Neler Yeni

Hoşgeldiniz İslami Forum Sayfası

Tüm özelliklerimize erişmek için şimdi bize katılın. Kaydolduktan ve oturum açtıktan sonra, konular oluşturabilir, mevcut konulara yanıtlar gönderebilir, diğer üyelerinize itibar kazandırabilir, kendi özel mesajınızı edinebilir ve çok daha fazlasını yapabilirsiniz. Ayrıca hızlı ve tamamen ücretsizdir, peki ne bekliyorsunuz?
Blue
Red
Green
Orange
Voilet
Slate
Dark

♥∞♥ Sizce şiir nedir ♥∞♥ (1 Kullanıcı)

kalbiminurlandır

Eposta Onaylanmamış Üyeler
Katılım
7 Tem 2008
Mesajlar
4,040
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
Şiir, gök kuşağının yedi rengini çocuk gülüşlerinde aramaktır.

Şiir, Anka kuşunun kanadında uçsuz bucaksız gökyüzünü seyre dalmaktır.

Şiir, evrenin kutsallığını eşsiz kar tanelerinde görebilmektir.

Şiir, yeni gelen güne umutla “merhaba” demektir.

Şiir, dost meclislerinde hayatla dalga geçebilme cesaretini gösterebilmektir.

Şiir, sevgi okyanusunda mavi yolculuğa çıkmaktır.

Şiir, yıldızların ışıltısında, ay yüzlü sevgilinin hayaliyle dans etmektir.

Şiir, barışa hasret tüm insanlığın tan ağarırken özgürlük türküleri bestelemesidir.

Şiir, aşk acısı çeken gönüllerin son anda sığındığı bir limandır.

Şiir, kâğıtla kalemin son valsidir.

Şiir, duygular senfonisidir.

Şiir, Âşık Veysellerin, Nazım Hikmetlerin, Necip Fazılların, Fuzulilerin, Bakilerin, Yunus Emrelerin, daha nice nice ozanların sevgi çığlıklarıdır, hasret evreninde.

Şiir, uykusuz gecelerde yıldızlarla kurulan dostluk köprüsüdür. :a35: :a35: :a35:



peki ya sizce nedir şiir?

 

ferahhfeza

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
10,922
Tepki puanı
8
Puanları
0
Yaş
46
Web Sitesi
ferahhfeza.blogcu.com
peki ya sizce nedir şiir?

ne güzlel bir konu ...:)
şiir sever olarak .. bu tanımı yapmak bazen zor olur bazen kolay ....

şiir ,bir kavgadır
şiir, susmaktır,
şiir ,haykırmaktır
şiir koşmaktır , koşup duramamaktır......

güvercinden bir kanat koparmak ..
sonra o kanadı gönül denizindeki mürekkebe batırmak
sonra onunla yazmak , yazmak ,,,

sonrasında güvercinin kanadına tekrar iliştirip maviliklere salmak .. ...
 

kalbiminurlandır

Eposta Onaylanmamış Üyeler
Katılım
7 Tem 2008
Mesajlar
4,040
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
TEŞEKKÜR EDERİM ABLACIM.

geçen hafta derste işledik bu konuyu.

hocamızın anlatımından esinlenerek açtım konuyu.

sizlerin cevapları sınavda bana ışık tutacak.
 

ferahhfeza

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
10,922
Tepki puanı
8
Puanları
0
Yaş
46
Web Sitesi
ferahhfeza.blogcu.com
necip fazıl üstadın çile isimli eserinin sonunda POETİKA isimli bölüm vardır ...

orada şiirden bahseder eğer okumamışsan tavsiye ederim sınavda yardımcı olabilir .. ;)
 

mavci

* ZİKİR * FİKİR * ŞÜKÜR *
Yönetici
Katılım
14 Eyl 2007
Mesajlar
32,300
Tepki puanı
7,630
Puanları
163
Yaş
53
Konum
Alanya
Esselamûaleykum...

Esselamûaleykum...

İnsanı düşüceye sevkeden bu konunu ziçin TEBRİKLER Kardeşim...
Edebiyatımız fazla iyi olmasa da bir kaç cümle de ben yazayım inşallah...
Sürçü lisan edersek affola...:a03:

Düz yazının duygusal okunuşudur ŞİİR...
Kalbin kıpırtılarının dışa vurmasıdır ŞİİR...
Farklılıktır ŞİİR...


Selam ve DUA ile...
 

kalbiminurlandır

Eposta Onaylanmamış Üyeler
Katılım
7 Tem 2008
Mesajlar
4,040
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
İnsanı düşüceye sevkeden bu konunu ziçin TEBRİKLER Kardeşim...
Edebiyatımız fazla iyi olmasa da bir kaç cümle de ben yazayım inşallah...
Sürçü lisan edersek affola...:a03:

Düz yazının duygusal okunuşudur ŞİİR...
Kalbin kıpırtılarının dışa vurmasıdır ŞİİR...
Farklılıktır ŞİİR...


Selam ve DUA ile...

"şiir eğer seni alıp götürüyorsa viran ellere ve gelemiyorsan uzak diyarlardan geri o zaman anlamına ulaşmıştır" demişti hocamız.


"şiir 3-5 kalıba sığacak birşey değildir. O KADAR BASİT OLAMAZ, İNDİRGENEMEZ"

hocamızın sözlerine %100 katılıyorum. yani düz yazı demek de basite kaçmaktır zannımca.

ben katkılarınızdan dolayı çok teşekkür ederim mustafa abi.
 

kalbiminurlandır

Eposta Onaylanmamış Üyeler
Katılım
7 Tem 2008
Mesajlar
4,040
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
ben bir araştırayım nette abla. çok teşekkür ederim. olmaz bulamazsam eğer hocamızdan isterim :)
 

kalbiminurlandır

Eposta Onaylanmamış Üyeler
Katılım
7 Tem 2008
Mesajlar
4,040
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
abla şiiri buldum sadece. kitabın da nette olmasını bekleyemem zaten :)



ÇİLE...

Gaiblerde bir ses geldi: Bu adam,
Gezdirsin boşluğu ense kökünde!
Ve uçtu tepemden birdenbire dam;
Gök devrildi, künde üstüne künde...

Pencereye koştum: Kızıl kıyamet!
Dediklerin çıktı, ihtiyar bacı!
Sonsuzluk, elinde bir mavi tülbent,
Ok çekti yukardan, üstüme avcı

Ateşten zehrini tattım bu okun,
Bir anda kül etti can elmasımı.
Sanki burnum, değdi burnuna (yok)un,
Kustum, öz ağzımdan kafatasımı

Bir bardak su gibi çalkalandı dünya;
Söndü istikamet, yıkıldı boşluk.
Al sana hakikat, al sana rüya!
İşte akıllılık, işte sarhoşluk!

Ensemin örsünde bir demir balyoz,
Kapandım yatağa son çare diye.
Bir kanlı şafakta, bana çil horoz,
Yepyeni bir dünya etti hediye

Bu nasıl bir dünya, hikayesi zor;
Makâni bir satıh, zamanı vehim.
Bütün bir kainat muşamba dekor,
Bütün bir insanlık yalana teslim.

Nesin sen, hakikat olsan da çekil!
Yetiş körlük, yetiş, takma gözde cam!
Otursun yerine bende her şekil;
Vatanım, sevgilim, dostum ve hocam!

Aylarca gezindim, yıkık ve şaşkın,
Benliğim bir kazan ve aklım kepçe,
Deliler köyünden bir menzil aşkın,
Her fikir içimde bir çift kelepçe.

Niçin küçülüyor eşya uzakta?
Gözsüz görüyorum rüyada, nasıl?
Zamanın raksı ne bir yuvarlakta?
Sonum varmış, onu ögrensem asıl?

Bir fikir ki sıcak yarad kezzap,
Bir fikir ki, beyin zarında sülük.
Selam sana haşmetli azap;
Yandıkça gelişen tılsımlı kütük.

Yalvardım: Gösterin bilmeceme yol!
Ey yedinci gök, esrarını aç!
Annemin duası, düş de perde ol!
Bir asâ kes bana, ihtiyar ağaç!

Uyku, katillerin bile çeşmesi;
Yorgan, Allahsıza kadar sığınak.
Teselli pınarı, sabır memesi;
Size şerbet, bana kum dolu çanak.

Bu mu, rüyalarda içtiğim cinnet,
Sırrını ararken patlayan gülle?
Yeşil asmalarda depreniş, şehvet;
Karınca sarayı, kupkuru kelle...

Akrep nokta nokta ruhumu sokmus,
Mevsimden mevsime girdim böylece.
Gördüm ki, ateşte, cımbızda yokmuş,
Fikir çilesinden büyük işkence.

Evet, her şey bende bir gizli düğüm;
Ne ölüm terleri döktüm, nelerden!
Dibi yok göklerden yeter ürktüğüm,
Yetişir çektiğim mesafelerden!

Ufuk bir tilkidir, kaçak ve kurnaz;
Yollar bir yumaktır, uzun ve dolaşık.
Her gece rüyamı yazan sihirbaz,
Tutuyor önümde bir mavi ışık.

Büyücü, büyücü ne bana hıncın?
Bu kükürtlü duman, nedir inimde?
Camdan keskin, kıldan ince kılıcın,
Bir zehir kıymak gibi, beynimde.

Lugat, bir isim ver bana halimden;
Herkesin bildiği dilden bir isim!
Eski esvaplarım, tutun elimden;
Aynalar söyleyin bana, ben kimim?

Söyleyin, söyleyin, ben miyim yoksa,
Arzı boynuzunda taşıyan öküz?
Belâ mimarının seçtiği arsa;
Hayattan mühacir; eşyadan öksüz?

Ben ki, toz kanatıi bir kelebeğim,
Minicik gövdeme yüklü Kafdağı,
Bir zerrecigim ki, Arş'a gebeyim,
Dev sancılarımın budur kaynağı!

Ne yalanlarda var, ne hakikatta,
Gözümü yumdukça gördüğüm nakış.
Boşuna gezmişim, yok tabiatta,
İçimdeki kadar iniş ve çıkış.

Gece bir hendeğe düşercesine,
Birden kucağına düştüm gerçeğin.
Sanki erdim çetin bilmecesine,
Hem geçmis zamanın, hem geleceğin.

Açıl susam, açıl! Açıldı kapı;
Atlas sedirinde mavera dede.
Yandı sırça saray, ilahi yapı,
Binbir avizeyle uçsuz maddede.

Atomlarda cümbüş, donanma, şenlik;
Ve çevre çevre nur, çevre çevre nur.
Içiçe mimari, içiçe benlik;
Bildim seni ey Rab, bilinmez bilinmez meşhur!

Nizam köpürüyor, med vakti deniz;
Nizam köpürüyor, ta çenemde su.
Suda bir gizli yol, pırılıtılı iz;
Suda ezel fikri, ebed duygusu.

Kaçır beni ahenk, al beni birlik;
Artık barınamam gölge varlıkta.
Ver cüceye, onun olsun şairlik,
Şimdi gözüm, büyük sanatkarlıkta.

Öteler öteler, gayemin malı;
Mesafe ekinim, zaman madenim.
Gökte saman yolu benim olmalı;
Dipsizlik gölünde, inciler benim.

Diz çök ey zorlu nefs, önümde diz çök!
Heybem hayat dolu, deste ve yumak.
Sen, bütün dalların birleştiği kök;
Biricik meselem, Sonsuza varmak...

NECİP FAZIL KISAKÜREK
 

gülsengül

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
27 Eyl 2008
Mesajlar
5,816
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
Selamünaleyküm canım kardeşim
Çok güzel bir konu emeğine sağlık. Bende severim şiirleri..

Şiir hayatın,düşüncelerin özetidir.
şiir yaşamdır.
Şiir, hayatı duygularla ve kelimelerle anlatma sanatıdır.
şiir; hisettiğini kelimelerle anlatmaktır.
şiir öyle bir şey ki;tarif edilemez okunur ve yaşanır bence.

Allaha emnaet ol kardeşim
selam ve dua ile...
 

kalbiminurlandır

Eposta Onaylanmamış Üyeler
Katılım
7 Tem 2008
Mesajlar
4,040
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
vealeykumselam ablacım . yüreğine sağlık çok teşekkür ederim.

yürekte yaşadıklarımızı kelimelerle anlatmaya çalışıp tam olarak anlatamamaktır belki de

selametle kal. çok sağol
 

ferahhfeza

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
10,922
Tepki puanı
8
Puanları
0
Yaş
46
Web Sitesi
ferahhfeza.blogcu.com
abla şiiri buldum sadece. kitabın da nette olmasını bekleyemem zaten :)



ÇİLE...

Gaiblerde bir ses geldi: Bu adam,
Gezdirsin boşluğu ense kökünde!
Ve uçtu tepemden birdenbire dam;
Gök devrildi, künde üstüne künde...

Pencereye koştum: Kızıl kıyamet!
Dediklerin çıktı, ihtiyar bacı!
Sonsuzluk, elinde bir mavi tülbent,
Ok çekti yukardan, üstüme avcı

Ateşten zehrini tattım bu okun,
Bir anda kül etti can elmasımı.
Sanki burnum, değdi burnuna (yok)un,
Kustum, öz ağzımdan kafatasımı

Bir bardak su gibi çalkalandı dünya;
Söndü istikamet, yıkıldı boşluk.
Al sana hakikat, al sana rüya!
İşte akıllılık, işte sarhoşluk!

Ensemin örsünde bir demir balyoz,
Kapandım yatağa son çare diye.
Bir kanlı şafakta, bana çil horoz,
Yepyeni bir dünya etti hediye

Bu nasıl bir dünya, hikayesi zor;
Makâni bir satıh, zamanı vehim.
Bütün bir kainat muşamba dekor,
Bütün bir insanlık yalana teslim.

Nesin sen, hakikat olsan da çekil!
Yetiş körlük, yetiş, takma gözde cam!
Otursun yerine bende her şekil;
Vatanım, sevgilim, dostum ve hocam!

Aylarca gezindim, yıkık ve şaşkın,
Benliğim bir kazan ve aklım kepçe,
Deliler köyünden bir menzil aşkın,
Her fikir içimde bir çift kelepçe.

Niçin küçülüyor eşya uzakta?
Gözsüz görüyorum rüyada, nasıl?
Zamanın raksı ne bir yuvarlakta?
Sonum varmış, onu ögrensem asıl?

Bir fikir ki sıcak yarad kezzap,
Bir fikir ki, beyin zarında sülük.
Selam sana haşmetli azap;
Yandıkça gelişen tılsımlı kütük.

Yalvardım: Gösterin bilmeceme yol!
Ey yedinci gök, esrarını aç!
Annemin duası, düş de perde ol!
Bir asâ kes bana, ihtiyar ağaç!

Uyku, katillerin bile çeşmesi;
Yorgan, Allahsıza kadar sığınak.
Teselli pınarı, sabır memesi;
Size şerbet, bana kum dolu çanak.

Bu mu, rüyalarda içtiğim cinnet,
Sırrını ararken patlayan gülle?
Yeşil asmalarda depreniş, şehvet;
Karınca sarayı, kupkuru kelle...

Akrep nokta nokta ruhumu sokmus,
Mevsimden mevsime girdim böylece.
Gördüm ki, ateşte, cımbızda yokmuş,
Fikir çilesinden büyük işkence.

Evet, her şey bende bir gizli düğüm;
Ne ölüm terleri döktüm, nelerden!
Dibi yok göklerden yeter ürktüğüm,
Yetişir çektiğim mesafelerden!

Ufuk bir tilkidir, kaçak ve kurnaz;
Yollar bir yumaktır, uzun ve dolaşık.
Her gece rüyamı yazan sihirbaz,
Tutuyor önümde bir mavi ışık.

Büyücü, büyücü ne bana hıncın?
Bu kükürtlü duman, nedir inimde?
Camdan keskin, kıldan ince kılıcın,
Bir zehir kıymak gibi, beynimde.

Lugat, bir isim ver bana halimden;
Herkesin bildiği dilden bir isim!
Eski esvaplarım, tutun elimden;
Aynalar söyleyin bana, ben kimim?

Söyleyin, söyleyin, ben miyim yoksa,
Arzı boynuzunda taşıyan öküz?
Belâ mimarının seçtiği arsa;
Hayattan mühacir; eşyadan öksüz?

Ben ki, toz kanatıi bir kelebeğim,
Minicik gövdeme yüklü Kafdağı,
Bir zerrecigim ki, Arş'a gebeyim,
Dev sancılarımın budur kaynağı!

Ne yalanlarda var, ne hakikatta,
Gözümü yumdukça gördüğüm nakış.
Boşuna gezmişim, yok tabiatta,
İçimdeki kadar iniş ve çıkış.

Gece bir hendeğe düşercesine,
Birden kucağına düştüm gerçeğin.
Sanki erdim çetin bilmecesine,
Hem geçmis zamanın, hem geleceğin.

Açıl susam, açıl! Açıldı kapı;
Atlas sedirinde mavera dede.
Yandı sırça saray, ilahi yapı,
Binbir avizeyle uçsuz maddede.

Atomlarda cümbüş, donanma, şenlik;
Ve çevre çevre nur, çevre çevre nur.
Içiçe mimari, içiçe benlik;
Bildim seni ey Rab, bilinmez bilinmez meşhur!

Nizam köpürüyor, med vakti deniz;
Nizam köpürüyor, ta çenemde su.
Suda bir gizli yol, pırılıtılı iz;
Suda ezel fikri, ebed duygusu.

Kaçır beni ahenk, al beni birlik;
Artık barınamam gölge varlıkta.
Ver cüceye, onun olsun şairlik,
Şimdi gözüm, büyük sanatkarlıkta.

Öteler öteler, gayemin malı;
Mesafe ekinim, zaman madenim.
Gökte saman yolu benim olmalı;
Dipsizlik gölünde, inciler benim.

Diz çök ey zorlu nefs, önümde diz çök!
Heybem hayat dolu, deste ve yumak.
Sen, bütün dalların birleştiği kök;
Biricik meselem, Sonsuza varmak...

NECİP FAZIL KISAKÜREK


:) Güzel kardeşim ÇİLE üstadın şiir kitabı kast ettigim bu çile değildi benim .. e-kitap olarak indirebilirsin ..
fazla becerikli degilim bu konularda . ama bakıyorum bir yerde buldum hata oluştu indiremedim . :)
 

kalbiminurlandır

Eposta Onaylanmamış Üyeler
Katılım
7 Tem 2008
Mesajlar
4,040
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
sanırım aynı yerden ındırmeye calıstık bende buldum ama olmadı. neyse abla. ben hocamızdan ısterım. hocamızın okumadıgı kitap kalmamıştır sanırım. hep söyler çok okudum dıye. şimdi çıkıyorum ; derse yetısecegım :)
 

ferahhfeza

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
18 Ağu 2007
Mesajlar
10,922
Tepki puanı
8
Puanları
0
Yaş
46
Web Sitesi
ferahhfeza.blogcu.com
Bir araba kırmızı ışıkta geçti dediğimiz zaman, bu nesir olur. Şiir ise şudur: Kırmızı ışıkta geçen gemiler...

ibrahim tenekeci ;)
 

mürmüdük

Kayıtlı Kullanıcı
Katılım
7 Tem 2009
Mesajlar
6,952
Tepki puanı
1
Puanları
0
Yaş
53
Web Sitesi
anadoluhaber.blogcu.com
Esselamu Aleyküm ferahfeza ve kalbiminurlandır gönüldaşlar,
NECİP FAZIL ÜSTADIN POETİKASINDAN BİR BÖLÜM...
Poetika’nın Şiir başlığını taşıyan ikinci bölümünde Necip Fazıl, şiiri mutlak hakikat olan Allah’ı arama çabası olarak gördüğünü belirtir:
“Şiir nedir suali çok eski ve pek çetin... Bu sual, insanoğluna, (Aristo)dan bugüne kadar duman kıvrımlarındaki muadelenin tesbiti kadar zor göründü. Bu yüzden gayet âdi laflar ettiler. (Aristo)dan (Pol Valeri)ye kadar bütün poetik fikirciler, ya sahilsiz bir tecrit denizinde boyuna açıldılar; yahut aşağının bayağısı birtakım kaba tekerlemelere düştüler. Hepsi bu kadar... Ve şiirin ne olduğu, her büyük mefhum gibi meçhûl kaldı.
[FONT=Georgia, Arial, Helvetica, sans-serif] İlk poetika fikircisi (Aristo)ya göre, şiir, eşya ve hâdiseleri taklitten ibarettir. Sonunculara göre ise (Valeri vesaire) kaba bir his âleti olmak yerine, girift bir idrâk cihazı... Baştakilere göre şiir, en basit ve umumî temayül içinde zaptedilmek istenirken, sonunculara göre, hususî kalıplar içinde fikrin tahassüs edâsına bürünmesi şeklinde tarif edilmek isteniyor. Bu tariflerin başında ve sonunda, şiiri merkezleştiren haysiyetli bir muhit ile şiir muhitini kuran ulvî merkezden bir eser yoktur. [/FONT]
[FONT=Georgia, Arial, Helvetica, sans-serif] Bizce şiir, mutlak hakikati arama işidir. Eşya ve hâdiselerin, bütün mantık yasaklarına rağmen en mahrem, en mahçup, en nazik ve en hassas nahiyesini tutarak ve nisbetlerini bularak mutlak hakikati arama işi...” (a.g.e., s. 472-473.)[/FONT]
[FONT=Georgia, Arial, Helvetica, sans-serif]
necip-fazil-kisakurek.jpg
[/FONT]
 

kalbiminurlandır

Eposta Onaylanmamış Üyeler
Katılım
7 Tem 2008
Mesajlar
4,040
Tepki puanı
0
Puanları
0
Yaş
34
vealeykumselam abi.

sağolasın sondakiler şiiri kalıba sığdırmaya çalışıyorlar ama şiir dediğin götürdüğü zaman getirmeyendir fikrimce.

alıp götürmeli seni en uzak diyarlara.

ve dönememelisin o diyarlardan.

baştakilerin düşüncesindeyim.

çok teşekkürler.

peki abi nedir sence şiir? nedir senin bu konudaki fikrin?
 

Bu konuyu görüntüleyen kişiler

Üst Alt