Sen de yaz ise bende kış. Böyle bir cümle kurabilirim şimdi. Ama mesele bu değil.
Yazmak kimi zaman cesaret işidir. Yani ki sen şimdi bize Q veya F klavye ile yazdığın bir yazıyı göndermek istiyorsan bu hemen öyle gönderdim oldu, bitti anlamını taşımaz. Yazı yazmanın ön koşullarını gerçekleştirmek lazım.
Öncellikle sıkı bir kitap okuyucusu olman gerekir, bu ayda 1 kitap okuyorum anlamı taşımaz.
Kült eserlere göz atıp onların ağırlığını zihninde hissedebilmiş olmalısın. Yazmak işte burada bir Donkişot anlamına gelir ki sen de yel değirmenlerine cengâverce saldıran bir hale bürünürsün.
Cemil Meriç’in Bu Ülke isimli kitabını okumamışsan bu çok kötü.
Sabahattin Ali’nin Kürk Mantolu Madonna’sını okumamışsan bu da kötü.
Stefan Zweig’in Satranç tahtasında vakit geçirmemişsen bu hayli kötü.
İbn Arabî, İmam Gazâli ve İsmail Hakkı Bursevi Hazretlerine yolun uğramadı ise bu kötü değil felaket.
Sezai Karakoç, İlhan Berk, Edip Cansever, İsmet Özel, Borges, Necip Fazıl, Oruç Auroba’dan bir şeyler okumamışsan durum çok fena.
Tolstoy, Dostoyevski, Gogol ve Victor Hugo adını ilk duyuyorsan bu durum ifade edilir gibi değil.
Farid Farjad, Ömer Faruk Tekbilek, Dino Merlin, Emre Aydın, Müslüm Gürses, Musa Eroğlu, Aşık Mahsuni dinlememişsen hemen dinlemelisin.
Mostar’ı, Sultanahmet’i, Neratva Irmağı’nı, Tuna’yı, Meriç’i, Dicle’yi, Fırat’ı, bilmiyorsan hemen öğren.
Nokta neden cümlenin süsüdür, virgül neden nefes verir, ünlem neden duygu taşır, soru işareti neden düşündürür bunları bilmelisin.
Şimdi kalkıp yazıları 12 punto ile word dosyasına yazıp ismini de ekleyerek gönder demeyeceğiz sana.
Bu maddeler uzayıp gider, sayfalarca sürer. Ama yine de ben yazıya meraklıyım, bir yazı yazdım ve her şeye rağmen bu yazıyı göndermek istiyorum diyorsan o vakit hiç çekinme sen yine de gönder. Biz o yazıyı da değerlendiririz.
editor@edebifikir.com
Yazmak kimi zaman cesaret işidir. Yani ki sen şimdi bize Q veya F klavye ile yazdığın bir yazıyı göndermek istiyorsan bu hemen öyle gönderdim oldu, bitti anlamını taşımaz. Yazı yazmanın ön koşullarını gerçekleştirmek lazım.
Öncellikle sıkı bir kitap okuyucusu olman gerekir, bu ayda 1 kitap okuyorum anlamı taşımaz.
Kült eserlere göz atıp onların ağırlığını zihninde hissedebilmiş olmalısın. Yazmak işte burada bir Donkişot anlamına gelir ki sen de yel değirmenlerine cengâverce saldıran bir hale bürünürsün.
Cemil Meriç’in Bu Ülke isimli kitabını okumamışsan bu çok kötü.
Sabahattin Ali’nin Kürk Mantolu Madonna’sını okumamışsan bu da kötü.
Stefan Zweig’in Satranç tahtasında vakit geçirmemişsen bu hayli kötü.
İbn Arabî, İmam Gazâli ve İsmail Hakkı Bursevi Hazretlerine yolun uğramadı ise bu kötü değil felaket.
Sezai Karakoç, İlhan Berk, Edip Cansever, İsmet Özel, Borges, Necip Fazıl, Oruç Auroba’dan bir şeyler okumamışsan durum çok fena.
Tolstoy, Dostoyevski, Gogol ve Victor Hugo adını ilk duyuyorsan bu durum ifade edilir gibi değil.
Farid Farjad, Ömer Faruk Tekbilek, Dino Merlin, Emre Aydın, Müslüm Gürses, Musa Eroğlu, Aşık Mahsuni dinlememişsen hemen dinlemelisin.
Mostar’ı, Sultanahmet’i, Neratva Irmağı’nı, Tuna’yı, Meriç’i, Dicle’yi, Fırat’ı, bilmiyorsan hemen öğren.
Nokta neden cümlenin süsüdür, virgül neden nefes verir, ünlem neden duygu taşır, soru işareti neden düşündürür bunları bilmelisin.
Şimdi kalkıp yazıları 12 punto ile word dosyasına yazıp ismini de ekleyerek gönder demeyeceğiz sana.
Bu maddeler uzayıp gider, sayfalarca sürer. Ama yine de ben yazıya meraklıyım, bir yazı yazdım ve her şeye rağmen bu yazıyı göndermek istiyorum diyorsan o vakit hiç çekinme sen yine de gönder. Biz o yazıyı da değerlendiririz.
editor@edebifikir.com