Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Kapanamayan Ablalara Örnek Olsun.... (2 Kullanıcı)

acizanegünahkar

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Ara 2009
Mesajlar
1,082
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
56
Ya yine ağladım,
daha önce okumuştum şimdi tazelendi işte
ALLAHA emanet ol RABBİM yar ve yardımcın olsun.
 

Kaan Erdem

Yönetici
Katılım
9 Ara 2006
Mesajlar
11,197
Tepki puanı
230
Puanları
63
-Ey Rabbim; senin kelamın için yanıp tutuşan, yoluna yapışıp kelamına sımsıkı sarılan kulunu,sen yalnız bırakırmısın hiç!
 

gncl

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Şub 2010
Mesajlar
471
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
Web Sitesi
www.gencallarinsaat.com
erzurumlu fatıma bunu okumuştum ve okuduyumda okadar duygulanmiştım kı hıckıra bhıckıra ağlami,ştım ellerınıze yureğınıze sağlık arkadfaşlar burda okladar guzel ve benzersız paylaşımlar varkı keşke hepsını hafızama kaydedebılsem dıyorum ama ben daha yenı uye olduyum ıcın coğu paylaşımlardan ve yorumlardan yoksunum şuanlık ılerleyen zamnalarda butun yorumları ve paylaşımları takıp etmeyı dusunuyorum. ben oyle guzel sozler soyleyemem guzel dualar edemem ama allahın rahmetı ve nuru hep uzerıunızde olsun sızlerı ve sızın gıbılerı cennetıoylşe mukafatlandırsın . amin.. selamun aleykum.
 

Kaan Erdem

Yönetici
Katılım
9 Ara 2006
Mesajlar
11,197
Tepki puanı
230
Puanları
63
Aleykümselam kardeşimiz;

Hoş geldiniz üyeliğiniz hayırlı ve daim olsun.Sizinde belirtttiğiniz faydalı,kaynaklara dayalı paylaşımlardan istifade etmenizi ve bizler ile bildiklerinizi paylaşmanızı isteriz.

Samimi ve içten dua'nızada amin kardeşimiz.Selam ve yürekten samimi dua'larımızla selametle kalınız.Hayırlı günler olsun.

erzurumlu fatıma bunu okumuştum ve okuduyumda okadar duygulanmiştım kı hıckıra bhıckıra ağlami,ştım ellerınıze yureğınıze sağlık arkadfaşlar burda okladar guzel ve benzersız paylaşımlar varkı keşke hepsını hafızama kaydedebılsem dıyorum ama ben daha yenı uye olduyum ıcın coğu paylaşımlardan ve yorumlardan yoksunum şuanlık ılerleyen zamnalarda butun yorumları ve paylaşımları takıp etmeyı dusunuyorum. ben oyle guzel sozler soyleyemem guzel dualar edemem ama allahın rahmetı ve nuru hep uzerıunızde olsun sızlerı ve sızın gıbılerı cennetıoylşe mukafatlandırsın . amin.. selamun aleykum.
 

Semihk

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
13 Şub 2010
Mesajlar
3
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
Güzel paylaşım paylaşandan Allah razı olsun
Başlığın hikayeyle ilgisini anlayamasam da sevdim :D
 

Kaan Erdem

Yönetici
Katılım
9 Ara 2006
Mesajlar
11,197
Tepki puanı
230
Puanları
63
ALLAH celle celaluh razı olsun cümlesinden inşaALLAH;

Daha örtünmenin şuur'unda olmayıpta gaflette olan kocaman kocaman hanım ablara küçücük bir yüreğin ALLAH celle celaluh aşk'ını sevgisini bu hak ve kutlu yolun değerini nasıl ve ne derece anladığına örnek teşkil etmesi ve dahada dikkat çekerek başlıktaki manadan dolayı belkide bir nebze yüz kızarması yaşayarak vahki ne vah halimize demeleri için yazdık,aslında orjinal başlık HAFIZ KIZ......

Selametle kardeşimiz.....



Güzel paylaşım paylaşandan Allah razı olsun
Başlığın hikayeyle ilgisini anlayamasam da sevdim :D
 

basak

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Ağu 2006
Mesajlar
26
Tepki puanı
0
Puanları
0
Cok guzeldı yorumları okudum hemen hemen herkes duymus..ben ılk defa okdum cok etkılendım nur ıcınde yatsın..
 

-Ammar Bin Yasir-

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Eyl 2007
Mesajlar
4,864
Tepki puanı
3
Puanları
0
Yaş
36
selamun aleyküm abi Rabbim uyandırsın bütün kardeşlerimizi uyananlara hakkıyla yaşamayı nasip etsin inşaallah...
Hayırlı akşamlar abimiz:)
 

Kaan Erdem

Yönetici
Katılım
9 Ara 2006
Mesajlar
11,197
Tepki puanı
230
Puanları
63
Aleykümselam değerli kardeşim;

Amin,inşaALLAH.Mevlam razı olsun,selam ve yürekten samimi dua'larımla selametle kalınız.Hayırlı akşamlar sanada olsun kardeşim.

selamun aleyküm abi Rabbim uyandırsın bütün kardeşlerimizi uyananlara hakkıyla yaşamayı nasip etsin inşaallah...
Hayırlı akşamlar abimiz:)
 

turangida

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Ara 2006
Mesajlar
126
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
51
Konum
bursa
--------------------------------------------------------------------------------

allah razı olsun
 

fatma3838

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
5 Şub 2010
Mesajlar
13
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
Hafız Kız

İlkokulu bitirip kursa gelmişti. Ailesi kendi isteğiyle geldiğini söylemişti. Kayıt için adını sorduğumda, hiç de çekinmeyen bir tavırla Fatma dedi Ve ekledi: Eğer hafızlık yaptırmazsanız kaydolmak istemiyorum. Böyle tehdit edercesine konuşması onu yaşından daha olgun gösteriyordu. Tebessümle: Korkmayın küçük hanım, siz isteyin, hafız da yaparız, hoca da...

O küçük gözlerinin içi parıldadı birden. Annesi, Hoca hanim kusuruna bakma hele sen, ille de hafız olacağım der de, baksa bir şey demez. Bizim köyün hocasından duymuş. Peygamberimiz (sav), hafız olanlara Cennette taç giydirilecekmis demiş herhalde. Siz daha iyi bilirsiniz ya, köylü kafası, biz de bu kadar duyduk anladık. Bu da çocuk iste.

Tabi teyze ne demek, keşke herkes sizin gibi duyduklarından etkilense de teslim olsa. Siz hiç merak etmeyin, kızınız önce Allaha sonra, sonra bize emanet. Kadıncağız elime yapıştı öpecekken geri çektim, utandım. Tuttum, ben onun elini öptüm. Gözleri yaşardı. Hoca hanim bu eller, gözler hep günahlı, asıl sizinkiler öpülmeye layık. Estağfirullah teyze dedim, o ahrette belli olur. Bu konuşmadan sonra kaydığını yaptığımda Fatmanın Erzurumlu olduğunu öğrendim. Bir an düşündüm, Küçük, nasıl kalacak bu kadar buralarda

Zaman ilerledikçe Fatmanın edepli tavırları daha da çok etkiledi beni. Azimliydi. Geceleri uykusunun arasında ayetleri sayıkları görüyordum çoğu kez. Böyle devam ederken, arada bir bana gelip soru soruyordu. Bir gün, Hocam, hafız olmak için Kuran-ı bitirmek mi lazım? diye sordu. Ben de, Tabii ki, hepsini ezberleyeceksin ki hafız adını alacaksın. Bu cevabıma çok üzülmüş gibiydi. Bir şey demek istiyordu sanki. Teşekkür etti ve döndü arkasına gitti. Derslerim arasında onlara sürekli Kuran ezberlemekle isin bitmeyeceğini, mutlaka içindekiler uygulamak gerektiğini hatırlatıyordum. Talebelerden biri, Hocam dedi, Fatmanın annesi ona abdestli olmayanın hafızlara dokunamayacağını söylemiş, doğru mu? diye sordu. Çok ilginç doğrusu. Maşaallah dedim,Osmanlı zamanında atalarımız Kuran-a ve Hafıza kıymet verdiklerinden öyle yaparmış dedim. Çok hoşlarına gitmişti bu iş. Hepsi adeta kendilerini ulaşılması zor, kasa içindeki altın gibi görüyorlardı. Görsünler dedim içimden, bu yasta buralara gelmişler. Allah in kelamını ezberliyorlar, onlara fazla görmem bunu&

Bu arada Fatma ara sıra rahatsızlanıyor ve revirde yatıyordu. Zaman geçtikçe Fatmanın morali ve sağlığı daha da çok bozuluyordu. Bir gün dersini iki kez aksatınca sordum: Ne oldu yoksa, anneni mi özledin?Hayır dedi. Neden moralin bozuk? Çok fazlada hasta oluyorsun dedim. Yanlış anlamayın, inanın ki annemi özleyip de gitmek istediğim yok. Burayı çok seviyorum. Allahımdan çok korkuyorum. Buraları terk edersem bana ahrette hesabını sormaz mı? Bir şey diyemedim. Suçlu gibi hissettim kendimi.

O küçük kalpte bu ne imandı Ya Rabbi!..

Onu hayranlıkla izliyordum. Bir gün çok rahatsızlandı. Doktora götürmek zorunda kaldık. Bir çok tahlillerden sonra arkadaşım olan doktor hanim,Hoca hanım derhal bu talebeyi ailesinin yanına gönder dedi. Şaşkınlıkla: Neden? diye sordum. Bana, Belki üzülecek, hatta inanmayacaksın, fakat bu talebe kanser dedi.

Adeta başımdan aşağı kaynar sular dökülmüştü. Sanki her tarafımı şefkat sarmıştı. Hasta haneden ayrılırken Fatmaya hiç bir şey diyemedim. Oysa anlamış gibi bana sorular sorup dikkatimi dağıtmaya çalışıyordu. Kulağıma eğilerek Hocam dedi, Azrail insanların canını alırken nasıldır? Ağlamamak için kendimi zor tuttum, Güzel bir surettedir, mümin kullara dedim. Sevindi, sanki mırıldandı: Belki hafız olamam, ama Elhamdulillah müminim dedi

Simdi anlamıştım, bana önceden sormuş olduğu soruyu. Demek ki hastalığını biliyordu Hafız olmak için Kuran-i bitirmesi gerektiğini söylediğimde, neden üzüldüğünü simdi anlamıştım. Birkaç gün sonra eşyalarını hazırlamaya başladık. Çünkü dayanılmaz acılar içinde olduğunu görüyorduk. Evine gitmesi gerekiyordu. Ailesi geldi. Fatma yanıma gelerek, Bana kızmadınız değil mi? Eğer söyleseydim belki kursa almazdınız. Ne demek? Nasıl kızarım sana? dedim. Hem sonra sakin üzülme hafızlığımı bitiremedim diye. Bu yola girdin ya, Rabbim seni hafızlar zümresinden yazmıştır insaallah. Öyle sevindi ki, sarıldı boynuma: Gerçekten ben simdi hafız sayılırmıyım? Anne bak, duydun değil mi?

Ya Rabbi bu ne aşktı!..

Rabbimin hikmeti tecelli etse de iyi olsaydı su Fatma, ne güzel bir kul olurdu. Böylece Fatmayı gözyaşları ile Erzuruma uğurladık. Çok geçmedi. Bir iki hafta sonra ailesi ağırlaştı haberini verdi. Bu bir iki hafta içinde ondan iki mektup almıştım. Bana hep hafızlık tacını merak ettiğini. Rüyalarına bile girdiğini yazıyordu.

Bir gün sabah namazından sonra telefon çaldı. Fatmanın annesiydi karşımdaki ses. Ağlamaklı bir sesle, Hoca hanım Fatmayı uğurladık. Rica etsem bir hatim okurmusunuz? deyince ben de dayanamadım ağlamaya başladım. Annesi beni teselli edercesine telefonu kapatmadan, Size ölmeden önce sunu söylememi istedi dedi hıçkırarak: Anneciğim hocama söyle, Azrail söylediğinden de güzelmiş.


-Ey Rabbim; senin kelamın için yanıp tutuşan, yoluna yapışıp kelamına sımsıkı sarılan kulunu,sen yalnız bırakırmısın hiç!

ALINTIDIR........[/QUOTE]

Bu hikayeden çok etkilendim. Allahım hepimize böyle ölmeyi nasip etsin.
 

Kaan Erdem

Yönetici
Katılım
9 Ara 2006
Mesajlar
11,197
Tepki puanı
230
Puanları
63
Amin,inşaALLAH.Mevlam razı olsun,selam ve yürekten samimi dua'larımla selametle kalınız.


Hafız Kız

İlkokulu bitirip kursa gelmişti. Ailesi kendi isteğiyle geldiğini söylemişti. Kayıt için adını sorduğumda, hiç de çekinmeyen bir tavırla Fatma dedi Ve ekledi: Eğer hafızlık yaptırmazsanız kaydolmak istemiyorum. Böyle tehdit edercesine konuşması onu yaşından daha olgun gösteriyordu. Tebessümle: Korkmayın küçük hanım, siz isteyin, hafız da yaparız, hoca da...

O küçük gözlerinin içi parıldadı birden. Annesi, Hoca hanim kusuruna bakma hele sen, ille de hafız olacağım der de, baksa bir şey demez. Bizim köyün hocasından duymuş. Peygamberimiz (sav), hafız olanlara Cennette taç giydirilecekmis demiş herhalde. Siz daha iyi bilirsiniz ya, köylü kafası, biz de bu kadar duyduk anladık. Bu da çocuk iste.

Tabi teyze ne demek, keşke herkes sizin gibi duyduklarından etkilense de teslim olsa. Siz hiç merak etmeyin, kızınız önce Allaha sonra, sonra bize emanet. Kadıncağız elime yapıştı öpecekken geri çektim, utandım. Tuttum, ben onun elini öptüm. Gözleri yaşardı. Hoca hanim bu eller, gözler hep günahlı, asıl sizinkiler öpülmeye layık. Estağfirullah teyze dedim, o ahrette belli olur. Bu konuşmadan sonra kaydığını yaptığımda Fatmanın Erzurumlu olduğunu öğrendim. Bir an düşündüm, Küçük, nasıl kalacak bu kadar buralarda

Zaman ilerledikçe Fatmanın edepli tavırları daha da çok etkiledi beni. Azimliydi. Geceleri uykusunun arasında ayetleri sayıkları görüyordum çoğu kez. Böyle devam ederken, arada bir bana gelip soru soruyordu. Bir gün, Hocam, hafız olmak için Kuran-ı bitirmek mi lazım? diye sordu. Ben de, Tabii ki, hepsini ezberleyeceksin ki hafız adını alacaksın. Bu cevabıma çok üzülmüş gibiydi. Bir şey demek istiyordu sanki. Teşekkür etti ve döndü arkasına gitti. Derslerim arasında onlara sürekli Kuran ezberlemekle isin bitmeyeceğini, mutlaka içindekiler uygulamak gerektiğini hatırlatıyordum. Talebelerden biri, Hocam dedi, Fatmanın annesi ona abdestli olmayanın hafızlara dokunamayacağını söylemiş, doğru mu? diye sordu. Çok ilginç doğrusu. Maşaallah dedim,Osmanlı zamanında atalarımız Kuran-a ve Hafıza kıymet verdiklerinden öyle yaparmış dedim. Çok hoşlarına gitmişti bu iş. Hepsi adeta kendilerini ulaşılması zor, kasa içindeki altın gibi görüyorlardı. Görsünler dedim içimden, bu yasta buralara gelmişler. Allah in kelamını ezberliyorlar, onlara fazla görmem bunu&

Bu arada Fatma ara sıra rahatsızlanıyor ve revirde yatıyordu. Zaman geçtikçe Fatmanın morali ve sağlığı daha da çok bozuluyordu. Bir gün dersini iki kez aksatınca sordum: Ne oldu yoksa, anneni mi özledin?Hayır dedi. Neden moralin bozuk? Çok fazlada hasta oluyorsun dedim. Yanlış anlamayın, inanın ki annemi özleyip de gitmek istediğim yok. Burayı çok seviyorum. Allahımdan çok korkuyorum. Buraları terk edersem bana ahrette hesabını sormaz mı? Bir şey diyemedim. Suçlu gibi hissettim kendimi.

O küçük kalpte bu ne imandı Ya Rabbi!..

Onu hayranlıkla izliyordum. Bir gün çok rahatsızlandı. Doktora götürmek zorunda kaldık. Bir çok tahlillerden sonra arkadaşım olan doktor hanim,Hoca hanım derhal bu talebeyi ailesinin yanına gönder dedi. Şaşkınlıkla: Neden? diye sordum. Bana, Belki üzülecek, hatta inanmayacaksın, fakat bu talebe kanser dedi.

Adeta başımdan aşağı kaynar sular dökülmüştü. Sanki her tarafımı şefkat sarmıştı. Hasta haneden ayrılırken Fatmaya hiç bir şey diyemedim. Oysa anlamış gibi bana sorular sorup dikkatimi dağıtmaya çalışıyordu. Kulağıma eğilerek Hocam dedi, Azrail insanların canını alırken nasıldır? Ağlamamak için kendimi zor tuttum, Güzel bir surettedir, mümin kullara dedim. Sevindi, sanki mırıldandı: Belki hafız olamam, ama Elhamdulillah müminim dedi

Simdi anlamıştım, bana önceden sormuş olduğu soruyu. Demek ki hastalığını biliyordu Hafız olmak için Kuran-i bitirmesi gerektiğini söylediğimde, neden üzüldüğünü simdi anlamıştım. Birkaç gün sonra eşyalarını hazırlamaya başladık. Çünkü dayanılmaz acılar içinde olduğunu görüyorduk. Evine gitmesi gerekiyordu. Ailesi geldi. Fatma yanıma gelerek, Bana kızmadınız değil mi? Eğer söyleseydim belki kursa almazdınız. Ne demek? Nasıl kızarım sana? dedim. Hem sonra sakin üzülme hafızlığımı bitiremedim diye. Bu yola girdin ya, Rabbim seni hafızlar zümresinden yazmıştır insaallah. Öyle sevindi ki, sarıldı boynuma: Gerçekten ben simdi hafız sayılırmıyım? Anne bak, duydun değil mi?

Ya Rabbi bu ne aşktı!..

Rabbimin hikmeti tecelli etse de iyi olsaydı su Fatma, ne güzel bir kul olurdu. Böylece Fatmayı gözyaşları ile Erzuruma uğurladık. Çok geçmedi. Bir iki hafta sonra ailesi ağırlaştı haberini verdi. Bu bir iki hafta içinde ondan iki mektup almıştım. Bana hep hafızlık tacını merak ettiğini. Rüyalarına bile girdiğini yazıyordu.

Bir gün sabah namazından sonra telefon çaldı. Fatmanın annesiydi karşımdaki ses. Ağlamaklı bir sesle, Hoca hanım Fatmayı uğurladık. Rica etsem bir hatim okurmusunuz? deyince ben de dayanamadım ağlamaya başladım. Annesi beni teselli edercesine telefonu kapatmadan, Size ölmeden önce sunu söylememi istedi dedi hıçkırarak: Anneciğim hocama söyle, Azrail söylediğinden de güzelmiş.


-Ey Rabbim; senin kelamın için yanıp tutuşan, yoluna yapışıp kelamına sımsıkı sarılan kulunu,sen yalnız bırakırmısın hiç!

ALINTIDIR........

Bu hikayeden çok etkilendim. Allahım hepimize böyle ölmeyi nasip etsin.[/QUOTE]
 

(S.A.V)

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Mar 2010
Mesajlar
6
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
27
Ay çok Tatlı maşşalah allah bağışlasın. Kaan çok güzel düşünmüşsün eline sağlık
 

semabrk

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
10 Ara 2009
Mesajlar
321
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
37
Hafız Kız

İlkokulu bitirip kursa gelmişti. Ailesi kendi isteğiyle geldiğini söylemişti. Kayıt için adını sorduğumda, hiç de çekinmeyen bir tavırla Fatma dedi Ve ekledi: Eğer hafızlık yaptırmazsanız kaydolmak istemiyorum. Böyle tehdit edercesine konuşması onu yaşından daha olgun gösteriyordu. Tebessümle: Korkmayın küçük hanım, siz isteyin, hafız da yaparız, hoca da...

O küçük gözlerinin içi parıldadı birden. Annesi, Hoca hanim kusuruna bakma hele sen, ille de hafız olacağım der de, baksa bir şey demez. Bizim köyün hocasından duymuş. Peygamberimiz (sav), hafız olanlara Cennette taç giydirilecekmis demiş herhalde. Siz daha iyi bilirsiniz ya, köylü kafası, biz de bu kadar duyduk anladık. Bu da çocuk iste.

Tabi teyze ne demek, keşke herkes sizin gibi duyduklarından etkilense de teslim olsa. Siz hiç merak etmeyin, kızınız önce Allaha sonra, sonra bize emanet. Kadıncağız elime yapıştı öpecekken geri çektim, utandım. Tuttum, ben onun elini öptüm. Gözleri yaşardı. Hoca hanim bu eller, gözler hep günahlı, asıl sizinkiler öpülmeye layık. Estağfirullah teyze dedim, o ahrette belli olur. Bu konuşmadan sonra kaydığını yaptığımda Fatmanın Erzurumlu olduğunu öğrendim. Bir an düşündüm, Küçük, nasıl kalacak bu kadar buralarda

Zaman ilerledikçe Fatmanın edepli tavırları daha da çok etkiledi beni. Azimliydi. Geceleri uykusunun arasında ayetleri sayıkları görüyordum çoğu kez. Böyle devam ederken, arada bir bana gelip soru soruyordu. Bir gün, Hocam, hafız olmak için Kuran-ı bitirmek mi lazım? diye sordu. Ben de, Tabii ki, hepsini ezberleyeceksin ki hafız adını alacaksın. Bu cevabıma çok üzülmüş gibiydi. Bir şey demek istiyordu sanki. Teşekkür etti ve döndü arkasına gitti. Derslerim arasında onlara sürekli Kuran ezberlemekle isin bitmeyeceğini, mutlaka içindekiler uygulamak gerektiğini hatırlatıyordum. Talebelerden biri, Hocam dedi, Fatmanın annesi ona abdestli olmayanın hafızlara dokunamayacağını söylemiş, doğru mu? diye sordu. Çok ilginç doğrusu. Maşaallah dedim,Osmanlı zamanında atalarımız Kuran-a ve Hafıza kıymet verdiklerinden öyle yaparmış dedim. Çok hoşlarına gitmişti bu iş. Hepsi adeta kendilerini ulaşılması zor, kasa içindeki altın gibi görüyorlardı. Görsünler dedim içimden, bu yasta buralara gelmişler. Allah in kelamını ezberliyorlar, onlara fazla görmem bunu&

Bu arada Fatma ara sıra rahatsızlanıyor ve revirde yatıyordu. Zaman geçtikçe Fatmanın morali ve sağlığı daha da çok bozuluyordu. Bir gün dersini iki kez aksatınca sordum: Ne oldu yoksa, anneni mi özledin?Hayır dedi. Neden moralin bozuk? Çok fazlada hasta oluyorsun dedim. Yanlış anlamayın, inanın ki annemi özleyip de gitmek istediğim yok. Burayı çok seviyorum. Allahımdan çok korkuyorum. Buraları terk edersem bana ahrette hesabını sormaz mı? Bir şey diyemedim. Suçlu gibi hissettim kendimi.

O küçük kalpte bu ne imandı Ya Rabbi!..

Onu hayranlıkla izliyordum. Bir gün çok rahatsızlandı. Doktora götürmek zorunda kaldık. Bir çok tahlillerden sonra arkadaşım olan doktor hanim,Hoca hanım derhal bu talebeyi ailesinin yanına gönder dedi. Şaşkınlıkla: Neden? diye sordum. Bana, Belki üzülecek, hatta inanmayacaksın, fakat bu talebe kanser dedi.

Adeta başımdan aşağı kaynar sular dökülmüştü. Sanki her tarafımı şefkat sarmıştı. Hasta haneden ayrılırken Fatmaya hiç bir şey diyemedim. Oysa anlamış gibi bana sorular sorup dikkatimi dağıtmaya çalışıyordu. Kulağıma eğilerek Hocam dedi, Azrail insanların canını alırken nasıldır? Ağlamamak için kendimi zor tuttum, Güzel bir surettedir, mümin kullara dedim. Sevindi, sanki mırıldandı: Belki hafız olamam, ama Elhamdulillah müminim dedi

Simdi anlamıştım, bana önceden sormuş olduğu soruyu. Demek ki hastalığını biliyordu Hafız olmak için Kuran-i bitirmesi gerektiğini söylediğimde, neden üzüldüğünü simdi anlamıştım. Birkaç gün sonra eşyalarını hazırlamaya başladık. Çünkü dayanılmaz acılar içinde olduğunu görüyorduk. Evine gitmesi gerekiyordu. Ailesi geldi. Fatma yanıma gelerek, Bana kızmadınız değil mi? Eğer söyleseydim belki kursa almazdınız. Ne demek? Nasıl kızarım sana? dedim. Hem sonra sakin üzülme hafızlığımı bitiremedim diye. Bu yola girdin ya, Rabbim seni hafızlar zümresinden yazmıştır insaallah. Öyle sevindi ki, sarıldı boynuma: Gerçekten ben simdi hafız sayılırmıyım? Anne bak, duydun değil mi?

Ya Rabbi bu ne aşktı!..

Rabbimin hikmeti tecelli etse de iyi olsaydı su Fatma, ne güzel bir kul olurdu. Böylece Fatmayı gözyaşları ile Erzuruma uğurladık. Çok geçmedi. Bir iki hafta sonra ailesi ağırlaştı haberini verdi. Bu bir iki hafta içinde ondan iki mektup almıştım. Bana hep hafızlık tacını merak ettiğini. Rüyalarına bile girdiğini yazıyordu.

Bir gün sabah namazından sonra telefon çaldı. Fatmanın annesiydi karşımdaki ses. Ağlamaklı bir sesle, Hoca hanım Fatmayı uğurladık. Rica etsem bir hatim okurmusunuz? deyince ben de dayanamadım ağlamaya başladım. Annesi beni teselli edercesine telefonu kapatmadan, Size ölmeden önce sunu söylememi istedi dedi hıçkırarak: Anneciğim hocama söyle, Azrail söylediğinden de güzelmiş.


-Ey Rabbim; senin kelamın için yanıp tutuşan, yoluna yapışıp kelamına sımsıkı sarılan kulunu,sen yalnız bırakırmısın hiç!

ALINTIDIR........

Bu hikayeden çok etkilendim. Allahım hepimize böyle ölmeyi nasip etsin.[/QUOTE]
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt