Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Günün Yazısı (1 Kullanıcı)

mzumrutcu

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
31 Tem 2012
Mesajlar
324
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
32
İslam Nimeti

Hiç şüphesiz Allah’ın nimetlerinin en büyüğü bu dine girmek ve Müslüman olmak, Muhammed ümmetine mensup olmak, Rab olarak Allah’tan, din olarak İslam’dan, Nebi olarak Muhammed’den razı olmaktır. Hiç şüphesiz bu nimet, tüm nimetlerin anasıdır. Bu nimet olmadan ne dünyada ne de ahirette mutluluk ve saadet yoktur.

Allah-u Teâlâ’nın kullarının amellerini İslam şartı ile kabul ettiği bilinen bir gerçektir. Nitekim şöyle buyurmuştur:

“Allah nezdinde din İslam’dır.”

Ali İmran 19

“Kim İslam’dan gayrı bir din ararsa bilsin ki; kendisinden bu kabul edilmeyecektir ve o ahirette hüsrana uğrayanlardan olacaktır.”

Ali İmran 85

Evet, gayrimüslimin akıbeti ahirette hüsrana uğramaktır. Hüsran; Allah korusun cehennem ateşine ebediyen kalmak ve asla çıkamamaktır.

Ey kardeş! Bu nimetin ne denli önemli olduğunu ve Allah’ın diğer kulları arasından seçip sana kurtuluşu yazmış olmasının ne kadar önemli olduğunu hatırladın mı?

Sefil kâfirlerin akıbetini, kabre girdikleri zaman onların durumunu, sabah akşam ateşe sunulmalarını hiç düşündün mü?

Sadece bu kadar mı? Hayır! Alev alev tutuşan cehennem, kabirlerinden çıkacakları günü bekliyor ki onların barınağı olsun. Ne kötü dönüş yeridir orası! Ne kötü yaşadılar, ne kötü öldüler ve tekrar ne kötü dirildiler! Dünyada keder ve sıkıntı, kabirde darlık ve ateş, son olarak cehennem ateşinde ölmeden devamlı kalmak… Orada kaynar su ve irinden başka ne bir serinlik ve ne de içecek tadamazlar…


Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor:

“Şüphesiz azgınların barınağı olacak cehennem pusuda beklemektedir. Orada çağlar boyu kalırlar. Orada bir serinlik ya da bir içecek tadamazlar. Ancak uygun karşılık olarak kaynar su ve irin tadarlar.”

Nebe 21, 26

Evet, bu, onların dünyada inkâr etmelerinin ve yalanlamalarının karşılığıdır.

Ey kardeşim! İslam nimeti üzere Allah’a hamd ettin mi? Ki bu nimetle Allah-u Teâlâ gerçekten ateşten kurtuluş yazmıştır. Gerçekten İslam nimeti, tüm nimetlerin anasıdır!!!


İSLAM NİMETİ ÜZERİNE ALLAH’A HAMD OLSUN
 

mzumrutcu

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
31 Tem 2012
Mesajlar
324
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
32
Dünya, süsüyle ziynetiyle çağırır her nefsi
Gönül kapılır, bazen hissi bazen fikri
Sonunda her nefs,i yakalar ölüm gerçeği
Unutma! Ey nefsim seni bekleyen geleceği


NE OLUYOR BİZE

Asrımız müslümanın başına gelen en büyük musibet dünyevileşmedir. Dünyaya kapıldıkça ne yazık ki ahiretimizden uzaklaşıyoruz. Dünyaya, eleştirdiğimiz ehli küfürden ne kadar farklı bakıyoruz. Oysa iki günü bile birbirine eşit olan zarardadır nebevi nasihati biliyoruz. Ancak zararı karı dünya için yapıyoruz. Beklentilerimizin dünyevileştiğini bildiğimiz halde, dilimizle cenneti istiyoruz. Kendimizi avutuyoruz. Asıl gerçek ahireti sıradan gibi okuyoruz, konuşuyoruz. Dünyayı içselleştiriyoruz. Dünyalıklarımızla ilgili aksaklıklara, kayıplara üzülüyorken, Allah (c.c.)' a sadakatsizliğimiz düşündürmüyor. Nefes kadar yakın ölüm. Büyük hesabın hesabını unutmuşuz. Oysa elli yıllık dünya hesapları yapıyoruz. Gelecek algımız dünya ile sınırlanmış, istikbali dünya olarak belirlemişiz. Bütün güzelliklere sahip olmak istiyoruz. Adeta cenneti dünyada kurmayı hayal ediyoruz. Oysa Müslüman olan asıl güzelliğin ardına düşer. Dünyanın zevkini sürmeye talip, bir daha mı geleceğim dünyaya deyip dünyayı sahipsiz sananların :” "Dünyadaki hayatınızda sizin için güzel olan her şeyi harcadınız, onların zevkini sürdünüz; ama bugün, yeryüzünde haksız yere büyüklük taslamanızın ve yoldan çıkmanızın karşılığında alçaltıcı bir azap göreceksiniz" (Ahkaf/46) tehdidini anlamamaları normaldir. Ya Müslüman! O da dünyayı sahipsiz düşünebilir mi? Yaşadığı hayatın her zerresi kendisine şahit olduğuna iman ettiği halde. İnsan iki şeyden birine yaklaşınca diğerinden uzaklaşır. Müslüman dünyaya yaklaştıkça ahiretten uzaklaşacağını unutmamalıdır. Peşin olan her zaman çekicidir. Ama geçici peşin olan için kalıcı senin olacak feda edilir mi? kesime giderken yoldaki otta gözü kalan hayvanlar gibi son nefesine kadar aklı dünyada kalabilir mi? Rahman' ın:” Durakları ateş olduğu halde kafirler, zevklenirler ve hayvanlar gibi yerler. (Muhammed /12) uyarısını hesaba katmadan yaşayabilir mi?
Ne oluyor bize!
Kıyamet, mahşer, mizan bizim içinde kurulacaktır. Sanki cennet garanti gibi davranıyoruz. Keşkelerin feryada dönüştüğü cehennemden gelen “Ah, keşke dünyaya geri gönderilsek de bir daha Rabbimizin âyetlerini yalanlamasak ve inananlardan olsak!" (Enam 6/27) sesi duymaz olmuşuz.
“Ey insanlar! Siz Allah' a muhtaçsınız, Allah ise müstağnidir, övülmeğe layık olandır.” (Fatır 35/15) gerçeğine rağmen övülmeye layık gördüğümüz değerler mi değişti.
Düşünmeyecek miyiz?

"Öğüt alacak kişinin öğüt alabileceği kadar bir süre” (Fadır 35/37) yaşadığımız halde.
Dünyamız mı önemli ahretimiz mi?
Hemen cevap vermeyelim. Geride kalan ömründe nereye daha çok yatırım yaptık. Biraz düşünelim.
O zaman nedir hep dünya hesaplı hayat yaşamamızın sebebi! Oysa dünya Müslüman için sadece ve sadece araçtır. Dünya “Azıcık bir menfaattir.”(Al-i İmran 3/197) gelecek olan baki hayat için geçici dünya menfaatine düşkünlük ne büyük yanılgıdır.

Beklentilerimizin ne olduğunu yeniden gözden geçirmeliyiz. Ne istiyoruz neler yapıyoruz sorusunu cevaplamalıyız. İnsana kendisinin yaptığı düşmanı yapmazmış derler. Kendimize dost muyuz düşman mıyız anlamalıyız. Hevalarını ilahlaştıranların düştüğü bataktan haberdar olmalıyız. Kimse ayranım ekşi demez ama bu ayranın ekşiliğini ortadan kaldırmaz.
Müslüman canını ve malını Allah (c.c.)’ın emri için harcayandır. Canımızda malımızda dünyalıklarımızın emrinde geçiyorsa tevbe suresi 111. ayeti … nasıl anlayacağız?
Teşhis belli!
Tedavi belli!
Çare:” Hep birlikte Allah’ın ipine (Kur’an’a) sımsıkı sarılın. Parçalanıp bölünmeyin. Allah’ın size olan nimetini hatırlayın. Hani sizler birbirinize düşmanlar idiniz de O, kalplerinizi birleştirmişti. İşte O’nun bu nimeti sayesinde kardeşler olmuştunuz. Yine siz, bir ateş çukurunun tam kenarında idiniz de O sizi oradan kurtarmıştı. İşte Allah size âyetlerini böyle apaçık bildiriyor ki doğru yola eresiniz.”
(Al-i İmaran/103)
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt