Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark
"Özgür Kız" Olacaktık... (1 Kullanıcı)
- Konuyu başlatan Huyela
- Başlangıç tarihi
ÖZGÜR KIZ:a21:)))) TAMAMEN BATILI OLMAK :a21:
Zamanın zulmeti olsa gerek. Rabbimiz anlayışımızı idrakimizi arttırsın. Ahir zamanda ne yazıkki idraklerde azaldı.
Bazı kadınlar görüyorum ki resmen soytarılaşmışlar erkekleşmişler yani erkekmi yürüyor kadınmı yürüyor belli değil erkekvari haraketler benimde dahil bir çok erkeğin agzına bile almaktan utanç duydugu hicab ettiği kelime ve küfürleri rahatlıkla söyleyebilen kadın nesiller bekliyor bizleri ve ne yazıkki bunların içinde başörtülülerde var..
hep bu toplumda erkek kötü gösterilir nedense çapkın erkek küfürbaz erkek soytarı erkek sapık erkek vs...
bir baksanıza ertrafınıza bu erkekleri kim bu hale getirdi?cevap: KADIN
hep bir deyim vardır halk arasında "dişi it kuyruk sallamayınca it köpek peşinden gitmez diye"
bu nedenle aslında bu zamanda erkeklere söylenen bütün deyimlerin sözlerin asıl gittiği yer yine kadındır.
erkek istediği kadar ıslık çalsın uuuooohoo desin bir kadın geçtiğinde o kadın adama göz kırpmadıgı müddetçe adam oturdugu yerde kalır hiç bişey yapamaz.
işte bu haseble asıl çapkın erkek değil kadındır asıl sapıklarda malesef kadınlar olmuştur bu devirde!
bunun sebebi feministlikten tutunda konuda oldugu gibi özgür kızlıkmı artık neyse..
ÖZENTİ,BATICILIK,MODERNLEŞME,SOSYETELEŞME,MEDENİYETÇİLİK.vs..
bütün bunlar kızlarımızı bacılarımızı bu hale getirdi..
gelecek nesil bu ve kimsede kalkıpta neden erkekler evlenmiyor demesin biz kimlerle evlenecez?!!!bu nesillerlemi?
hep bu toplumda erkek kötü gösterilir nedense çapkın erkek küfürbaz erkek soytarı erkek sapık erkek vs...
bir baksanıza ertrafınıza bu erkekleri kim bu hale getirdi?cevap: KADIN
hep bir deyim vardır halk arasında "dişi it kuyruk sallamayınca it köpek peşinden gitmez diye"
bu nedenle aslında bu zamanda erkeklere söylenen bütün deyimlerin sözlerin asıl gittiği yer yine kadındır.
erkek istediği kadar ıslık çalsın uuuooohoo desin bir kadın geçtiğinde o kadın adama göz kırpmadıgı müddetçe adam oturdugu yerde kalır hiç bişey yapamaz.
işte bu haseble asıl çapkın erkek değil kadındır asıl sapıklarda malesef kadınlar olmuştur bu devirde!
bunun sebebi feministlikten tutunda konuda oldugu gibi özgür kızlıkmı artık neyse..
ÖZENTİ,BATICILIK,MODERNLEŞME,SOSYETELEŞME,MEDENİYETÇİLİK.vs..
bütün bunlar kızlarımızı bacılarımızı bu hale getirdi..
gelecek nesil bu ve kimsede kalkıpta neden erkekler evlenmiyor demesin biz kimlerle evlenecez?!!!bu nesillerlemi?
Hak vermemek mümkün değil. Nerde kaldıki bu 'özgür kız' çocuğuna annelik yapıcak. Evinde oturan bir annenin yetiştirdiği çocuk böyle olunca dışarıda gezen bir annenin yetiştirebileceği çocuğu insan düşünmek bile istemiyor.
Linkin konuyla alakası olduğunu düşündüm......
http://forum.islamiyet.gen.tr/dini-hikayeler/70029-cennete-ilk-girecek-kadin.html
http://forum.islamiyet.gen.tr/dini-hikayeler/70029-cennete-ilk-girecek-kadin.html
Sizde sağolun. Allahü teala razı olsun.
Oyuna geldik, oyuna! Oyun onların oyunu, "kendinin" dişilik kısımlarını ezip erkek rolleri üstleniyorsun oynaya*bilmek için. Erkeklerin oyununu becerdin, aferin, ama içinde işkence çeken, küçük çürümüş, ezilip aşağılanmış, bir işe yaramaz sayılmış bir kadıncağız var şimdi, hayırlı uğurlu olsun...
Allahü teala razı olsun.Yazının üstteki kısmı resmen mesajı olmuş.Teşekkür ederiz.Selametle kalın..
Güzel bir yazı gerçekten doğruları anlatıyor
ALLAH c.c raz olsun
ALLAH c.c raz olsun
Hemde çok güzel. Bende çok beyendim. Hepimizin milletçe bu tür yazılara ihtiyacımız var. Sanki insanın aklını arttırıyor. Sağlık düşünmesini sağlıyor. Adete uyutulmuş uyuşturulmuşuz.
Cenabı Hak cümlemizden razı olsun. Dua eder dualarınızı beklerim.
Ne güzel . Cenabı Hak vermek istemeseydi istemeyi vermezdi. Mübarek olsun. İnşaallahü teala bu isteğinize kavuşursunuz. Dışarının zulmetinden kurtulursunuz. Saliha bir anne olarak çocuğunuza bakarsınız. Allahü teala yardımcınız olsun.
Dua eder dualarınızı beklerim.
MAL, MEVKI’ HIRSI - 1
3- Kalb hastalıklarının, ya’nî kötü huyların üçüncüsü, mal ve mevkı’ hırsıdır. Aşağıdaki hadîsi şerîfler (Hubbürriyâset) denilen, bu hastalığın teşhîs ve tedâvîsine ışık tutmakdadır:
1) (İki aç kurd, bir koyun sürüsüne girdiği zamân, yapdıkları zarardan, mal ve şöhret hırsının yapacağı zarar dahâ çokdur.)
2) (İnsana zarar olarak, din ve dünyâ işlerinde parmakla gösterilmesi yetişir.) Ya’nî, insanın din veyâ dünyâ işlerinde şöhret sâhibi olması, dînine de, dünyâsına da çok zarar verir.
3) (Medh olunmağı sevmek, insanı kör eder ve sağır eder. Kabâhatlerini, kusûrlarını görmez olur. Doğru sözleri, kendisine yapılan nasîhatları işitmez olur.)
Mevkı’ ve şöhret sâhibi olmak arzûsu, insanlarda üç şeyden hâsıl olur: Birinci sebeb, nefsin arzûlarına kavuşmakdır. Nefs, arzûlarının, harâm yollardan elde edilmesini ister. İkincisi, kendinin ve başkalarının haklarını zâlimlerden kurtarmak ve müstehab olan meselâ, sadaka vermek için ve hayrât, hasenât yapmak için yâhud mubâh olan işler yapmak için, meselâ, iyi yimek, iyi giyinmek, iyi evlerde oturmak ve çoluk çocuk sâhibi olup, râhat ve mes’ûd yaşamak için veyâ ibâdetlerine mâni’ olacak şeylerden kurtulmak için ve islâm dînine ve müslümânlara hizmet için mevkı’ sâhibi olmak istenir. Bu niyyet ile mevkı’a kavuşurken, riyâ gibi ve hakkı bâtıl ile karışdırmak gibi, islâmiyyetin yasak etdiği şeyleri yapmazsa ve vâcibleri, sünnetleri terk etmezse, bunun mevkı’ sâhibi olması câizdir, hattâ müstehabdır. Çünki, câiz ve lâzım olan şeylere kavuşdurucu sebebleri, vâsıtaları yapmak da, câiz ve lâzım olur. Allahü teâlâ, Kur’ân-ı kerîmde, iyi insanların nasıl olacağını bildirirken, bunların (Müslümânlara imâm olmak istediklerini) de bildirmekdedir. Süleymân aleyhisselâm, (Yâ Rabbî! Benden sonra kimseye nasîb etmiyeceğin bir mülkü bana ihsân eyle!) diyerek melik ve emîr olmak istemişdir. Önceki dinlerden bildirilen ve red edilmiyen haberler bizim dînimizde de mu’teberdir. Hadîs-i şerîfde, (Hak ve adâlet üzere bir gün hâkimlik yapmağı, bir sene devâmlı gâzâ etmekden dahâ çok severim) buyuruldu. Bir hadîs-i şerîfde, (Bir sâat adâlet ile idârecilik yapmak, altmış sene nâfile ibâdet yapmakdan dahâ iyidir) buyuruldu.
3- Kalb hastalıklarının, ya’nî kötü huyların üçüncüsü, mal ve mevkı’ hırsıdır. Aşağıdaki hadîsi şerîfler (Hubbürriyâset) denilen, bu hastalığın teşhîs ve tedâvîsine ışık tutmakdadır:
1) (İki aç kurd, bir koyun sürüsüne girdiği zamân, yapdıkları zarardan, mal ve şöhret hırsının yapacağı zarar dahâ çokdur.)
2) (İnsana zarar olarak, din ve dünyâ işlerinde parmakla gösterilmesi yetişir.) Ya’nî, insanın din veyâ dünyâ işlerinde şöhret sâhibi olması, dînine de, dünyâsına da çok zarar verir.
3) (Medh olunmağı sevmek, insanı kör eder ve sağır eder. Kabâhatlerini, kusûrlarını görmez olur. Doğru sözleri, kendisine yapılan nasîhatları işitmez olur.)
Mevkı’ ve şöhret sâhibi olmak arzûsu, insanlarda üç şeyden hâsıl olur: Birinci sebeb, nefsin arzûlarına kavuşmakdır. Nefs, arzûlarının, harâm yollardan elde edilmesini ister. İkincisi, kendinin ve başkalarının haklarını zâlimlerden kurtarmak ve müstehab olan meselâ, sadaka vermek için ve hayrât, hasenât yapmak için yâhud mubâh olan işler yapmak için, meselâ, iyi yimek, iyi giyinmek, iyi evlerde oturmak ve çoluk çocuk sâhibi olup, râhat ve mes’ûd yaşamak için veyâ ibâdetlerine mâni’ olacak şeylerden kurtulmak için ve islâm dînine ve müslümânlara hizmet için mevkı’ sâhibi olmak istenir. Bu niyyet ile mevkı’a kavuşurken, riyâ gibi ve hakkı bâtıl ile karışdırmak gibi, islâmiyyetin yasak etdiği şeyleri yapmazsa ve vâcibleri, sünnetleri terk etmezse, bunun mevkı’ sâhibi olması câizdir, hattâ müstehabdır. Çünki, câiz ve lâzım olan şeylere kavuşdurucu sebebleri, vâsıtaları yapmak da, câiz ve lâzım olur. Allahü teâlâ, Kur’ân-ı kerîmde, iyi insanların nasıl olacağını bildirirken, bunların (Müslümânlara imâm olmak istediklerini) de bildirmekdedir. Süleymân aleyhisselâm, (Yâ Rabbî! Benden sonra kimseye nasîb etmiyeceğin bir mülkü bana ihsân eyle!) diyerek melik ve emîr olmak istemişdir. Önceki dinlerden bildirilen ve red edilmiyen haberler bizim dînimizde de mu’teberdir. Hadîs-i şerîfde, (Hak ve adâlet üzere bir gün hâkimlik yapmağı, bir sene devâmlı gâzâ etmekden dahâ çok severim) buyuruldu. Bir hadîs-i şerîfde, (Bir sâat adâlet ile idârecilik yapmak, altmış sene nâfile ibâdet yapmakdan dahâ iyidir) buyuruldu.