.


Öyle ise, bazı işleri için senden izin istediklerinde, sen de onlardan dilediğine izin ver; onlar için Allah'tan bağış dile; Allah mağfiret edicidir, merhametlidir.”
(Nur 62)









“Fakat içlerinden ilimde derinleşmiş olanlar ve müminler, sana indirilene ve senden önce indirilene iman edenler, namazı kılanlar, zekâtı verenler, Allah'a ve ahiret gününe inananlar var ya; işte onlara pek yakında büyük mükâfat vereceğiz.” (Nisa 162)






“Müminler ancak, Allah anıldığı zaman yürekleri titreyen, kendilerine Allah'ın âyetleri okunduğunda imanlarını artıran ve yalnız Rablerine dayanıp güvenen kimselerdir.” (Enfal 2)






“Öyle ise Allah'a ve ümmî Peygamber olan Resûlüne -ki o, Allah'a ve onun sözlerine inanır- iman edin ve ona uyun ki doğru yolu bulasınız.” (Araf 158)








“Eğer onlar da sizin inandığınız gibi inanırlarsa doğru yolu bulmuş olurlar; dönerlerse mutlaka anlaşmazlık içine düşmüş olurlar. Onlara karşı Allah sana yeter. O işitendir, bilendir.” (Bakara 137)






“Onun için Allah'a, Peygamberine ve indirdiğimiz o nura (Kur'an'a) inanın. Allah yaptıklarınızdan haberdardır.” (Teğabün 8)






“Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve Peygamberine inanın...” (Hadid 28)


“Yine onlar, Rablerinin davetine icabet ederler ve namazı kılarlar.” (Şura 38)






Buna benzer bir çok ayet vardır. Ayetlerin siyaklarına ve münasebetlerine göre konular gösteriliyor. Yoksa sadece bir kısmını yaparlarsa cennete gireceklerdir anlamı çıkmaz. Hayır hepsine inanacaklar ve yapacaklardır.



Yalnız Allah’a (cc) ve kıyamet gününe inanıp, Resul (sav)’e meleklere, Kur’an veya peygamber (sav) inanmazlarsa cennete mi girecekler?! Hayır! Cennete giremezler. Böylesi kişiler kafirdir. Hatta, bir ayeti inkar ederse kafir olur ve asla cennetlik olamaz. Onun için ecri yoktur.









Allah’a (cc) ve Resulüne (sav) isyan edenler ebediyen cehennemde kalırlar. (Cin 23) Resulün (sav) hükmünü kabul etmeyenler mümin olamazlar (Nisa 65). Bir çok ayette “Ehli kitap kafirdir” denilerek, kafirlikleri pekiştiriliyor (Ali İmran 70, 98,110), (Nisa 57, 59,65), (Beyyine 1,4,6), (Tövbe 31), (Maide 17)





İşte, tefsirini göstermeye çalıştığımız (Bakara 62) ve benzeri (Maide 69)’da geçen ayette, akidenin bir kısmı gösteriliyor, imanın tamamı gerçekleşmezse insan mümin olamaz. Bu ayette:








“Ey iman edenler! Allah'a, Peygamberine, Peygamberine indirdiği Kitab'a ve daha önce indirdiği kitaba iman (da sebat) ediniz. Kim Allah'ı, meleklerini, kitaplarını, peygamberlerini ve kıyamet gününü inkar ederse tam manasıyla sapıtmıştır.” (Nisa 136)








Allah (cc)iman ettik diyenlere hitap ederek “Eğer iman etmişseniz bunlara iman edin, bunları reddederseniz kafir olursunuz” demektedir. Kitabın bir kısmına inanıp bir kısmını inkar edenlerinde kafir olduklarını beyan ediyor. (Nisa 150-1)








Bir konu hakkında hüküm göstermek isteyen, o konu hakkında geçen bütün ayetlere bakmalıdır. Yoksa, bir ayete bakıp diğer ayetlere göz yumarsa, gerçeği öğrenemediği gibi sapabilir ve başkalarını da saptırabilir.





Sonra ortaya yanlış bir anlayış çıkar ki; Yahudiler ve Hıristiyanlar mümindirler ve cennetliktirler! kanaatine varılır. Oysa, bir çok ayette bunlar lanetlendi, kötülendi ve bunların cehennemlik oldukları gösterildi.


Hatta, İslam’a girince veya İslam hakimiyetine boyun eğinceye kadar onlarla savaşmayı Allah (cc) Müslümanlara emretti. (Tevbe 30)









Abdullah bin Selam ve gurubu gibi bazı Yahudi ve Hıristiyanlar İslam’a girince onlar övüldü. Allah (cc), onlar hakkında bu ve benzeri ayetleri inzal buyurdu.



Artık Yahudilikten ve Hıristiyanlıktan çıktılar ve mümin oldular. Ayette, “Kim bunlardan mümin olursa ve salih amel yaparsa...” yani, daha önce mümin değillerdi. Hatta, müminim diyen kimse, Allah’a (cc) ve kıyamet gününe inanmazsa ve salih amel yapmazsa cehennemlik olur.









İşte, ayetler birbirini tefsir ediyor. Hadisi şerifte Kur’an’ı tefsir ediyor. Hadisler, Ehli kitabın kafir olduklarını ve cehennemlik olduklarını açıklıyor.



İsrailoğullarıyla ilgili Bakara suresinde geçen ayetleri işledik. Bunların kafir, lanetli ve cehennemlik olduklarını açıkladı. Müslümanları ve diğer insanları, İslam’dan uzaklaştırmak için çalıştıklarını bir takım ayetlerde gösterdi (Bakar 109) ve (A-li İmran 100). İleriki ayetlerde Ehli kitabı diğer kafirleri İslam’a çağırmalıyız diye emir edildiğimizi göreceğiz.









Kafirlerle diyalog kuranlar, sadece bu ayete dayanarak hüküm vermesinler. Diğer ayetlere de baksınlar. Misal olarak; Tevbe süresinin 30. ayeti, Yahudiler ve Hıristiyanlar dahil olmak üzere bütün kafirlerle savaşmamızı Allah (cc) emrediyor.







Resulullah (sav) Yahudilerle, Hıristiyanlarla ve müşriklerle savaştı. Devletinin tek metodu cihad idi. Cihad işleri sürerken de onları en güzel bir şekilde İslam’a davet ederiz. İcabet ederlerse bizim gibi olurlar. Kabul etmezlerse İslam hükmüne boyun eğinceye, cizye verinceye kadar onlarla savaşırız.










A'lamenittebeğalhüda

 

tevbeYA-HAK

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
9 Kas 2007
Mesajlar
2,050
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Konum
TÜRKİYE'NİN UZAK DOĞUSUNDAN
Selamün aleyküm...1. Kısmını okudum fakat iftar yaklaştıüı için kalkmak zorundyım...çok dikkatimi çekti litfen sürekli güncelleyin herkes okusun zaten bende iftardan sonra okumaya devam edeceğim.
Devamı varsa eklerseniz sevinirim...

Selam...dua....
 

Resul Aydın

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
17 Eyl 2006
Mesajlar
4,770
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
61
Konum
DÜNYANIN BAŞKENTİNDEN
Selamün aleyküm...1. Kısmını okudum fakat iftar yaklaştıüı için kalkmak zorundyım...çok dikkatimi çekti litfen sürekli güncelleyin herkes okusun zaten bende iftardan sonra okumaya devam edeceğim.
Devamı varsa eklerseniz sevinirim...

Selam...dua....






Aleyküm Selam Kardeşim
İnşaallah, Biiznillah..
ALLAH Kabul Buyursun, Hayırlı ve bereketli İftarlar olsun...
A'lamenittebeğalhüda
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt