Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

kaza namazı olan sünnet ve nafile namaz kılabilir mi (1 Kullanıcı)

garipkalp

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Nis 2007
Mesajlar
629
Tepki puanı
1
Puanları
0
Kaza namazı olan kişi farz namazların evvelinde ve sonrasında olan sünnet namazları ve başka nafile namazlar kılabilir mi?

Müzmerat kitabında şöyle denilmiştir:
"Kaza namazlarıyla meşgûl olmak, nafile namazlarla meşgûl olmaktan daha önemlidir. Ancak; farz namazların öncesi ve sonrasındaki sünnetler, kuşluk namazı, tesbih namazı ve haklarında haberler gelen "tahiyyetü'lmescid" (mescidi selâmlama) namazı, ikindi namazından önceki dört rekât namaz, akşam namazının farzı ve sünnetinden sonra ikişer ikişer kılınan altı rekât "evvabin" namazı gibi namazlar bu hükmün dışındadır." Yani bu namazlar kaza namazlarım var, onları kılıyorum diyerekten terkedilmezler.

kaza borcu olan kimselerin sünnet kılmalarının ahmaklık olduğu; bunların Allah katında makbul olmayıp boşa gideceği... gibi sözler, Hanefî fukahasının kaynak olarak kabul ettiği muteber eserlerde yer almayan mesnetsiz iddialardan ibarettir. Esasen, -yukarıda görüldüğü üzere; Şafiîler dışında diğer üç mezhebe göre de, kaza borcu olan kimselerin sünnet kılmaları câiz; Hanefîlere göre ise efdaldir.

"Kıyamet günü, müslüman kulun ilk hesaba çekileceği şey, farz namazdır. Eğer bunu tam kılmışsa, mesele yok. Aksi takdirde meleklere --Bakınız onun nafile namazları var mı?, denilir. Eğer nafilesi varsa, farz namazları nafilelerinden ikmal edilir. Sonra diğer farz ameller için de bunun gibi yapılır."

Görüldüğü üzere hadis-i şerifte, farz namazlardaki eksikliklerin, nafilelerden ikmal edileceği beyan olunmaktadır. Hadis şarihleri, ikmal keyfiyetinin hadis-i şerifin zahiri manasına da uygun olarak, "kılınmamış farz namazların nafilelerle tamamlanacağı" şeklinde olmasını da "edâ edilmiş olan farz namazlardaki âdâb, sünnet, huşu, dua ve zikirlerle ilgili noksanlarının ikmâli" şeklinde olmasını da ihtimal olarak zikrediyorlar. Ebû Bekr İbnü´l-Arabî, "Arîzatü´l-ahvezî" adlı Tirmizi şerhinde, "bana göre, edâ edilmeyen farzların nafilelerle tamamlanması ihtimali, daha açıktır; çünkü hadisin devamında diğer farz ameller için de, bunun gibi yapılır, ifadesi bunu göstermektedir..." demektedir.
 

Huyela

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Eki 2006
Mesajlar
2,345
Tepki puanı
1
Puanları
36
Yaş
40
Konum
İstanbul
Kim mesnetsiz iyi bakalım.

Kim mesnetsiz iyi bakalım.

Hazretli Ali, Abdulkadir-i geylani hazretleri, Abdulhak-ı Dehveli gibi alimler haşa mesnetsizmi.

Bu konu daha öncede açılmıştı. Orjinal vesikalarla gereken cevablar verilmişti. Kim için muteber değil dediğinize dikkat edin. Aşağıdaki linkte gereken cevablar vaktiyle verilmiştir oradan okumanızı rica ederim.

Hazret-i Ali'nin rivayet ettiği hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Farz namaz borcu olanın nafile kılması, doğurmak üzere olan hamileye benzer. Doğumu yaklaşmışken, çocuğu düşürür. Artık bu kadına, hamile de, ana da denmez. Bu kimse de böyle olup, farz namazlarını ödemedikçe, nafile namazları kabul olmaz.) [Fütuh-ul-gayb m.48] (Bu hadisi açıklayan Hanefî âlimlerinden Abdülhak-ı Dehlevî hazretleri buyuruyor ki:
Bu hadis-i şerifi gösteriyor ki, farz borcu olanın, sünnetleri de kabul olmaz. Çünkü sünnetler de nafiledir. Bu hadis-i şerif, Zahire-i Fıkh kitabında da vardır.)

Abdülkâdir-i Geylânî hazretleri, 1313 [m. 1896] yılında Hindistânda basılan (Fütûh-ul gayb) kitâbının kırksekizinci makâlesinde diyor ki: Mü’minin, en önce farzları yapması lâzımdır. Farzlar bitdikden sonra, sünnetleri yapar. Ondan sonra, diğer nâfilelerle meşgûl olur. Farz borcu varken, sünnet ile meşgûl olmak, ahmaklıkdır. Farz borcu olanın sünnetleri kabûl olmaz. Alî ibni Ebî Tâlib “radıyallahü anh” bildiriyor: Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” buyurdu ki, (Üzerinde farz nemâzı borcu olan kimse, kazâsını kılmadan nâfile kılarsa, boş yere zahmet çekmiş olur. Bu kimse, kazâsını ödemedikçe, Allahü teâlâ, onun nâfile nemâzlarını kabûl etmez). Abdülkâdir-i Geylânînin yazdığı bu hadîs-i şerîfi şerh eden Hanefî mezhebi âlimlerinden Abdülhak-ı Dehlevî buyuruyor ki, (Bu haber, farz borcu olanların, sünnetlerinin ve nâfilelerinin kabûl olmıyacağını göstermekdedir. Sünnetlerin, farzları temâmlıyacağını biliyoruz. Bunun ma’nâsı, farzlar yapılırken, bunların kemâllerine sebeb olan birşey kaçırılırsa, sünnetler, kılınan farzın kemâl bulmasına sebeb olur. Farz borcu olanın kabûl edilmiyen sünnetleri bir işe yaramaz). (Fütûh-ul-gayb)ın bu şerhi fârisî olup, İstanbulda, Bâyezîd Devlet kütübhânesinde, 3866 numarada mevcûddur. İbni Âbidîn de, nâfile bahsinde buyuruyor ki, (Hadîs-i şerîfde, (Temâm yapılmamış olan nemâz, zekât ve başka farzlar, nâfileler ile temâmlanacakdır) buyuruldu. İmâm-ı Beyhekî, bu hadîs-i şerîf, yapılmış olan farzların içindeki sünnetler noksan kalırsa, nâfilelerle bu noksanların temâmlanacağını göstermekdedir. Yoksa, yapılmamış farzların yerine nâfilelerin geçeceğini bildirmiyor dedi. Çünki, başka bir hadîs-i şerîfde, (Bir kimse, nemâzını temâmlamadı ise, o nemâzın üzerine, temâmlanıncaya kadar, nâfile nemâzları eklenir) buyuruldu. Bu hadîs-i şerîf, nâfilelerin, terk edilmiş farzı değil, noksan olarak kılınmış farzı temâmlıyacağını göstermekdedir dedi. (İmdâd)ın (Tahtâvî) hâşiyesi ikiyüzkırkyedinci sahîfesinde de, bu hadîs-i şerîf zikr edilerek, sünnetlerin, kılınmış olan farzdaki kusûrları temâmlıyacağı bildirilmekdedir.

http://forum.islamiyet.gen.tr/fikih-ve-akaid/54076-kaza-namazlari-hk-3.html
 

Monolog

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
1 Ağu 2008
Mesajlar
37
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
47
Müzmerat kitabında şöyle denilmiştir:
"Kaza namazlarıyla meşgûl olmak, nafile namazlarla meşgûl olmaktan daha önemlidir. Ancak; farz namazların öncesi ve sonrasındaki sünnetler, kuşluk namazı, tesbih namazı ve haklarında haberler gelen "tahiyyetü'lmescid" (mescidi selâmlama) namazı, ikindi namazından önceki dört rekât namaz, akşam namazının farzı ve sünnetinden sonra ikişer ikişer kılınan altı rekât "evvabin" namazı gibi namazlar bu hükmün dışındadır." Yani bu namazlar kaza namazlarım var, onları kılıyorum diyerekten terkedilmezler.

yahu KAZA farz diye biliyorum
burdaki ithama bak
bu hüküm hangi ayetlerden çıkmıştır?
Onları da yazar msınız?

bir itham var ise
delillerini de sunun
Peygamberimizin böyle bir durumu olmuş mudur?
olamıştır zannımca ama
en azından bu ithamı destekleyen KURAN ayetleri nerde?
onları koyamıyorsanız
bunlar birinin uydurması olmasın?

Mesnetlerini dökmeden birşeyler yazmamaya özen gösterseniz iyi olur
AYETLER ile desteklenmeyen her yorum için şüphe ederim...
Doğruyu söyleseniz bile geçerliliği yoktur...
 

Monolog

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
1 Ağu 2008
Mesajlar
37
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
47
Hazretli Ali, Abdulkadir-i geylani hazretleri, Abdulhak-ı Dehveli gibi alimler haşa mesnetsizmi.

Bu konu daha öncede açılmıştı. Orjinal vesikalarla gereken cevablar verilmişti. Kim için muteber değil dediğinize dikkat edin. Aşağıdaki linkte gereken cevablar vaktiyle verilmiştir oradan okumanızı rica ederim.

Hazret-i Ali'nin rivayet ettiği hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Farz namaz borcu olanın nafile kılması, doğurmak üzere olan hamileye benzer. Doğumu yaklaşmışken, çocuğu düşürür. Artık bu kadına, hamile de, ana da denmez. Bu kimse de böyle olup, farz namazlarını ödemedikçe, nafile namazları kabul olmaz.) [Fütuh-ul-gayb m.48] (Bu hadisi açıklayan Hanefî âlimlerinden Abdülhak-ı Dehlevî hazretleri buyuruyor ki:
Bu hadis-i şerifi gösteriyor ki, farz borcu olanın, sünnetleri de kabul olmaz. Çünkü sünnetler de nafiledir. Bu hadis-i şerif, Zahire-i Fıkh kitabında da vardır.)

Abdülkâdir-i Geylânî hazretleri, 1313 [m. 1896] yılında Hindistânda basılan (Fütûh-ul gayb) kitâbının kırksekizinci makâlesinde diyor ki: Mü’minin, en önce farzları yapması lâzımdır. Farzlar bitdikden sonra, sünnetleri yapar. Ondan sonra, diğer nâfilelerle meşgûl olur. Farz borcu varken, sünnet ile meşgûl olmak, ahmaklıkdır. Farz borcu olanın sünnetleri kabûl olmaz. Alî ibni Ebî Tâlib “radıyallahü anh” bildiriyor: Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” buyurdu ki, (Üzerinde farz nemâzı borcu olan kimse, kazâsını kılmadan nâfile kılarsa, boş yere zahmet çekmiş olur. Bu kimse, kazâsını ödemedikçe, Allahü teâlâ, onun nâfile nemâzlarını kabûl etmez). Abdülkâdir-i Geylânînin yazdığı bu hadîs-i şerîfi şerh eden Hanefî mezhebi âlimlerinden Abdülhak-ı Dehlevî buyuruyor ki, (Bu haber, farz borcu olanların, sünnetlerinin ve nâfilelerinin kabûl olmıyacağını göstermekdedir. Sünnetlerin, farzları temâmlıyacağını biliyoruz. Bunun ma’nâsı, farzlar yapılırken, bunların kemâllerine sebeb olan birşey kaçırılırsa, sünnetler, kılınan farzın kemâl bulmasına sebeb olur. Farz borcu olanın kabûl edilmiyen sünnetleri bir işe yaramaz). (Fütûh-ul-gayb)ın bu şerhi fârisî olup, İstanbulda, Bâyezîd Devlet kütübhânesinde, 3866 numarada mevcûddur. İbni Âbidîn de, nâfile bahsinde buyuruyor ki, (Hadîs-i şerîfde, (Temâm yapılmamış olan nemâz, zekât ve başka farzlar, nâfileler ile temâmlanacakdır) buyuruldu. İmâm-ı Beyhekî, bu hadîs-i şerîf, yapılmış olan farzların içindeki sünnetler noksan kalırsa, nâfilelerle bu noksanların temâmlanacağını göstermekdedir. Yoksa, yapılmamış farzların yerine nâfilelerin geçeceğini bildirmiyor dedi. Çünki, başka bir hadîs-i şerîfde, (Bir kimse, nemâzını temâmlamadı ise, o nemâzın üzerine, temâmlanıncaya kadar, nâfile nemâzları eklenir) buyuruldu. Bu hadîs-i şerîf, nâfilelerin, terk edilmiş farzı değil, noksan olarak kılınmış farzı temâmlıyacağını göstermekdedir dedi. (İmdâd)ın (Tahtâvî) hâşiyesi ikiyüzkırkyedinci sahîfesinde de, bu hadîs-i şerîf zikr edilerek, sünnetlerin, kılınmış olan farzdaki kusûrları temâmlıyacağı bildirilmekdedir.

http://forum.islamiyet.gen.tr/fikih-ve-akaid/54076-kaza-namazlari-hk-3.html

Açıklama böyle olur
 

ruhin

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
23 Kas 2008
Mesajlar
1
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
30
abdesti olmadan oruc tutula bilermi
 

islamoglu

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
5 Kas 2006
Mesajlar
233
Tepki puanı
0
Puanları
0
Evet abdest olmadanda oruç tutulur,ancak,kadın için hayızlı veya nifas hallerinde niyet edecekse oruca etmesin,orucu olmaz.Herhangi bir sebep yoksa abdestsiz oruç tutulur.Sadece namaz kılınmaz ve Kur-an a el sürülmez...
 

garipkalp

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Nis 2007
Mesajlar
629
Tepki puanı
1
Puanları
0
Kaynak isteyenlere

Kaynak isteyenlere

"Kıyamet günü, müslüman kulun ilk hesaba çekileceği şey, farz namazdır. Eğer bunu tam kılmışsa, mesele yok. Aksi takdirde meleklere :-Bakınız onun nafile namazları var mı?, denilir. Eğer nafilesi varsa, farz namazları nafilelerinden ikmal edilir. Sonra diğer farz ameller için de bunun gibi yapılır." Ebu Davud

Ben hanefi mezhebindenim mezhepler arasında değişebiliyo arkadaşlar aşağıda kaynaklarıyla beraber var.Eğer hatamızda varsa ALLAH affetsin

Kaza namazlarının gecikmesi açısından, kaza namazı borcu olan kimselerin nâfıle ve sünnet namazlara vakit ayırıp ayıramayacağı konusu, mezhepler arasında ihtilaflıdır.
a. Şâfiî mezhebinde, kaza borcu olan kimselerin günlük farz namazlar dışında, ister beş vaktin farzı ile birlikte kılınan sünnetler, ister terâvih, teheccüd... gibi diğer sünnet ve mutlak nâfileler olsun, kaza borcunu tamamlamadıkça, sünnet ve nafile kılarak kaza namazlarını geciktirmeleri haramdır. Ancak bu hükmün anlamı, diğer boş zamanları değerlendirmeyip, sadece sünnet yerine kaza kılarak borçlann tamamlanması değil; kaza borcu olan kimselerin, sünnet kılacak kadar zaman bile kaza borçlarını geciktirmelerinin câiz olmadığıdır.
b. Mâlikîlere göre de, günlük farz namazlar ile sabah namazının sünneti, vitir, bayram ve tahiyyetü´l-mescid dışında sünnet veya nafile ile meşgul olarak kaza namazını geciktirenler, günah işlemiş olurlar.
c. Hanbelilere göre ise, bu durumda olan kimselerin, gerek beş vakitte farzla beraber kılınan sünnetleri, gerek bunlar dışındaki diğer sünnetleri kılmaları câiz ise de, borcu çok olanların, sabah namazının sünneti müstesna; bunların yerine de kaza namazı kılmaları efdaldir. Sünnet olmayan mutlak nafile ile meşgul olmaları ise haramdır. (14)
d. Hanefilere gelince: Üzerinde ister az, ister çok, kaza borcu olan kimselerin, gerek farz namazlarla birlikte kılınan revâtib sünnetlerini, gerek Peygamber (s.a.s.) Efendimizin kılınmasını tavsiye buyurduğu terâvih, teheccüd, tesbih, duhâ, tahiyyetü´1-mescid, evvâbîn... gibi diğer sünnetleri kılmaları, -bu yüzden kaza borçlarının ödenmesi gecikmiş olsa bile-, efdal görülmektedir. Sünnet olmayan mutlak nâfile namaz kılmak da haram veya mekruh olmayıp; câiz ise de bunların yerine kaza kılmak efdaldir. (15)
Hanefî mezhebinde muteber kaynak niteliği taşıyan ve bir kısmı isim, cilt ve sahife numaraları 15´inci dipnotta gösterilen fıkıh kitaplarında bu husus bu şekilde beyan olunmaktadır. Bu itibarla, kaza borcu olan kimselerin sünnet kılmalarının ahmaklık olduğu; bunların Allah katında makbul olmayıp boşa gideceği... gibi sözler, Hanefî fukahasının kaynak olarak kabul ettiği muteber eserlerde yer almayan mesnetsiz iddialardan ibarettir. Esasen, -yukarıda görüldüğü üzere; Şafiîler dışında diğer üç mezhebe göre de, kaza borcu olan kimselerin sünnet kılmaları câiz; Hanefîlere göre ise efdaldir.

(14) Abdurrahman el Cezîrî, a.g.e., 1/491-492. (15) Ahmıed b. Muhammed et-Tahtâvî, a.g.e., sh. 363; ibn Abidin, Reddu´l-Muhtar, 1/493, Bulak, 1272; el-Fetâvâl-hindiye, 1/125, Bulak, 1310; Abdurrahman el-Cezîrî, a.g.e., 1/491-492; Osmanlica Tahtâvî Tercemesi, 2/143; İst. 1285; Zühdü Paşa, el-Mecmûatü´z-Zühdiye, 1/131-132, İst., 1311; Hacı Zihni Efendi a.g.e., sh. 467; Hacı Muhammed Nehif Ef., İlaveli Enisü´l-abidin, sh. 67, İst., 1327; Ahmed Davudoğlu, İbn-i Abidin Tercemesi, 3/152, Ist., 1982; Ö.N. Bilmen, Büyük İslâm İImihali, sh. 183, İst
KAZANAMAZI.ORG - Kazaya Kalmış Namaz Borcum Ne Zaman Bitecek?

Irfan YÜCEl
Din Isleri Yüksek Kurulu Üyesi
Bu yazi Güncel Dini Konular (Diyanet Isleri Baskanligi Yayinlari, 399, Halk Kitaplari, 118 ISBN: 975-19-2085-X sayili, (Ankara 1999, s 37-51) kitaptan alinmistir)
http://www.ikrateam.de/kazanamazi.html

KAYNAK İSTEYENLERE KAYNAK
 

mektubat

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eki 2006
Mesajlar
2,308
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
41
Konum
İstanbul
Web Sitesi
www.caglarnetwork.com
"Kıyamet günü, müslüman kulun ilk hesaba çekileceği şey, farz namazdır. Eğer bunu tam kılmışsa, mesele yok. Aksi takdirde meleklere :-Bakınız onun nafile namazları var mı?, denilir. Eğer nafilesi varsa, farz namazları nafilelerinden ikmal edilir. Sonra diğer farz ameller için de bunun gibi yapılır." Ebu Davud

Ben hanefi mezhebindenim mezhepler arasında değişebiliyo arkadaşlar aşağıda kaynaklarıyla beraber var.Eğer hatamızda varsa ALLAH affetsin

Kaza namazlarının gecikmesi açısından, kaza namazı borcu olan kimselerin nâfıle ve sünnet namazlara vakit ayırıp ayıramayacağı konusu, mezhepler arasında ihtilaflıdır.
a. Şâfiî mezhebinde, kaza borcu olan kimselerin günlük farz namazlar dışında, ister beş vaktin farzı ile birlikte kılınan sünnetler, ister terâvih, teheccüd... gibi diğer sünnet ve mutlak nâfileler olsun, kaza borcunu tamamlamadıkça, sünnet ve nafile kılarak kaza namazlarını geciktirmeleri haramdır. Ancak bu hükmün anlamı, diğer boş zamanları değerlendirmeyip, sadece sünnet yerine kaza kılarak borçlann tamamlanması değil; kaza borcu olan kimselerin, sünnet kılacak kadar zaman bile kaza borçlarını geciktirmelerinin câiz olmadığıdır.
b. Mâlikîlere göre de, günlük farz namazlar ile sabah namazının sünneti, vitir, bayram ve tahiyyetü´l-mescid dışında sünnet veya nafile ile meşgul olarak kaza namazını geciktirenler, günah işlemiş olurlar.
c. Hanbelilere göre ise, bu durumda olan kimselerin, gerek beş vakitte farzla beraber kılınan sünnetleri, gerek bunlar dışındaki diğer sünnetleri kılmaları câiz ise de, borcu çok olanların, sabah namazının sünneti müstesna; bunların yerine de kaza namazı kılmaları efdaldir. Sünnet olmayan mutlak nafile ile meşgul olmaları ise haramdır. (14)
d. Hanefilere gelince: Üzerinde ister az, ister çok, kaza borcu olan kimselerin, gerek farz namazlarla birlikte kılınan revâtib sünnetlerini, gerek Peygamber (s.a.s.) Efendimizin kılınmasını tavsiye buyurduğu terâvih, teheccüd, tesbih, duhâ, tahiyyetü´1-mescid, evvâbîn... gibi diğer sünnetleri kılmaları, -bu yüzden kaza borçlarının ödenmesi gecikmiş olsa bile-, efdal görülmektedir. Sünnet olmayan mutlak nâfile namaz kılmak da haram veya mekruh olmayıp; câiz ise de bunların yerine kaza kılmak efdaldir. (15)
Hanefî mezhebinde muteber kaynak niteliği taşıyan ve bir kısmı isim, cilt ve sahife numaraları 15´inci dipnotta gösterilen fıkıh kitaplarında bu husus bu şekilde beyan olunmaktadır. Bu itibarla, kaza borcu olan kimselerin sünnet kılmalarının ahmaklık olduğu; bunların Allah katında makbul olmayıp boşa gideceği... gibi sözler, Hanefî fukahasının kaynak olarak kabul ettiği muteber eserlerde yer almayan mesnetsiz iddialardan ibarettir. Esasen, -yukarıda görüldüğü üzere; Şafiîler dışında diğer üç mezhebe göre de, kaza borcu olan kimselerin sünnet kılmaları câiz; Hanefîlere göre ise efdaldir.

(14) Abdurrahman el Cezîrî, a.g.e., 1/491-492. (15) Ahmıed b. Muhammed et-Tahtâvî, a.g.e., sh. 363; ibn Abidin, Reddu´l-Muhtar, 1/493, Bulak, 1272; el-Fetâvâl-hindiye, 1/125, Bulak, 1310; Abdurrahman el-Cezîrî, a.g.e., 1/491-492; Osmanlica Tahtâvî Tercemesi, 2/143; İst. 1285; Zühdü Paşa, el-Mecmûatü´z-Zühdiye, 1/131-132, İst., 1311; Hacı Zihni Efendi a.g.e., sh. 467; Hacı Muhammed Nehif Ef., İlaveli Enisü´l-abidin, sh. 67, İst., 1327; Ahmed Davudoğlu, İbn-i Abidin Tercemesi, 3/152, Ist., 1982; Ö.N. Bilmen, Büyük İslâm İImihali, sh. 183, İst
KAZANAMAZI.ORG - Kazaya Kalmış Namaz Borcum Ne Zaman Bitecek?

Irfan YÜCEl
Din Isleri Yüksek Kurulu Üyesi
Bu yazi Güncel Dini Konular (Diyanet Isleri Baskanligi Yayinlari, 399, Halk Kitaplari, 118 ISBN: 975-19-2085-X sayili, (Ankara 1999, s 37-51) kitaptan alinmistir)
http://www.ikrateam.de/kazanamazi.html

KAYNAK İSTEYENLERE KAYNAK

garipkalp KARDEŞİM Kıyamet günü, müslüman kulun ilk hesaba çekileceği şey, farz namazdır. [Malumunuz hadis-i şerifte geçtiği gibi ilk hesaba çekilecek şey farzlar]Eğer bunu tam kılmışsa, mesele yok. Aksi takdirde meleklere :-Bakınız onun nafile namazları var mı?, denilir.Eğer nafilesi varsa, farz namazları nafilelerinden ikmal edilir. [Farz namazların yerine nafile namazlar sayılacak denilmiyor,kılınan farz namazların noksan kalmış yeri varsa bunları nafileler tamamlar diye HANEFİ MEZHEBİ alimlerimiz bunu açıklamıştır.]Sonra diğer farz ameller için de bunun gibi yapılır." Ebu Davud
 

Huyela

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Eki 2006
Mesajlar
2,345
Tepki puanı
1
Puanları
36
Yaş
40
Konum
İstanbul
O kitablarda yazılanları yanlış algılıyorsunuz. Namaz iki şekilde kazaya kalır aşağıda gayet güzel açıklanmıştır. Ama arzu ederseniz bu konuda 17 tane fetva vardır. Hepsinide dökebilirim buraya.

Namazın kazaya kalma sebebi önemlidir. Eğer namaz şer’i bir özürle kazaya kalmışsa, mesela, seferde; sel, yırtıcı hayvan, eşkıya, anarşist gibi bir tehlike varsa, namazı oturarak veya hayvan üzerinde ima ile de kılmak mümkün değilse, annenin veya çocuğunun telef olacağı zaman ebenin ve acil ameliyatlarda doktorun müdahalesi esnasında kılınamamışsa ve uyku, unutmak gibi bir özürle namaz kaçırılmışsa, kazayı önce kılmak gerekmez, bahsedilen nafile namazları kılmakta hiç mahzur olmaz. Çünkü namazın bu özürle kazaya kalması günah değildir.

Böyle bir özürle kaçırılan namazlara faite namaz denilmektedir. Çünkü, bir Müslüman namazlarını terk etmez. Ancak yukarıda bildirilen bir özür ile kaçırabilir. Bir özür ile kaçırılmış namaz ile özürsüz, kasten terkedilmiş namazın hükmü aynı değildir. Namazları, bir özürle fevt ederek kazaya bırakmak günah olmadığı için, bunların kazalarını, nafile kılacak kadar geciktirmek de günah olmaz. (Redd-ül muhtar, Halebi, Hindiyye)

Terk edilmiş namazın hükmü ise şöyledir:
Büyük âlim İbni Nüceym’e soruldu ki, kaza namazı olan kimse, sünnetleri kılarken kazaya niyet ederek kılsa, sünnetleri terk etmiş olur mu? Cevabında, (Sünnetleri terk etmiş olmaz. Çünkü sünnetleri kılmaktan maksat, o vakit içinde farzdan başka bir namaz daha kılmaktır. Kaza kılmakla, sünnet de yerine getirilmiş olur.) [Nevâdir-i fıkhiyye fi mezheb-il-eimmet-il Hanefiyye s.36]

Hamza Efendi hazretlerinin Bey’ ve Şir’a risalesinin şerhinde, (Kaza borcu var iken, nafile kılmak ahmaklıktır) buyuruluyor. Sünnetlere nafile denir.

Seyyid Abdülhakim Arvasi hazretleri buyuruyor ki:
(Kaza borcu olan, sünnetleri kılarken, kazaya da niyet etmelidir.)
Hazret-i Ebu Bekir, Hazret-i Ömer’e yaptığı vasiyetinde, (Farz olan ibadetler ödenmeden nafileler kabul olmaz) buyurdu. (Kitab-ül Harac)

Peygamber efendimiz buyuruyor ki:
(Kaza namazı olanın, kıldığı nafile namaz kabul olmaz.) [Dürret-ül-fahire]

(Herkes nafile ile meşgul iken sen farzları tamamla!) [Miftah-ün-necat]

(Hak teâlâ, farz ibadetle bana yaklaşıldığı gibi, hiçbir şeyle yaklaşılamaz buyurdu.) [Buhari]

(Farz namaz borcu olanın nafile kılması, doğurmak üzere olan hamileye benzer. Doğumu yaklaşmışken, çocuğu düşürür. Artık bu kadına, hamile de, ana da denmez. Bu kimse de böyle olup, farz namazlarını ödemedikçe, nafile namazları kabul olmaz.) [Fütuh-ul gayb m.48]

Bu kitabı şerh eden Hanefi âlimi Abdülhak-ı Dehlevi, (Bu hadis, farz borcu olanın, sünnetlerinin de kabul olmayacağını bildiriyor) buyuruyor. Abdülkadir-i Geylani hazretleri (Farz borcu varken sünnet ile meşgul olmak ahmaklıktır. Çünkü sünnetleri kabul olmaz) buyuruyor. (Fütuh-ul gayb ve şerhi)

Farzın yanında nafile ve sünnet, deniz yanında bir damla bile değildir. (Mekt. Rabbani)



"Kıyamet günü, müslüman kulun ilk hesaba çekileceği şey, farz namazdır. Eğer bunu tam kılmışsa, mesele yok. Aksi takdirde meleklere :-Bakınız onun nafile namazları var mı?, denilir. Eğer nafilesi varsa, farz namazları nafilelerinden ikmal edilir. Sonra diğer farz ameller için de bunun gibi yapılır." Ebu Davud

Ben hanefi mezhebindenim mezhepler arasında değişebiliyo arkadaşlar aşağıda kaynaklarıyla beraber var.Eğer hatamızda varsa ALLAH affetsin

Kaza namazlarının gecikmesi açısından, kaza namazı borcu olan kimselerin nâfıle ve sünnet namazlara vakit ayırıp ayıramayacağı konusu, mezhepler arasında ihtilaflıdır.
a. Şâfiî mezhebinde, kaza borcu olan kimselerin günlük farz namazlar dışında, ister beş vaktin farzı ile birlikte kılınan sünnetler, ister terâvih, teheccüd... gibi diğer sünnet ve mutlak nâfileler olsun, kaza borcunu tamamlamadıkça, sünnet ve nafile kılarak kaza namazlarını geciktirmeleri haramdır. Ancak bu hükmün anlamı, diğer boş zamanları değerlendirmeyip, sadece sünnet yerine kaza kılarak borçlann tamamlanması değil; kaza borcu olan kimselerin, sünnet kılacak kadar zaman bile kaza borçlarını geciktirmelerinin câiz olmadığıdır.
b. Mâlikîlere göre de, günlük farz namazlar ile sabah namazının sünneti, vitir, bayram ve tahiyyetü´l-mescid dışında sünnet veya nafile ile meşgul olarak kaza namazını geciktirenler, günah işlemiş olurlar.
c. Hanbelilere göre ise, bu durumda olan kimselerin, gerek beş vakitte farzla beraber kılınan sünnetleri, gerek bunlar dışındaki diğer sünnetleri kılmaları câiz ise de, borcu çok olanların, sabah namazının sünneti müstesna; bunların yerine de kaza namazı kılmaları efdaldir. Sünnet olmayan mutlak nafile ile meşgul olmaları ise haramdır. (14)
d. Hanefilere gelince: Üzerinde ister az, ister çok, kaza borcu olan kimselerin, gerek farz namazlarla birlikte kılınan revâtib sünnetlerini, gerek Peygamber (s.a.s.) Efendimizin kılınmasını tavsiye buyurduğu terâvih, teheccüd, tesbih, duhâ, tahiyyetü´1-mescid, evvâbîn... gibi diğer sünnetleri kılmaları, -bu yüzden kaza borçlarının ödenmesi gecikmiş olsa bile-, efdal görülmektedir. Sünnet olmayan mutlak nâfile namaz kılmak da haram veya mekruh olmayıp; câiz ise de bunların yerine kaza kılmak efdaldir. (15)
Hanefî mezhebinde muteber kaynak niteliği taşıyan ve bir kısmı isim, cilt ve sahife numaraları 15´inci dipnotta gösterilen fıkıh kitaplarında bu husus bu şekilde beyan olunmaktadır. Bu itibarla, kaza borcu olan kimselerin sünnet kılmalarının ahmaklık olduğu; bunların Allah katında makbul olmayıp boşa gideceği... gibi sözler, Hanefî fukahasının kaynak olarak kabul ettiği muteber eserlerde yer almayan mesnetsiz iddialardan ibarettir. Esasen, -yukarıda görüldüğü üzere; Şafiîler dışında diğer üç mezhebe göre de, kaza borcu olan kimselerin sünnet kılmaları câiz; Hanefîlere göre ise efdaldir.

(14) Abdurrahman el Cezîrî, a.g.e., 1/491-492. (15) Ahmıed b. Muhammed et-Tahtâvî, a.g.e., sh. 363; ibn Abidin, Reddu´l-Muhtar, 1/493, Bulak, 1272; el-Fetâvâl-hindiye, 1/125, Bulak, 1310; Abdurrahman el-Cezîrî, a.g.e., 1/491-492; Osmanlica Tahtâvî Tercemesi, 2/143; İst. 1285; Zühdü Paşa, el-Mecmûatü´z-Zühdiye, 1/131-132, İst., 1311; Hacı Zihni Efendi a.g.e., sh. 467; Hacı Muhammed Nehif Ef., İlaveli Enisü´l-abidin, sh. 67, İst., 1327; Ahmed Davudoğlu, İbn-i Abidin Tercemesi, 3/152, Ist., 1982; Ö.N. Bilmen, Büyük İslâm İImihali, sh. 183, İst
KAZANAMAZI.ORG - Kazaya Kalmış Namaz Borcum Ne Zaman Bitecek?

Irfan YÜCEl
Din Isleri Yüksek Kurulu Üyesi
Bu yazi Güncel Dini Konular (Diyanet Isleri Baskanligi Yayinlari, 399, Halk Kitaplari, 118 ISBN: 975-19-2085-X sayili, (Ankara 1999, s 37-51) kitaptan alinmistir)
http://www.ikrateam.de/kazanamazi.html

KAYNAK İSTEYENLERE KAYNAK
 

garipkalp

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
26 Nis 2007
Mesajlar
629
Tepki puanı
1
Puanları
0
en doğrusunu ALLAH bilir tabi farz namazlar tabiki en önemlisi bunu kimse inkar etmiyo zaten geçmişteki kılmadıklarımızıda kaza etmeye çalışıyoruz inş.
 

mektubat

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
4 Eki 2006
Mesajlar
2,308
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
41
Konum
İstanbul
Web Sitesi
www.caglarnetwork.com
en doğrusunu ALLAH bilir tabi farz namazlar tabiki en önemlisi bunu kimse inkar etmiyo zaten geçmişteki kılmadıklarımızıda kaza etmeye çalışıyoruz inş.

Aynen öyle kıymetli abicim.Maşallahü teala kaza namazı borçtur bunu vermekte boynumuzun borcudur,büyüklerden bir zat buyurmuş ki senelerce namazı terk eden insanlar aynı zamanda kul hakkına giriyorlar.Çünkü teşehhüdde oturunca müslümanlara dua edilir bu duayı etmemekte müslümanların hakkına tecavüzdür.Selametle kalın kıymetli kardeşim.
Fârisî mısra’ tercemesi:

Bu büyük ni’meti acaba kime verirler?
 

Huyela

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Eki 2006
Mesajlar
2,345
Tepki puanı
1
Puanları
36
Yaş
40
Konum
İstanbul
Terk etmek mi, fevt etmek mi?

Terk etmek mi, fevt etmek mi?

garipkalb arkadaşım. Kalbin mutmain olsun diye o farkın sebebinide aşağıa yapıştırdım.

Dualarınızı istirham ederim.




Terk etmek mi, fevt etmek mi?



Sual: Fıkıh kitaplarında, (Terk edilen namazları kaza etmek, nafile kılmaktan daha iyi ise de, beş vakit namazın sünnetlerini ve hadis-i şerifte övülmüş olan duha, tesbih, tehıyyet-ül-mescit, evvabin, teheccüt gibi sünnet namazları kılmak, kaza kılmaktan evladır) dendiğine göre, niye kazası olanın sünnet kılamayacağını söylüyorsunuz?

CEVAP

Kitaplarda, (terk edilen namazlar) demiyor, (fevt edilen namazlar) deniyor.

Bu ifadeler, beş vakit namazın farzlarını fevt eden, yani elinde olmayarak, özürle kaçırmış olanlar içindir. Böyle, kaçırılmış birkaç vakit farzın kazalarını sünnet yerine kılmamalı, ayrıca kılmalı deniyor. Özürle kaçırılan birkaç vakit farzın kazalarını, sünnetler yerine kılmaya lüzum yoktur. Çünkü namazları özürle kazaya bırakmak günah olmadığı gibi, bunların kazalarını, sünnetleri kılacak kadar geciktirmek de günah olmaz. Fakat namazı özürle kılamamak yani fevt etmek başkadır. Kasten, mazeretsiz, tembellikle kılmamak yani terk etmek başkadır. Birincisi hiç günah değilken, ikincisi büyük günahtır. İkisi arasında dağlar kadar fark vardır. İkisini aynı kefeye koymak çok yanlıştır.

Hanefi fıkıh kitapları, (Faite [fevt edilen, bir özürle kaçırılan] namazların kazası) diyor. (Terk edilmiş namazların kazası) demiyor. Çünkü Müslüman, namazını bilerek terk etmez. Ancak gaflet, uyku ve unutmak gibi özürle fevt eder. Namazı terk eden Müslüman, Şafii ve Maliki’de ceza olarak öldürülür. Hanbelî’de ise mürted olduğu için öldürülür. Hanefi’deyse, hapsedilir, kılıncaya kadar dayak atılır. Bu farz namazın ne kadar önemli olduğunu göstermektedir. Farz borcu varken, sünnet veya nafile kılarak farzı geciktirmek de, asla caiz değildir.

Farz namaz hakkında hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:

(Farz namazı kasten terk eden kâfirdir.) [Taberani]

(Namaz dinin direğidir, terk eden dinini yıkmış olur.) [Beyheki]

(Beş vakit namazı terk eden, Allahın hıfz ve emanından mahrum olur.) [İbni Mace]

(Namaz kılmayanın, terk edenin dini yoktur.) [Bezzar, İbni Nasr]

(Namaz terk edenin, diğer ibadetlerini Allahü teâlâ kabul etmez.) [İsfehani, Ebu Nuaym]

Terk edilen farzın günahı böyleyken, nafilelerle nasıl kıyaslanabilir ki? Dört mezhepte de, kazası olan, sünnet ve nafile kılamaz. Sünnetlerin de nafile olduğu bütün muteber eserlerde bildirilmektedir.

Bir kimse, hadis-i şerifle kılınması çok övülen kuşluk, evvabin, teheccüt gibi namazları ömründe hiç kılmasa, ahirette niye kılmadın diye sorguya çekilmez. Fakat bir farzı yapmazsa, büyük günah işleyeceği için sorguya çekilir. Âlimlerimizin bildirdiği gibi, kılınması şart olan farzı geciktirip, nafile kılmak ahmaklıktır. Seyyid Abdülkadir-i Geylani hazretleri buyurdu ki:

Hazret-i Ali’nin rivayet ettiği, (Farz namaz borcu olanın nafile kılması, doğurması yakın olan hamileye benzer. Doğumu yakınken çocuğu düşürür. Artık bu kadına, hamile de, ana da denmez. Bu kimse de böyle olup, farz namazlarını ödemedikçe, Allah, nafile namazlarını kabul etmez) hadis-i şerifi gösteriyor ki, farz borcu varken nafileyle meşgul olmak ahmaklıktır. Kaza borcu olanın nafile kılması, alacaklıya, borçlunun hediye götürmesine benzer ki, elbette kabul olmaz. Mümin, bir tüccara benzer. Farzlar sermayesi, nafilelerse kazancıdır. Sermaye kurtarılmadan kâr olmaz. (Fütuh-ul-gayb m. 48)

Yolculuğa çıkarken iki rekât namaz kılmalıdır! Kazaya kalmış namazı varsa, kaza kılmalı; çünkü kaza borcu varken nafile kılmak, ahmaklıktır. (Bey ve Şir’a risalesi)

Bir hadis-i şerif meali de şöyledir:

(Farz namaz borcu olanın, nafile namazı kabul olmaz.) [Dürret-ül fahire]

Hazret-i Ebu Bekir, Hazret-i Ömer’e yaptığı vasiyette buyurdu ki:

Gece yapılması gereken Allah’ın bir emrini gündüz yapsan ve gündüz yapılmasını emrettiğini de gece yapsan, Allah kabul etmez. Allahü teâlâ, farz olan ibadetleri ödemeden nafile ibadetini kabul etmez. (Kitab-ül Harac)

Mail Grubu .:.: www.dinimizislam.com :.:.

en doğrusunu ALLAH bilir tabi farz namazlar tabiki en önemlisi bunu kimse inkar etmiyo zaten geçmişteki kılmadıklarımızıda kaza etmeye çalışıyoruz inş.
 

gecekusu35

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Ocak 2009
Mesajlar
2
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
Huleya arkadaşın yazdıklarına göre sünnet kılıp farz borcunu geciktirmek yanlış (Terk durumunda). Peki Vitir namazı için ne yapmalıyız. Vitir farz değil vacip fakat yalnızca hanefi mezhebine göre kaza edilmeli. Ama önce farz namazlarımızın borcunu bitirip sonramı vitir namazının kazasına başlamalıyız ve farz borcunu bitirmeden şuan vitir namazı kılmamızda bir mahsur var mı?
 

gecekusu35

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Ocak 2009
Mesajlar
2
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
ikinci olarakta. Sünnet yerine kaza kılıyoruz diyelin. Mesela ikindinin kazasını kılarken sünnette olduğu gibi önce kazayı sonra farzımı kılmalıyız? Ben bir vaktin farzı kılınmadan o vakitte kaza kılınmaz diye biliyordum. Vitir namazı konusunu diğer bir başlıktan anladığım kadarıyla kılmamız ve kazasınıda yapmamız gerekiyormuş.

Birde kaza namazına niyet ederken ne demeli. ben "geçmiş ... (sabah,öğle v.s.) namazının kazasını kılmaya" diye niyet ediyorum. Doğru mudur.
 

Huyela

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Eki 2006
Mesajlar
2,345
Tepki puanı
1
Puanları
36
Yaş
40
Konum
İstanbul
Huleya arkadaşın yazdıklarına göre sünnet kılıp farz borcunu geciktirmek yanlış (Terk durumunda). Peki Vitir namazı için ne yapmalıyız. Vitir farz değil vacip fakat yalnızca hanefi mezhebine göre kaza edilmeli. Ama önce farz namazlarımızın borcunu bitirip sonramı vitir namazının kazasına başlamalıyız ve farz borcunu bitirmeden şuan vitir namazı kılmamızda bir mahsur var mı?

Abi hiç bir mahsuru olmaz buyuruluyor. Çünkü vacibin terki azabı gerektirir. Hergün sünnetleri kılarken kazaya niyet edilir. yatsı namazının son sünneti kılınırkende ilk veya son kazaya kalmış vitir namazına niyet edilir vitr gibi kılınır. Böylece hergün bir günlük kaza namazı borcu ödenmiş olur.
 

Huyela

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Eki 2006
Mesajlar
2,345
Tepki puanı
1
Puanları
36
Yaş
40
Konum
İstanbul
ikinci olarakta. Sünnet yerine kaza kılıyoruz diyelin. Mesela ikindinin kazasını kılarken sünnette olduğu gibi önce kazayı sonra farzımı kılmalıyız?

Evet abi öğlenin ve yatsının ilk sünnetleride öyle.

İlk sünnet kılınırken kazaya kalmış namaza niyet edilir.


Ben bir vaktin farzı kılınmadan o vakitte kaza kılınmaz diye biliyordum.

Bu nerde yazıyor abi ? hatta tertib sahibi mesela sabah namazını kılmamış olsa öğleyi imamla birlikte kılarken hatırlasa. Cemaatten sonra sabahın farzını kaza edip öğleyi tekrar kılar buyuruluyor. kaza namazları kerahat vakitleri haricinde her vakitte kılınabilir buyuruluyor.

Vitir namazı konusunu diğer bir başlıktan anladığım kadarıyla kılmamız ve kazasınıda yapmamız gerekiyormuş.

Evet doğru . farzın kazası farz. Vacibin kazası vacib dir buyuruluyor.

Birde kaza namazına niyet ederken ne demeli. ben "geçmiş ... (sabah,öğle v.s.) namazının kazasını kılmaya" diye niyet ediyorum. Doğru mudur.

Geçmiş demek yetmez. hangi namaz olduğu belli olmuyor çünkü . Bu sebebden ilk veya son kazaya kalmış (sabah,öğle vs.) demeli. İlk demek eftaldir buyuruluyor.
 

gurbette

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Eki 2008
Mesajlar
2,850
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
49
Kaza namazları ile uğraşmak, nafile namazları ile uğraşmaktan daha iyi ve daha önemlidir. Fakat farz namazların müekked olsun olmasın, sünnetleri bundan müstesnadır. Bu sünnetleri terk ederek bunların yerine kazaya niyet edilmesi daha iyi değildir. Bu niyetlere niyet edilmesi evlâdır. Hatta kuşluk ve tesbih namazları gibi, haklarında nakıl bulunan nafile namazlar da böyledir. Bunlara da böyle nafile olarak niyet etmek evlâdır. Çünkü bu sünnetler, farz namazları tamamlar, bunların yerine getirilmesi mümkün değildir. Kaza namazlarının ise, muayyen vakitleri olmadığı için onların her zaman yerine getirilmesi mümkündür.

Bununla beraber namazları kazaya bırakmak günahtır. Bu günahdan mümkün olduğu kadar kurtulmak için sünnetleri feda etmek uygun olmaz. Böyle bir günahı işleyen kimsenin fazla ibadet ederek Allah'ın bağışlamasına sığınması gerekirken, hakkında Peygamber şefaatinin tecelli etmesine vesile olacak bir takım sünnet ve nafileleri terk etmek nasıl uygun olabilir? Hem bir kısım vakit namazlarını kazaya bırakmak, hem de diğer bir kısım vakit namazlarını, kendilerini tamamlayan sünnetlerden ayırmak iki kat kusur olmaz mı? Buna aykırı olan bazı nakiller geçerli değildir. Bunlar kabul edilen fetvaya aykırıdır.

Kaza namazlarının belli vakitleri yoktur. Üç kerahet vakti dışında, istenilen her vakitte kaza namazı kılınabilir.

kaynak: Büyük İslâm İlmihali
 

yarensin

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
22 Eyl 2008
Mesajlar
978
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
42
O kitablarda yazılanları yanlış algılıyorsunuz. Namaz iki şekilde kazaya kalır aşağıda gayet güzel açıklanmıştır. Ama arzu ederseniz bu konuda 19 tane fetva vardır. Hepsinide dökebilirim buraya.

Namazın kazaya kalma sebebi önemlidir. Eğer namaz şer’i bir özürle kazaya kalmışsa, mesela, seferde; sel, yırtıcı hayvan, eşkıya, anarşist gibi bir tehlike varsa, namazı oturarak veya hayvan üzerinde ima ile de kılmak mümkün değilse, annenin veya çocuğunun telef olacağı zaman ebenin ve acil ameliyatlarda doktorun müdahalesi esnasında kılınamamışsa ve uyku, unutmak gibi bir özürle namaz kaçırılmışsa, kazayı önce kılmak gerekmez, bahsedilen nafile namazları kılmakta hiç mahzur olmaz. Çünkü namazın bu özürle kazaya kalması günah değildir.

Böyle bir özürle kaçırılan namazlara faite namaz denilmektedir. Çünkü, bir Müslüman namazlarını terk etmez. Ancak yukarıda bildirilen bir özür ile kaçırabilir. Bir özür ile kaçırılmış namaz ile özürsüz, kasten terkedilmiş namazın hükmü aynı değildir. Namazları, bir özürle fevt ederek kazaya bırakmak günah olmadığı için, bunların kazalarını, nafile kılacak kadar geciktirmek de günah olmaz. (Redd-ül muhtar, Halebi, Hindiyye)

Terk edilmiş namazın hükmü ise şöyledir:
Büyük âlim İbni Nüceym’e soruldu ki, kaza namazı olan kimse, sünnetleri kılarken kazaya niyet ederek kılsa, sünnetleri terk etmiş olur mu? Cevabında, (Sünnetleri terk etmiş olmaz. Çünkü sünnetleri kılmaktan maksat, o vakit içinde farzdan başka bir namaz daha kılmaktır. Kaza kılmakla, sünnet de yerine getirilmiş olur.) [Nevâdir-i fıkhiyye fi mezheb-il-eimmet-il Hanefiyye s.36]

Hamza Efendi hazretlerinin Bey’ ve Şir’a risalesinin şerhinde, (Kaza borcu var iken, nafile kılmak ahmaklıktır) buyuruluyor. Sünnetlere nafile denir.

Seyyid Abdülhakim Arvasi hazretleri buyuruyor ki:
(Kaza borcu olan, sünnetleri kılarken, kazaya da niyet etmelidir.)
Hazret-i Ebu Bekir, Hazret-i Ömer’e yaptığı vasiyetinde, (Farz olan ibadetler ödenmeden nafileler kabul olmaz) buyurdu. (Kitab-ül Harac)

Peygamber efendimiz buyuruyor ki:
(Kaza namazı olanın, kıldığı nafile namaz kabul olmaz.) [Dürret-ül-fahire]

(Herkes nafile ile meşgul iken sen farzları tamamla!) [Miftah-ün-necat]

(Hak teâlâ, farz ibadetle bana yaklaşıldığı gibi, hiçbir şeyle yaklaşılamaz buyurdu.) [Buhari]

(Farz namaz borcu olanın nafile kılması, doğurmak üzere olan hamileye benzer. Doğumu yaklaşmışken, çocuğu düşürür. Artık bu kadına, hamile de, ana da denmez. Bu kimse de böyle olup, farz namazlarını ödemedikçe, nafile namazları kabul olmaz.) [Fütuh-ul gayb m.48]

Bu kitabı şerh eden Hanefi âlimi Abdülhak-ı Dehlevi, (Bu hadis, farz borcu olanın, sünnetlerinin de kabul olmayacağını bildiriyor) buyuruyor. Abdülkadir-i Geylani hazretleri (Farz borcu varken sünnet ile meşgul olmak ahmaklıktır. Çünkü sünnetleri kabul olmaz) buyuruyor. (Fütuh-ul gayb ve şerhi)

Farzın yanında nafile ve sünnet, deniz yanında bir damla bile değildir. (Mekt. Rabbani)

Seyyid Abdülhakim Arvasi hazretleri buyuruyor ki:
(Kaza borcu olan, sünnetleri kılarken, kazaya da niyet etmelidir.)
Hazret-i Ebu Bekir, Hazret-i Ömer’e yaptığı vasiyetinde, (Farz olan ibadetler ödenmeden nafileler kabul olmaz) buyurdu. (Kitab-ül Harac) BU BÖLÜMÜ BEN TAM ANLAYAMADI NASIL NİYET EDEBİLİRİZ SÜNNET VE KAZAYA BURAYI ACARMISINIZ HUYELA?ÇOK MÜHİM BİR KONU VE BEN BUNU ÖĞRENMELİYİM...ŞİMDİDEN TEŞEKKÜR EDERİM....
 

gurbette

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
11 Eki 2008
Mesajlar
2,850
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
49
Seyyid Abdülhakim Arvasi hazretleri buyuruyor ki:
(Kaza borcu olan, sünnetleri kılarken, kazaya da niyet etmelidir.)
Hazret-i Ebu Bekir, Hazret-i Ömer’e yaptığı vasiyetinde, (Farz olan ibadetler ödenmeden nafileler kabul olmaz) buyurdu. (Kitab-ül Harac) BU BÖLÜMÜ BEN TAM ANLAYAMADI NASIL NİYET EDEBİLİRİZ SÜNNET VE KAZAYA BURAYI ACARMISINIZ HUYELA?ÇOK MÜHİM BİR KONU VE BEN BUNU ÖĞRENMELİYİM...ŞİMDİDEN TEŞEKKÜR EDERİM....


huyela kardesim size cevap verecektir
hanefi mezhebine göre yukariya alinti yapmistim orayi okursaniz... ben size acizane ;
namazin farzlarindan niyet konusunu iyi arastirirsaniz anlayacaginiz kanaatindeyim...
selamlar
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt