Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

Müslümanım diyen Ey hanımlar, kızlar! (1 Kullanıcı)

_YUSUF_

Yönetici
Katılım
26 Haz 2008
Mesajlar
4,070
Tepki puanı
1,043
Puanları
113
Yaş
42
En iyi barınacağınız, oturacağınız yer, her şeyden evvel kendi evinizdir. Aile çerçevesi dışında kalan meselelerden sizi sorumlu tutan yok. Bu sebeple huzur içinde, rahat rahat, size yakışan bir vakarla evinizde oturunuz. Evinizin işlerini görünüz ve evinizle ilgileniniz.

Zaruret icabı sokağa çıkmanız gerekiyorsa, bu konuda size izin verilmiştir. Fakat iffetinizi ve namusunuzu korumalısınız. Herkesin dikkatini çekecek şekilde giyinmeyiniz. Başkalarını sizinle meşgul olmaya zorlamayınız. Gözler aracılığıyla insanların gönüllerini avlayacak şekilde güzellik gösterilerinde bulunmayınız. Yürürken ağır başlı olunuz. Ellerinizle işaretler yapmayınız. Yüzünüzü göstererek kaş ve göz oyunlarına başvurmayınız. Hele kırıtarak hiç yürümeyiniz. Yabancı bakışları üzerinize toplayıcı hareketlerden sakınınız. Mücevherlerinizi, bilezik ve sairenizi gizleyiniz. Bunları şangırdatarak, seslerini duyanların gönüllerini avlamaya kalkmayınız. "Benim de cicilerim var." kabilinden hareketler yapmayınız. Konuşmanız gerekiyorsa ciddi olunuz. Fiskos yapmayınız. Ölçülü konuşunuz. Bakın! Bu hususta ALLAH Teâlâ size özel ne buyuruyor:

"Ey hanımlar! Eğer ALLAH Teâlâ'dan korkuyorsanız yabancı erkeklere karşı kırıtarak konuşmayın, sonra kalbinde şehvetten dolayı hastalık bulunan kimsede arzu uyanabilir. Güzel, ölçülü ve ağır başlı söz söyleyin." (Ahzab Sûresi:32)

Bu sebeple: Namahrem erkeklere karşı kırıtarak konuşmayın. Yılışıklık ifade eden davranış içinde söz söylemeyin. Gülerek, işvelenerek konuşmayın. Naz ve cilve yaparak hitap etmeyin.

Zira bir hanımın bu şekilde konuşması, kalplerinde şehvetten dolayı hastalık bulunan erkeklerde arzu ve ilgi uyandırabilir. Böylece kötü niyetin ilk adımı atılmış, kötü düşünmenin tohumuna ortam hazırlanmış olur. O bakımdan kadının kırıtarak, işvelenerek, cilve yaparak konuşması haram kılınıp yasaklanmıştır.

Kadının ağır başlılığı, ciddiyeti, söz ve davranışlarındaki ölçülülüğü çok önemlidir. Çevresindeki insanlara hürmet telkin etmesinin başlıca sebeplerinden bir kısmının bunlar olduğunu söyleyebiliriz.

Bu prensipleri nazarı dikkate aldığınız takdirde sokağa çıkmanızda her hangi bir sakınca yoktur. İhtiyaçlarınızı görmek için evlerinizden dışarıya çıkabilirsiniz. İşte Kur'ân-ı Kerim'in ahlâkı bunlardır.

Muhterem okuyucu!

Osmanlı devleti zamanında hiçbir Padişah, hiçbir Sadrazam, hiçbir paşa, hiçbir bürokrat hanımlarını yanlarına alıp toplumsal ve kamusal alana taşımamıştı.

İslâm dininde, tesettürlü de olsa Müslüman devlet adamlarının kadınları, erkeklerin arasına karışmaz.

Osmanlı toplumunda Müslüman kadınlar trenlerde, vapurlarda, tramvaylarda kendilerine mahsus, özel bölümlerde seyahat ederlerdi.

Yine Müslüman hanımlar lokanta ve muhallebicilerin ailelere tahsis edilen bölümlerinde yemek ve tatlı yiyebilirlerdi. O bölgeye, kocaları da olsa erkekler giremezdi.

Sayın kişi dindar bir Müslüman imiş, hanımı başörtülü imiş... Yüksek tepeye çıkınca, hanımı ile birlikte resepsiyonlara, davetlere, toplantılara, içkili ziyafetlere katılacakmış.

İslâm'da böyle bir şeyin yeri yoktur. Böyle bir şey dindarlıkla, Müslümanlıkla olması mümkün değildir.

Birtakım Müslümanlara hitap ediyorum: Takva ve dindarlık ile fısk, fücur ve günahı birbirine karıştırmayalım.

"Bizim istediğimiz İslâm..." diye bir şey olamaz. ALLAH Teâlâ'nın bildirdiği, Resûlullah (S.A.V.) efendimizin tebliğ ettiği, 15 asırdır müctehidlerin, fukahanın, salihlerin anlattıkları İslâm'ı ölçü alalım.

Mehmet Talu
 

Kaan Erdem

Yönetici
Katılım
9 Ara 2006
Mesajlar
11,197
Tepki puanı
230
Puanları
63
Selamünaleyküm efendi kardeşim;

Hayırlı ve yerinde bir paylaşım olmuş.ALLAH celle celalüh halis niyetle iman,islam ve ihsan yolundan ayırmasın.Selametle kal.....
 

narinim

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
25 Ağu 2010
Mesajlar
519
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
güzel bir konu evet ama bugünün şartlarında bunları uygulamak mümkün değil malesef.
Bayanların yüzde 90 nı çalışıyor ve mecburen erkeklerle aynı ortamdayız. Çalışmak istediğimiz için değil çalışmak zorunda olduğumuz için çalışıyoruz. Bayanların yanlız başına biyerde oturma şansı yok, çünkü böyle biyer yok, yada ben bilmiyorum.. Sadece bayanların olduğu yer kuaförlerdi artık onların bile ya camları açık yada içeri rahatlıkla bir erkek girebiliyor..Yani bu zamanda artık namahrem diye bişey kalmadı..

Haksızmıyım acaba??
 

kardelele

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Ocak 2009
Mesajlar
15,425
Tepki puanı
27
Puanları
0
Yaş
55
Konum
istanbul
Ey hanımlar! Eğer ALLAH Teâlâ'dan korkuyorsanız yabancı erkeklere karşı kırıtarak konuşmayın, sonra kalbinde şehvetten dolayı hastalık bulunan kimsede arzu uyanabilir. Güzel, ölçülü ve ağır başlı söz söyleyin." (Ahzab Sûresi:32)

Bu sebeple: Namahrem erkeklere karşı kırıtarak konuşmayın. Yılışıklık ifade eden davranış içinde söz söylemeyin. Gülerek, işvelenerek konuşmayın. Naz ve cilve yaparak hitap etmeyin.

Zira bir hanımın bu şekilde konuşması, kalplerinde şehvetten dolayı hastalık bulunan erkeklerde arzu ve ilgi uyandırabilir. Böylece kötü niyetin ilk adımı atılmış, kötü düşünmenin tohumuna ortam hazırlanmış olur. O bakımdan kadının kırıtarak, işvelenerek, cilve yaparak konuşması haram kılınıp yasaklanmıştır.

Kadının ağır başlılığı, ciddiyeti, söz ve davranışlarındaki ölçülülüğü çok önemlidir. Çevresindeki insanlara hürmet telkin etmesinin başlıca sebeplerinden bir kısmının bunlar olduğunu söyleyebiliriz.

ÇOK YERİNDE BİR KONU KIYMETLİ YUSUF KARDEŞİM.
YAZDIĞINIZ HER KELİMENİN ANLAMI O KADAR BÜYÜKKİ DÜŞÜNMEK VE YORUMLAMAK LAZIM.
ÇEVREYE BAKTIĞINIZDA HER ŞEY O KADAR FARKLI Kİ ÖZELLİKLE ÇALIŞMA ORTAMINDA BAYANLARIN YOĞUNLUKTA OLAMASI YADA TERCİH EDİLMESİ V.S
ALLAHA EMANET OLUN.EMEĞİNİZE GÖNLÜNÜZE SAĞLIK.SELAMETLE KALIN.
 
F

FiSeBiLiLLaH

Allah Razı olsun bizlede paylaştığın için.Narinim nicki bayan böyle bir yer yok malesef bunları uygulamak imkansız demiş.Evinizde kalarak bunlara uyabilirsiniz ama dışarı çıkınca tabikide bunlara uygulamak imkansız oluyor değil mi ? ...
 

İPARHAN

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
19 Ağu 2010
Mesajlar
279
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
Mevzuya çok yönlü bakmak ve değerlendirmek lazım.İstediğimiz İslam yaşantısı Osmanlı döneminde en ince ayrıntısına kadar yaşanırken,cumhuriyet rejimi birtakım yeniliklerini de beraberinde getirdi.Maalesef bu yenilikler ahlaksal çöküşümüze zemin hazırladı.Batı hayranlığı halkımıza aşılandı,sinsice ilerlemeye de devam ediyor.
İslam ahlakı ile yaşayabilmemiz için fert olarak en fazla ahlaksal olarak kendimize çeki düzen verebilme,ibadetlerimizi yapabilmenin ötesine maalesef geçemiyoruz.İlk önce rejimin değişmesi gerekir.Bu rejim değişikliği kendini Asrı Saadet ahlakı ve yönetimine bırakırsa işte o zaman Kuran ve sünnet çerçevesinde toplum yaşantısı değişime uğrar.
Bu düzenin gelmesiyle çocuklar Kuran ahlakıyla yetişir,hanımlar evlerinde üzerine düşen görevlerini ifa ve icra eder,sokaklara çıkıp rızık arayışı içerisine girip geçim kaygısı çekmezler...
Kısaca kılık kıyafet yeme içme vs.. müslümanca olur, müslümanca yaşanılır ve müslümanca ölünür vesselam...
 

narinim

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
25 Ağu 2010
Mesajlar
519
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
Allah Razı olsun bizlede paylaştığın için.Narinim nicki bayan böyle bir yer yok malesef bunları uygulamak imkansız demiş.Evinizde kalarak bunlara uyabilirsiniz ama dışarı çıkınca tabikide bunlara uygulamak imkansız oluyor değil mi ? ...


Evimde kalmayı bende isterim ama eşim 1000 tl maaşla 550 kirayımı vercek çocukmu okutacak evemi bakacak. Yani anlayacağınız keyfe değil mecburen çalışıyoruz..

Önceden hanımlar evde oturup evde sorumluluklarını yerine getiriyorlarmış.. çünkü bir erkek çalıştığında evini geçindirebiliyormuş. Şimdi öylemi 2 kişi çalışıyoruz başabaş geçiniyoruz. lüks yaşamakta değil bizimki sadece yaşamak.............
 

kardelele

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
28 Ocak 2009
Mesajlar
15,425
Tepki puanı
27
Puanları
0
Yaş
55
Konum
istanbul
mevzuya çok yönlü bakmak ve değerlendirmek lazım.istediğimiz islam yaşantısı osmanlı döneminde en ince ayrıntısına kadar yaşanırken,cumhuriyet rejimi birtakım yeniliklerini de beraberinde getirdi.maalesef bu yenilikler ahlaksal çöküşümüze zemin hazırladı.batı hayranlığı halkımıza aşılandı,sinsice ilerlemeye de devam ediyor.
Islam ahlakı ile yaşayabilmemiz için fert olarak en fazla ahlaksal olarak kendimize çeki düzen verebilme,ibadetlerimizi yapabilmenin ötesine maalesef geçemiyoruz.ilk önce rejimin değişmesi gerekir.bu rejim değişikliği kendini asrı saadet ahlakı ve yönetimine bırakırsa işte o zaman kuran ve sünnet çerçevesinde toplum yaşantısı değişime uğrar.
Bu düzenin gelmesiyle çocuklar kuran ahlakıyla yetişir,hanımlar evlerinde üzerine düşen görevlerini ifa ve icra eder,sokaklara çıkıp rızık arayışı içerisine girip geçim kaygısı çekmezler...
Kısaca kılık kıyafet yeme içme vs.. Müslümanca olur, müslümanca yaşanılır ve müslümanca ölünür vesselam...

kıymetli kardeşim size katılıyorum.bir batı sevdası tuturmuş gidiyorlar.tamamen taklitçilik .ayrıca onlarıda aşmışız.moda denilen ilet örf ve adetlerimize en önemlisi dinimize yakışmayan kıyafetler ben bile bakmaya utanıyorum.rabbim bizleri koru yoludan ayırma.
 

İPARHAN

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
19 Ağu 2010
Mesajlar
279
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
Konumuz hanımların zaruret dışında sokağa çıkmamaları gerektiğidir.Doğru hanımların yeri evidir,hanımlar hem siret hem de suret itibariyle erkeklerden farklı yaratılmışlardır.Çalışmamaları da gereklidir.Bunlara katılıyorum...katılmakla beraber çözüm yolu var mıdır bunu da merak ediyorum...örnek verecek olursak bir hanım kendisinin her türlü ihtiyacını karşılayabilecek bir beyle hayatını birleştiriyor,ilerleyen zamanlarda yavruları da dünyaya geliyor ve kimselere muhtaç olmadan yaşamlarını devam ettiriyorlar...buraya kadar bir sorun yok,fakat ölümlü dünya geçim sağlayan beyfendi vefat ediyor ve ardında hanımı ve çocuklarını bırakıyor.Bu hanımın herhangi bir sosyal güvencesi evini geçindirebilecek parası pulu yok,tabiri caizse elaleme muhtaç hale geliyor...evet bu durumda bu hanımın ne yapması gerekir.Çalışmadan evinde oturup rızık beklemesi mi yoksa çocuklarını ve kendini kimselere muhtaç etmeyecek bir yerde çalışması mı gerekir?
 

narinim

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
25 Ağu 2010
Mesajlar
519
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
Konumuz hanımların zaruret dışında sokağa çıkmamaları gerektiğidir.Doğru hanımların yeri evidir,hanımlar hem siret hem de suret itibariyle erkeklerden farklı yaratılmışlardır.Çalışmamaları da gereklidir.Bunlara katılıyorum...katılmakla beraber çözüm yolu var mıdır bunu da merak ediyorum...örnek verecek olursak bir hanım kendisinin her türlü ihtiyacını karşılayabilecek bir beyle hayatını birleştiriyor,ilerleyen zamanlarda yavruları da dünyaya geliyor ve kimselere muhtaç olmadan yaşamlarını devam ettiriyorlar...buraya kadar bir sorun yok,fakat ölümlü dünya geçim sağlayan beyfendi vefat ediyor ve ardında hanımı ve çocuklarını bırakıyor.Bu hanımın herhangi bir sosyal güvencesi evini geçindirebilecek parası pulu yok,tabiri caizse elaleme muhtaç hale geliyor...evet bu durumda bu hanımın ne yapması gerekir.Çalışmadan evinde oturup rızık beklemesi mi yoksa çocuklarını ve kendini kimselere muhtaç etmeyecek bir yerde çalışması mı gerekir?

Çalışmakta bir ibadettir. Allah (c.c) çalışmayanı sevmez.. Sadece oturduğumuz yerden dua edip rızık beklemek yanlış bence. Birşeyler yapıp meşgul olucaz ve ondan sonra Allahtan rızkımızı isteyeceğiz..

Can cıkmayınca rızık bitmezmiş Mevlam cümlemizin rızkını helalinden ve bereketlisinden versin inşaALLAH...
 
F

FiSeBiLiLLaH

Çalışırken harama girmek ibadet değil günahtır...Tesettüre helal harama dikkat ediyorsanız ve Allah'ın haklarını ve eşinizin haklarını gözetiyorsanız sorun yok lakin türkiyede böyle bir ortam çok az...Kaldıki Rabbim kadınlara geçim temini sorumluluğunu kaldırmıştır.Rabbimin üzerlerine yüklemediği yükü harama girerek üzerine yüklenenin vay haline...Bu lafım geneledir bir şahsa değil..
 

_YUSUF_

Yönetici
Katılım
26 Haz 2008
Mesajlar
4,070
Tepki puanı
1,043
Puanları
113
Yaş
42
Fikir belirten arkadaşlara teşekür ederim.
Narinim adlı kardeşim, bu anlatılan islamda olması gereken ölçü, bu ölçünün uygulanabilirliği olmasada bu kişilerin sorumluluğunu kaldırmıyor.Eğer bulunduğumuz ortam islamın izin vermediği bir ortamsa hiçbir mazeret geçerli olmuyor.Mecburiyetleri kişisel görüşlerimize göre değil islamın mecbur dediğine mecbur diyebiliriz.Yani günümüzde mecbur görülen bir çok husus islamca mecbur olarak görülmemektedir.
Eşinizin maaşının yetmeyeceğini beyan ediyorsunuz, eğer kadınlar çalışmamış olsa işverenler o paraya çalıştıracak insan bulamayacaklarından yüksek maaşlı eleman bulmak zorunda kalacaklardır.Buda eşinizin daha yüksek maaşla çalışması, sizinde çalışmanıza gerek bırakmayacak bir gelir düzeyi elde etmenize sebep olacaktır.Ama malesef kapitalizm kadınları çalışma sahasına çekebilmek için her türlü probagandaları yapıyor ve gayette başarılıoluyor.Gerçekler bu şekilde değil diyebilirsiniz ama bu gerçekler kapitalizmin gerçekleri hoca efendininde bahsettiği islamın gerçekleri karar vermek kişinin sabrına ve şükrüne bağlıdır.Çünkü Efendimiz sas buyururki 'İman iki kısımdır.Birisi sabır diğeri şükürdür' bu hadis bize gösterirki yokken sabredeceğiz varkende şükredeceğiz.Ama hiçbir zaman islamın koyduğu çizgileri aşmamalıyız.Mazeretimiz ne olursa olsun.
Selam ve dua ile
 

İPARHAN

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
19 Ağu 2010
Mesajlar
279
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
Bu konuya istinaden ben bir soru sormuştum "eşi ölen ve muhtaç olan hanım ne yapmalı"diye...bu sorunun cevabını verir misiniz...
 

_YUSUF_

Yönetici
Katılım
26 Haz 2008
Mesajlar
4,070
Tepki puanı
1,043
Puanları
113
Yaş
42
Bu konuya istinaden ben bir soru sormuştum "eşi ölen ve muhtaç olan hanım ne yapmalı"diye...bu sorunun cevabını verir misiniz...

Her eşi ölen veya muhtaç olan kişileri aynı katagoride değerlendiremeyiz.Kişinin durumuna göre cevap verebiliriz.Şu kadar varki, hiçbir sebep islamın yasakladıı bir durumu meşru yapmaz.Eğer çalışması gerekiyorsa kadınların çalışmasına uygun iş ve ortamda çalışabilir.Çalışmasa bile günümüzde her dul ve yetim devlet tarafından maaşa bağlanmaktadır.Kaldıkı bu kişilerin bir aileside olduğunu unutmayalım kocası olmayan bir kadının bakımı öncelikle babaya daha sonra en büyük erkek kardeşe daha sonra amca dayı dede gibi akraba-i talukata yüklenmektedir.Yanı güzel kardeşim biz yeterki islamı yaşamak gayretinde olalım.İslam insan fıtratına en uygun yaşam biçimidir ve her türlü soruna hertürlü çareler vaazetmiştr.
 

nurul-islam

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
30 Tem 2010
Mesajlar
73
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
32
İslam dininde kadınların çalışması doğru değil bunu hepimiz biliyoruz bir itirazımız yok.
Ama gelin görün ki günümüz şartlarında ekmek aslanın ağzında değil çoktan midesine inmiş.
Biz de istemeyiz çalışmayı evde oturup evi beklemeyi yani asıl görevimizi yapmayı
benim babam tüberküloz hastalığı geçirdi allaha şükürler olsun şimdi iyi ve başımızda
fakat eskisi gibi dil bizde evin yükünü onun omzuna bırakamazdık ve küçük yaşta çalışmaya
başladım şikayetçi değilim yine allah a şükür ediyorum elim ayağım tutuyor die
Rabbim kimseyi bu duruma düşürmesin Aminn.
 

İPARHAN

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
19 Ağu 2010
Mesajlar
279
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
Her eşi ölen veya muhtaç olan kişileri aynı katagoride değerlendiremeyiz.Kişinin durumuna göre cevap verebiliriz.Şu kadar varki, hiçbir sebep islamın yasakladıı bir durumu meşru yapmaz.Eğer çalışması gerekiyorsa kadınların çalışmasına uygun iş ve ortamda çalışabilir.Çalışmasa bile günümüzde her dul ve yetim devlet tarafından maaşa bağlanmaktadır.Kaldıkı bu kişilerin bir aileside olduğunu unutmayalım kocası olmayan bir kadının bakımı öncelikle babaya daha sonra en büyük erkek kardeşe daha sonra amca dayı dede gibi akraba-i talukata yüklenmektedir.Yanı güzel kardeşim biz yeterki islamı yaşamak gayretinde olalım.İslam insan fıtratına en uygun yaşam biçimidir ve her türlü soruna hertürlü çareler vaazetmiştr.

Öncelikle cevabınız için teşekkür ediyorum YUSUF kardeşim.İslam hakikaten de insan fıtratına en uygun bir yaşam biçimidir.islam ucu bucağı olmayan harikalar okyanusudur.Yanlış anlamayınız lütfen,amacım muhalefet olmak değil benim.Daha önceki mesajımda da ifadelendirdiğim gibi ben zaten şu anki uygulanan sisteme karşıyım.Asrı Saadet hasretini ziyadesiyle özleyen isteyen hasretini çekenlerdenim.
Bir şeyi hatırlatayım ben size,her dul ve yetim bizim ülkede devlet tarafından maaşa bağlanmıyor.Maaşa bağlanabilmesi için ölen kişinin mutlaka belirli bir seviyeye ulaşmış devlet hizmeti gerekiyor.Diğer söylediklerinize elbette katılıyorum.Bakımını üstleneceği babası kardeşi vs.var ise bakmakla yükümlüdür.Ahh işin bir de vicdani boyutu var tabii.Bu kişilerin önce vicdanı daha sonra da maddi durumu var ise bakacaktır muhakkak...
Hasretini çektiğimiz Asrı Saadet dönemini bekliyoruz büyük bir umutla...Baki SELAM...
 

_YUSUF_

Yönetici
Katılım
26 Haz 2008
Mesajlar
4,070
Tepki puanı
1,043
Puanları
113
Yaş
42
Öncelikle cevabınız için teşekkür ediyorum YUSUF kardeşim.İslam hakikaten de insan fıtratına en uygun bir yaşam biçimidir.islam ucu bucağı olmayan harikalar okyanusudur.Yanlış anlamayınız lütfen,amacım muhalefet olmak değil benim.Daha önceki mesajımda da ifadelendirdiğim gibi ben zaten şu anki uygulanan sisteme karşıyım.Asrı Saadet hasretini ziyadesiyle özleyen isteyen hasretini çekenlerdenim.
Bir şeyi hatırlatayım ben size,her dul ve yetim bizim ülkede devlet tarafından maaşa bağlanmıyor.Maaşa bağlanabilmesi için ölen kişinin mutlaka belirli bir seviyeye ulaşmış devlet hizmeti gerekiyor.Diğer söylediklerinize elbette katılıyorum.Bakımını üstleneceği babası kardeşi vs.var ise bakmakla yükümlüdür.Ahh işin bir de vicdani boyutu var tabii.Bu kişilerin önce vicdanı daha sonra da maddi durumu var ise bakacaktır muhakkak...
Hasretini çektiğimiz Asrı Saadet dönemini bekliyoruz büyük bir umutla...Baki SELAM...

Ben teşekkür ederim kardeşim
Saydığımız şartlar eğer kişide bulunmuyorsa o zaman kişi tabiki çalışmalı ama islama uygun olan bir ortamda çalışmalı.Şunuda unutmayalımki nikah yolu hiçbir zaman kapalı değil.Bizim üzerinde durduğumuz nokta bu.Şimdi birazda keseri kendimize yontmadan düşünmeliyiz.Yani biz islam için hiç birşeylerden vazgeçmeyecekmiyiz.Ben erkekli bir ortamda çalışmam diyemeyecekmiyiz.Veyahut ben namazıma izin verilmeyen yerde çalışmam diyemeyecekmiyiz.İslamın yasakladığı şeyleri islam için vazgeçemeyecekmiyiz.Yani Allah'u tealanın verdiği bunca nimetler karşısında yeri geldiğinde biz hiç fedakarlık göstermeyecekmiyiz.Allah'u teala bizleri sınava tabi tutmuyormu bu durumlarda sınavın bir parçası.Belki kişi bu durumda biraz sabretse Mevla sonuna kadar kapıları açacak.Biraz olsun sabretmeyide başaramayacakmıyız.Hz.Meryem'e gökten sofra indiren kim.Ashabı kehfi himaye eden kim, Hz.Hatice yana yana safa merve arasında koşaren Hz.İsmailin yanından zemzemi çıkaran kim.İşte bunlar teslimiyet abidesi şahsiyetlerden bazıları.Teslim olana Mevla sebepsizde gökten rızık indirir.Sebepsiz yerden su çıkartır.Yeterki O'na güvenelim ve ona dayanalım.İslam bunu istiyor.Ateşe atılırkende Hasbunallah... diyebilmeliyiz.Hiç olmassa bizi günaha sevkedecek hallerden İslam için Kendimiz için kaçalım.Bunuda yapamıyorsak, şüphesiz bunun hesabı çok çetin olacaktır.
Mevlam bu durumdaki kardeşlerimize hayır kapılarını açsın inşaAllah
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt