vaktileyl
Kayıtlı Kullanıcı
Abdullah Ibn-i Mesud’un (r.a) rivayetine göre Peygamberimiz şöyle buyurmustur:
“Kim beni rüyasında görürse, o kimse uyanık iken beni görür gibidir, rüyası doğrudur. Çünkü şeytan bana benzer bir surete giremez.”
Hadis-i şerifte belirtildiği gibi şeytan Peygamber Efendimizin suretine girememektedir. Hakeza evliyaların, asfiyaların suretine de girememektedir. Ancak söz olarak taklit edebilmektedir. Bu bakımdan rüyadaki sözleri şeriat-ı Garra-yı Muhammedî terazisiyle tartmak lazımdır. Şeytan ses olarak evliyâ-yı i’zâma, yani büyük evliyalara dahi musallat olabilmektedir. Bu hususta
Abdülkadir Geylanî hazretlerinin macerası meshurdur. Şah-ı Geylani, bir dağ başına çekilmiş riyazet yapmakta ve bütün vaktini ibadetle değerlendirmektedir. Bir gün mağaranın önündeyken bir ses duyar. Ses, “Ya Abdülkadir! Sen artık kemâle erdin. İbadet etmene lüzum kalmadı!” demektedir. Bu sesi işiten Abdülkadir Geylânî bir anda bütün Kur’an’ı hafızasından geçirmeye başlar. “Va’büd Rabbeke hatte ye’tiyeke’l yagîn” (Ve gelmesi muhakkak olan ölüm sana erisinceye kadar Rabbine kulluk et./ Hicr sûresi 99. Âyet) âyetine gelince durur ve “Sen şeytansın, defol!” der. İşte bu bakımdan uyanıkken olduğu gibi, rüyada iken de sözleri Islam dininin terazisiyle tartmak lazımdır.
Hadis-i şeriflere bakmaya devam edelim. Sevgili Peygamberimiz buyuruyor ki: “sizden hanginiz en doğru sözlü ise onun rüyası da en doğrudur.”
“Rüyasına yalan katarak anlatan kimseye kıyamet gününde bir arpa danesinin iki ucunu bir araya getirip düğüm yapması teklif edilir. Bir kimse gözleri üzerine yalan söylerse, Cennet kokularını alamaz. İftiranın en büyüğü, adamın kendi gözlerine yaptığı iftiradır ki, ‘Ben gördüm ’ der, halbuki bir şey görmemiştir.”
“Yalandan en büyük yalan rüyasında görmediği şeyi iki gözüyle görmek iddiasıdır.”
İftiranın en büyüğü, bir kimsenin babasından başkasına intisap etmesi veya görmediği rüyayı demesi veya Hazret-i Muhammed’in söylemediği sözü ona isnad etmesidir.”
Hz. Ömer (r.a.), bir gün Hz. Ali (r.a.) ile karşılaşır: “Ey Hasan’ın babası! Adam rüya görür, bir kısmı tasdik olunur, bir kısmı yalanlanır. Buna ne dersin.”
Hz. Ali, bu soruyu bir hadis-i şerif naklederek cevaplandırır: “Evet, Resûlullah Efendimizden duydum, şöyle buyurdu: “Herhangi bir erkek veya kadın uyumaya görsün, mutlaka uykuya dalınca ruhu arşa doğru yükselir. Ruh henüz arşa varmadan uyanırsa bu rüya yalan olur. Arşa ulaştıktan sonra uyanırsa bu rüya sadık rüya olur.”
Hadislerle verilen temel ölçüler
Bu hadis-i şerifler bizlere, rüya ile ilgili temel ölçüler vermektedir. Bunları şu şekilde sıralayabiliriz:
. Salih kimselerin gördüğü rüyalar mânalıdır. Mühim mesajlar ihtiva edebilmektedir. Bu bakımdan mühimdir.
. Mü’minlerin görmüş oldugu güzel rüyalar Allah’ın bir lütfudur, ihsanıdır. Bu rüyalar iyi kimselere söylenebilir.
. İnsanı üzen, kötü rüyalar ise şeytandandır. Bu rüyalar hiç kimseye söylenilmemelidir.
Uyanınca, sol tarafa üç kere tükürülmeli ve “E’ûzu billâhi mine’ş-şeytânirraciym” denilmelidir.
. Seher vakti ve gündüzleyin görülen rüyalar sadık rüyalardır. Bu rüyalar dikkate alınabilir.
. Rüyaları, salih ve rüya tabirini bilen kimselere anlatıp yorumlatmalıdır. Fâsık ve işin ehli olmayan kimselere kesinlikle anlatılmamalı ve tâbir ettirilmemelidir. Zira rüyâ onların tâbir ettiği şekilde çıkar ve neticede rüya gören kimse üzülür.
. Rüyada görmediği şeyleri “gördüm” diye anlatmanın vebali ve mesuliyeti çok büyüktür. Bu gibi kimseler âhirette hesap vereceklerdir.
Kaynak: Milli Gazete
“Kim beni rüyasında görürse, o kimse uyanık iken beni görür gibidir, rüyası doğrudur. Çünkü şeytan bana benzer bir surete giremez.”
Hadis-i şerifte belirtildiği gibi şeytan Peygamber Efendimizin suretine girememektedir. Hakeza evliyaların, asfiyaların suretine de girememektedir. Ancak söz olarak taklit edebilmektedir. Bu bakımdan rüyadaki sözleri şeriat-ı Garra-yı Muhammedî terazisiyle tartmak lazımdır. Şeytan ses olarak evliyâ-yı i’zâma, yani büyük evliyalara dahi musallat olabilmektedir. Bu hususta
Abdülkadir Geylanî hazretlerinin macerası meshurdur. Şah-ı Geylani, bir dağ başına çekilmiş riyazet yapmakta ve bütün vaktini ibadetle değerlendirmektedir. Bir gün mağaranın önündeyken bir ses duyar. Ses, “Ya Abdülkadir! Sen artık kemâle erdin. İbadet etmene lüzum kalmadı!” demektedir. Bu sesi işiten Abdülkadir Geylânî bir anda bütün Kur’an’ı hafızasından geçirmeye başlar. “Va’büd Rabbeke hatte ye’tiyeke’l yagîn” (Ve gelmesi muhakkak olan ölüm sana erisinceye kadar Rabbine kulluk et./ Hicr sûresi 99. Âyet) âyetine gelince durur ve “Sen şeytansın, defol!” der. İşte bu bakımdan uyanıkken olduğu gibi, rüyada iken de sözleri Islam dininin terazisiyle tartmak lazımdır.
Hadis-i şeriflere bakmaya devam edelim. Sevgili Peygamberimiz buyuruyor ki: “sizden hanginiz en doğru sözlü ise onun rüyası da en doğrudur.”
“Rüyasına yalan katarak anlatan kimseye kıyamet gününde bir arpa danesinin iki ucunu bir araya getirip düğüm yapması teklif edilir. Bir kimse gözleri üzerine yalan söylerse, Cennet kokularını alamaz. İftiranın en büyüğü, adamın kendi gözlerine yaptığı iftiradır ki, ‘Ben gördüm ’ der, halbuki bir şey görmemiştir.”
“Yalandan en büyük yalan rüyasında görmediği şeyi iki gözüyle görmek iddiasıdır.”
İftiranın en büyüğü, bir kimsenin babasından başkasına intisap etmesi veya görmediği rüyayı demesi veya Hazret-i Muhammed’in söylemediği sözü ona isnad etmesidir.”
Hz. Ömer (r.a.), bir gün Hz. Ali (r.a.) ile karşılaşır: “Ey Hasan’ın babası! Adam rüya görür, bir kısmı tasdik olunur, bir kısmı yalanlanır. Buna ne dersin.”
Hz. Ali, bu soruyu bir hadis-i şerif naklederek cevaplandırır: “Evet, Resûlullah Efendimizden duydum, şöyle buyurdu: “Herhangi bir erkek veya kadın uyumaya görsün, mutlaka uykuya dalınca ruhu arşa doğru yükselir. Ruh henüz arşa varmadan uyanırsa bu rüya yalan olur. Arşa ulaştıktan sonra uyanırsa bu rüya sadık rüya olur.”
Hadislerle verilen temel ölçüler
Bu hadis-i şerifler bizlere, rüya ile ilgili temel ölçüler vermektedir. Bunları şu şekilde sıralayabiliriz:
. Salih kimselerin gördüğü rüyalar mânalıdır. Mühim mesajlar ihtiva edebilmektedir. Bu bakımdan mühimdir.
. Mü’minlerin görmüş oldugu güzel rüyalar Allah’ın bir lütfudur, ihsanıdır. Bu rüyalar iyi kimselere söylenebilir.
. İnsanı üzen, kötü rüyalar ise şeytandandır. Bu rüyalar hiç kimseye söylenilmemelidir.
Uyanınca, sol tarafa üç kere tükürülmeli ve “E’ûzu billâhi mine’ş-şeytânirraciym” denilmelidir.
. Seher vakti ve gündüzleyin görülen rüyalar sadık rüyalardır. Bu rüyalar dikkate alınabilir.
. Rüyaları, salih ve rüya tabirini bilen kimselere anlatıp yorumlatmalıdır. Fâsık ve işin ehli olmayan kimselere kesinlikle anlatılmamalı ve tâbir ettirilmemelidir. Zira rüyâ onların tâbir ettiği şekilde çıkar ve neticede rüya gören kimse üzülür.
. Rüyada görmediği şeyleri “gördüm” diye anlatmanın vebali ve mesuliyeti çok büyüktür. Bu gibi kimseler âhirette hesap vereceklerdir.
Kaynak: Milli Gazete