Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

HIZLI OKUMA (1 Kullanıcı)

sehidearzu

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
25 Ocak 2007
Mesajlar
133
Tepki puanı
0
Puanları
0
BELLEME ÇER ÇEVESİTanımı: Belleme okuma esnasında edinilen bilginin istenildiğinde çağrılabilecek şekilde hafızaya yerleştirilmesi sürecidir. Genel Hafıza konusu son bölümde daha ayrıntılı olarak ele alınacaktır.

Bu güne kadar yüzlerce kitap okuduğumuzu biliyoruz. Eğer bu kitapların içeriklerini hafızamızda tutabilseydik şimdi profesyonel bilgi uzmanları olurduk. Oysa belki de yüzlerce kitap okuduk ve metinleri okurken kavramıştık, öğrendiğimizi sanmıştık. Hala kitap okumaya devam ediyoruz. Ama kitap okuduktan 48 saat sonra hafızamızı yokladığımızda kitaptan aldığımız bilginin en az % 80’inin kaybolduğunu görüyoruz. Neden?

Nedeni: Bu sorunun temel nedeni belleme yeteneğimizi, bellemenin çalışma kurallarına uygun olarak kullanmıyor olmamızdır. Zihnimizde herhangi bir hastalığın tedavisine uğraşmayacağız. Veya zihnimizi değiştirmeyeceğiz. Sadece temel bir kısım hafıza kurallarını kullanacağız. Hafıza sisteminin geliştirilmesi ayrı bir sorundur. Her insan sahip olduğundan çok daha güçlü bir hafıza geliştirebilir. Biz burada bellemeden bahsederken mevcut hafıza yeteneğimizi etkin kullanmaktan söz etmiş oluyoruz.

Yapılan araştırmalar bazı şartlar altında bilginin hafızaya daha kolay ve daha doğru olarak yerleşebildiğini göstermektedir. Unutmayalım. Her bilgi hafızamızda kaydedilmektedir. Sorun bu bilgileri çağırabilecek şekilde kaydetmemektir. Belleme genel hayat akışımızı çok fazla etkiler. Kavrama tekniklerini uyguladığımızda belleyebilme düzeyimiz artacaktır. Ancak kavra aşamasında yapılmayan bazı çalışmalar vardır ki bunların belleme aşamasında yapılmaları sürencin tamamlanmasını sağlar. Aşağıda gelecek olan alıştırmalar bu konuda bize yardımcı olacaktır.

Çözümü:

1. Hatırlama Çalışması Yapın
Etkin okumanın 5 aşamasını daha önce belirttik: İnceleme, sorgulama, okuma, hatırlama, tekrarlama. Son iki çalışma belleme aşamasında yapılacaktır. Önce hatırlamayı ele alalım:

Eğer bilgiyi edindikten sonra kendi ifadelerimizle zihnimizden canlandırmazsak o bilgiyi hiçbir zaman kullanmamız mümkün olmaz. Kullandığımız tüm bilgiler edindikten sonra mutlaka en az bir defa hatırladığımız ve içimizden ifade ettiğimiz bilgilerdir. Bunlar arasında en çok hatırladıklarımız en çok kullanabileceğimiz bilgilerdir. Bir diğer deyişle hatırladığımız her bilgi dokunduğumuz, gördüğümüz, konuştuğumuz bilgidir. Bilgiyi bir defa sahiplendik mi tüm hayat boyunca bizim olması için kapı açılmış olur.

Hatırlama çalışması okuma esnasında her sayfanın veya her bölümün sonunda yapılabilir; okuma devam ederken yapılabilir. Hatırlamanın nerede yapılması gerektiği okunan metnin içerik ağırlığına göre değişebilir. Çok ağır metinlerde her paragrafın sonunda biraz duraklayıp hatırlama yapılmalıdır. Profesyonel okuyucular, duraklama sayısını azaltarak bu işi okuma esnasında da yapabilme yeteneğini geliştirebilir. Hatırlamada iki önemli kavram: İşaret taşları ve hatırlama duraklarıdır. Okuma esnasında önemli fikir taşıyan cümlenin en önemli kelimesine bir işaret koymalısınız. Bu tür kelimeler işaret taşlarıdır. Ardından çok ağır metinlerde paragraf sonlarında, hafif metinlerde sayfa veya küçük bölüm sonlarında duraklama yapılacaktır. Tam bu esnada tüm fikirler arasındaki ilişki kurulacaktır. Aşağıda size bazı alıştırmalar verilmiştir:

a) Aşağıda size cümleler verilmiştir. Bir sonraki cümleyi okuyun ve geri dönmeden bir önceki cümlede aklınızda kalan “lüzumlu” bilgiyi hatırlayın. Çalışmayı baştan alın: Bu defa iki öncki cümleyi, üç önceki cümleyi, önceki bütün cümleleri hatırlayın. En sonunda bitirdiğinizde tüm önceki cümlelerde yer alan bilgileri hatırlayın. Hatırlama yaparken bilgileri kendi sözlerinizle aklınızdan ifade edeceksiniz:

1.İnsanların harika bir soluma sistemi vardır.
2.Burundaki tüycükler nefes alırken dışarıdaki kirli havadan gelen kaba tozları tutarlar.
3.Burun delikleri önce soğuk havayı ısıtıp akciğerlere gönderirler.
4.Akciğerlerde yüz binlerce bronş vardır. Bu bronşlar arta kalan tozları tutarlar.
5.Akciğerde milyonlarca alveol kesecikleri vardır ve hava bu keseciklere dolar.
6.Bu keseciklerde makrofaj hücreleri vardır. Bu hücreler oraya girebilen tozları veya mikropları yutarlar ve bu suretle onları yok ederler.
7.Makrofaj hücrelerinin ömürleri bittiğinde oradan alınırlar, yerlerine yeni makrofajlar görevlendirilir, temizleme görevini bu yeni hücreler üstlenirler.
8.Ciğerlerde tozlar, mikroplar, atılması gereken maddeler birikebilmektedir.
9. Bronşlar yapışkan bir müküs maddesi salgılarlar. Atılacak olan maddeler bu müküse yapışırlar. Böylece temiz müküs kirlenir.
10. Keseciklerin altında milyonlarca kirpikçikler, tüycükler vardır.
11.Bu kirpikçikler hep birlikte ritimli hareket ederek atılacak olan kirli müküs maddesini bronşlardan yukarı doğru iterler.
12.Biz bu müküsü ya tükürürüz ya da yutarız. Böylece ciğerlerimiz temizlenmiş olur.
13. Eğer bu sistem çalışmasaydı ciğerlerimiz bir günde tıkanırdı ve bir günde ölebilirdik.
14.Bizi Yaratan gücün neleri düşündüğünü görmek size de heyecan veriyor değil mi?
b) Aynı çalışmayı elinizdeki kitabın “İçindekiler” bölümü üzerinde yapın.


2.Bilgiyi Sistemli Tekrar Edin

Bilgiyi ilk hatırlamakla ona sahip olmanın kapısını açmış oluruz ama onu tekrarlamazsak hayatımızın sonuna dek bizim olmasını sağlayamayız. Bir saat boyunca kitap okudunuz veya ders çalıştınız. Bu sürenin son 5-10 dakikasını ilk tekrarlama çalışmasına ayırmalısınız. O ana kadar ne okudunuz? Okuduklarınız arasında nasıl bir bağ kurabilirsiniz? Simdi hafızanızda hangi bilgiler kaldı? Bu ilk tekrarlama çalışması son derece önemlidir. Okuma bittikten ve çalışma ortamından ayrıldıktan sonra, bilgiyi ömür boyu korumak için gerekli olan sistemli tekrar biçimi üzerinde durulmalıdır.

Tekrarlama olmadan bilgi uzun süreli hafızaya kaydedilmeyecektir. Yapılan araştırmalar bu tekrarın sistemli yapılması halinde daha az emekle ve daha hızlı şekilde uzun süreli hafızaya kaydolabildiğini göstermektedir. Amerika’da bir kolejin internet sayfaları arasında dolaşırken okuduğum, tekrar konusundaki şu sözü çok doğru buldum: “Öğrendikten 24 saat geçtikten sonra tekrar ettiğiniz bilgi tekrar ettiğiniz değil yeniden çalıştığınız bilgidir.” Çünkü 24 saat içinde bilginin en az %80’i kaybolmakta ve o süre sonunda ancak yeniden okuma veya yeniden öğrenme amacıyla çalışmak gerekmektedir.



Kalıcı belleme şu süreci takip eder:
Bilgi önce duyular yoluyla elektriksel olarak alınır, çok kısa süreli hafızaya taşınır; burada 20-40 saniye kadar kalabilir; buradan ayrılan bilgi ya yok olur ya da kısa süreli hafızaya taşınır. Elektro kimyasal yapıda bulunan bilgi burada, alınma gücüne göre 20 dakika ile bir gün arasında bekler. Buradan ayrılan bilgi ya yok olur ya da uzun süreli hafızaya taşınır. İşte bilginin ikinci aşamadan üçüncü aşamaya taşınması, henüz tam haliyle orada iken elektrikle uyarılması ve böylece kalıcı hafızaya taşınması için yeterli enerjiye sahip olmasıyla mümkündür. Bu işi yapan çözüm yolu tekrarlama yapmaktır. En az maliyetli tekrarlama ise şu şekilde yapılmalıdır : Bir saat içinde alınan bilgi tekrar sistemi ;

1. tekrar: 10 dakika geçtikten sonra 10 dakika süreyle
2. tekrar: 24 saat geçtikten sonra 5 dakika süreyle
3. tekrar: 1 hafta geçtikten sonra 3 dakika süreyle
4. tekrar. 1 ay geçtikten sonra 3 dakika
5. tekrar: 6 ay geçtikten sonra 3 dakika
6.tekrar 1 yıl geçtikten sonra 3 dakika

şeklinde olmalıdır. Böyle bir tekrar sistemi sayesinde bilgi ömür boyunca bizim malımız olacaktır.

3.Beyninizin Sağ ve Sol Lobunu Birlikte Devreye SokunAmerika Birleşik Devletleri California üniversitesinden Prof. Robert Ornstein’in araştırmaları insan beyninin sağ ve sol loblarının farklı çalıştıklarını ortaya koymaktadır. Sol lob ayrıntı, matematik, soyut gibi alanların merkezi iken sağ lob şekil boyut, renk, müzik gibi alanların merkezi olarak çalışmaktadır. Bu bulgudan hareketle İngiliz beyin uzmanı Tony Buzan “Mind Mapping” olarak bilinen beyin haritalaması tekniğini geliştirmiş ve eğitimin hizmetine sunmuştur. Bu tekniğin temel mantığı, soyut bilgilerle görüntünün bir araya getirilmesi ve böylece sağ ve sol beyin loblarının aynı bilgi üzerinde birlikte çalışmalarının sağlanmasıdır. Zira Ornstein’in araştırmaları her iki beyin loblarını birlikte kullanan kişilerin beyin etkinliklerinin 10-15 kat artabildiğini göstermektedir.

Oluşturacağınız haritalarda dikkat edeceğiniz kurallar şunlar olacaktır: Çizimin orta noktasında temel konuyu oluşturan anahtar kelime yer alacaktır. Her ana bölüm tam olarak ilgili bölüme bağlanacaktır. Çizilen her çizginin tam üzerine o alanın taşıdığı bilgi bir kelime halinde yazılacaktır. Çizimlerin gözle rahatlıkla görülebilen bir yapıda ve estetik olması şarttır. Birinci örnekte bilgiyi sadece sol beyin lobunuzu kullanarak yerleştirmeye çalışıyorsunuz. Ama ikinci örnekle bilgiyi aynı zamanda resme de dönüştürdüğünüz için iki lobunuz da birlikte kullanılmaktadır. Böylece etkinliğiniz artacaktır.

a) Önce her iki lobu aynı anda devreye sokacak çalışmalar yapalım. Beyin soyutlukları ne kadar somutlukla birlikte düşünebilirse o oranda etkili belleyecektir. Aşağıda verilen rakamları görüntü değerleriyle ilişkilendirin.

Örnek: 11 adet (yan yana iki direk gibi, iki parmak gibi)
15 kilo, 25 adet, %50, 100 kişi, bir milyon lira, 18 derece, 2 kilometre, 0.0001 santim
2 kilo patates, 15 kilo elma, 5 metre kumaş, dört adet tokat, 2 adet çiçek

b) Aşağıda beyin haritalaması tekniği kullanılarak bir çizim yapılmıştır. Bu çizimi inceleyin. Benzer bir çizimi elinizdeki kitabın üç temel bölümünde ayrı ayrı yapın.

Alınan bilgi: İnsanın ruhsal ve cisimsel olmak üzere iki bedeni vardır. Ruhsal beden kalp, nefs, vicdan ve latifelerin birbirine bağlı olduğu bir sistem bütünüdür. Cisimsel beden ise temelde baş, gövde ve bacaklar olmak üzere üçe ayrılabilir. Baş kısmında kulaklar, burun, gözler ve dudaklar yer alır. Gövde kısmı kalp, ciğerler, mide ve bağırsaklardan oluşur. Bacaklar bölgesinde ise diz kapağı, kaval kemiği ve ayak bileği yer alır.

Örnek 1: klasik sistemle yazının iskeleti: Örnek 2: Beyin haritalaması sistemiyle yazının iskeleti:

İnsanın Bedeni

a)Ruhsal beden

aa)nefs ab)vicdan ac)latifeler

b)cisimsel beden
ba)baş

baa)kulaklar bab)burun bac)gözler bad)dudaklar

bb)gövde
bba)kalp bbb)ciğerler bbc)mide bbd)bağırsaklar

bc)bacaklar< br> bca)diz kapağı bcb)kaval kemiği bcc)ayak bileği

3.Anahtar Kelimeler veya Kavramlar Oluşturun
Ayrıca her iki lobu birlikte kullanabilmemiz için anahtar kelime çalışmalarıyla yeteneğimizi geliştireceğiz. Bizde sülfirik asitin formülünü hafızamızda tutmayı sağlayan bir teknik kullanılmıştır. H2 SO4 =Hasan iki Sevimli Osman dört) Buna benzer şekilde beyin haritalaması anahtar kelime oluşturabilme yeteneği gerektirir. Anahtar kelime bir gurup anlam kendisine bağlanan kelimedir. Herhangi bir bilgi kümesini anahtar kelimeye bağlayabilirseniz bu anahtar kelimelerle düşünmeyi çok kolay hale getirirsiniz. Örneğin size çevre kirliliğinin nedenleri anlatılıyor. Tüm konuları “kirlilik” kelimesiyle ifade edebilirsiniz. Ardından kirliliğin nedenleri ikiye ayrılıyor. Fabrikaların yol açtığı kirlilik, insanların yol açtığı kirlilik olarak konu açılıyor ve tanımlanıyor. Burada ikinci kelime fabrika ve üçüncü kelime de insanlar olarak tespit edilebilir. Önemli olan hangi kelimenin tespit edildiği değil, kelimeler tespit edilirken bunlara bağlanan anlamların tam olarak farkında olunmasıdır. Buna göre aşağıdaki anahtar kelime ve beyin haritası oluşturma alıştırmalarını çözümleyiniz:

a)Aşağıdaki kelimeler için bir anahtar kelime seçiniz:
-saat 6.00’da kalk/kahvaltı yap/işe git/kitabını oku/toplantını yap
-peynir/zeytin/bal/reçel/çay/tereyağı/ekmek
-kale/savunma/forvet/savu nma/top/takım/orta saha/faul/taç

b)Aşağıdaki olgu guruplarını birer uygun anahtar kelimeye bağlayınız:-İstanbul’a 1994 yılında gittim. Otomobilimi kullandım. Yolda bir kaza oldu. Otobüsle traktör çarpıştı. 4 kişi öldü 5 kişi yaralandı. Ölenlerden ikisi çocuktu.

-Mısırın başkenti Kahire mezarlıklar şehridir. Burada 2 milyon insan evsizdir. Mezarlar eski inanışlara göre yer altında ev gibi düzenlenmiştir. Dolaysıyla günümüzde evsiz insanlar bu mezarları ev edinmiştir. Mezarlarda kurutulmak üzere asılmış bir çok çamaşır görürsünüz.

-Washington D.C.’de sokakta yaşayan insanlar vardır. Bunlar Homeless people-evsiz insanlar olarak anılırlar. Amerika’da 2 milyon evsiz insan vardır. Bunların hepsi fakir değildir. Bu insanlar geceleri sokağa yataklarını serer ve uyurlar. Bazıları ailelerini terk etmişlerdir. Evsizlik orada bir kültür. Birilerine kızan evsiz olmaya karar verebiliyor. Kışın belediye onlara yardım yapıyor. Soğukta donmamak için kanalizasyon havalandırmalarının üzerinde yatıyorlar. Şehrin en modern sokaklarında kimse bu durumdan rahatsız olmuyor.

4.Bilgiyi Yerleşik Bilgilere Bağlayın:
Bilgiyi bellemenin en kolay yolu onu hafızada yerleşik bir başka bilgi ile ilişkilendirmektir. Bu yapılırken aradaki bağlantının mantıklı olması şart değildir. Eğer bağlantıyı mantıklı kurmuşsanız sol lobunuzu, mantıksız kurmuşsanız sağ lobunuzu kullanmış olursunuz. Bol bol bağlama çalışmaları yaparak bu yeteneğinizi geliştirebilirsiniz.

a)Aşağıdaki kelime guruplarını her satırdaki ilk kelimeye mantıksız bağlayınız
-kirpi/diken/inek
-çiçek/yağmur/toprak/karınca
-kuş/daktilo/k alem/karpuz/kedi/elma/televizyon/bomba
-cam/çam/mikrofon/radyo/tren/uçak/dağ/ göl/bulut

b)Aşağıdaki kelime guruplarını uygun bulduğunuz kelimeye mantıklı bağlayınız
-baş/göz/kirpik/burun/dudak/kulak/çene
-kedi/canlı/varlık/hayvan/ van kedisi/tırnak
-çiçek/hasta/doktor/ilaç/hastahane/kanser/ışın tedavisi/ziyaret
-padişah/fati h Mehmet/1453/İstanbul/fetih/Bizans/ortodoks/hıristiyan/müslüman

c)Aşağıdaki bilgileri bildiğiniz bilgilere bağlayınız.
Örnek: Arkadaşınızın adı Fatih Şenel, İstanbul’u fetheden Fatih ile adaş. Soyadı sinemacı Aydan Şenel’in soyadına benziyor. Trabzonspor’un eski kaptanı Şenol’un adı Fatih’in soyadına benziyor.

-Beyinde 1 milyar sinir hücresi var.
-Dünyada 7 milyar insan yaşıyor.
-Dünyada saniyede 17 milyon ton su buharlaşır ve bir o kadar her saniye yağmur yağar.
-Türkiye’de 80 adet il var.
-Amerikanın 40 adet eyaleti var.

5.Diğer Belleme Tekniklerini Kullanın
a)Bilgiyi Abartın
Abartılan ve normalin dışında bir yapı kazanan bilginin hafızada kalma şansı daha yüksektir.

b)Önemli bilgiyi çalışma başında ve sonunda alın

Okuma veya çalışma sürecinin hemen başında ve sonunda alınan bilgi orta sıralarda alınan bilgiye göre daha kolay ve etkili yerleşir ve hatırlanır.

c)Bilgiyi farklılaştırın
Diğer bilgi türlerinden farklı bir yapı taşıyan bilginin hafızaya hatırlanabilecek şekilde kaydolma şansı daha yüksektir.

d)Bilgiye duyularınızı katın
Bilgiyi görebilir, ona dokunabilir, onu seslendirebilirsiniz. Unutmayın: sese, dokunsallığa, kokuya, görüntüye, tada çevrilebilen bilginin hatırlanma ihtimali çok daha yüksektir.

e)Bilgiye Duygularınızı Katın
Bilginin oluşturduğu duygusal çağrışım önemlidir. Öğrendiğiniz bilgi sizde ne tür duygular oluşturabilir. bu duyguları araştırın ve abartın.

f)Duyuları filme çevirin.
Bilgiye duyularınızı kattıktan sonra oluşan görüntüyü filme çevirebilirsiniz. Bir hareketlilik oluşturabilirsiniz. hareketli bilgi tak bilginin yüzlerce kopyası demektir. Kopyalar çoğaldıkça hatırlanma hızı artar.


TANIMA ÇERÇEVESİ
Tanıma çerçevesi okuma sürecinin ikinci aşamasını oluşturmaktadır. Bu aşamada “gözler” görevlerini bitirmişler ve bütün iş beynimize kalmıştır.

Gözlerimizle çeşitli sembollerin, karakterlerin resimlerini çekeriz. Bu resimler elektriğe kodlanmış olarak beynimize ulaşır. Beynimiz önce bu sembolleri hafızasından tarar. Hafızada var olan sembollerle benzerliğin yakalandığı an tanıma gerçekleşmiş olur. Örneğin sembolünün ne anlama geldiğini düşünürken beynimiz =, ¹ , Y, F, E gibi sembollere işaret koyacak; ama bunların hiç birinde karar veremeyecektir. Okumanın tam bu aşaması tanıma aşamasıdır. Bundan sonra gelen kavrama aşaması ise bulunan sembole bağlanan anlamın veya anlamların hafızadan çağrıldığı aşamadır. Yukarıdaki karaktere bir anlam bağlamamışsanız onu tanıyabilirsiniz, yani tam olarak ne olduğunu bilirsiniz ama onu kavrayamazsınız. Oysa bir Japon bu karakterden hareketle -watashi-ben- imajını kavrayacaktır. Tanıma bölümünde iki temel amacımız vardır. Bir yandan daha doğru tanıma diğer yandan da daha hızı tanıma yeteneğimizi arttırmamız gerekiyor.

1.Daha Doğru Tanıma
Tanımı:
Tanıma kusuru veya hatalı tanıma zihin tembelliğinin veya tam yoğunlaşamamanın bir sonucudur. Yavaş okumalarda tanıma kusuru tam olarak belirgin değildir. Ama okuma hızlandıkça hatalı tanıma kendini belli edecek ve okuma-kavrama süreci bundan olumsuz etkilenecektir. Eğer çabucak gördüğünüz bir metni hatalı tanımışsanız beyniniz hatalı tanığınız sembollere bağlı anlamları arayacak ve dolaysıyla kavrama da hatalı olacaktır. Örneğin “çabucak camları kesti” cümlesinde geçen “cam” ile “çabucak çamları kesti” cümlesinde geçen “çam” birbirinden çok farklıdır. “c” ile “ç” doğru ayrımlaştırılmazsa tanıma kusuru ve dolaysıyla kavrama kusuru oluşacaktır.

Nedeni:
1. Doğru tanıma düzeyinin düşüklüğünün temel nedeni zihin tembelliğidir. Dikkat keskinliği, değerlendirmelerde ayrıntıları hesaba katmamızı sağlar. Dikkatsiz bir zihin;

Yabacı adam geldi-----------yerine----------- yabancı adam geldi.
Kirpiklerini acımadan yaktı----------- yerine-------- kirpitlerini acımadan yaktı.

şeklinde okuyabilir. İki kelime arasındaki küçük farkı ayrımlaştıramayabilir.

2.Doğru tanımayı güçleştiren bir diğer neden de kelimelerin resimleri yoluyla çok sağlıklı şekilde zihinde yerleşmemiş olmasıdır. Kelimelerin yazıldıkları fontlara göre oluşturdukları belli resimler vardır. Fontlar değiştikçe kelimelerin resimlerinin yapıları değişir ve her fonta göre yeniden okunmaları gerekir. Örneğin: istihbarat, istihbarat, istihbarat, istihbarat, istihbarat, istihbarat

Şu halde, kelimelerin resimleri yoluyla zihinlerde iyi yerleşmesi de doğru tanımaya katkıda bulunacak olan bir diğer faktördür.

Çözümü:
1.Eksiklikleri Ayrımlaştırın
Aşağıdaki metinde bazı kelimeler eksik yazılmıştır. Aşağıdaki metni okurken eksik yazıldığını fark ettiğiniz kelimelerin üzerine Ö işareti koyacaksınız. Okuma bittikten sonra çalışmanızı kontrol ederek hatalı kelimelerin ne kadarını bulabildiğinizi tespit edin.

“Yasama süeci, yasama mecliserinin kendilerine sunulan işlevin gerçekeşmesi yolunda işlerin meclislere girişiden başlayarak komisyonardan ve genel kurulardan geçişlerini ve nihayet süreçen çıkışlarını içeren bütün aşamarı ve bu aşamalarda işleyşe dahil olan bütün birmleri ve işleyiş biçimlerni içerir. Yasma meclislerinin teml görevi kanun yapmak, temsilisi oldukarı toplum adına toplumsal mekanizaları toplumun ihtiycı ve talebi paraleinde oluşturmak olarak tanımlanablir. Bu çerçevde meclisler bir taraftan dış faktölerle diğer taraftan da iç faktörlele iletişim içeriside olacaktır. Dış fakörler kapsamında hükümet, devletn diğer kurumlrı, diğer devletler, devlet içindeki sivil toplum örgüleri, basın ve bireysel olarak vatandaş düşünüleblir. İletişimin ve demokratik katılım anlayışın gelişimi paralelde yasama meclislerile iletişim halinde olan dış birimler hem saysal olarak hem de etkilik düzeyi bakımdan gittikçe büyümektdir.”

2.Hataları Ayrımlaştırın
Yukarıdaki çalışmaya paralel olarak aşağıda bu defa bazı kelimeler yanlış yazılmıştır. Yanlış yazılmış kelimeleri bulmaya çalışırken süratle okuyun veya seminer sunucunuzun verdiği sürede metni bitirmeye çalışın. Ardından tanıma düzeyinizi kontrol edin.

“Yasama meclesleri islevlerini yerine getirirkan temelde iki tip faktor gurupunun etkişi altınta kalırlar. Bunlardan birini yasama usüluyle ilgilidir. Meclis üyelesinin binbirlerine göne konunlarının ne olacağı, nasıl bir iliskilenme bicimlerine sahip olacakları, görev bolümü ve dagılımını hangi kurullara bağlı olarak gercekleştirecekleri, işleri hanği işlem akışından hangi yollarla gecirecekleri, hangi işleri gerçekleştirmekte yükümlü oldukları gibi hususlar yasama usulü kavramı çerrevesindedir. Prosedür veya usul hem meclis tarafından hem de meclısle ilişkili dış guruplar tarafından kabul görmüş meşruluk aracidırlar. Yazılı veya sözlü hükümlenden oluşan usul, çatışma ve karmaşanın engelnenmesini sağlamanın ötesinde yasama meclislerinin çıktılarını üretebılmeleri bakınından oluşturulmak zorundıdır.”

3.Benzerlikleri Ayrımlaştırın
Aşağıdaki metinde yan yana yazılmış iki aynı kelime gördüğünüz yere Ö işareti koyunuz. Amacımız benzerlikler arasından aynılıkları tanıyabilmek ve böylece doğru tanıma keskinliğimizi arttırabilmektir. Çalışma bittikten sonra özellikle aslında aynı olmayıp aynı olduklarını zannettiğiniz kelimelere ilişkin tespitlerinizi gözden geçirin.

“Yasama meclislerinin etkileşimde etkıleşimde bulundukları diğer değir iç faktör gurubu gunubu yasama meclislerinin idari örgütüyle ilgilidir ilgilidir. İdari örgüt ilk meclis örneklerinde neredeyse tamamen tamamen önemsizken, bir bin başka başka tabirle ilk ikl meclis örneklerinde araştırmaların araştırmaların yapılması, yazışmaların takibi takibi gibi bigi hemen hemen bütün işler üyelerin üyelerin kendileri tarafından tanafından yapılırken, meclislerin gündemlerinin günümüzün modern modern devlet sistemlerinde son zon derece derce karmaşık hale hele gelmesi nedeniyle işlerin islerin bir bir çoğu coğu destek personeli tarafından tanafından yapılmaya yapılmaya başlanmıştır.”

4.Yoğunlaşma Yeteneğinizi arttırın
Doğru tanıma için yoğunlaşma yeteneğimizi geliştireceğiz. Aşağıda rakam veya harf guruplarıyla karşılaşacaksınız. Sizden istenen belirtilen rakam veya harfleri alttaki satırlarda doğru olarak görmeniz ve süratle işaretlemenizdir. Hiç bir taramada süreniz 15 saniyenin üzerine çıkmamalıdır. Sınıfta çalışırken, seminer yönetmeniniz bu süreyi 5 saniyeye kadar indirebilir.

a) Sırasıyla 222, 8, 4, 6 rakamlarını tarayın.

3562221542127822012220220548752220311205482220985201120425622 101120222
1208970321032602210562022224103120221245622203162228972229 8751012521521
222165497

b) Sırasıyla 568, 12, 48 rakamlarını tarayın.

5889756852155685210321658512568798512568145278932658586256858 56842487987
54568485612356841231757213156841231297511256823123497586 5681023156812312568442

c) Sırasıyla 9760, 138, 97 rakamlarını tarayın.

9761451976006975976056097899760987597697069709679760542690797 609803215609760
123976097605864597605213897605213976052138131297605321810976065123797 60851

d) Sırasıyla kara, kira, uy seslerini tarayın.

kakakarakuruykarakanakatakarakerakerigeiakiraurudarakankarakaratadarara mekiramakara
mekkamerakarakuyuyaraarasarakarakkerekerakkirakarakurunadarene nemanakarakedekarahgkarasna

e)Sırasıyla fgph, ş, ö, p seslerini tarayın.

fghpmhneafghpfgphphfgfghpkargerinfgphnehfgpheilyşambcsçzfgphmakğgkuf gğphlkafgphsbfgph
zssczvçöjifgtaelfgpzsezfghsatfgphzse.fghpsakfgphsvafghpzfgnpse fghrfghpgfhpgfphfghph

f) Sırasıyla iv17, 7m, iv ses veya rakamlarını tarayın.

iev13987ievadrın1iv17myv178ıv17k7491iv71tkevi17iv17kelmyleivon7iv17mil1 2iv71sbcnhatek1fiiv
217ieiv1231iv178ıgğü1iv18ivziv18iv1717ivıv17evcaiiv17igezlii17 vv71vi7m11iv17giv71

2.Daha Çabuk Tanıma
Tanımı:
Tanıma çabukluğu beynimizin hızıyla ilgilidir. Beynimizin aradığı kelimeyi, sembolü bulabilme hızı çabukluğu oluşturur. Beyin, sembolleri sinirler yoluyla gözlerden aldıktan sonra hafızada mevcut sembolleri taramaya başlar ve bulduğu her sembolle aldığı sembolu karşılaştırır. Tam olarak aradığı sembolü bulduğunda tanıma gerçekleşir. İşte çabukluğu bu arada geçen süre etkiler. Bazı beyinlerde bu süre daha uzun, bazılarında daha kısadır. Bu farklılaşmanın çeşitli nedenleri vardır.

Nedenleri: Tanıma hızını etkileyen bir dizi neden arasında en yaygın olanları sıralayalım:
1.Yerleşik Görüntü Zayıflığı: Kelimeleri resim formatında doğru algılamamız ve hafızamıza doğru yerleştirmemiz çok önemlidir. “gökdelen” kelimesini hiç zihninizde canlandırdınız mı? Şimdi bu kelimenin yukarıdaki formatına tekrar bakın; kelimenin uzunluğunu, ilk ve son harfini, “g” harfinin aşağıya, “k, d, l” harflerinin yukarıya uzantısını görün. Şimdi gözlerinizi kapatıp bu kelimenin resmini tüm özellikleriyle canlandırın. Resmini çok iyi çektiğiniz her kelime sonraki okumalarınızda çok hızlı -neredeyse ışık hızında- tanıyabileceğiniz kelimedir. Görüntüsü zayıf yerleşmişse tanınması için beyin daha uzun süre tarama yapmak zorunda kalacaktır.

2.Beyni Hıza Alıştırmama: Beyin hızlı kullanılabilecek halde iken onu hızlı kullanmazsak yavaş çalışma alışkanlığını korur. Gevşek yaşayanların beyinleri de gevşek çalışacaktır. Dolaysıyla hızlı düşünme, hızlı sonuçlara ulaşma yeteneklerinin ardında, bu tür çalışmaları çok yapmak yatar.

3.Beyin Hızını Kösteklemek: Bir kısım çok kötü davranışlar ve yaşayış biçimleri vardır ki ne yaparsak yapalım bunlar beynimizin çalışma hızını ciddi şekilde yavaşlatırlar. Örneğin eğer hafif de olsa sürekli stresiniz varsa bu, düşünce akışınızı bloke eder. Bu blokajın etkisiyle tüm çabalarınıza rağmen beyniniz yavaş çalışır. Bu bağlamda uykusuzluk, fazla yemek(dolu mide), oksijeni eksik ortamda yaşamak veya diyaframatik soluma yapamamak, çok durgun ve hareketsiz yaşamak gibi tutumlar kesin olarak beynimizin çalışma hızını köstekler. Bu tür yaşantıları olanların tek çözümü yaşantılarını değiştirmektir.

Çözümü:

1. Eksik Harfleri Tamamlayarak Okuyun

a)Aşağıdaki kelimelerin bir kısmının yarısı alttan, bir kısmının yarısı üstten silinmiştir. Bu kelimeleri zihninizde yerleşik resimleriyle tamamlayarak okuyacaksınız. Böylece beyniniz eksik görüntüleri eksik halleriyle daha çabuk tanımayı öğrenecektir:

“UYKU: Uyku hayatımızda her şeyin düzene konulduğu, tamir ve tedavi edildiği son derece önemli bir süreç olarak yaratılmıştır. Bir kaç hafta uykusuz kalmanın ölüme neden olduğu hayvanlar üzerinde yapılan deneylerle ispat edilmiştir. Daha da ötesi insanın yetersiz uykusu ile zihinsel güç kaybı arasında yakın bir ilişki olduğu, uykusuz kalan insanların zihinsel çalışmalarının tamamen durduğu ve düşüncelerini hiçbir şeyin üzerinde yoğunlaştıramadıkları ispat edilmiştir. 48 saat uykusuz bırakılan yüksek öğrenimli kişiler ilkokul çocuklarına öğretilen matematik işlemleri yapamadıkları görülmüştür.(Hürriyet 26.5.1193) A.B.D.’de 1993 yılında yapılan bir araştırma sadece düzensiz uykunun A.B.D. ekonomisine 1993 yılı kurlarıyla verdiği zarar 360 trilyon liradır.(Bozdağ,1996,Yasama Sürecinde...s.40)

Lütfen bu bölümü önemsiz bularak geçmeyiniz. Günde 8 veya 10 saat uyuyor olabilirsiniz. Ancak yine de bu uykunuz hiçbir işe yaramıyor olabilir. Çoğumuzun sandığının aksine uykusuzluğun hayatımızdaki engelleyiciliği tahmin ettiğimizden de büyüktür. Oysa çoğu zaman rahatsızlıklarımızın uykusuzluktan kaynaklandığını bilemeyiz bile.

b)Size verilen okuma penceresinin kenarını veya herhangi bir düz kenarı kullanarak aşağıdaki satırları önce alttan sonra da üstten yarım kapatarak okuyun.

Uyku beynin dinlenme vakti sanılmamalıdır. Tersine uyku beynin vücudun dinlenme ve tamir işiyle meşgul olduğu vakittir. Uykuda beyin değil vücut dinlenmektedir. Beynin elektriksel yapısı üzerinde yapılan araştırmalar zihnimizin uyku esnasında en az uyanık dönemde olduğu kadar yoğun çalıştığını göstermiştir. Aradaki tek fark gece ve gündüz yapılan işlerin farklı olmasıdır.

İnsanoğlu üzerinde yapılmış bilimsel araştırmalar uyku üzerinde şu tespitlere ulaşmıştır:

1.İnsan her uyku seansında iki ayrı uyku türünü paylaşımlı olarak ve ihtiyaca göre uyur. Uykumuz ya derindir ya da hafif olarak yüzeyde seyreder. Derin uyku NREM olarak adlandırılmıştır. Bu dönemde cisimsel beden üzerindeki hücre tamirlerinin düzenlenmesiyle ilgilenir. Gün boyunca alkol, sigara, kirli hava gibi etkiler; aşırı yorulma, yaralanma, enfeksiyon gibi nedenler hücre ölümlerini arttırır. Ayrıca bedende her gün normal olarak 10 milyar hücre ölümü gerçekleşir. Bedeni bir milyon katlı bir gökdelen olarak düşünelim. Her an binlerce tuğlası birlikte çürüyüp düşmekte, gökdelenin çökmemesi için yerlerine yenilerinin yerleştirilmesi gerekmektedir. Ancak böyle bir çalışmanın sağlıklı gerçekleşmesi sıfır hatalı bir haberleşme ve analiz sistemini gerektirir. İşte beynimiz NREM adı verilen derin uyku esnasında vücudun maddi tamirinin gerçekleşmesi görevini yüklenir.”

c) Yukarıdakine benzer çalışmaları gazete veya kitap metinlerinde sık sık tekrar edin. Unutmayın: Eksik konumda okuyabilen, tam konumda daha hızlı okuyabilecektir. Beyninize eksik konumla yetinmesini öğretiyorsunuz.

2. Metinleri Ters Çevirerek Okuyun
Aşağıdaki metni ters çevirin ve satırların normal akış yönünde (bu defa sağdan sola, ok ile gösterilen yönde) okuyun. Ardından metninizi 90 derece çevirin. Satırları bu defa aşağıdan yukarıya okuyorsunuz. Unutmayın: Farklı açılardan okuyabilen, kelimeleri farklı konumlarda tanıyabilen, sık sık gördüğü konumlarda bir çırpıda tanıyabilir hale gelmektedir.

ŞEFKAT NEDİR?
Sevmek bazen uhuvvet(kardeşlik), bazen aşk, bazen da şefkat kimliğine girer. Sevgi çeşitleri arasında en ulvisi şüphesiz şefkattir. Şefkati tanımı itibariyle diğer Sevgi çeşitlerinden ayıran temel özellik karşılıksız oluşu ve merhamet boyutunu kuşanmış olmasıdır. Şefkat çok yüksek bir duygusal karakter gerektirir. Şefkat hissedişinin zirvesinde olan insan da bu hissedişi yüzünden ya dünyanın en mesut insanı olur ya da hayati ve yaşamayı kendisine zehir eder. Sevgi merkezli hislerin vücudun bio-kimyasal yapısında yaptığı değişiklikleri ortaya çıkarmaya dönük bir yığın araştırma yapılmış; dar anlamda beşeri sevginin, güven duygusunu artıran endorfin hormonu salgısını çoğalttığı, yüksek heyecan ve sevince yol açan emphetamin salgısını körüklediği gözlenmiştir. Los Angeles Psikiyatri Enstitüsünden Mark Gaulstan’a göre, gerçek sevgi endorfin hormonuyla teessüs etmekte, hakiki şefkat belirmekte, bu işte özellikle örnek olarak anne-çocuk ilişkilerinin şefkat merkezli şekillenmesinde Oxytocin maddesinin geliştirdiği “bağlılık ve sokulma” duygusunun büyük rol oynadığı anlaşılmaktadır.(Hürriyet, 9.2.1993)

Mutluluk hissedişlerinin cismani bedende endorfin, emhetamin, Oxytocin gibi maddelerin salgılanmasıyla temsil edildikleri gerçek olmakla birlikte bu tür hissedişlerin temelde ruhi yönelimlerle yönetildiklerine ancak dışarıdan oluşturulan harici etki(hormon enjeksiyonu gibi) yoluyla da gerçekleşebileceği söylenebilir.

Sevgi temel başlığı altında uhuvvet, aşk, şefkat gibi sevginin farklı boyutlarda şekillenmelerinden söz ettik. Boyutu ne olursa olsun, Bediuzzaman’ın da ifade ettiği gibi, sevgi kaynağını “kemal, lezzet ve menfaat” unsurlarından birlikte ya da tek tek alır.

Bu realiteden hareketle örneğin aşk ve şefkati karşılaştırdığımızda aşkın birçok sınırlandırıcıyla karşılaştığını görürüz. Karşılık isteyen aşkta “lezzet ve menfaat” unsurları devamlılık ve şiddetlenme açısından ön plana çıkarlar. Bu iki unsurun yokluğu ya da eksikliği aşkın ölüm fermanını hazırlar. Bu yüzden uzun sürebilen özel sevgilerin temel kaynağı aşk değil şefkattir. Çünkü aşık ya muhatabından beklediği “lezzet ve menfaat” boyutlu karşılığı görememekte ya da bu karşılık kendi hissedişine en azından denk gelememektedir. Oysa şefkat hissedişinde karşılık beklenmemesi bu iki sınırlandırıcıdan gelebilecek her türlü engeli aşar. Öte landan şefkatte “merhamet” unsurunun da mevcut olması onun sahibini başka hiçbir hissedişin yükseltemeyeceği mutluluk zirvelerine tırmandırır. Acaba kendilerini çocuklarına duydukları şefaatte kaybeden annelerin tattıkları mutluluk hissedişinden daha yükseklere tırmanabilenler var mıdır? Beşeri ilişkiler çerçevesinde yoktur şüphesiz. Ancak insan şefkati sadece anne-çocuk ilişkisiyle sınırlayarak hayatı boyunca muhtaç olduğu yüksek huzurdan mahrum olmamalıdır. Çünkü 80 yaşında ihtiyarlardan 8 günlük bebeklere kadar bütün insanlar şefkat edilmeye muhtaçtırlar ve Rablerinin engin şefkati altında karşılıksız korunurlar.......” Alıntı; Muhammed Bozdağ

3. Bilgisayar Programlarını Kullanına)Size verilen bilgisayar programlarından cho1.exe (hızlı görsel gösterim) programını çalıştırın ve oku1.txt, oku2.txt, oku3.txt, okueng1.txt, okueng2.txt gibi isimler verilen dosyaları, sabit ekrana bakarak sırasıyla 2(00), 4(00), 6(00) 8(00) kelime/dakika hızlarda okuyun. Yakın benzerlik taşıyan kelimelerin farkını tanımanız bilhassa önemlidir. Odaklanın, dikkatle okuyun.

b)cho2.exe isimli programı çalıştırın. Programda karşınıza çıkan menüden “ibareleri tanıma” bölümünü çalıştırın. 1-2-3-4-5 kelimeden oluşan ibareler üzerinde sırasıyla çalışmalarınızı sürdürün.

4. Plaka Okuması Yapın
Bir süre plaka okuması yapacaksınız. Dolmuş veya otobüste yolcu iken geçmekte olan veya duran araçlara bakarak plakalarını süratle okuyabilirsiniz. Önemli nokta şudur: Plakaları görür görmez gözlerinizi çevirmeli ve görüntüyü zihninizde canlandırmalısınız. Ne okuduğunuzu plakalara bakarak değil, zihninizde kalan görüntüye bakarak bulmalısınız.

5. Metinlerde Kelime Arayın
a)Aşağıdaki paragrafta “eşya” kelimesini arayın:

“ÇATIRDAYAN NEDENSELLİK: Eşyanın hakikatini inceleyen en temel bilim fizik eşya olmuştur. Fizik biliminin bulgularındaki değişim eşyanın açıklanmasına dönük felsefeleri de otomatik olarak değiştireşşaymiştir. Newton’un 1600 lerde ortaya koyduğu nedensellik anlayışının en önemli destekçisi olan “tabiat-atom modeli” eşya genel kabul görmüş ve üç asır boyeşşayunca tabiatın katı, kütlesel, kesif, yer değiştirebilireşya karakterde temel inşaat bloklarının varlığına inanılmıştıeşşay. Ancakeşya kuantum fiziğinin derinliklerdeki incelemelerinde atom altı parçacıkların gözden kayboluşu belgelendi. eşya Bu yolda ilk adım Werner Heisenberg tarafından atıldı. “Kesinsizlik-uncertainity” prensibiyle tanımladığı teorisinde bir parçacık yakalanmaya çalışıldığında pozisyonu belirleniyor sonra kaybediliyor, bir an momentumu ölçülebiliyor sonra belirsizleşiyordu. Kuaneşşaytum mekaniği seşyaonunda bu partiküllerin gerçek fizik vücutlarının olmadığını gördü. Newton’un bulgularının eşya tam aksine eşyanın boş eşya uzayda hareket eden katıeşya parçacıklardan oluşeşyamadığı anlaşıldı. Tespitler araştıreşyamacıları sonunda uzayın tamamen nabız gibi atan eşya alanlardan oluştuğu fikrine eşya götürdü. Şimdi kuantum mekaniği parçacıklarıeşşay dalgalar veya ihtizazeşşay paketleri şeklinde alt alanlardaneşşay yukarıya sıçramalar eşya olarak tanımlamaktadır eşya ki bu durum Neweşşayton’un “katı madde” tanımeşşaylamasını yok etmiştireşşay.

b)Aşağıdaki paragrafta “fizik” kelimesini arayın:
Elimizfizikdeki kitabınfisik yüzey seviyesinde katı madfisikdenin gerçekfizik bir fizikeşya vücudufizik vardır; katı ve kesin olarak maddi varlığı sürer. Ancak fizikmaddenin iç-alt seviyesinde fizikçiler maddi gerçekliği bulamamakta, bunun yerine içerde sadece alanlar ve dalgalar tespit edilmekte, yani “fizikhiçbir şey” bulunmaktaydı. Madde, özünde hiçbir şey ise maddefizik yok muydufisik, biz hayal mi görüyorduk? Gerçekte “yokluk” yoktu yani fizik dışı da olsa vücut vardı; sadece görmekfisik için hangifisik seviyede baktığımız, tabiatı hangi seviyede ve fisikboyutta incelediğimizfizik önemliydi. Çünküfisik bir boyuttafizik varlığı olmayanfizik bir vücutfisik diğer bir boyutta beliriyordu.

c)Aşağıdaki paragrafta “ve” kelimesini arayın:
Heisenveberg’in keşifveleriyle birlikte madevde içine doğru seyahatevler devam etti. İçerevde değişikve alavenlar keşfedilip tanımlanıncave alanların kendileverinin bir tabanı, en vetemel yönü, en az hareketlilikev (excitation) seviyesi, ihtizaz alanı veya boşluk durumuve ortaya çıkıyordu. Buveradan alanların ana özünün görülmez, geçişken(transitional) temeli, esası anlaşılmaevya başlanvemıştı. ve Bu elektromanveyetik “en az hareketlilik durumlu alan”, atoevm altı parçacıkların yani maddi vücudun bittiği yerde başlıyordu. Bir başka tabirle varlığın vücudu hareketlilik-tahrik(excitation) ile açıkvelanıyordu. Bir elektron titreşimler, dalgalanmalar veya alttaki alanevların harekveetliliği şeklinde var olabiliyordu. Araştırevmalar gösterdi ki elektronun varlığı değişik hareket seviye ve(ya) durumunda bulunabiliyorev; veçok aktif veya sakin olabiveliyordu. Elektronun yaşayabileceği- vücut alemde bulunabileceği değişik hareketlilik durumlarına kesin bir vealt limit-sınır yoktu. veElektron belli bir noktanın altında iyice sakinleşevvetiğinde vveücudunu tamaevmen kayvebediveriyor, yani elektrovemanyetik/enerji alandan da sveıyrılıp yok oluyordu. Hareketin sıfır olduğu noktaveda vveücut sıfır oluyordu. En az hareveketlilik durumu, elektveronun bir parçacıkve etkisi oluşturabilmesiev için yetersiz bir dalgalanevmadan ibaretti. Temel Metin, Alıntı: Mutelak Gerçeklik Yolunda Bilim ve Din, Köprü Dergisi, Bahar 1996, Yazan Muhammed Bozdağ
 

lillahi

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
6 Mar 2007
Mesajlar
109
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: HIZLI OKUMA

Selamın aleyküm.Allah razı olsun.
çoooook tşk.


sol lobum a 1, 17 rakamları yerleşti bunları konuyla ilgili hayatımda bir defa nerede kullanabilirim?
 

sehidearzu

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
25 Ocak 2007
Mesajlar
133
Tepki puanı
0
Puanları
0
RE: HIZLI OKUMA

netten bi bilgi alıpta biyere yapıştırma yaparsan oralarda kullanırsın kardeşim ister istemez karsına çıkar ve böyle benm gibi rezil olursun;):D
ama bunlara takılıp kalmayıp asıl anlatılanları uygulasak ayrıntılara takılı kalmasak...
ufak defek hataları görmek yerine asıl anlatılanları anlamaya çalışsak...
sonuçta ortada bi ilim var ...
öyle degilmi cnm kardeşim...
slm ve dua ile ALLAH a emanet ol kardeşimB)
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt