Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

[zekaikc]

Kadıköy 14-22 Nisan tarihleri arasında Söğütlüçeşme tren istasyonunun bulunduğu yeşil alanda “Kutlu Doğum” etkinliklerine ev sahipliği yapacak. Kadıköy Müftülüğü tarafından organize edilen faaliyetler, 14 Nisan’da Prof. Dr. Mehmet Görmez’in alanı 09.30’da ziyaretiyle başlayacak.
Proje kapsamında başta Hicaz Demiryolu sergisi olmak üzere çeşitli sergiler, mini kitap fuarı, imza günleri ve söyleşiler, çocuk oyun alanları, buz pisti, çocuk eğlence programları, tasavvuf musikisi, Fetih 1453 film gösterimi, ikramlar ve daha birçok etkinlikler yer alacak.

 

[KatrePare]

Ne kadar guzel bir paylasim.. Benim de katkim olsun


KUTLU DOĞUM’A DOĞRU


Nisan ayı gelince yüreklerimiz kıpır kıpır oluyor…
Kalplerimizin atışı farklılaşıyor…
Heyecanlarımız günden güne artıyor…
Neden mi?
Çünkü gönüllerimiz on dört asır öncesine yolculuğa çıkıyor…
Zihinlerimizi o asrın mahrumiyetleri meşgul ediyor…
Hafızalarımızda o asrın sıkıntıları canlanıyor…
Rahmet bulutlarından inen nisan yağmurlarıyla sırılsıklam olmuşçasına Rahmet Peygamberinin dünyayı teşrifiyle adeta rahmet deryalarına dalışımız ve bunun hayaliyle yaşayışımız geliyor gözlerimizin önüne…

Ürperiyor kalplerimiz…
Diken diken oluyor tüylerimiz…
Yaşarıyor gözlerimiz…
Gönül dünyamıza merhamet damlaları akın ediyor…
O zamanın insanlarına acımak geliyor içimizden…
Horlananlar…
Hor görülenler…
İnsanlık dışı muameleye maruz kalanlar…
Ahlaktan yoksunlaşanlar…
Kana susamış, kan davası peşinde olanlar…
Faiz ve tefecilikle uğraşanlar…
Hak yerine haksızlığa rağbet edenler…
Allah yerine putlara kullukta bulunanlar…
İşkence görenler…
Şiddete muhatap olanlar…
Köle olarak satılanlar…
Kız olduğu için bir kenara atılanlar…
Kadın olduğundan dolayı insanlık dışı işleme katılanlar…
Daha nice olumsuzluklar karşısında insanlığından utananlar…
Bütün bu insan grupları geliyor akıllara…
Bir film şeridi gibi geçiyor gözlerimizin önünden…

Bekliyor insanlık bir müşfik sadâ…
Dur! denmesini istiyor tüm olumsuzluklara!...
Gözler kurtarıcı gözetliyor…
Adeta kurtarıcının geleceğine dair emareler beliriyor…
Akl-ı selim olanlar bu muştunun geleceğini tahmin edebiliyorlar…
Nihayet takvimler Beşyüz yetmişbiri gösteriyor…
Nisan ayı geliyor…
Yirminci günü…
Pazartesi sabahı…
Tan yeri ağarmamış…
Her yer zifiri karanlık…
Zulmetleri aşacak…
Karanlıkları yırtacak…
Her yeri ilahi nurla donatacak…
“Kainatın Gerçek Güneşi” nin doğma anı…
Hz. Amine’de doğum nişaneleri var…
Ama ağrı yok… Sızı yok…
Acı hissetmiyor… Rahatsızlık duymuyor…
“Geldi bir ak kuş kanadıyla revan
Arkamı sıvadı kuvvetle heman!”
Bu sıvayışla:
“Doğdu ol saatte ol Sultan-ı dîn
Nura gark oldu semavat ü zemin!”
Koca Arif Süleyman Çelebi’nin ifade ettiği bu dizelerde görüldüğü gibi:
Her yer nurla doluyor…
Güneş doğmadan gerçek güneş doğuyor…
İnsanlar üzerine adeta Nisan yağmurları yağıyor…
Rahmet geliyor…
Şefkat abidesi doğuyor...
Merhamet timsali, cihanı şereflendiriyor…

Aradan ondört asır geçmiş ama dün gibi yeni…
Bindörtyüz kırkbir yıl geçmiş dünyayı teşrif edeli; ama ter ü taze…
Hayatının her anı bilinen bir rehber…
Her hareketi örnek olan bir peygamber…
Gözlerimizin nuru…
Gönüllerimizin süruru…
Her şeyimizi borçlu olduğumuz…
O’nsuz geçen hayatın boş olduğunu içimizde duyduğumuz…
Nebilerin Sultanı…
İnsanlığın serdarı…
Velilerin bürhanı…
Ariflerin irfanı…
İnsin, cinin dertlerinin dermanı…
Hz. Muhammed’dir O.
Bir adı Ahmet, bir adı Mahmut…
Bir adı da Mustafa’dır O’nun…
Vasıflarını saymakla bitiremeyeceğimiz üstün ahlak sahibi…
Merhametinin sınırlarına ulaşılamayan…
Şefkatinin ölçüsü hesap edilemeyen…
Hoşgörüsünün hududu olmayan…
Her şeyiyle, her yönüyle örnek ve önderlik vasfıyla muttasıf olan…

Ey Nebiler Nebisi!...
Sen geleli bu kadar yıl oldu….
Sen gideli bin üçyüz seksen yıl oldu…
Belki biz sana layık olamadık…
Belki biz sünnetini tam yerine getiremedik…
Belki biz koyduğun prensiplere tam uyamadık…
Biliyoruz ki kusurluyuz…
Kabahatimiz var…
Sana karşı mahcubuz…
Ashab-ı Kiramın fedakârlığını tam gösteremedik…
Onlar kadar hasbi olamadık…
Onlar gibi yolunda ölmeyi göze alamadık…
Onlar gibi aşkınla yanıp tutuşamadık…
Onlar gibi her şeyimizi yolunda sarfetmeyi başaramadık…
Ama….
Seni seviyoruz…
Seninle olmak istiyoruz…
Senin ümmetin olmakla şeref duyuyoruz…
Sünnetine ittiba etme gayretimiz var…
Yeterli değil belki bu gayret…
Ama sana olan güvenimiz var…
Şefaat umudunla avunuyoruz…
“Sen bizim vefasızlığımıza bakma!” diyoruz…
Amellerimiz noksan…
İbadetlerimiz az…
Hareketlerimiz senin ümmetliğine yakışmıyor belki…
Ama “Vallahi sana imanımız tamdır…”
Sana olan sevgimizde noksanlık yoktur…
“Kişi sevdiğiyle beraberdir.” buyuran sensin…
Seninle olmaya bu sevginin vesile olacağı, teselli kaynağımızdır…

Kutlu Doğumunu kutluyoruz.
Kutlanıyoruz…. Mutlu oluyoruz…
Her yıl yenileniyoruz…
İmanımızı tazeliyoruz…
Kendimizi test ediyoruz…
İnancımızda, itimadımızda, itikadımızda zerre kadar noksanlaşma yok…
Kutlu Doğumu’nun gölgesinin Nisan Yağmuru gibi üzerimize düştüğü şu günlerde himmetini bekliyoruz….
Şefaatini umuyoruz…
“Ümmetim!” ...dediğin zümrenin içinde olmanın mutluluğunu yaşamak istiyoruz.!...

Öyleyse!
Kutlu Doğumunun kutlu…
Ümmetin mutlu…
Günahkâr olan bizler umutlu…
Bu mutluluklarla kutlayacağımız “Kutlu Doğum Haftası” nın seni tanımaya, bize öğrettiğin kardeşlik duygularının güçlenmesine, birlik ve beraberlik bilincinin yerleşmesine vesile olmasını seni bize armağan eden Rabbimizden niyaz ediyoruz…
15 Nisan Pazar günü saat 20.00’de Ankara Arena Spor Salonunda yapılacak olan Kutlu Doğum Programında buluşmak dileğiyle…
Nice Kutlu Doğumlara!...

06/04/2012
M. Hakkı ÖZER
Ankara Müftüsü

 

[zekaikc]

Allah razı olsun bu güzel yazı için.